Samsun’un Asarcık ilçesi Musaağa mahallesi sakinlerinin vekili Av. Kerami Gürbüz; hukuki süreci kamuoyuna ve yurttaşlara aktardı.
MEHMET REBİİ ÖZDEMİR
(SAMSUN)- Samsun’un Asarcık ilçesi Musaağa mahallesi sakinlerinin vekili Av. Kerami Gürbüz; “Köy yerleşik alanı içerisinde köy sakinlerinin konutlarının, sosyal yaşam alanlarının bulunduğu bir ortamda, ilçede çok daha uygun alanlar bulunmasına rağmen böyle bir fabrikanın yapılması hem hukuken hem de uygulama bakımından kanuna ve yasaya aykırıdır” dedi.
Samsun’un Asarcık ilçesinin Musaağa köyü (mahallesi) sakinlerinin köylerinde inşa edilen bir ticari işletme olan çuval fabrikasına karşı açılan hukuk mücadelesi sonunda fabrika olarak faaliyetinin durdurulması ve kapatılması davası Samsun İdare mahkemesi tarafından yürütmenin durdurulmasına karar verildiği ifade edildi.
Musaağa mahallesi sakinleri mağduriyetlerini ve tepkilerini vekilleri Av. Kerami Gürbüz ile birlikte şöyle ifade ettiler.
Asarcık ilçesi Musaağa Mahallesi (köyünden) İsmim Mustafa İvgen;
“Arazi sahibiyim. 15 dönüm arazi içerisinde mağduruz. Mağduruz, fabrika var? Fabrikanın altyapı, tuvalet giderleri, makinaların su giderleri hepsi arazinin yüzüne akıyor. Çiftlik yolu, yolda makineler geçmiyor. İki kilometre, üç kilometre uzaktan dolanıyoruz. Buradan hayvanlar geçiyor, insanlar geçiyor. Hepsi zarar görüyor. Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü'ne müracaatımız var, kaymakamlığa var. Sağlık Grup Başkanlığı'na müracaatımız var. Şu ana kadar hiçbir bu arıza ile ilgili bir çalışma biz görmedik. Yani bir an önce arızanın giderilmesi, insanlarımızın zarar görmemesi için, arazimin zarar görmemesi için arızanın giderilmesini istiyoruz. Vallahi tek arıza giderilsin de ben onu istiyorum” diye konuştu.
Musaağa mahallesi sakinlerinden ve mağdur olan Bayram İvgen;
“Musaağa köyünde ikamet etmekteyim. Yani bu fabrikadan dolayı bize yani bu akıntıdan dolayı hayvanlarımıza zarar var. Yer sahibi komşularımızın yerlerinde zararı var. Geçen yıl benim hayvanlarım, 10 tane hayvanım bu ileride gölet haline gelmişti, fabrika akıntısı, benim hayvanlarım oradan su içti. Ben de anlayamadım, hastalandı, hatta veterinerden ben 5 bin TL ilaç parası verdim. Ama sonradan oradan hastalandığını öğrendim ben, oradan su içtiydiler. Öksürmeye başladılar, yani bütün yetkililer biliyor bunu, kaymakam önceden bizim köy camisine de gelmişti. Ona da iletmiştik, bütün yetkililere ama ne ilgilenen var ne uygulayan var, yani bir an önce bu arızaların giderilmesini istiyoruz. Bir an önce hayvanlarımız zehirlenmesin. Herhangi bir yer sahipleri mağdur olmasın. Bir an önce yetkililerden bunu buradaki arızaları giderilmesini istiyoruz yani, fabrikanın da zaten önceden durdurulması gerekiyordu. Zaten durdurulma kararı da çıkmıştı. Ama nasıl bir yönetimden dolayı, nasıl bir teşkilattan dolayıysa siyasi yönden dolayı devam ettiriyorlar yani. Dört sefer dört defa durdurulma kararı çıktı fabrikanın. Hala çalışma devam ediyor. İşi siyasi yönden götürüyorlar. Ben adalete hani adaletin kestiği parmak acımaz diyorlar ama ben adalet uygulanmasını gerektiğini yapmasını diliyorum. Diyeceklerim bu kadar. Adalet yerini bulsun” şeklinde konuştu.
