Tarih: 28.07.2025 18:40

KESK'ten Toplu Sözleşme Tepkisi: “Hukuk ve Emek Yok Sayılıyor”

Facebook Twitter Linked-in

Haber: Mehmet Rebii Özdemir

(SAMSUN)- Platform Sözcüsü Özcan Çelik, 4688 sayılı yasaya aykırı şekilde görüşmelerin erken başlatıldığını belirterek, "Bu durum kamu emekçilerine yönelik saygısızlığın açık göstergesidir" dedi.

KESK Samsun Şubeler Platformu, kamu emekçilerini ve emeklilerini ilgilendiren toplu sözleşme sürecinde yaşanan hukuksuzluklara ve hükümetin tutumuna karşı CHP'li Samsun Milletvekili Murat Çan'ında katılımıyla basın açıklaması yaptı. Platform adına konuşan Sözcü Özcan Çelik şu ifadeleri kullandı.

"KESK Samsun Şubeler Platformu olarak, bugün burada, 4 milyon kamu emekçisi ile 2,5 milyon kamu emekçisi emeklisini doğrudan ilgilendiren toplu sözleşme sürecine dair önemli bir aşamada sesimizi duyurmak için bir aradayız. Bu süreç, yalnızca bir maaş pazarlığı değil, aynı zamanda emekçilerin hakları, onuru ve geleceği için verilen mücadelenin kritik bir parçasıdır. Ne yazık ki, yıllardır süregelen hukuksuzluklar, keyfi uygulamalar ve kamu emekçilerinin taleplerini yok sayan bir iktidar anlayışı ile karşı karşıyayız. 4688 sayılı Kamu Görevlileri ve Toplu Sözleşme Kanunu, toplu sözleşme görüşmelerinin Ağustos ayının ilk iş gününde başlamasını açıkça hükme bağlamıştır. Ancak bu yıl, hükümet, yasanın bu açık emrine rağmen görüşmeleri 4 gün erken başlatarak bir kez daha hukuku hiçe saymıştır. Hükümet, bu hukuksuz adımı "Bakanımızın yurt dışı programı" gibi geçiştirici ve kabul edilemez bir gerekçeyle savunmaya çalışmıştır. Oysa asıl mesele, iktidarın kamu emekçilerinin haklarına ve yasal süreçlere duyduğu saygısızlıktır."

Yoksulluk sınırı 85 bin lira, maaşlar 43 bin lira kaldı!

Hükümetin, görüşme masasında tek taraflı bir irade ile hareket ettiğini belirten Çelik;

 "Kendi koyduğu yasaları bile çiğneyen bir yönetimden, emekçilerin taleplerine kulak vermesini beklemek mümkün değildir.Bu hukuksuzluk, toplu sözleşme süreçlerinin yıllardır nasıl bir adaletsizlik içinde yürütüldüğünün yalnızca bir örneğidir. Görüşme masasında kimlerin yer alacağı, hangi konuların tartışılacağı ve nihayetinde hangi kararların alınacağı tamamen hükümetin tek taraflı iradesine bırakılmıştır. Uzlaşmazlık durumlarında ise hükümetin kontrolündeki Hakem Kurulu devreye girerek, kamu emekçilerinin aleyhine sonuçlar üretmektedir. Bu sistem, emekçileri yoksulluğa, güvencesizliğe ve sömürüye mahkûm eden bir döngü yaratmıştır. Hükümetin bu tutumu, kamu emekçilerinin alın terine ve emeğine karşı bir saygısızlık olduğu kadar, toplumun genel refahına da bir tehdittir. KESK olarak, kamu emekçilerinin insanca yaşayabileceği bir ücret, güvenceli istihdam, adil bir çalışma yaşamı ve halktan yana, nitelikli bir kamu hizmeti taleplerini yıllardır kararlılıkla savunuyoruz. Bu talepler, yalnızca kamu emekçilerinin değil, hizmet sunduğumuz tüm halkın yaşam kalitesini yükseltmeyi amaçlamaktadır.Kamu emekçilerinin maaşları, yıllardır enflasyonun altında ezilmekte, alım gücü her geçen gün erimektedir. Haziran 2025 itibarıyla yoksulluk sınırı 85.000 TL'ye ulaşmışken, en düşük kamu emekçisi maaşı 43.690 TL'de kalmaktadır. Bu tablo, emekçilerin geçim mücadelesinde ne kadar zorlandığının açık bir göstergesidir. Talebimiz nettir: Ekonomik büyümeden emekçilerin de pay almasını sağlayacak gerçek bir refah payı istiyoruz. Bu pay, ülkenin büyüme oranına endekslenerek adil bir şekilde belirlenmelidir" dedi.

Kadın emekçilere yönelik çağrımız, İstanbul Sözleşmesi geri getirilmeli

İstanbul Sözleşmesi'nin feshi kararı iptal edilmeli, ILO'nun 190 sayılı Şiddet ve Taciz Sözleşmesi onaylanarak uygulanmalıdır. Ebeveyn hakları genişletilmeli, doğum izni süreleri hem anneler hem babalar için iyileştirilmelidir diyen Özcan Çelik, şu ifadelerle konuşmasına devam etti.

"Bunun yanı sıra, gelir vergisi adaletsizliğine son verilmelidir. Düşük gelirli kamu emekçileri üzerindeki vergi yükü azaltılmalıdır. Vergiler adil bir şekilde topluma yayılmalı zengin ile fakirin vergi yükü aynı olmamalıdır. Kamu istihdamında güvencesizlik her geçen gün artmaktadır. Sözleşmeli, taşeron, vekil gibi istihdam biçimleri, emekçileri belirsizliğe ve sömürüye mahkum etmektedir. Talebimiz, tüm kamu emekçilerinin güvenceli ve kadrolu olarak istihdam edilmesidir. Performans sistemi ve esnek çalışma gibi uygulamalar, kamu hizmetlerinin niteliğini düşürmekte, emekçileri birbirine rakip hale getirmektedir. Bu tür neoliberal politikalar derhal terk edilmelidir. Ayrıca, OHAL döneminde KHK'larla haksız yere işinden edilen on binlerce kamu emekçisi görevlerine iade edilmelidir. Bu, adaletin ve hukukun bir gereğidir. Kamu işyerlerinde işe alımlar ve terfiler, liyakat yerine sadakat üzerinden şekillenmektedir. Mülakat sistemi kaldırılarak, işe alımlarda ve süreçlerinde objektif kriterler esas alınmalıdır. Sendikal haklar üzerindeki baskılar sona ermeli, örgütlenme özgürlüğü tam anlamıyla sağlanmalıdır. Özellikle kadın kamu emekçilerine yönelik cinsiyetçilik, ayrımcılık ve mobbing gibi sorunlar ortadan kaldırılmalıdır. İstanbul Sözleşmesi'nin feshi kararı iptal edilmeli, ILO'nun 190 sayılı Şiddet ve Taciz Sözleşmesi onaylanarak uygulanmalıdır. Ebeveyn hakları genişletilmeli, doğum izni süreleri hem anneler hem babalar için iyileştirilmelidir. Kamu hizmetleri, özelleştirme politikaları nedeniyle giderek niteliksiz hale gelmekte ve halkın erişimi zorlaşmaktadır. Özelleştirmeler durdurulmalı, kamu kaynakları halkın ihtiyaçlarına yönlendirilmelidir. Nitelikli kamu istihdamı artırılmalı, faiz ödemeleri ve Kamu Özel İşbirliği gibi sermayeye kaynak aktaran uygulamalara son verilmelidir. Vergi sistemi adil hale getirilmeli, dolaylı vergiler yerine servete dayalı vergi düzenlemeleri ile kaynak yaratılmalıdır. Eğitimden sağlığa, tüm kamu hizmetleri parasız, nitelikli olarak halka sunulmalıdır. Bu taleplerimizin hayata geçmesi, ancak kamu emekçilerinin birleşmesi ve ortak bir mücadele yürütmesiyle mümkündür" ifadeleri kullandı.

Taleplerimiz dikkate alınmazsa mücadeleye devam edeceğiz.

KESK Samsun dönem sözcüsü Çelik; "Yıllardır devam eden bu adaletsiz sisteme karşı sessiz kalmak, sorunlarımızın çözümsüz kalmasına yol açmaktadır. Hangi sendikaya üye olursak olalım, emekçilerin hakları için birleşmek zorundayız. Ülkemizdeki kamu çalışanları, asgari ücretliler, emekliler halkın alın teri ile çalışan kesimleri yoksulluk hatta açlık sınırının altında aldıkları ücretlerle yaşam mücadelesi vermektedir. KESK olarak, grevli ve gerçek bir toplu sözleşme hakkı, insanca yaşanacak bir ücret, güvenceli istihdam ve halktan yana bir kamu hizmeti için mücadele etmeye devam edeceğiz. Bu mücadele, sadece kamu emekçilerinin değil, tüm toplumun geleceği için kritik bir öneme sahiptir. Hükümetin emek düşmanı politikalarına karşı durmak, hepimizin ortak sorumluluğudur. KESK Samsun Şubeler Platformu olarak, toplu sözleşme sürecinde hükümetin hukuksuz ve emek karşıtı tutumunu bir kez daha kınıyoruz. Kamu emekçilerinin, emeklilerin, asgari ücretle yaşam mücadelesi veren halkın bütün kesimlerinin haklı taleplerini yüksek sesle dile getirmeye ve bu talepler gerçekleşene kadar mücadele etmeye devam edeceğiz. Bu mücadele, yalnızca bizim değil, hizmet sunduğumuz halkın da mücadelesidir. Haklarımızı alana kadar susmayacağız, geri adım atmayacağız" dedi.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —