Haber: Mehmet Rebii Özdemir
(SAMSUN)- Anahtar Partisi Samsun İl binasının açılışıyla bir dizi etkinliklerde bulunmak için Samsun’da olan Anahtar Parti genel başkanı Yavuz Ağıralioğlu bugün Samsun’da ki yerel ve ulusal basın mensuplarıyla bir araya gelerek partisini basın mensuplarına anlattı.
A Parti Lideri Ağıralioğlu, basın mensuplarına yaptığı konuşmasında şöyle dedi.
“Milletimizin sorunları var. Milletimizin sorunları çözülmezse millet sorunları var. Memleketimizin sorunları var. Memleketimizin sorunları çözülebilir. Eğer bu sorunlar şimdi maharet göstermek çözülemezse memleket sorunumuz var. Bunlara dikkat çekmek istediğimiz için buradayız. Bir siyasi panorama var önümüzde. Bu şudur efendim. Türkiye büyük bir ülke. Kronik problem diye gördüklerinin başında sorunlarla baş edebilme kabiliyetinin daha da azalması var. Yani Türk devletinin, Türk hükümetinin şu anda yönetimin en büyük sorunu, sorunlarımızın en büyüğü daha doğrusu sorun çözme kapasitemizde problem var. Türkiye’de enflasyon var. Enflasyonu çok uzunca senelerdir çözmeye çalışmak ve çözememek Türk siyaseti için bir utançtır. Bir işsizlik sorunu var, işsizlik sorunu var olabilir. Ama işsizlik sorunun bu kadar kronik hale gelmesi sorundan daha büyük sorundur. Nitelikli gıda sorunumuz var, bunu çözememek, su sorunumuz var, bunu çözememek. Adalet sorunumuz var, bunu çözememek. Eğitim sistemi sorunumuz var, bunu çözememek. Yani sorunlarımızı bilmek, sonra sorunlarımızı çözme imkânımız varken çözememek, bu sorunlar çok daha büyük bir sorunumuz. O yüzden Anahtar Partinin bir mesuliyeti şu, bir ülkemizin büyülüğüne, kapasitesine, kurumsal varlığına kurumsal varlığının sorun çözme maharetine çok itibar ederiz. Siyasetin, basın çıktı basının sorunları, mülki idareyi tutun elinize alın, mülki idare sorunları, adaleti tutun, adalet sorunları, eğitimi tutun, eğitim sorunları, çocuklarımızın kariyerlerini onların umut sorunları. Ne varsa sorun diye neyi konuşuyorsa bu sorunlara sebep olan şey siyasetin bizzat sebep, kendisini sebep olduğu sorunlardır. Yani siyasetçiler memleketin sorunlarını çözeceğiz diye memleketi o kadar sorunlu hale getirmişlerdir. İnsan bazen şöyle diyesi geliyor. Türkiye’de hiç siyaset olmasa, hiç siyasetçi olmasa, hiç parti olmasa, hiç bakan olmasa, hiç mebus olmasa, bu partiler hiç olmasa, Cumhurbaşkanı dahil herkes hayal kurulu olmasa, memleketin DPT Devlet Planlama Teşkilatı olsa, müsteşarlıklar olsa, bürokratlar Devlet Planlama Teşkilatı planlasa, müsteşarlıklar nezaret etse, bürokratlar uygulasa, yargıda denetlese. Mekanizma içerisinde siyaset ve siyasetçiler olmasa bundan daha iyi bir hafıza var. Bu algıya sebep olan maharetsizlik bizi mesuliyet altına çekiyor. Siyaset yerinde durmadığı için siyaset emanetini hakkıyla teslim aldığı milletine emaneti hakkıyla teslim edemediği için sorun var.”
Gayrisafi Milli Hasılamız yok, Gayrisafi Hasılamız var,
Ülke kaynaklarımızın çok büyük bir bölümünün elden çıktığına dikkat çeken A Parti Lideri Yavuz Ağıralioğlu konuşmasına şöyle devam etti.
