Haber: Mehmet Rebii Özdemir
(SAMSUN) Samsun’da ortak ses yükseldi geleceksizliğe ve açlığa hayır diye Samsun Emek ve Demokrasi Güçleri (EDG) ile Samsun üniversite öğrencilerinin birlikte düzenledikleri basın açıklaması, eski vergi başkanlığı önünde bugün saat 18.00’de gerçekleştirildi.
Basın açıklamasının ilk bölümünü Samsun Üniversite Öğrencileri adına Zehra Üzümer okudu.
Üniversiteler, sermayenin üretim hatlarına dönüştürülüyor. Derinleşen ekonomik kriz ile birlikte yoksulluk, öğrencilerin hayatına yalnızca rakamlarla değil, boş cüzdanlarıyla, geleceksizliğin ağırlığıyla ve aç geçen günleriyle bir tokat gibi çarpıyor. Üniversiteler özgür düşüncenin ve bilimsel üretim yapmanın ötesinde artık sermayedarlar tarafından geleceğin ucuz işçilerini yetiştirecek üretim hatları olarak görülüyor; bilgi üretiminin değil, kâr maksimizasyonunun hizmetine sokulmuş, sermayenin pençesinde can çekişiyor. Yıllardır üniversiteleri, şirketlerin ihtiyacı olan iş gücünü yaratan birer ideolojik hegemonya merkezleri olarak dönüştüren iktidar, aynı zamanda çeşitli proje ve ortaklıklar ile şirket yöneticilerinin üniversitelerde karar mekanizmalarına dâhil olacağı bir üniversite modelini dayatıyor. Bu modelin vardığı son noktada ise yemekhanelerin sermayeye peşkeş çekilmesiyle öğrencilere, “Paran yoksa yemek de yok!” deniyor. Öğrenciler, aç bırakılıyorlar.
Okullarda bir öğün ücretsiz yemek hakkını dahi uygulayamayan iktidar, üniversite öğrencilerine açlığı reva görüyor. Nitelikli ve sağlıklı beslenme sorunu, ülkedeki tüm öğrencilerin ortak gerçekliği haline geldi.
Gençliğin sesine yanıt yine baskı ve şiddet
Son günlerde gençliğin üniversitelerde yükselen sesine bir kez daha zorbalıkla, saldırıyla ve baskıyla yanıt veriliyor. Yemekhane zamlarına, banka tekellerine ve öğrenciyi müşteri yerine koyan bu düzene karşı ses çıkaran gençler, faşist çetelerin hedefi hâline getirildi. Hacettepe Üniversitesi’nin yemekhanesi, randevu usulüne geçmesi ve yapılan son zamlarla öğrenciler tarafından kullanılamaz hâle geldi. En temel haklarını, beslenme haklarını savunan, direnişlerinin ilk gününden beri ÖGB tarafından şiddet uygulanan ve faşist çeteler tarafından iftiralar atılıp hedef haline getirilen, saldırıya uğrayan Hacettepeli öğrencilere, dün yine faşist çeteler tarafından sopalarla ve palalarla saldırıldığı öğrenildi. Şimdi soruyoruz: Haklarını arayan, temel ihtiyaçlarını talep eden öğrencilerin karşısına dikilen polis ve ÖGB nerede? Kampüslerimizin içerisinde silahlarla ve palalarla gezen bu çeteye karşı önlem aldınız mı? Kayyum yönetimi, Hacettepe'de işlenen suçların ortağıdır. Birkaç tane eli palalı militan üniversite kampüslerinde elini kolunu sallayarak gezebiliyor ama saldırıya uğrayan öğrenciler gözaltına alınıyor. Öğrencilere ise bir öğün yemek çok görülüyor.
