SAMÇEP (Samsun Çevre Platformu) dönem sözcüsü EMO Samsun şube başkanı Adnan Korkmaz; “Derebahçe mahallemizde halka rağmen hiçbir yatırım yapılamaz” dedi.
MEHMET REBİİ ÖZDEMİR
Samsun’un İlkadım ilçesi Derebahçe mahallesinde SAMÇEP (Samsun Çevre Platformu) ile Samsun İlkadım ilçesi CHP belediye başkan adayı İnşaat Mühendisi Murat Şenel’in, yanı sıra çevrede bulunan sakinlerinde katılımıyla, Derebahçe mahallesi Halim Batur spor tesislerinin bitişiği mert ırmağına sıfır noktasında beton üretim santralı inşaatı yapımının sürdürülmesine tepkilerini dile getiren açıklamalarda bulunuldu.
Konuyla ilgili olarak söz alan SAMÇEP sözcüsü Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) Samsun şube başkanı Adnan Korkmaz, şunları söyledi.
“Geçtiğimiz cumartesi günü buradan birkaç arkadaş bizi aradı. Böyle bir yatırım olduğunu söylediler. Bizim bir bilgimiz yoktu. Pazartesi günü DSİ bu bölgedeki birtakım yatırımlar için ihtiyaç duyduğu betonu, kullanım için ihtiyaç duyduğu betonu burada üreterek karşılayacak. Tabi doğaya, insana, çevreye zararlı bir yatırım. Bununla ilgili olarak burada toplandık. Tepkimizi dile getireceğiz. Gerekli resmi girişimleri de yapacağız. Teknik anlamda inşaat mühendisi Murat Şenel arkadaşımız, belediye başkan adayımız, oda teknik anlamda bize birtakım bilgiler verecek. Eğer biz vatandaş, halk hep birlikte olursak, maalesef bu yatırım buraya gelmeyecek, gelemez.”
SAMÇEP sözcüsü Adnan Korkmaz’ın konuşmasından sonra İnşaat Mühendisi CHP İlkadım ilçesi Belediye başkan adayı Murat Şenel’de, siyasi kimliğini bir yana bırakarak, yatırımla ilgili teknik düşüncelerini ve yapılmaması gerekenleri şu ifadelerle aktardı.
“Siyasetçi kimliğimi koyun bir tarafa, ben DSİ kökenli bir mühendisim. Benim açımdan yıllardır söylediğimiz her türlü resmi biliyorsunuz. 2012 senesinde 13-14 kişinin ölümüne sebep olmuş bir ırmaktan bahsediyoruz. Ladik’ten doldurulması, çok büyük bir yağış alanı var. Eski tarihlerde büyük taşkınlara sebep olmuş, DSİ’de birtakım önlemler almış. Ama bu önlemler alınırken özellikle ikaz ettiğimiz hususlar var. Mesela Kuzey Yıldızı TOKİ konutları köprüsü önünde bir TOKİ köprüsü var. Siz merdivenle aşağıya iniyorsunuz, dünyadaki bütün köprüleri yukarıya çıkarsınız, bizim buradaki köprü kanalizasyon bağlantısından dolayı, nehrin içerisine geliyor. Dolayısıyla her taşkında sele sebep oluyor. 2. Husus dikkat ederseniz futbol sahsıda Mert ırmağının suları taştığı zaman, etkisinde kalacak olan alandır. 3 tane hastane var, özel sektöre ait. Şimdi yeni yapılan TOKİ konutları var, bunların hepsi Mert ırmağına gelecek olası bir taşkının etki alanında kalacak. Tıpkı bizlerin evleri gibi. DSİ yıllar sonra özellikle denize çıkış ağzında hatırlarsınız, Demiryolu köprüsü var, karayolu köprüsü var, yaya köprüsü var, 6 tane köprü var. Buradaki köprü dahil, bu köprülerin hepsinin projeleri hata. Çok doğru bir projeksiyonla SASKİ planlamasının ihalesini yaptı, DSİ’de onaylamasını gerçekleştirdi ve yatırım programına girdi. İş SASKİ’nin ama işi yapacak olan, DSİ. Bulunduğumuz yerde de DSİ’nin şantiye tesisleri kuruldu. Ancak SAMÇEP sözcümüzle görüştüğümüzde, santralin, firmanın beton santralini buraya taşıyacağı, beton üretimin burada yapacağı bilgi aldık. Ama bunun yapılabilmesi için kesinlikle bir ÇED raporu veya proje tanıtım dosyasının devlete sunulmuş olması lazım. Öyle bir veri yok elimizde. Ben bölge müdürüyle de görüştüm, bölge müdürü de müdahil olacağını söyledi. Daha kötü bir şeye dikkatinizi çekeyim. Yapılan projeksiyon doğru, taşkını önleyecek daha güzel anlatım, 100. Yıl köprüsünden aşağıya beton duvarlar vardır, görmüşsünüzdür, DSİ’nin işte o duvarların kesitleri de yetmiyor. DSİ ne yapacak? O mevcut duvarların arkasına yeni duvar yapacak o yatağını genişliğini 80 metreye çıkartacaklar, şu anda 60 metre. Yani 10’ar metre daha genişletecek ki, buradan gelen akış denize rahatlıkla gitsin ve hiçbir yeri su basmasın. Yani dediğimi gibi proje doğru, çok geç kalınmış bir proje, yatırımı da yaklaşık, 2 Milyar lira, nakitte hazırlanmış, bizim için bir fırsat ama, yapılan uygulamalar yanlış. Şimdi şuraya bakalım, şu şantiye binalarının tam arkasında dağ gibi yığılmış bir malzeme var. Bir yatırım yapıyorsunuz, zorunluluk olsun diye, şehir hastanesini yukarıya yapıyorsunuz, şehir hastanesinin inşaatından çıkan, kazıdan çıkan malzemeyi dökeceğiniz yer belli değil. Müteahhit geliyor yakın diye nakliyeden kaçıyor, getirip buraya döküyor. Normalde duvarlar, betonarme duvarlar, değil, üstüne fazla yük geldiği zaman patlıyor. Dikkat ederseniz burada da 3-5 tane yerde, bu duvarlar yıkılmaya başladı. Yani bir kamu kurumu yatırım yapıyor, bir başka kurum geliyor, onun yaptığı yapıya zarar verecek, şeklinde bir uygulama yapıyor. Bu tamamen koordinasyonsuzluk, bekletilemez. Bunun riski daha büyük, şimdi şiddetli bir yağış, orada yatağa dökülecek, taşkına sebebiyet verecek. Halen malzeme yığmaya devam ediyorlar. Yani bu şehrin sahibi yok diyorum” dedi.