Tarih: 24.11.2025 18:54

Eğitim-İş’ten 24 Kasım’da sert tepki; “Meslek onurumuzu  geri istiyoruz!

Facebook Twitter Linked-in

 Haber: Mehmet Rebii Özdemir

(SAMSUN) – Eğitim-İş Samsun Şubesi, 24 Kasım Öğretmenler Günü nedeniyle Atatürk Anıtı'nda basın açıklaması yaparak öğretmenlerin ekonomik, sosyal ve mesleki olarak içine sürüklendiği tabloyu kamuoyuyla paylaştı. Açıklamayı Eğitim-İş Samsun Şube Sekreteri Çiğdem Çöpoğlu okudu. Açıklamaya CHP Samsun Milletvekili Murat Çan, CHP Samsun İl Başkanı Mehmet Özdağ, CHP İlkadım İlçe Başkanı Umut Alkaç ve İYİ Parti Samsun İl Başkanı Hasan Aksoy da katıldı.

 "Öğretmenlik mesleği hiç olmadığı kadar değersizleştiriliyor"

Çöpoğlu açıklamasında şu ifadeleri kullandı:

"Öğretmenlik mesleği, Cumhuriyet tarihi boyunca hiç olmadığı kadar değersizleştirilmeye ve itibarsızlaştırılmaya çalışılmaktadır. Öğretmenlerin çalışma koşulları ağırlaştırıldı; mesleklerine dair söz hakları gasp edildi; aynı görev ve sorumluluğa sahip öğretmenler; öğretmen, uzman, başöğretmen, sözleşmeli ve ücretli diye ayrıştırıldı; Öğretmenlik Meslek Kanunu (ÖMK) gibi garabetlerle diplomaları, mesleki emekleri ve kıdemleri hiçe sayıldı."

Öğretmenlerin artık geçim derdiyle boğuşan, sınıflarına "buruk ve kaygılı" giren eğitim emekçileri hâline getirildiğini belirten Çöpoğlu, yoksulluk sınırının altında yaşamaya zorlanan öğretmenlerin emekliliği bile lüks gördüğünü söyledi.

Mobbing ve baskıya da dikkat çekilerek, liyakatsizce atanmış yöneticiler tarafından öğretmenlerin sürgün ve soruşturmalarla yıldırılmaya çalışıldığı vurgulandı.

"Araştırmamız gerçekleri gözler önüne seriyor"

Sendikanın 24 Kasım Öğretmenler Günü nedeniyle yaptığı anket sonuçlarının öğretmenlerin maruz kaldığı ekonomik yıkımı ortaya koyduğunu belirten Çöpoğlu şunları aktardı:

Öğretmenlerin yarısından fazlası barınma ihtiyacı için kira ödemek zorunda ve kira ödeyenlerin %64'ü kira bedelini ödemekte zorlanıyor.

Her iki öğretmenden biri, kredi kartı borcunu ödeyebilmek için aylık gelirinin yarısından fazlasını kullanıyor.

Her 3 öğretmenden 1'i kredi kartı borcunu düzenli ödeyemiyor.

Öğretmenlerin yarısından fazlası yıl içinde hiç tatil yapamıyor.

Her 2 öğretmenden 1'i gelirinin giderini karşılayamadığını ifade ediyor.

4 öğretmenden 1'i geçinebilmek için ek iş yapmak zorunda; ek iş yapan 10 öğretmenden 1'i ise kendi alanı dışında işlerde çalışıyor.

Öğretmenlerin %93'ü tasarruf yapamadığını belirtiyor.

Çöpoğlu bu tabloyu, "öğretmenlerin mesleki saygınlık ve gelecek umutlarının da tehdit altında olması" şeklinde değerlendirdi.

 

"Emekli öğretmenlerde durum daha da çarpıcı"

Çöpoğlu, emekli öğretmenlerin yaşadığı tabloyu da verilerle ortaya koydu:

Eşi çalışmayan emekli öğretmenlerin %70'i, yani 10 emekli öğretmenden 7'si ek iş yapmak zorunda hissediyor.

