Tarih: 08.10.2025 19:42

Bahçelievler ve darbe katliamlarını unutturmayacağız.

Facebook Twitter Linked-in

 Haber: Mehmet Rebii Özdemir 

(SAMSUN)- Devrimci 78'liler Derneği Samsun şubesi bugün saat 18,0'de dernek binası önünde kalabalık bir kitleyle 8 Ekim 1978'de Türkiye İşçi Partisi (TİP) üyesi; Serdar Alten, Hürcan Gürses, Efraim Ezgin, Latif Can, Osman Nuri Uzunlar, Faruk Erzan ve Salih Gevence'yi yaptıkları bir basın açıklamasıyla andılar. 

Devrimci 78'liler Derneği başkanı Cahit Kolukısa yaptığı konuşmasında şöyle dedi.

Kardeşler, tam 45 yıl önce bu gün bir Kurtuluş savaşçısı Necdet Adalı, emperyalizme, faşizme, şovenizme, darbecilere karşı bir direniş destanı yazdı. Denizlerden aldığı direniş meşalesini daha da alevlendirerek kendisinden sonra idam edilecek 16 devrimciye onurla devretti. Kavgası, mücadelesi, anısı önünde saygıyla eğiliyoruz.

8 Ekim 1978'de Türkiye İşçi Partisi (TİP) üyesi; Serdar Alten, Hürcan Gürses, Efraim Ezgin, Latif Can, Osman Nuri Uzunlar, Faruk Erzan ve Salih Gevence Ankara Bahçelievler'de faşist katiller tarafından öldürüldü. Bu katliamın üzerinden tam 47 yıl geçti ama hala katliamın hesabı sorulamadı. Katillerin çoğu korundu, kollandı ve AKP'nin faşist affı olarak bilinen yargı paketiyle diğerleri de salıverildi.

Bahçelievler Katliamı'nı gerçekleştiren katiller ya kazada öldü, ya salıverildi ya da yakalanamadı. 7 devrimciyi öldüren faşistlerin korunması ve aklanmasıyla devam eden katliam geleneği süreci yeni yargı paketleriyle diğer katilleri de salıveren AKP ile devam ediyor.

12 Eylül Faşist darbesinin Eylül Ekim aylarında işkence ve ölümler kol gezdi. Ülkenin her yerinde işkence merkezleri kuruldu. Ankara'da Zeynel Abidin Ceylan'dan sonra 5 Ekimde Hasan Asker Özmen işkencede ser verip sır vermedi.

İlyas Has, 12 Eylül öncesi İzmir Gümüşpala'da 28 Aralık 1980'de gözaltına alındı. Bir yıl sonra 18.1.1982'de askeri mahkeme idam kararına vardı. TCK 146/1'den yargılanan İlyas Has'ın idam kararı 7 Ekim 1984'de İzmir Buca Kapalı Cezaevi'nde infaz edildi.

Hıdır Aslan, politikayla Kurtuluş ve Etlik Liseleri'nde okurken tanıştı. Kısa bir süre sonra LİSE - DER'e gitmeye başladı. Bir olaya karıştığı gerekçesiyle tutuklanarak 7 ay cezaevinde kaldı. 1978 sonrası İzmir'e yerleşti. Şubat 1980'de yakalanınca, tutuklanarak Buca Cezaevi'ne gönderildi. 4 yıl süren cezaevi günlerinden sonra 25 Ekim 1984'de Burdur Kapalı Cezaevi'nde idam edildi.

Serdar Soyergin, 26 Ekim 1980'de Adana Cezaevi'nde idam edildi. Aranırken bile Adana Eğitim Enstitüsü'nde öğrenimini sürdürdü. Aynı zamanda Çukobirlik Fabrikası'nda çalışan Soyergin, sendikal faaliyete aktif olarak katıldı. 14 Eylül'de yakalanmasından, yargı itiraz ve onay dahil idama kadar geçen süre sadece 40 gündür. Cuntanın adaleti tıkır tıkır (ya da kıtır kıtır) işledi.

Necdet yoldaş; 12 Eylül cuntasının son idamları Hıdır da, İlyas da senden devraldığı direniş meşalesini onurla taşıdı, idam sehpasında Devrimi ve Sosyalizmi haykırdı.

Yoldaşların bu ülkenin geleceğine sahip çıkıyor. Gezi direnişinden hala korkmaya devam ediyorlar. Düzmece gerekçelerle gözaltılar ve tutuklamalarla bir korku ve sindirme harekâtı başlattılar. Halkın seçilmiş iradesini yok saydılar. Siyasi rehinelerle dolduruldu zindanlar. Biz korkmuyoruz, yoldaşların korkmuyor. Bu onların korkusu. Onlar senin bizlere emanet ettiğin direniş geleneğinden korkuyorlar. Onlar senden korkuyorlar. Onlar yüz binlerce, milyonlarca Necdet Adalı'dan korkuyorlar. Sen kazanacaksın yoldaş. Biz kazanacağız. Sen darağacında dik duruşunla, haklı ve meşru mücadelenle kazandın. Biz emanetine sahip çıkarak kazandık.

Yoldaş, 12 Eylül Faşist darbesi üzerinden 45 yıl geçti. Bunların darbeyle hesaplaşma derdi yok. Tam tersi, darbenin nimetlerinden faydalanıyorlar. Darbeyi "Allah'ın bir lütfu" olarak gören bir zihniyet darbeyle hesaplaşabilir mi? Kendisi de 12 Eylül darbesinin ürünü olan bir zihniyet darbeye karşı çıkabilir mi? Onların yapacağı "İyi darbe - kötü darbe ayrımı" yapmak, "Senin darben - benim darbem" sınıflandırması yapmak.

Necdet yoldaş; İşçiler, Emekçiler, Kadınlar, Çevreciler, Liseli gençlik, Üniversiteli gençlik, İşçi gençlik hepsi kendi alanlarında mücadele ederek, bıraktığın mücadele bayrağını daha yukarı taşıyacaklar. Hepsi Necdet olmaya çalışacaklar. Kamu çalışanlarımız, işçilerimiz, bütün halklarımız faşizme, emperyalizme, şovenizme, gericiliğe ve diktatörlüğe karşı tek yumruk olup "faşizme karşı omuz omuza" sloganını hayata geçirecekler. Yoldaşların "Ne darbe, Ne Diktatörlük" diyerek saldırılara karşı bir direniş barikatı örecekler. Kürt halkı onurlu bir barışı sağlayıp eşit, özgür bir gelecek kuracak. Darbecilerden, yerli ve yabancı işbirlikçilerinden hesap soracağız. Biz haklıyız, biz meşruyuz, biz kazanacağız.

 

 

 

 

 

 

 




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —