MEHMET REBİİ ÖZDEMİR
Tunceli belediye başkanı Fatih Mehmet Maçoğlu, Samsun'un Atakum ilçesinde 9.5 yıl önce kurduğu Ovacık Doğal ürünler kooperatifinin şubesini açmak için Samsun'a gelen Maçoğlu, ilk olarak Atakum Belediye başkanı Cemil Deveci ile makamında görüştükten sonra Ovacık Doğal Ürünler şubesini açmak için şubenin önünde toplanan kalabalık kitlede bekleyen insanların fotoğraf çektirmek istemeleri nedeniyle 1 saatten fazla konuşma yapıp şubenin açılışını yapamadılar.
Fotoğraf çekimlerinin ardından Atakum belediye başkanı Cemil Deveci ev sahibi olarak yaptığı konuşmasında şunları söyledi. "Komünist olmanın bu kadar ünlü bir şey olduğunu ben bilmiyordum. Bizim zamanımızda Komünistlere bedel ödetiyorlardı. İşkence yapıyorlardı, cezaevine atıyorlardı, Mehmet başkan komünizmi Türk halkına sevdirdi. Öyle bir özelliği var. sizde zaten o mesajı aldınız. O nedenle buradasınız hoş geldiniz. Bugün bu akşam yarın ve Tunceli'de Mehmet başkanın kooperatiflerinin ürettiği ürünler burada satılacak. Hepsi organik ve doğal ürünler" dedi.
Ovacık Doğal Ürünlerin satış şubelerinden birisi olan Samsun Atakum şubesinin açılışında Tunceli'nin komünist belediye başkanı Fatih Mehmet Maçoğlu, yoğun ilginin olduğu kalabalık kitleye hitaben şunları söyledi.
"Öncelikle hepinize teşekkür ediyorum. Saygılar sunuyorum. Burada olmanız, güç verdiğiniz için teşekkür ediyorum. Bu güzel gününüzü bize ayırdığınız için teşekkür ediyorum. Yine huzurunuzda sayın başkanımıza burada emeği geçen bütün yoldaşlarımıza teşekkür etmek istiyorum. Emin olun gittiğimiz her yerde, bu güzel yüzlerin güldüğünü görünce kendimizi daha güçlü hissediyoruz. Biliyorsunuz üstatların bir sözü vardır. Gülmek devrimci bir eylemdir. Galiba devri devam etmeliyiz diye. Değerli dostlar 9,5-10 yıla yakındır aslında bu çalışmaları sürdürdüğümüz. Sürdürdüğümüz bu çalışmaları şöyle bir zaman zaman şirinler köyüne çevirip yani orada nohut ekiyorlar ne güzel diyorlar ama esasen öyle değil. Biz bu topraklarda emeği üretenlerin değeri olduğunu söylemeye çalışıyoruz. Biz bu topraklarda yoksulluğa karşı mücadeleyi büyütmek için çaba harcıyoruz. Bu topraklarda ezilenlerin yanında durmak için aslında bu tür çalışmaları yürütüyoruz. Ama bu tür çalışmaların karşılığında 3-5 tane tek elin parmaklarını geçmeyecek kadar büyük tekeller, ürettiklerimizin hepsini kendisinde toplayarak aslında sömürüyü burada güçlendirip sömürüyle hepimizi yoksullaştırmaya çalışıyorlar. Emin olsun onlar biz kazanacağız diyoruz. kazanacağız, mutlaka kazanacağız. Yine bu süreç içerisin de bütün sömürüye karşı, bu ülkenin bütün emekçileri, işçileri, köylüleri ezilenlerin her biri yani fabrikadan, köyden, okullardan yaşamın bütün alanında ki, bu emeği sömürenlere karşı biz hep beraber bir araya gelerek omuz omuza vererek emeği büyüteceğiz, emeği değerleştireceğiz. Bilirsiniz eskiler şöyle bir şey söylüyorlardı. Üreten zi, yöneten biz olacağız diyorlardı. Gerçekten de tam da o dönem geliyor. O deneme doğru yürüyoruz. Biz yöneteceğiz, biz başkasına vermeyeceğiz. Kapitalist, emperyalist sistemin aslında yaratmak istediği bu kaos ayrıştırma politikaları birbirinden ayırma, kadına dair yönelik saldırılar, LGBİ+'lara saldırılar, insanları ayrıştırmalar, inanç, dil, kültür ve benzeri bütün ayrıştırmalara karşı omuz omuza duracağız. Emin olun bu ülkede her birimiz, herkes bu ürettikleriyle değer kazanacak ve bu ülkede ürettikleriyle yönetecekler. Halk kazanacak, halk bundan emin olun. İşçiler kazanacak, proletarya kazanacak. Değerli yoldaşlar, değerli dostlar, şunu söylemek istiyorum. Yani gün geldi aslında zaman zaman bir araya gelebiliyoruz. Bu ülkenin aslında geleceğiyle iligli kaygılar duyuyoruz. Bu kaygıların her biri aslında hepimizi korkutuyor ama umut galiba yine bizde olacak, sizde olacak, ezilende olacak. 85 milyon insanın 82 milyonu yoksulluk sınırının altında yani gerçekten barınmadan beslenmeye, eğitimden sağlığa kadar sorun yaşıyor. Bu ülkenin gelirinin yani bütçesinin % 85'i % 5,'in elinde. 4 milyon insan 81 milyonun insanın emeğini gasp ediyor. Ama patladı gördünüz, televizyon programlarını izliyorsunuz, televizyonlardan görüyorsunuz, paralar saçıyorlar, saçtığı paraların altında kalıyorlar. Ezilenlerin haklarını yiyerek bunları yaptılar. Ama o vicdan bir araya geliyor, her birimiz bizden alınanı alacağız. Söz veriyoruz, bizden alınanların hepsini alacağız. Bu yıl üniversiteli öğrenciler yurtlarda kalamıyor, ondan dolayı okullarını yurt bulamadıkları için, barınma sorununu çözemedikleri için, okullarını gerçekten uzatıyor ya da donduruyorlar. Bugün büyük şehirlerde artık insanlar yaşayamaz hale geldi. Kiraları ödeyemediği için köylerine ya da kırsal kesime doğru gitmeye başladı. Yine bu ülkede yıllarını tecrübelerini bize veren bizi öğretmenimiz dediğimiz o halktan insanlara, emek üretenlerin emeklilerin, bugün emeklilere reva gördükleri hayatı hepimiz biliyoruz. Bunu iyi bilsinler, sizde bilin ki insani kamiller siz bize öğrettiklerinizle sizden aldığımız bayrağı yürüyeceğiz. Bir gün ama bir gün kapitalizm yenilecek, emperyalizm yenilecek sosyalizm kazanacak. Biz kazanacağız, mutlaka kazanacağız. 10 Aralık Pazar günü emekli arkadaşlarımızın mitingi var. Bende emekliyim, hepimiz o mitingde buluşalım."