CHP Grup başkanvekili Gökhan Günaydın: “Fasulyenin, nohutun da başkenti burası. Yani dünyaya buradan yayılmış ama biz çeltikte de ithalata bağımlıyız” dedi.
MEHMET REBİİ ÖZDEMİR
(SAMSUN)- CHP Samsun il başkanlığının organize ettiği 9-14 Eylül tarihleri arasındaki 101. Yıl etkinlikleri kapsamında CHP Samsun il başkanı Mehmet Özdağ, CHP Grup başkanvekili Gökhan Günaydın, CHP MYK üyesi gölge tarım bakanı Erhan Adem, CHP Samsun Milletvekili Murat Çan ile birlikte Bafra’nın Fener ve Koşu köyünde Çeltikçiler ve sebzecilerle bir araya geldiler. CHP’nin kuruluşunun 101. Yılı nedeniyle CHP Samsun il başkanlığı tarafından, organize edilen tarım politikaları kapsamında CHP Grup başkanvekili Gökhan Günaydın, MYK üyesi ve gölge tarım bakanı Erhan Adem, CHP Samsun Milletvekili Murat ile Fener köyü ve Koşu köyü çiftçileriyle çeltik ve sebzelerin sorunları hakkında konuştular.
Ev sahibi olan CHP Samsun il başkanı Mehmet Özdağ şunları söyledi.
“"Üç ay kadar önceydi, bir su taşkını sonrası yine bu köye konuk olduk. Sorunları gördük. Maliyetler arttı, ürün fiyatına bulunuyordudan ziyade orada başka bir fotoğraf var. Artık bu ülkenin köylüleri, bu ülkenin üreticileri, bu ülkenin köylüsünün müşterisi haline gelmiş. Onu sahada bir kere daha gördük. Su Birliği'ne ayna hatlarınızı ödersiniz, borcunuzu ödersiniz. Elektrik faturanızı ödersiniz. Devlete ait olan bütün hükümetlerin yerine getirirsiniz. Ama olağan bir yağmurda su birliği kanalınız için açması gereken bekonun mazotunu koymaz. Jeneratörünün mazotunu koymaz. Çalışması gereken işçi mesai bitti diye gider. Üstüne üstlükte YEDAŞ Esas oraya enerji vermesi gereken trafonun arızasını yapmaz. Ve olası bir yağışta bir yıllık emeğiniz, ürününüz, karpuzunuz, Kapya biberiniz, neyiniz varsa gider. Bu aynı zamanda sadece maliyetlerin artması meselesi değil, bizlerin bu ülkenin eşit yurttaşları olduğumuzu, müşterisi olmadığımızı bir kere daha hatırlatma vesilesi. Konunun bu yönüne de sizlerin dikkati çekeceğinize eminim” diye konuştu.
CHP’li Samsun Milletvekili Murat Çan;
“Partimizin kuruluşunun 101. yıl dönümünün hemen ardında. Kendilerini burada ağırlamaktan onur duydu. Çok kıymetli Grup Başkan Vekili, çok kıymetli Genel Başkan Yardımcımızı bu bereketli olanda Samsun'umuzun bundan kırk yıl kadar öncesine kadar Türkiye'ye yeten Çukurova'dan sonra en bereketli bu ovasında sizlerin sorunlarını dinlemek, sizlerin sorunlarını partimiz adına çözümler üreteceği konularda sizlerle dertleşmek ve bilgiler vermek amacıyla burada kendilerini ağırlamaktan büyük bir. Onur ve gurur duyuyoruz. Bu yıl ülkemizin son elli yılda belki de cumhuriyet kurulduğundan bu yana hemen hemen her bir ürün bazında en kötü dönemini yaşıyor. İnsanlar, çiftçilerimiz, üreticilerimiz fındığını bahçede bıraktı, karpuzunu bahçede bıraktı, domatesini, biberini bahçede bıraktı. Bu Türkiye'nin yedi coğrafik bölgesinde istisnasız böyle devam ediyor. Girdi maliyetlerinin bu kadar yüksek olduğu ama tümünü paraya etmediği bu dönemde partimiz yerel de Türkiye'nin birinci partisi, yerelin iktidar partisi olarak üzerine düşen bütün sorumlulukları yerine getirip hemen hemen her bölgede mitingler yapıp çiftçilerimizin, üreticilerimizin dertlerini dinliyor. Bugün de çeltik hasadı öncesi sizlerle bir araya geldik. Ben tekrar teşekkür ediyorum kendilerine. Hoş geldiniz, şeref verdiniz” şeklinde konuştu.
