5 Haziran Dünya Çevre Günü nedeniyle Samsun Çevre mühendisleri Odası başkanı Kübra Küçük’ün yayınladığı mesajın şunları söyledi.
“5 Haziran 1972 tarihinde, BM Stockholm Konferansı`nda insan doğa ilişkisi ele alınmış ve 5 Haziran tarihi, Birleşmiş Milletler tarafından "Sadece bir Dünya var." sloganı temel alınarak, Dünya Çevre Günü olarak kabul edilmiştir. Çevre Günü kutlamak yerine doğamızı ve ekolojik hayatı olumsuz yönde etkileyen ve havamızı, suyumuzu, toprağımızı hızla kirleten bir süreç içerisinde hızla yol almakta olduğumuz bu zamanda, Odamızca 31 Mayıs-5 Haziran haftası “Ekolojik Yıkımla Mücadele Haftası” bir mücadele haftası olarak değerlendirilmektedir.
Kentlerimizde ekolojik ve sürdürülebilir yaklaşımdan uzak faaliyetlerin gerçekleştirilmesi, yaşam alanlarımızı tahrip etmektedir. Kentimizin çevresinde bulunan verimli ovalarımızda termik ve nükleer santraller, son zamanlarda sayısı ve kapasiteleri artan madencilik faaliyetleri, orman alanlarımızın kentsel dönüşüm kapsamında yok olması, tarım arazilerimizin sanayiye açılması gibi birçok yanlış uygulama ne yazık ki gündemimizden hiç düşmemektedir. Hava, su, toprak gibi temel yaşam kaynaklarımızın hızla kirlenmesi önü alınamaz bir durum halini almıştır.
2024 yılı Dünya Çevre Günü “Doğa İçin Eylem” teması ile anılmaktadır. Dünya’nın her yerinde doğal kaynakların korunması, ekolojik yaşamın devam ettirilmesi ve çevresel felaketlere karşı eylemler ve farkındalık çalışmaları yapılmaktadır. Yapılan tüm kampanyalar ve çalışmaların amacı, sağlıklı bir çevrede tüm canlı yaşamının devam etmesi ve korunmasıdır. Bizlerde hem kentimizde hem de ülkemizde ekolojik yıkımlara karşı mücadele etmekte, farkındalık çalışmaları kapsamında eğitimler düzenleyerek hataların gelecek nesillere aktarılmaması için çalışmalar yapmaktayız. Bu yıl kentimiz için iki önemli konu vardır ki bunlardan biri Kurupelit Marina alanına yapılması planlanan dolgu ve yeni marina inşaatı çalışmasıdır. Mevcut alanda yapılan hatalar tekrarlanarak, yeni bir ölü ekolojik alan yaratılacaktır. Bu proje, mevcut alanı iyileştirmek ve hataları düzeltmek yerine, bilimin gerçeklerini ve halkın yararını bir kenara bırakarak, yeni bir turizm alanı yaratıp rant sağlama projesine dönüşmektedir. İkinci konu Eti-Bakır Tesislerinin deniz dolgusu yapılarak, üzerine kimyasal depolama tesisi yapılması projesidir. Tamamen yönetmeliklere aykırı ve yaratacağı etki ile çok büyük ekolojik yıkımlara sebep olabilecek bu projenin de yapılmaması için sonuna kadar mücadelemiz devam edecektir.
Çevreye karşı işlediğimiz suçların ve duyarsızlığımızın bir sonucu olarak, en önemli konularımızdan biri de su kullanımı problemidir. Yüzey sularımızın %80’i, yeraltı sularımızın büyük kısmı kirlenmiş durumdadır; vatandaşlarımızın %50’sinin sağlıklı içme suyuna ulaşamadığı bilimsel raporlarda ifade edilmektedir. Samsun İli İklim Değişikliği Eylem Planı’nda en yüksek iklim riskleri; sel ve taşkınlardan sonra, kuraklık olarak yer almaktadır. Bu sonuç bizlere kentimizde aşırı yağışların etkisi ile oluşan taşma sularının, kuraklık riskinin önlenmesi için kullanılmasını sağlayacak planlama ve doğa temelli çözümlerin yapılması gerektiğini göstermektedir.
Son yıllarda seller ile karşı karşıya kalan Samsun’da, 2023 yılı sonu ve 2024 yılı itibari ile yağışların azalması ile birlikte, kentin içme suyu ihtiyacının önemli bir kısmını karşılayan Çakmak Barajı’nda, doluluk oranı güncel verilere göre %44,44’tür. Beklenen yağışların gelmemesi durumunda kentimiz yaz aylarında maalesef kuraklık riski ile karşı karşıya kalacaktır. Bu nedenle suyun az tüketilmesi ve yeniden kullanımı ve bütünsel olarak yönetimi artık bir zorunluluktur.
Gelecek nesiller ve dünyamız için, bu acı tablo karşısında bizlere düşen görev, ekolojik yıkımın etkilerini ve sorunları dile getirerek çözüme katkı vermek, insanlarda ve kamu yönetimlerinde farkındalık yaratmaktır. Doğru çevre politikaları ve çevresel etkiler konusunda hassas bir anlayışın yerleşmiş olduğu bir ülkede yaşayabileceğimiz ümidini kaybetmiyoruz.