MEHMET REBİİ ÖZDEMİR
Samsun Alfa Arama Kurtar Derneği kurucu başkanı Demet Yarlıgaç ve ekibinin organize ettiği “Sokak Hayvanları Sahipsiz Değildir” mitingine Hayvan Hakları Federasyonu Temsilcisi Haydar Özkan, Karadeniz Hayvan Hakları Federasyonu Temsilciliği, Kihayko Samsun temsilciliği, Alfa Arama Kurtarma Derneği, Samsun Barosu Hayvan Hakları Komisyonu, Bafra Özgür Canlar Derneği, Bafra Doğa ve Hayvan Severler Derneği, Ordu Barosu Hayvan hakları komisyonu, Çorum Hayvan Hakları Derneğinin de katıldığı mitingde organize sahibi Alfa Arama Kurtarma Derneği kurucu başkanı ve başkan Demet Yarlıgaç konuşmasına şunları söyledi.
“Yalnız şu kadar hayvan sever geldi. Diğer şehirlerden daha çok katılım oldu. Yani Samsun bu kadar mıydı? Bütün moralim bitti. Gerçekten şu kadar insan olamayız Samsun’da. Alfa Derneği olarak ve Samsun Yaşam Hakkı savunucuları olarak, Antalya ve İzmir’de yapılan, meşaleyi Samsun’a taşımak istedik. Biz Alfa derneği olarak, 5 aylık süreç içerisinde birçok barınağı gedik, Tokat, Vezirköprü, Giresun, Ordu, Çorum, Niksar, Sinop, Bafra, Bayındır ve Tire’de birçok sayamadığımız barınak ziyaretlerinde bulunduk. Hiçbir canlarımız, uygun koşulda değildi, doğadan birçok cancıkları tedaviye aldık. Barınaklarda gördüğümüz manzara, tamamıyla berbattı, bunun en güzel örneği ise geçen hafta gidip oradan canımızı çıkardığımız Tire barınağı idi. Sağlıklı diye çıkardığımız, Niğde barınağında bir hafta sonra klinikte öldüğünü gördük. Bırakın canlarımız sokaklarda gezsinler, besleyin, sevin, ilgi gösterin, inanın en saldırgan dediğiniz köpek bile melek olacaktır. Sizler kaç gün ya da kaç saat aç kalabilirsiniz? Canlarımızı düşünün belki haftalardır, bir lokma ekmek bile yiyemeden hayatta kalmaya çalışıyorlar. Kimse canlarımızı bizden alamaz, onlar bizlerin evlatları, canlarımızı barınaklarda toplayıp uyutmalarına hastalıktan ölmelerine asla müsaade etmeyeceğiz. Barınaklar güzelse siz girin, 5199 nolu kanun yaşasın, 6. Madde kırmızı çizgimizdir.”
SOKAK HAYVANLARI SAYISINDA PATLAMA VAR!
Hayvan Hakları Federasyonu Temsilcisi Haydar Özkan’da mitingde bir konuşma yaptı.
“Burada inanarak yüreğiyle gelen, insanlar azımsanacak bir sayıda değil. Boş bir şekilde toplanan insanları gördüğünüz zaman sokakta hayvan kalmasın, hayvanlar öldürülsün diye, Ankara Ulus’ta sözde basın açıklaması yapanları, gördüğünüz de burada ki, yürekleriyle gelen insanlar, az sayıda değil. Hepinize teşekkür ediyorum. Tarım bakanlığının şimdiye kadar hiçbir belediye barınağına gitmeden, şehir dışına, ormana, dağlara, çöplüklere atılan acılar içinde ölen, hayvanlardan haberi olmayan, belediye uygulamalarını bilmeyen bürokratları masa başında kendileri gibi sorundan haberdar olmayan, bürokratlarla çözüm için hazırladık dedikleri rapor çözüme değil, çözümsüzlüğe götürecek. Sorunu çözmek yerine, sokak hayvanı sayısında patlamalar olacağını bile bile, bu çalışanları yapan bürokratlara, dur demenizi talep ediyoruz cumhurbaşkanım. Bu komisyonlarda Türkiye’de ki en büyük mesleki kuruluşlar olan Veteriner Hekimler Konseyi yok. Yıllardır yurdun dört bir yanında bu konu ile ilgili mücadele veren STK’lar, gönüllüler yok. STK’lardan gizili kapalı kapılar ardında yapılan bu çalışmalarda, sağlıksız hayvanların uyutulması, adı altında hasta, kedi ve köpeklerin öldürülmesini bir merhamet dini olan yüce dinimiz İslam’ın merhametli Müslümanlarının önüne çözüm olarak, çıkarıyorlar. Daha önce uygulandığı Konya, Denizli, Trabzon, Samsun, Gaziantep gibi devasa yaşam alanlarından, çözüm olmadı. Hayvan sayısında patlamalar yaşandı. Sayın cumhurbaşkanım, insanlığa ve yüce İslam dinine uygun çözümün, öldürme değil, kısırlaştırma olduğuna dair, STK’ların katılımının sağlanacağı bir çalışma talimatı vermenizi talep ediyoruz” diye konuştu.