Musaağa mahallesinde hayvanları takip eden mağdurlardan Ahmet İvgen’de şunları söyledi.
“Köyde yaşıyoruz bu mahallede, Musaağa mahallesinde. Gördüğünüz gibi işte bu sulardan hayvanlar içiyor, hastalanıyor. Her hayvanın başına insan dikecek değiliz. Buradan geçemez olduk bu, fabrikanın atık suyundan, kenarlara pisliklerini atıyorlar, kağıtlarını atıyorlar. Biz yeni fabrika görmüyoruz. Fabrikatör ilgilenmiyor buralarla. Yetkililerden gerekenin yapılmasını talep ediyoruz.”
Sungba isimli fabrika (ticarethanenin) ihata duvarının samanlığının dibine yapılmasına, ayrıca da devasa elektrik direğinin dikilmesine, yetmezmiş gibi yağmur sularıyla fabrikadan tahliye edilen sularında çamurlarla birleşerek evine ve bahçesine aktığını söyleyen Ferhat İvgen, şunları ifade etti.
“Asarcık Musaağa (köyü) mahallesinde oturan sakinlerin birisiyim. Burada bahçeme ve samanlığıma geçecek yol bırakmadılar. Bir de gıcığına getirdiler burayı elektrik direğini diktiler. Elektrik direğinin önünde olunduğu gibi pis su bir ikiye, yaya geçmeye yol kalmadı. Elmalar, meyveler peri perişan halde. Bakın bunu yapamıyorum. Geçecek yolum yok. Bakıyorsun, duvarı tam sıfırına kadar diktiler burada. Büyükşehir Belediyesi söz vermişti, yol bırakılacak diyerekten, şimdi ise bunlar nasıl yaptılarsa vazgeçtiler. Niye vazgeçtiklerini ben anlamadım. Geldiler, bu duvarı buraya diktiler bu şekilde, yaya geçmeme yol kalmadı. Yani meyvelerimin bakımını yapamıyorum. Tarlama geçemiyorum, samanlığıma geçemiyorum. Gittim gitti. Alını, alını, biz saklı ya. Böyle bir şey var mı? Sen dedelerimizden değil ki tarihlerimizden kalan ağaçlar burada, ağaçlar hiç sökülür mü?
Ağaçları söktün, sen köyün merasına sahip çıktın geldin burada, körledin gittin. Neredeymiş böyle devir? Bak, ileriye dönüp beni çileden çıkartmasınlar. Türkiye'de yol kesilir mi? Kesilmiyor. Bu kadar abi. Şu arayı güzel çek. Görsünler burayı. Şu meyveleri yanına geçebilirsek keşke. Geçelim abi buradan. İki dakika geçelim. Bahçeme tarlama geçiş yolu var mı? Sizce görüyorsunuz, bir İkincisi buradaki lağım suları, pis sular, burada yarın sivrisinek bilmem ne, mahallemiz var, köyümüz var burada, insanlarımız ne olacak? Bu fabrikanın pis atık suyu gelmiş, elektrik kurumada sağ olsun getirmiş, elektrik direğiyle yaya geçme yolunu kesmiş. Bahçeme geçemiyorum, tarlama geçemiyorum, bu pislik ne burada? Çoluk çocuk oynasa, düşse olacak? Bu hayvanlar geliyorlar burada su içmeye çalışıyorlar. Bu hayvanların canı yok mu? Bu su içilir mi? Vallahi bilemiyorum. Buradan gelen su, az bir yağmur yağdığı zaman da olsa, bu alttan gelen, şuranın arasından gelen su, vallahi evin su basacak kadar su geliyor. Acayip, yukarıdan biriken sular mı artık alt yapıdan, buradan geldiği gibi su, ta buralara karşıya evin yanına doğru geliyor, buradan akan su, şu alttan geliyor, alttan, devandan geliyor, tabandan geliyor” ifadelerini kullandı.