65 yaş üstü emeklilerin %30'u, yani neredeyse 3 emekliden 1'i hâlâ ek iş yapıyor.

Türkiye'de kira fiyatlarının OECD ülkelerine göre 5 kat yüksek olması nedeniyle, 4 emekliden 1'i maaşının yarısından fazlasını kiraya ayırmak zorunda.

Emekli ikramiyesiyle ev alabilmenin artık tamamen imkânsız olduğu, bugün bir evin fiyatının emekli ikramiyesinin en az üç katı olduğu belirtildi.

Emekli öğretmenlerin %93'ü tasarruf yapamıyor.

 

"Ücretli öğretmenlik sömürünün en derin hali"

Çöpoğlu ücretli öğretmenlerin durumunu "kabul edilemez" olarak nitelendirdi ve şunları söyledi:

Haftada 26–30 saat derse giren ücretli öğretmenlerin kazancı çoğunlukla asgari ücretin altında kalıyor.

Ücretli öğretmenlerin 4'te 1'i ek iş yapmak zorunda.

İki ücretli öğretmenden biri ailesiyle yaşamakta; bağımsız bir yaşam kurması mümkün değil.

3 ücretli öğretmenden biri yalnızca beslenme maliyetinin 15.000 TL'nin üzerinde olduğunu belirtiyor. Bu, gelirlerinin tamamına denk geliyor.

Bekâr ücretli öğretmenlerin %97'si mevcut gelirle evlenmenin mümkün olmadığını söylüyor.

 

"Bu tabloyu kabul etmiyoruz ve asla etmeyeceğiz"

Açıklamada, Türkiye Cumhuriyeti'nin başöğretmen unvanına sahip bir lider tarafından kurulduğu hatırlatılarak şu ifadelere yer verildi:

"Bugün öğretmenlerimiz, geçinemedikleri, saygı görmedikleri, haklarını alamadıkları bir yaşamla karşı karşıya. Bu tabloyu kabul etmiyoruz ve asla etmeyeceğiz! Öğretmenlerin bu toplumun aydınlık yüzü olduğunu ve hiçbir baskının bu öğretmenleri yıldıramayacağını kararlılıkla göstereceğiz."

 

Eğitim-İş'in talepleri tek tek sıralandı

Çöpoğlu, çıkış için taleplerini şöyle sıraladı:

İnsanlık onuruna yaraşır bir ücret alıp, insanca yaşamak istiyoruz!

Eğitim çalışanları arasında ayrımcılık yaratacak uygulamalara son verilmesini istiyoruz!

Ücretli, sözleşmeli öğretmenliğe son verilmesini, kadrolu güvenceli atama yapılmasını istiyoruz!

Öğretmen ve yönetici atamaları başta olmak üzere tüm atamalarda mülakatın kaldırılmasını, tüm kademelerde somut kriterlerle liyakatın esas alınmasını istiyoruz!

Ek ders ücretlerimizin artırılmasını ve emekliliğe sayılmasını talep ediyoruz!

Eğitim emekçilerinin köle değil geleceğin mimarları olduğunun idrak edilmesini istiyoruz!

Ülkemizin geleceği için laik, bilimsel, adil ve kamusal eğitim istiyoruz!

Eğitim kurumlarımızın personel ihtiyacının bilimsel kriterlerle belirlenmesini talep ediyoruz!

Yeterli sayıda öğretmen ve yardımcı personel istihdam edilmesini istiyoruz!

Eğitim çalışanlarına yönelik şiddetin önüne geçecek önlemler alınmasını talep ediyoruz!

Her şeyden önemlisi meslek onurumuzu geri istiyoruz!"

Açıklama, tüm eğitim emekçilerinin Öğretmenler Günü'nün kutlanması ve örgütlü mücadele çağrısıyla sona erdi.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —