Eğitim-Sen Genel başkanı Prof.Dr. Necla Kurul, 1 Mayıs İşçinin ve Emekçinin bayramı kapsamında görevli olarak geldiği Samsun’da STK’ları, sendikaları, yerel ve ulusal basın ofislerini ziyaret ederek, 1 Mayıs bayramına davet etti.
MEHMET REBİİ ÖZDEMİR
1 Mayıs işçinin ve emekçinin bayramına kadar Samsun’da görevli olan Eğitim-sen Genel Başkanı Prof.Dr. Kurul, Eğitim-Sen Samsun şube başkanlığında gündemi ve deprem bölgesindeki eğitim öğretim konusunda açıklamalarda bulundu.
KAMU EMEKÇİLERİ OLARAK ÇALIŞMALARIMIZI YAYGINLAŞTIRIYORUZ!
Prof.Dr. Necla Kurul, açıklamasında şunları söyledi.
“Bugün Samsun’dayız. Samsun’un Çiftlik caddesi dolaşırken, Samsun’da arkadaşlarımızla karşılaşmanın aynı günün içinde birkaç kez yağmur damlalarına maruz kalmak ve arkasından açık ve güzel havayla karşılaşmanın keyfini yaşadık. Kamu Emekçileri Konfederasyonumuz (KESK’in) yaptığı planlamalar çerçevesinde 1 Mayıs çalışması yapmak üzere Samsun’dayız. Türkiye’nin çok farklı kentlerin de özellikle büyük metropol kentlerinde 1 Mayıs çalışmalarını hem konfederasyonumuz, KESK hem de Eğitim-Sen, Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası olarak sürdürüyoruz çalışmalarımızı yaygınlaştırmaya çalışıyoruz. 1 Mayıs’ın önemi çok büyük, gerçekten Samsun özelinde de emek mücadelesine verdiği katkı zemininde de Samsun özelinde de son derece önemli bir çalışma. Biliyorsunuz Pazartesi 1 Mayıs öylesine bir gün değil.”
1 MAYIS ÖYLESİNE BİR GÜN DEĞİL, BİR BAYRAM BİZİM İÇİN!
1 Mayıs işçinin emekçinin bayramı için Samsun’daki çalışmalarını sürdüren Prof.Dr. Kurul; “Bugün içerisinde tüm dünyadaki emekçi ve ezilen sınıfların, bir araya gelip yan yana olup, alanlarda sokaklarda, özellikle emeğinden başka satacak bir şeyi olmayan, emekçilerin sesiyle sözü oldukları, bir gün 1 Mayıs öylesine bir gün değil, bir bayram bizim için. Bu beraberliğin taçlandırıldığı bir bayram, birliğimizin bir bayramı, emekçiler birbirini anlarlar, birbirlerinin sorunlarını birbirlerine anlatırlar, çözmek için mücadele yürütürler. Bir dayanışma günü emekçiler farklı mesleklerden gelen emekçilerin, birbiriyle dayanıştığı bir gün, bunu nereden düşündüğü bunun yollarını aradığı bir gün ve tabii ortak mücadele günü. Atalarımız hep şunu söyler. ‘Ağlamayana meme yok’ yani sorunlarımız varsa, bu sorunları açık bir şekilde, ifade etmek durumundayız, birbirimizi anlamak açısından. Oysa 1 Mayıs’ın başka bir önemi daha var. 1 Mayıs’ta alanlara çıktığımızda, 5 bin oluyorsak, 10 bin, 10 oluyorsak geçmişte 15 bin 50 bin olabilmeliyiz. Neden dediğimizde, konjonktürel olarak, önümüzde bir 14 Mayıs seçimleri var. İçinde yaşadığımız ülkenin hâkli hazır durumundan hoşnut muyuz? Hoşnut değilsek değişimin önünü aralayacak, bir çalışma içerisinde bulunmamız lazım. Ne tür bir çalışma bu? Emekçilerin ekonomik, demokratik haklarından yana bir çalışma. Emekçilerin aynı zamanda demokratik haklarından yana, onların ifade özgürlüğünden yana, onların örgütlenme sendika ve özgürlükler açısından önemli bir hafta olması nedeniyle 1 Mayıs’ın çok büyük bir önemi var. Oysa alanlarda ne kadar güçlü bir ses, verebilirsek o denli siyasal iktidara, muhalefet partilerine, Türkiye kamuoyuna derdimizi anlatmış oluruz” şeklinde açıklamalarda bulundu.