“Efendim adalette sorun var. Niçin sorun var? Milleti korusun diye adalet müstakil hale gelmiyor. Siyaset adalete diyor ki ben milleti koruyorum, sen beni koru. Siyaset kendi hırsı, hevesi yüzünden adaleti korusun diyor. Medyayı kendine bırakmıyorsunuz. Medyaya diyorsunuz ki benim dediklerimi tutarsanız ben size imkanlardan istifade ettirebilirim, nefes aldırabilirim. Ama bana karşı olursanız nefes aldırmam size. Ne bozuyor medyayı, siyaset. Eğitimi ne bozuyorlar? Benim kafamda bir şey var, ben onu dirilteceğim, hevesi bozuyor. Üretimi ne bozuyor? Siyasetin ben her şeyi planlayacağım, planlarken de yanıma, yakınıma, yandaşıma, partime, partilime, bana yakın durana imkân sağlayacağım, hevesi bozuyor. Üretimi o bozuyor, tüketimi o bozuyor, yönetimi o bozuyor, rekabeti o bozuyor, ifadeyi o bozuyor. Sistemi siyaseti hesap bilmezliği bozuyor. Bu eşliği yöneteceğiz. Önümüzdeki dönemde de iktidar olmamızın sebebi bu. Bu kadar kaynakları doğru değerlendirilemediği halde yıkılamamış memleket bizi doğru yönetilince çok büyük güçle ayağı kaldıracaktır inancımızla yürüyoruz. 600 milyar dolar faiz ödemiş memleket yıkılmamış. Kaynakları doğru değerlendirilememiş. Haraç mezat pek çok imkânı satılmış. Şu anda sermayesi artık milli olmaktan çıkmış. Mesela Gayri Safi Milli Hasıla diyoruz ya, iş adamlarımız vardır burada. Bizim hasılamız hasıla ama milli değil. Gayri Safi Milli Hasıla değil. Gayri Safi Hasıla. Hasıla Gayri Safi olup Milli olmadığı için üretilen zenginlik bizde kalmıyor. Çünkü kaynaklarımızın çok büyük bir bölümü elden çıktı. Elden çıkmış kaynaklar üretilen zenginliği, vatandaşın zenginliği olma imkanından mahrum bıraktığı için bizim hasılamız milli değil. Haraç mezat satılmış bütün imkanlarımız. Ve bütün o 100 yıllık yaptıklarımızı CHP biraz tiyatrol hale getirmişti, hatırlıyorsunuz onu. 18 metrelik bir rulo şeklinde mecliste onu açtılar, satılanlar. O sattıklarımız 60 milyar dolardı. Biz 600 milyar dolar faiz ödedik. Ne kadar büyük bir imkân elimizden çıktı mı şöyle anlayın. Şu anda sattıklarımızı 3-5 trilyon dolara alamayız. 60 milyar dolara sattıklarımızı 3-5 trilyon dolara yapamayız. Ve onlar bizim kaynaklarımız değil artık. Bunlara itiraz etmek için, bunları dile getirmek için, yeniden başlıyoruz demek için, memleketi sarıp sarmalıyoruz. Devleti milleti ayağa kaldıracağız demek için en kıymetli yer Samsun'dur. Samsun yeniden başlamanın şehridir. O yüzden burada ifade ediyoruz” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı katıldığı nikahlarda vites büyüttü 4-5 çocuk demeye başladı.
Anahtar Parti genel başkanı Ağıralioğlu konuşmasını şu ifadelerle sürdürdü.
“Doğum oranlarımız çok düştü. Çok mühim bir sinyaldir. Sayın Cumhurbaşkanı böyle dikkat çekiyor. O da kıymetli bir şeydir. Evlendirme imkânı bulabildiği evlatlarının katılabildiği merasimlerine. Yani bu arada evlat evlendirmek de bayağı pahalı bir şey haline geldi. Eskiden emekli ikramiyesiyle bir evde imkân bir düğün yapılabilirdi. Harmanda çocuklara bir şey vaat edilebilirdi. Şimdi zor. O yüzden şimdi evlatların evlendirme imkânı bulabilenlerin sayın Cumhurbaşkanının takı taktığı merasimlerde olur. Aslında büyük mesuliyettir. Devlet adamlarının da böyle şeyler yapmasını da seviyorum. Nikah cüzdanını verirken Tayyip Bey, devletin başı vasfıyla çocuk sözü alıyor biliyorsunuz. Üç çocuk. Şimdi biraz vites büyüttü. 4-5 falan demeye başladı. Ama böyle cüzdan vererek evlat yapılmıyor efendim. Nikah vererek evlat yapılmıyor. Yani Cumhurbaşkanımıza birinin şöyle demesi lazım. Efendim bir evlat cüzdanla olmuyor efendim. Yani demografiyle ilgili Cumhurbaşkanına şöyle bir bilgi verilmesi lazım. Doğum oranlarımız 1.3’e düştü, bazı vilayetler var Allaha şükür Doğu'da, Güneydoğu'da Allah'a şükür onlar bol bol evlat yapıyorlar. Çok şükür onlar yapmasalar birin altında. Bu şu demektir. Önümüzdeki dönem Türk milleti için varlık yokluk sorunu var demektir. 30-40 sene sonra Türk milleti için varlık sorunu olur. Birinci derece beka sorunu nüfus demektir. Bu o demektir. Suriye misafirlerimiz var. 13-14 senedir ağırlıyoruz. Geçici sığınma statüsündeler. Burada doğum hızları 5, 5.6. Bizimki nokta 1.3. Bu bir devlet için beka sorunudur. Ama birinin Sayın Cumhurbaşkanı'na merasimlerde cüzdanla evlat olmuyor anlatması lazım. Doğum hızlarımız çok” şeklinde ifadelerde bulundu.
Madde bağımlılığına önlem alınmıyor
Ülkede madde bağımlılığının dur durak bilmeden arttığını dile getiren Ağıralioğlu konuşmasının son bölümünde şöyle dedi.
