Samsun Marina Dayanışması, AKP’nin yönetimde olduğu Samsun Büyükşehir Belediyesi’nin Atakum’daki Kurupelit Marina’yı mahkeme kararlarına rağmen satışa çıkarmasını protesto etti.
MEHMET REBİİ ÖZDEMİR
Samsun Marina Dayanışması, AKP’nin yönetimde olduğu Samsun Büyükşehir Belediyesi’nin Atakum’daki Kurupelit Marina’yı mahkeme kararlarına rağmen satışa çıkarmasını protesto etti. Marina Dayanışması’ndan Nedim Ecevit, "Sırf Sayın Mustafa Demir istediği için bir avuç kişi parmak kaldırdı diye, halk izin vermezse ve birlikte bu istemini dile getirirse halkın malı satılamaz. Bu şehrin halka ait yerleri; parkları, bahçeleri, böyle oldubittilerle talan edilemez" dedi.
Samsun Marina Dayanışması üyeleri, dün Atakum ilçesindeki Kurupelit Marina’da toplanarak Samsun Büyükşehir Belediyesi’nin marina için aldığı satış kararına tepki gösterdi. Marina Dayanışması adına açıklama yapan Nedim Ecevit, "Samsun Büyükşehir Belediyesi ve başkanı hakkında bilimsel çevrelerce açılmış 50 civarı dava mahkemelerdedir. Halkın malı olan bu kamu alanının Katarlı müşterilere satılacağına dair haberler basında yer almaktadır. Katarlı müşterinin kim olduğu bile dillendirilmiştir. Kaldı ki kime satıldığının da önemi yoktur. Kamuya ait böylesine gözde bir alan, hiçbir şekilde satılmamalıdır" diye konuştu.
"BELEDİYENİN YAPMADIĞI O KADAR ÇOK ŞEY VAR Kİ"
Nedim Ecevit, şunları söyledi:
"Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Mustafa Demir, göreve geldiği günden beri, halkın rağbet ettiği, bulunmaktan keyif aldığı halka ait gözde alanları satarak, park ve bahçeleri betonlaştırmak suretiyle yanlış uygulamalar yaparak elden çıkarmakta veya tahrip etmektedir. Yaptığı şey, ‘ayağıma bir yer edeyim, gör sana neler edeyim’ zihniyetidir. Bunları yaparken mahkeme kararlarını hiçe saymakta, dayatmacı bir anlayışla yapılan haklı itirazlara da kulak asmamakta, şehrin bilimsel dinamikleri ile ve halkıyla sürekli inatlaşmaktadır. Hani Kurupelit Marina’nın temizliği ve dip taraması? Hani halka, bölge sakinlerine, esnafın ekmeğine saygı? Oysa bu şehir, Sayın Mustafa Demir’i üç dönem milletvekili yaptı, bakan yaptı, üstüne bir de belediye başkanı yaptı ama yetiremedi. 'Ben artık bu şehrin halkına hizmet etmeliyim' dedirtemedi. Bu şehri düşünen, Samsun için doğru kararların, projelerin gerçekleşmesini isteyen herkesi siyaset yapmakla suçlayan Sayın Demir, işine geldiği anda siyasetin daniskasını yapmaktadır. Mecliste parmak hesabı ile aldırmak istediği bir kararda ret oyu veren kişiye, kendisiyle aynı partinin mensubu olduğunu hatırlatarak, desteklemesi gerektiği yönünde telkinde bulunma despotluğunu daha yeni göstermiştir. Meclis üyesi, direnme yürekliliği ile kararı yanlış bulduğu için katılmayacağını söylemiştir. Sayın Demir’in zihniyetini takdirinize bırakıyorum. Büyükşehir Belediyesi’nin yapması gereken ama yapılmayanlar o kadar çok ki. Hani halkın kullanacağı parklar, hani çocuk parkları, yeşil alanlar? Hani bu şehirde yaşayanların hayatını kolaylaştıracak projeler? Hani Kurupelit Marina’nın temizliği ve dip taraması? Hani halka, bölge sakinlerine, esnafın ekmeğine saygı? Ekolojik çevre tüm dünyada kırmızı çizgi kabul edilmişken, dünyanın geleceği için ekolojik alanlar koruma altına alınmaya çalışılırken Sayın Demir, siz su samurlarının, ülkemizde nadir bulunan kuş çeşitlerinin, nesli tükenmekte olan kum zambaklarının sığındığı ekolojik havzayı yok etmek istiyorsunuz. Hani çevre bilinci, çevre duyarlılığı? Yapılmayan doğrular için haniler bitmez.