Musaağa mahallesi (köyü) sakinlerinden Mustafa İvgen, Ferhat İvgen, Bayram İvgen ve Ahmet İvgen’in vekili olan Av. Kerami Gürbüz’de, mahalle halkının ve müvekkillerinin yaşadıkları hakkında şöyle dedi.
“Şu anda Samsun’un, Asarcık ilçesi Musaağa Köyü'nde, mahallesinde bulunmaktayız. Musaağa Mahallesi’nin yaklaşık 100 yıldan beri dedelerinin kendilerine bağışlamış oldukları ve otlak olarak kullanılan, bayramlaşma alanı olarak kullanılan düğün yapma alanı olarak kullanılan yaklaşık 12 dönümlük çok geniş bir arazi üzerinde, maalesef bu arazinin mülkiyetinin Asarcık Belediyesi'ne geçmesinden sonra burada Asarcık Belediyesi'nin teklifi üzerine Samsun Büyükşehir Belediyesi tüm itirazlara rağmen hatta Samsun Sanayi İl Müdürlüğü'nün de karşı çıkmasına rağmen bu bahsettiğimiz alanı imar planıyla sanayi alanı olarak tahsis etti. Bu sanayi alanı olarak tahsis edilmesinden çok kısa bir süre sonra da bu alanı Asarcık Belediyesi bir firmaya satması sonucunda bu firma tarafından burada bir fabrika inşa edildi. Birincisi köy yerleşik alanı içerisinde mahalle köy sakinlerinin konutlarının, sosyal yaşam alanlarının bulunduğu bir ortamda, Asarcık'ta çok daha uygun alanlar bulunmasına rağmen böyle bir fabrikanın yapılması hem hukuken hem de uygulama bakımından kanuna aykırıydı, yasaya aykırıydı. Bu mahkeme kararlarıyla da tespit edildi. Önce mahkeme bu imar planını iptal etti. İmar planı iptal edildikten sonra da Samsun İdare Mahkemesi buraya verilen fabrika ruhsatını iptal etti. Ancak burada bir şeyin daha altını çizmemiz gerekiyor. Mahkemeler maalesef bu kararları çok gecikmeli olarak verdiler. Bizim ısrarlı bir şekilde yürütmenin durdurulmasının bir an önce yürütmenin durdurulmasını talep etmemize rağmen ancak bilirkişi raporları alındıktan sonra yürütmenin durdurulması kararı verildi. Bu arada da mahkemenin kararı gelinceye kadar da maalesef fabrikanın inşaatı tamamlanmış ve fabrika faaliyete geçmiş oldu. Şimdi gelinen nokta itibariyle fabrikanın işletme ruhsatı iptal edilmiş olmasına rağmen fabrika üretime devam ediyor. Yine Samsun Büyükşehir Belediyesi ve Asarcık Belediyesi sanayi alanıyla alakalı imar planının mahkeme tarafından iptal edilmesi üzerine yaptıkları hukuksuzluğu ortadan kaldırabilmek adına burada yeni bir nazım imar planı ve uygulama imar planı yürürlüğe soktular belediye meclislerinin kararlarıyla. Bu sefer de bu sanayi alanını ticaret alanına dönüştü. Yani bir diğer taraftan da şu anda sanayi alanından çıkmış olan ve ticaret alanına dönüştürülmüş olan bir yerde hala üretim devam etmekte. Halbuki ticaret alanında üretimin olabilmesi, bir fabrikanın işletilebilmesi mümkün değil. Bir diğer husus şu anda gelinen nokta itibariyle bu fabrikanın her türlü atığının, yani çöplerinin fabrika çalışanlarının içtikleri sigara izmaritlerinin ve en kötüsü fabrikanın işletiminden kaynaklı atık sularının ve kanalizasyonun bu bölgede böyle bir fabrikanın