“8-9 milyon madde bağımlısı insanımız var. Çoğu çocuk, genç bunlar. İstanbul'da evlerinin kapılarını kilitleyerek yatan, evlatları kendilerini öldürecek diye korkan, evlatları ölsün diye Allah'a dua eden, ölsünler de mezarlarını bilelim diye feryat eden ebeveynler var. Kendilerini evlatları tarafından öldürüleceğinden korktukları için Allah'ım evlatlarımızı canına alın, mezarlarını bilelim diyenler var. Kendi evlatlarını polise uyuşturucu satıyorlar diye ihbar edip cezaevine gitsinler de rahat uyuyalım diyecek kadar aciz kalan analar babalar var. Siyasetin konuştuklarına bak. Sınırlarımız kevgire dönmüş, evlatlarımız hepsi madde bağımlılığının pençesinde, kimisi buradan kurtulanlar, hastanede oradan kurtulanlar, memleketi terk etme hevesinde, mesleksizlik pençesinde, ülkenin esas problemleri bunlar, siyasetin konuştuklarına bak. Nitelikli gıda tüketemiyoruz. Temiz suya ulaşamıyoruz. Önümüzde ki dönem çölleşme tehlikesi var, siyasetin konuştuklarına bak. Eğitimde bir muhtemel kaygı var. Üniversite işsizlik oranlarımız dayanılmaz haklara bağlı. Mevzu ettiğimiz çocuklarımızın niteliklerinde bozulma var. Siyasetin konuştuklarına bak. Meşgullermiş, şunların meşguliyetlerine bakın. Kim cumhurbaşkanı olacak? Ne olacaksa. Tartışmalara bakın. Yani sınırlarımızda PKK devletleri var. PKK devletleri kuruluyor. PYD ile PKK'yı birleştirmeye çalışıyor Amerika. Talabani ile Barzani’yi birleştiriyor Amerika. Bir Peşmerge Bakanlığı kurup ordu oluşturuyor Amerika. Suriye'de bir PKK devleti kurmaya yürüyor Amerika. Güneyimizde Kıbrıs'ı Lozan'la anlaşmalarını çiğneyerek silahlandırıyor Amerika. On iki adaları garantörü olmamıza rağmen, Montrö'den sonra Lozan’daki hâkimiyetimiz dahil, bu bölgedeki hâkimiyetimizi Lozan'a rağmen, NATO hukukumuza rağmen, NATO da birbirimize verdikleri şartlara rağmen genel olarak silahlandırıyor Amerika. Bizimkilerin konuştuklarına bakın. Hastanelerde diyaliz hastalarımız oranlarına bakın. Antibiyotik kullanma oranlarına bakın. Muayyenlerin sayılarına bakın. Acil girişlerine bakın. Üç yüz yirmi milyon acil girişi olmuş Türkiye'de geçen sene. Sekiz yüz yirmi altı milyon hastane kaydı var. Geçen sene. Ülke hasta, hapishaneler ağzına kadar dolu, hastaneler ağzına kadar dolu, kahvehaneler ağzına kadar dolu siyasetçilerin konuştuklarına bakın. Aslında sorun çözmek istemiyorlar. Sorunlarla memleketi kendilerine bağlı hale getirmek istiyorum. Bu siyasi tahammülü bitme eşiklerine gelmiş, memlekette Anahtar Partisi umut olarak memlekette kurumsal varlığına yürümeye karar verdi. Anahtar Partisi böyle doğdu. Partiyi kurmak kolaydı. Partiyi milletin kalbine ve ümidine kurmak zordu. Anadolu Partisi milletin kalbine ve ümidine kuruldu. Açılışımızdaki her coşku Samsun’da ki gibi her il açılışımız, açılıştan sonraki her toplantımız, her toplantımızın yapıldığı yerdeki mesuliyet ve arkadaşlarımızın varlığı, önümüzdeki dönem biz bu ülkenin bugün bulduğunda üç beş mislini bulabileceği bir büyük mesuliyete yürüyoruz. Böyle bir coşkuyla yürüyoruz. Türkiye'nin yetmiş üç vilayetinde teşkilatlandık. Bu hafta 81’i tamamlarız. Bitirdik teşkilatlanmayı. Hiç hiçbir zorluk çekmeden biz daha iyisi mümkündür diyen evlatlarla arasında yükü çekecek olanları öne alarak yürüyoruz. Namzetler var. Biz de varız diyen bu biz de varız içerisinde çeşitliliği de memleket için umut görebilen bir yerdeyiz. Yani Alevi'de var, Sünni'de var, sağcıda var, solcuda var. Dindarda var, Laikte var. Memleket için kalbi çarpan bundan daha iyisi mümkün diyen herkes var. Herkes var. Millet var. Anahtar Parti merkezinde millet olan siyasi parselizasyon da şu ekolden bu ekolden değil. Bu cepheden o cepheden değil. Bütün memleketi tek cephe yapacak mesuliyetten geliyoruz. İnşallah iyi olacak. Biz bayrak yarışı gibi görüyoruz siyaseti, hasımlıkta yapmıyoruz. Geçmişimize hükümet dahil hasma düşmana bakar gibi bakmıyoruz.”