1 MAYIS’TA EVİN BEKLEYEN İŞLERİNİ YAPMAMALIYIZ!
Eğitim-Sen genel başkanı Prof.Dr. Necla Kurul açıklamasının devamında şunları söyledi. “Kamu emekçilerinin çok sorunu var. Ama Eğitim emekçilerinin de çok sorunu var. Çok ciddi sorunları var. Biliyorsunuz hata enflasyon tüm yurttaşlarımızı etkilediği gibi eğitim emekçilerini çok derinden etkiliyor. Enflasyon karşısında her gün ve her gün eriyen ücretlerle karşı karşıyayız. Baskılanıyor eğitim alanı, bir konuşma alanıyken, öğretmenlerimizin susmaları ve sessiz kalmaları, isteniyor. Onların, muhalif özgür sesi olan, Eğitim-Sen ciddi baskılarla karşı karşıya kalıyor örgütlenme açısından, oysa mücadeleyi hep beraber, büyütmek durumundayız. Pazartesi günü evde kalıp, hiçbir şey yapmayayıp evde dinlenilelim dememek zorundayız. Evin bekleyen işlerini yapmamalıyız o gün. O gün gündelik hayatın rutinini kırıp Samsun’da ki, meydanımızda bir araya gelmeliyiz. 10 binler olarak bir araya gelmeliyiz ki yaşadığımız güçlükleri, çözebilecek bir iktidar, çözebilecek bir dönüşüm, 14 Mayıs sonrasında olabilsin.”
3 MİLYON 200 BİN ÖĞRENCİMİZ CİDDİ EĞİTİM BEKLİYOR!
Deprem bölgesini gidip gördüklerine dayanarak Prof.Dr. Kurul; “Tabi deprem yaşadığımız 11 ilde yaşadığımız, deprem bugün 1 Mayıs’ı gölgeliyor. Gerçekten çok ağır bir travmayla karşı karşıya kaldık. Kentlerimizin ne denli çürük olduğunu, yapılaşmanın ne denli kötü olduğunu, doğada tahribatın ne denli büyük olduğunu, gördük. Oysa kent farkı bağlamında Samsun’a sahip çıkmak, içinde yaşayabileceğimiz, şairane bir Samsun, inşa etmek içinde aynı zaman da alanlarda olmak durumundayız. Bugün özellikle depremin olduğu illerde, 3 milyon 200 bin öğrencimiz, ciddi bir eğitim bekliyor. Çok sorunlar var. Bölgeyi gezdiğim için sizlere bunu rahatlıkla ifade edebiliyorum. Buralarda kamu emekçileri var. Doğru dürüst barınma koşulları olmayan. Eğitim emekçileri var. Gerçekten eğitim hakkının ve çalışma hakkının asgari koşullara sahip olmayan. Eğitim sisteminin o kadar çok sorunu var ki, bu genelde kamu yönetiminde çok ciddi sorunlar var. Bu yüzden biz alanlarda, güvenceli iş güvenceli demek durumundayız. Bu dönemin şiarı da şu, 1 Mayıs’a giderken, Emek Bizim, Gelecek Bizim ve o geleceği hep birlikte alanlarda söylediğimiz sözle ve 14 Mayıs’ta vereceğimiz değişim konusunda oyla ancak sağlayabiliriz” dedi.