yükünü kaldırabilecek altyapı olmadığı için, her ne kadar kanalizasyon ya da atık su giderine bu atıklar veriliyor olmasına rağmen, altyapı yetersizliğinden dolayı bu atıklar geri püskürmekte ve mahalle sakinlerinin, müvekkillerimizin evlerinin önünde, tarlalarında su birikintileri, ufacık göletler oluşmakta. Tabii bunlar da sinekti, sivrisinekti, zararlı böceklerdi gibi hayvanların çoğalmasına sebebiyet vermekte. Bu da haliyle hem insan sağlığını hem de hayvan sağlığını olumsuz yönde etkilemekte. Nitekim köy sakinlerinden bazılarının da tarlaları, ekinleri bu atıklar nedeniyle zarar görmüş durumda. Köy sakinleri tarafından ve tarafımızdan bu durumda Samsun'daki yetkili ilgililere iletilmiş olmasına rağmen, bu durum yine ilgililer tarafından tespit edilmiş olmasına rağmen çevre kanunu ve ilgili diğer mevzuat gereğince bu fabrikanın üretiminin derhal durdurulması gerekirken, faaliyetlerin durdurulması gerekirken yine bu fabrikaya, çevreye vermiş olduğu zararlardan dolayı İdari yaptırım kararları, idari cezalar uygulanması gerekirken ne fabrikanın faaliyeti bugüne kadar durduruldu ne de böyle bir ceza uygulaması bugüne kadar yapıldı. Keyfi bir şekilde fabrika üretimine devam etmekte. Aynı şekilde bu fabrikanın giderlerine uygun bir altyapı bulunmadığından bu altyapının da. Yeniden imar edilerek fabrikanın ve köyün giderlerini tahliye edecek hale getirilmesi gerekirken bununla alakalı da herhangi bir çalışma yapılmadı. Dolayısıyla aracılığınızla tüm kamuoyuna şunu ifade etmek isteriz ki, buranın sanayi alanı ilan edilmesinden bu tarafa bir çevre katliamı, bir doğa katliamı yaşanmakta. Ve fabrikanın faaliyete geçmesinden bu tarafa da bu katliam artarak devam etmekte. Bu nedenle bütün ilgilileri bir kez de aracılığınızla göreve davet ediyoruz. Şimdi söz konusu fabrikanın ihata duvarının sonu, ihata duvarının hemen arkasında bağımsız bir parsel var. O parsel üzerinde de bir müvekkilimize ait bir samanlık, ahır söz konusu. İhata duvarını tam sınıra yerleştirerek, iki parselin birleştiği noktaya yerleştirerek bir arkadaki parselin hem insan hem hayvan olarak yaya giriş çıkışını haliyle araç giriş çıkışını da engellemiş oldular. Bir de bu yetmiyormuş gibi buraya Yedaş tarafından da bir tane elektrik direği dikilmiş vaziyette. Bu da bütün bu olumsuzluğun üzerine giriş çıkışı engelleyen bir diğer faktör olarak yerini aldı. Tüm bunların üzerine de artı olarak fabrikanın atıklarından kaynaklı, altyapının yetersizliğinden kaynaklı olarak da bu elektrik direğinin etrafında gördüğünüz diğer birikintilerin yanı sıra hemen tarlaların yanında böyle bir birikinti oluşmuş vaziyette. Musaağa sakinleri ve özellikle bu civarda oturanlar, arsa ve konut sahipleri bu mağduriyetlerini defalarca kez yetkililer nezdinde dile getirmiş olmalarına rağmen hala bunlarla alakalı bir önlem alınmadı ve burada oturan vatandaşların mağduriyetleri maalesef artarak devam ediyor.”