CHP grup başkanvekili Gökhan Günaydın;
“Türkiye'de herhangi bir yerde vatandaşa mikrofonu satsam ve desem ki bu memleketin en geleneksel yemeği nedir desem derler ki kuru fasulye pilav. Doğru mu arkadaşlar? En geleneksel yemeğimiz kuru fasulye pilav. İkisi de memleketimizde üretiliyor. İkisi de memleketimizde dünya standartlarının üzerinde üretiliyor. Mesela çeltik verimi dünya ortalamasının çok üzerinde bizim üreticimiz açısından. Fasulyenin, nohutun da başkenti burası. Yani dünyaya buradan yayılmış ama biz çeltikte de ithalata bağımlıyız. Kuru fasulyede de ithalata bağımlıyız. Demek ki memleketin en geleneksel ürünü diye tanımladığımız pilav üstü fasulyeyi dışarıdan getirdiğimiz ürünler ile ancak tamamlayıp soframıza getirebiliyoruz. Bu bir kere çok önemli bir soru. Gelelim burası bir çeltik memleketi çeltik üzerine bazı değerlendirmeler yapmayalım. Arkadaşlar bu memleket yılda Tarım yılına göre elbette değişir ama kabaca yılda bir milyon ton çelik üretiyor. Nedir bizim randımanımız? Kabaca yüzde altmış değil mi arkadaşlar? Demek ki altı yüz bin ton yılda pirinç üretiyoruz. Peki bizim ihtiyacımız ne kadar? Yılda bir milyon ton pirince ihtiyacımız var. Her yıl dışarıdan 400 bin ton civarında Türkiye pirinç ithal ediyor. Hindistan'dan, Uruguay'dan, Vietnam'dan pirinç ithal ediyor. Böylece 400 bin tonluk açığını tamamlıyor ve memlekete pirinç satabiliyor. Şimdi bu değerlendirmeyi yapınca insanın aklına şu gelir. Ulan ta Hindistan'dan, Vietnam'dan ben pirinç getiriyorsam memleketimde pirinç üreten, çeltik üreten adamı başımın üzerinde taşımam lazım ki ben bu açığı kapatayım, memleketimin çeltik ihtiyacını kendi ülkemde üretebileyim. Şimdi biz nerelerde çeltik üretiyoruz? 3 tane çok önemli ilimiz var. Birisi Edirne bir numara. Iki Samsun, iki numara, üç Balıkesir, üç numara. Şimdi burada İpsala ilçe başkanımız var. Neredesin başkanım? Hah buradasın. İpsala yani ben İpsala'ya da defalarca geldim gittim. Bizim geniş alanlarda çeltik ürettiğimiz alanlardan bir tanesi. Demek ki Edirne'de, Samsun'da ve Balıkesir'de biz çeltik üretiyoruz ama bu ürettiğimiz miktar altı yüz bin ton pirince tekabül edebiliyor. Ne kadar alanda üretebiliyoruz? Yüz yirmi bin, yüz otuz bin hektarda. Yani bunu dönüme çevirmek için onla çarpmamız lazım. Arkadaşlar neden biz bu çeltik üretim alanlarını artıramıyoruz? Ve Türkiye'nin ihtiyacı olanı kendi memleketimizde üretemiyoruz. Aklımıza şu soru gelebilir. Su eksik. Elbette suyun eksik olduğu yerde çeltik üretilmiyor. Ama suyun var olduğu, geleneksel olarak da çeltik üretebilecek bölgelerde vatandaş çeltikten