SAMSUN TÜRK İŞ - DİSK - KESK - TMMOB – STO adına KESK dönem sözcüsü İsmail Yavuz, “Yoksulluğa, güvencesizliğe, sömürü ve baskılara karşı birliğimizi, mücadeleyi, umudu büyütmek için haydi 1 Mayıs’a” dedi.
MEHMET REBİİ ÖZDEMİR
SAMSUN TÜRK İŞ - DİSK - KESK - TMMOB – STO bileşenleri dün akşam saat 17.30’da Süleymaniye geçidinde bir araya gelerek 1 Mayıs’ta birlik olmak için basın açıklaması yaptılar.
İşçilerin kıdem tazminatını kaldırmak, haklarını yok saymak için yıllardan beri uğraştıklarını söyleyen SAMSUN TÜRK İŞ - DİSK - KESK - TMMOB – STO tertip komitesi adına KESK dönem sözcüsü İsmail Yavuz şunları söyledi.
“Sevgili emekçi halkımız, Ülkemizin emeği ile geçinen tüm kesimlerinin iyiyi, güzeli, umudu yaşatmaya ve büyütmeye ihtiyacı var. Çünkü ülkemizi yönetenler; Memleketi bir şirkete, emekçileri de o şirketin açlık sınırında çalıştırılan çağdaş kölesine çevirmek için yıllardır ellerinden geleni yapıyorlar. Rekor üstüne rekor kıran enflasyon ile soframızdaki ekmeği dilim dilim küçültüyorlar. Tüm çalışma yaşamını onlarca istihdam çeşidi ile parça parça edip, güvencesizleştiriyorlar. Her krizin, her felaketin faturası emekçilere yıkılıyor. İşçiden, emekçiden, fakirden, dar gelirliden çalıp zenginin kasasını dolduruyorlar. Ülkemizde çalışanların en az %50 sini asgari ücretle çalıştırıp, yoksulluğa ve açlığa mahkum ediyorlar. İşçilerin “kıdem tazminatını kaldırmak, haklarını yok saymak için yıllardan beri uğraşıyorlar. Taşeron çalışanları güvencesizliğe mahkum edip kadro vermemek için ellerinden geleni yapıyorlar. Rant için kentlerimizi, doğamızı betona boğup, doğal afetleri felakete çeviriyorlar. İnancımızdan dilimize, siyasi düşüncemizden cinsiyetimize, doğduğumuz yerden tuttuğumuz takıma kadar her alanda ayrıştırıp, bizi karşı karşıya getirmeye, bölmeye hatta düşmanlaştırmaya çalışıyorlar. Eleştireni, sorgulayanı, soru soranı, hak, hukuk, adalet isteyeni susturup, memlekette ne Anayasa ne de hak hukuk bırakıyorlar.”
ANCAK BU BÖYLE GİTMEZ! YEPYENİ BİR GÜN DOĞUYOR!
SAMSUN TÜRK İŞ - DİSK - KESK - TMMOB – STO adına konuşmasını sürdüren İsmail Yavuz: “Bu düzenin bize tek vaadi daha fazla yoksulluk, daha faza sefalet, daha fazla baskıdır. Ancak bu böyle gitmez! İnsan, emek ve doğa düşmanı bu düzene ARTIK YETER demenin vakti çoktan geldi ve geçiyor. Her şeye rağmen gelecek güzel günlere olan umudumuzu kaybetmedik, kaybetmeyeceğiz. Çünkü tüm baskılara, olumsuz koşullara rağmen ülkemizin neresinde olursa olsun emeğin, emekçilerin sürdürdüğü mücadele üzerimize çöken karabulutları dağıtıyor. 31 Mart seçimlerine düşmanlaştırmaya, kutuplaştırmaya karşı barış ve kardeşlik, ranta ve soyguna karşı, işçisinden, kamu emekçisine, emeklisinden asgari ücretlisine, kadınından gencine milyonlar kendilerini yok sayanlara biz buradayız dedi.
BİR DÜNYA VE ÜLKE İÇİN BİRLEŞME ZAMANI!
KESK dönem sözcüsü İsmail Yavuz, basın açıklamasının bu bölümünde şöyle dedi.
“Şimdi, mücadeleyi, dayanışmayı ve umudu büyütme zamanı. Emeğin sesini daha da yükseltme zamanı. Şimdi:
%1’in değil %99’un mutlu yaşadığı,
Emeğin sömürülmediği,
Herkesin güvenceli, insanca çalıştığı bir işinin ve gelirinin olduğu, ekonomik krizlerin, salgınların faturasının emekçilere yıkılmadığı,
Vergide adalet için az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alındığı,
Temel tüketim maddelerinde dolaylı vergilerin sıfıra indirildiği,
Ücret gelirlerinden alınan gelir vergisinin yoksulluk sınırına kadar olan gelirler için %10’da sabitlendiği,
İşçilerin “kıdem tazminatı” hakkını güçlendirmenin esas alındığı, taşeron sisteminin kaldırılarak işçilerin kadroya alındığı bir çalışma yaşamı için,
Torpilin, kayırmanın kapısını sonuna kadar açan mülakat sisteminin kaldırıldığı, liyakat ve kariyerin esas alındığı,
Sendikal hak arama yollarının önünün açıldığı, grevlerin yasaklanmadığı,
Evrensel sendikal normlara uygun, grevli toplu sözleşme hakkımızı teminat altına alan, demokratik bir sendika yasasının hayata geçirilmesini,
Haksız ve hukuksuz bir şekilde ihraç edilen KHK’lıların işine geri döndüğü,
Kimsenin kimliğinden, inancından, cinsiyetinden dolayı ikinci sınıf yurttaş muamelesi görmediği, eşit yurttaşlığın, barış ve kardeşliğin hakim olduğu
Düşünmenin, düşünceyi ifade etmenin cezalandırılmadığı,
Emeklilerin insanca yaşayabileceği bir gelir seviyesine kavuştuğu,
Kadınlara yönelik cinayet, şiddet, taciz ve tecavüzün son bulduğu, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin ortadan kaldırıldığı,
İstanbul Sözleşmesinin feshinin iptal edildiği, 190 sayılı ILO sözleşmesinin imzalandığı,
Çocuklarımızın okula aç gitmediği, MESEM projesi adı altında çocuk işçi haline getirilmediği, ÇEDES projesiyle laik ve bilimsel eğitiminden mahrum bırakılmadığı,
Yoksulluğa, hayat pahalılığına, vergi adaletsizliğine, sendikasızlaştırmaya, taşeronlaştırmaya, güvencesiz istihdama, kayıt dışı çalıştırmaya, kadınların toplumsal hayatta yok sayılmadığı
Gündüzlerinde Sömürülmeyen, Gecelerinde Aç Yatılmayan,
Emeğin, Eşitliğin, Özgürlüğün, Demokrasinin, Barışın, Laikliğin Hâkim Olduğu
Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs’ı emeğin, halkın gerçek bayramına çevirmeye, İnsanca Bir Yaşam, Güvenceli İş-Güvenli Gelecek, Demokratik Bir Ülke İçin İşyerlerinde, alanlarda, meydanlarda yan yana gelmeye, omuz omuza vermeye çağırıyoruz.”