"HİÇBİR BİLİMSEL ÇALIŞMAYI DİNLEMİYOR"
Sayın Mustafa Demir’in yapması gereken ve yapmaması gereken daha pek çok şeyi sayabiliriz aslında. Yapması gerekenleri yapmadığı gibi, onun dönemindeki şehir yapılaşmasına aykırı ve yanlış uygulamalardan dolayı Samsun Büyükşehir Belediyesi ve başkanı hakkında bilimsel çevrelerce açılmış 50 civarı dava mahkemelerdedir. Halkın malı olan bu kamu alanının Katarlı müşterilere satılacağına dair haberler basında yer almaktadır. Katarlı müşterinin kim olduğu bile dillendirilmiştir. Kaldı ki kime satıldığının da önemi yoktur. Kamuya ait böylesine gözde bir alan, hiçbir şekilde satılmamalıdır. Bir kişi ya da grubun değil, halkın olmalıdır. Nihayetinde, böylesine yanlış bir anlayışla ranta ve imara açılacak bu bölgede yerleşmiş olan kültürel, sosyal ve ekolojik yapı darmadağın olacaktır. Samsun halkı, bölge esnafı ve sakinleri mağdur edilip hiçe sayılmış olacaktır. Bunca mağdur varken bu satışın kamu yararına olmadığı açıktır. Sayın Başkan’ın ısrarının yegâne nedeninin betona olan duygusal tutkusundan dolayı olduğu anlaşılmaktadır. Henüz yaşanan, 10 şehrimizi etkileyen, asrın felaketlerinden biri sayılabilecek ülkemizdeki depremin yaraları henüz sarılamamıştır. Yüreğimiz yanmış, canımız acıtmıştır. Ne kadar zaman geçerse geçsin ülkece burnumuzun direği hep sızlayacaktır.
"KİMİN MALINI KİME SATIYORSUNUZ"
Samsun’da yaşayanlar olarak bir süredir gördük ki eğer şehrin işbaşına gelen yöneticileri bilimsel çevreleri dinlemiyorsa, halka danışmıyorsa, yanlış kararlarında ısrarcı oluyorsa, vatandaşa dayatmacı bir şekilde davranıyorsa, şehir ve bölgede yaşayanların yaşam haklarına saygı duymuyorsa; esnafı, bölge sakinini mağdur etse de umursamıyorsa, hukuku tanımıyor, kanunları uygulamıyorsa, ekolojik çevreyi hiçe sayıyorsa o şehir tedrici olarak felakete doğru gidiyor demektir. Büyükşehir Belediye Meclis'inde bu satış için kabul oyu verenler ne için kabul oyu verdiklerinin farkındalar mı merak ediyoruz. Hal böyle olunca, yaşadığımız şehri koruyacak, nefes aldığı yerlere ve kendisine ait olana sahip çıkacak, yanlışa ‘dur’ diyebilecek tek merci kalıyor. Elbette bu merci, halktır. Sırf Sayın Mustafa Demir istediği için bir avuç kişi parmak kaldırdı diye, halk izin vermezse ve birlikte bu istemini dile getirirse halkın malı satılamaz. Bu şehrin halka ait yerleri; parkları, bahçeleri, böyle oldubittilerle talan edilemez."