uzak duruyor. Bir de bir şey daha var. Dünyada bazen öyle krizler çıkıyor ki paran olsa da sana o tarım ürünü satmıyorlar. Biliyorsunuz meşhur bir laf var. Dünyada petrolü kontrol eden ülkeleri gıdayı kontrol eden insanları ele geçirir demişler. O halde biz tarımımıza sahip çıkacağız, çiftçimize sahip çıkacağız ve kentte mutfağında çorba kaynatamayan vatandaşımıza sahip çıkacağız. Cumhuriyet Halk Partisi sizin sorunlarınıza talip Cumhuriyet Halk Partisi mütevazi bir dille millete yukarıdan bakmadan, bağırmadan, çağırmadan milleti kutuplaştırmadan dertleri, sorunları saklayıp bunları nasıl çözeceğini de göstermeye aday bir siyasal partidir. Aha bu bizim yükümüz değil, bu bizim gücümüz. Bu memlekette bir milyon tona tekabül edebilecek pirinci yetiştiririz. Bunun bir tek yolu var. Buradaki çiftçi kardeşlerimizi düşman gibi görmemek, tam tersine desteklemek.”
CHP MYK üyesi ve gölge tarım bakanı Erhan Adem;
“Tarımın sorunlarını saymakla bitmiyor arkadaşlar. Türkiye'nin her yerinde çiftçi eylemleri var. Çiftçiler ürettiği her ürünün karşılığını alamıyorlar. Ben patates üreticisiyim, çiftçiyim, ziraat mühendisiyim. Kırk beş gün sonra söküm yapacağım. Fiyat üç lira. Otuz bin lira maliyeti var. Bir tek biliyorum sizlerde çeltik maliyeti yirmi bir bin liraya yakın tekabül ediyor. Aldığınız verim de ortada. Ama Tarım Bakanı maalesef çiftçilerin sorunlarını dinlemekten uzak, yaptıkları eylemleri görmezden geliyor, kulakları duymuyor. Geçen gün domatesçiler Ereğli'de sokağa çıktı. Salça fabrikası 1,5 lira fiyat veriyor. Maliyeti beş lira. Üçte bir, dörtte bir fiyatına salça fabrikaları domatesini almaya kalkıyor. Bu neden kaynaklandırılıyor musunuz? Bu geçen sene Tarım Bakanlığı'nın yaptığı yanlış politikalardan iç piyasada yükselen salça fiyatlarını Türkiye içerisine düşürebilmek için ihracatımızı yasakladı. Pazarlarımızı, dış pazarlarımızı biz İran'a, Çin'e ve Mısır'a kaptırdık. Tarım aletlerinin, mazotun, gübrenin, traktörün, pulluğun fiyatları 4 katına, 5 katına çıkarken, çeltik maalesef yerinde sayıyor. Bakın 35 lira, grup başkanvekilim söyledi. 35 lira olsa sizi kurtarır. Evet kurtarır dışarıdan ithalat yapmanıza da gerek kalmaz. Üretilecek alanımızda çok, ama maalesef çiftçiyi eze eze hem üretimi düşürüyorlar hem çiftçileri, çiftçilikten uzaklaştırıyorlar. Köylerinden uzaklaştırıyorlar. Yapılan politika yanlış. Yapılan sistem yanlış. AKP hükümetinin uyguladığı tarım politikası, tamamen ithalat lobilerine, teslim olmak ülkemizde çiftçiliği yok etmek, dış ülkelerin, han, dış güçler diyor ya bu ülkenin çiftçilerini baş tacı yapıyorlar