“Öğrencilerden tepki: Yemekhanelerimizi geri istiyoruz”
Ondokuz Mayıs Üniversitesi öğrencileri de 2025–2026 güz dönemine, yemekhanelerinin Akbank’a devredildiğini öğrenerek başladılar. Tüm öğrencileri bir bankanın müşterisi hâline getiren bu yeni sistemin üstüne, yemekhane ücretlerine zam yapıldı. Üstelik 18 yaşından küçük olan öğrenciler, banka kartı çıkaramadıkları için açlığa terk edildi. Bugün OMÜ’de bir öğün yemek 35 TL, devletin öğrenciler için yeterli gördüğü KYK bursu ise sadece 3000 TL. Öğrencilerin ulaşım ve yurt masraflarını da sayarsak, çoğu öğrenci kimi günler bir öğün yemek bile yiyemiyor. Üniversite yönetiminin öğrencilere reva gördüğü ise niteliksiz ve kapsayıcı olmayan yemeklere mecbur bırakılmak. Yani öğrenciler üç kuruşluk tabldotlara beş lira vermeye zorlanıyorlar.
Gençlik mücadeleden vazgeçmiyor
Basın açıklamasının ikinci bölümünü Samsun Emek ve Demokrasi Güçleri (EDG) adına Dilara Taşdelen okudu.
OMÜ öğrencilerinin yeni sistem ilk duyurulduğundan ve yapılan zamlar açıklandığından beri yaptığı çalışmalar engellenmeye çalışılıyor. “Kanunlarla değil, talimatla çalıştığını” itiraf eden ÖGB tarafından, hukuki bir dayanakları bulunmamasına rağmen, öğrencilerin yemekhane üzerine yaptığı “forum daveti” afişleri sökülüyor ve öğrenciler hukuksuz gözaltı ile tehdit ediliyor. Samsun Üniversite öğrencilerinin geçtiğimiz cuma günü gerçekleştirdikleri forumda ise Zafer Partili olduğunu iddia eden bir grubun saldırısına uğradılar. Biri kadın olmak üzere üç genç, faşist saldırganlar tarafından darp edildi. Forum esnasında sözde gençleri korumak için bulunan polisler, karakolun karşısında gençlere saldırılırken neredeydi? Bu saldırıyı yapanları da onları azmettirenleri de çok iyi biliyoruz. Bizler bu sürecin takipçisi olacağız ve saldırganların ceza alması için elimizden geleni yapacağız. Öğrencilerin en temel hakları, toplanma özgürlüğü ve beslenme hakkı, bir avuç çete tarafından gasp edilemez.
“Baskılar bizi yıldıramaz “ mesajı
Bu saldırılar yalnızca birkaç öğrenciyi değil, hakkını arayan herkesi hedef alıyor. Çünkü öğrencilerin direnişi, açlık sınırının altında yaşamaya mahkûm edilen milyonların direnişidir. Bugün öğrencilerin yemekhanelerinden yükselttikleri itiraz; sofrada adalet, kampüste özgürlük ve ülkede eşitlik talebidir. Ve iktidar, gençliğe saldırarak kendi çürümüşlüğünü gizlemeye çalışmaktadır. Bugün üniversite kampüslerine saldıran faşist çeteler, yalnızca öğrencileri değil; düşünmeyi, dayanışmayı, bilimi ve umudu hedef alıyor. Ancak öğrenciler, “Biz gençliğin yanındayız; hiçbir karanlık üzerimize çökemeyecek,” diyerek kararlılıklarını dile getirdi.
“Karanlığa teslim olmayacağız” mesajı
Basın açıklaması şu sözlerle sona erdi: “Bizler öğretmenler, sağlıkçılar, işsizler, anne-babalar, emekliler ve bu ülkenin vicdan sahibi tüm emekçileri olarak söylüyoruz: Gençlerin üniversitelerinden yükselen çığlığı, hepimizin çığlığıdır! Bugün kampüslerde atılan her slogan, sofralarımızdaki ekmeğin, sokaklarımızdaki özgürlüğün, çocuklarımızın geleceğinin sesidir! Gençleri susturmaya, yalnızlaştırmaya çalışanlara karşı yan yanayız! Bu ülkenin öğrencileri yalnız değildir!”