KISIRLAŞTIR, AŞILAT, YERİNDE YAŞAT…
Belediyeler kadar, Tarım Bakanlığının da görev ihmali nedeniyle sokak hayvanları, sorununun sorumlusu ve suçlusu olduğunu vurgulayan Haydar Özkan şunları söyledi.
“Sayın bakanım İbrahim Yumaklı, sayın cumhurbaşkanımızın STK’lardan görüş alın sözünü size hatırlatır ve uyutma adı altında öldürmenin çözüm olmayacağını çözümün 916 ilçenin kendi sınırları içinde küçük ölçekli kısırlaştırma üniteleri kurup, tıbbi ve etik değerlere uygun, kısırlaştırma seferberliğiyle mümkün olacağını, sayın bakanım görünüz. 2004 yılında çıkartılan ana hedefi kısırlaştırma olan, 5199 sayılı hayvanları koruma kanunun uygulama yetkisi Tarım Bakanlığında olmasına rağmen bakanlık görevlileri belediyeler üzerinde denetim yapmadı. 1389 belediyeden 1200’ü bakımevi, yapmadı, kısırlaştırma yapmadı. Belediyeler kadar, Tarım Bakanlığı da görev ihmali nedeniyle sokak hayvanları, sorununun sorumlusu ve suçlusudur. Kısırlaştırma olmadığı için kontrolsüz üreyen hayvanlardan vatandaş, şikâyet ettikçe toplayıp bir kısmını barınağında aç, susuz bırakıp öldüren, büyük bir kısmını da başka şehirlere Orman, çöplük, köylere atan belediyelerin görev ihmalinin bedelini sağlıksız hayvanların uyutulması kılıfı, katliamlarıyla zavallı hayvanlara, ödetemezsiniz. Sayın bakanım, bu cezayı belediyelerin çalıştırılması cezasını hayvanlara ödetmeye kalkan bürokratlarınıza dur deyiniz. Arkadaşlar ne diyoruz hep birlikte buyurun hep birlikte söyleyelim. Kısırlaştır, aşılat, yerinde yaşat.”
MEDENİYET SOKAK HAYVANLARINA GÖSTERİLEN ŞEFKATTİR!
Samsun Barosu Hayvan Hakları Komisyonu başkanı Av. Fatma Suğanlı’da yaptığı konuşmasında şöyle dedi. “Bugün burada “ötenazi, uyutma, doğal yaşam alanı, Avrupa modeli” adı altında sokakta yaşayan hayvanların hapsedilmesine ve öldürülmesine yönelik yasa dışı talep ve uygulamaları protesto etmek, sokakta yaşayan hayvanların yalnız olmadığını haykırmak için toplanmış bulunuyoruz. Hayvanların hak ve özgürlüklerini korumak, onların sesini her alanda duyurabilmek için gerçekleştirdiğimiz Mitingimize hepiniz hoş geldiniz. Her ne kadar burada sayımız az gibi gözüksek de hepimizin aslında teker teker bir kişi değil yüz kişiyi temsil ettiğini biliyorum ve bu doğrultuda savunmacı olduğunuzun hepinizin farkındayım. Bugün buradayız çünkü bize 2021 yasa değişikliği sürecinde bize verilen sözlerden vazgeçilerek Hayvanları Koruma Kanunu’nun 6. Maddesi’nin değişme ihtimalinden endişe duyuyoruz. Algı operasyonları ile sokakta yaşayan hayvanların tehdit olarak gösterilmeye çalışıldığı, hayvanların hak ve özgürlüklerinin yok sayıldığı bu süreçte çocukların da haklarının ihlal edildiğini görüyoruz. Doğal yaşam alanı, Avrupa modeli, medeniyet, gibi uyutma gibi sevimli ifadeler ile sokakta yaşayan hayvanları tecride ve ölüme götürecek bir yaklaşımın topluma kabul ettirilmeye çalışıldığına şahit oluyoruz. “Medeniyet, sokak hayvanlarına gösterilen şefkattir”. Biz biliyoruz ki Avrupa’da sokakta yaşayan hayvanlara gösterilen muamelenin medeniyet ile bir ilgisi yoktur. Birçok Avrupa ülkesinde yapıldığı bilinen “hayvanların hapsedilmesi ve belirli bir süre sonunda yuvalandırılamayan hayvanların öldürülmesi” bir çözüm değildir. Avrupa bizim 6. Maddemizi örnek teşkil etmekte ve bu doğrultuda bizim çalışmalarımızı esas almaktadır. Zira diğer türlü yapılan işlemlerin hepsi bizim kültürümüze dinimize ve mevzuatımıza aykırıdır. Çünkü bu kadim ve köklü kültürümüzle hayvanlarla kendi ekmeğimizi bölüşen evlerimizin önüne onlar için bir kap daha onlar için koyanlarız. Onların yanından başlarını okşamadan geçip gitmeyiz. Bu dünyanın yalnızca bizlere ait olmadığını onlarında hak ve özgürlüklerinin var olduğunu bilenleriz.”