Samsun ADD’nin 5 Aralık kadının seçme ve seçilme hakkı konusunda ki panele CHP'li Gümüşhacıköy Belediye başkanı Zehra Özyol, CHP PM üyesi Nazan Güneysu ve Atakum Büyükoyumca mahallesi muhtarı Fatma Yiğit' panelist olarak katıldı.
MEHMET REBİİ ÖZDEMİR
(SAMSUN)-ADD Samsun şubesi tarafından düzenlenen 5 Kasım kadının seçme ve seçilme hakkının 90. yılı nedeniyle dün akşam saat18.00’de Atakum Ata Sahnede verdikleri panelde panelist olarak CHP Parti Meclisi üyesi Nazan Güneysu, CHP'li Gümüşhacıköy belediye başkanı Zehra Özyol ve Atakum Büyükoyumca mahallesi muhtarı Fatma Yiğit konuştular.
Panele geçmeden önce ADD Samsun gençlik kolları üyesi Ülkü Kaplan kadının seçme ve seçilme hakkının tanınmasıyla Aydın'ın Çine ilçesinin Demircidere köyünün muhtarı olan Gül Esin (Übbül) canlandırdı.
“Ben Gül Esin. Türkiye'nin ilk kadın muhtarı seçildiğimde 32 yaşındaydım. Muhtar olabilmem için okuma yazma bilmem gerekiyordu. Kendi çabalarımla okuma yazma öğrendim. Köyde kimse okuma yazma bilmiyordu. Öğrenen ilk kişi bendim. İmkansızlıklar içinde imkân yarattım. 1933 yılında muhtarlık seçimine katıldığımda 7 muhtar erkek adayının karşısına tek kadın olarak ben geçtim. Erkek adayları eledikten sonra Türkiye'nin ilk muhtarı seçildim. İlk kadın muhtarı. Sonrasında gazete manşetlerine çıktım. Büyük İnkılabın ilk kadın muhtarı. Vazifen kutlu ve mutlu olsun diye başlıklar atıldı. 10. yılında cumhuriyetin Atatürk tarafından ödüllendirildim. Sonrasında köyüme yenilikler yaptım. Yol, köprü, köy konağı. Kahvehanelerde kumar oynanmasını yasakladım. Kız kaçırma olaylarının önlenmesi ve nikah işlemlerinin düzene girilmesi için mücadele verdim. Ben Gül Esin bugüne kadar size seçme ve seçilme hususunda ışık olduysam ne mutlu bana. Bunu bir düşünün. Yıl dönümünü kutluyor. Ve bugün için temsil yolunu açan Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk'e karşımızda Bir kez daha minnetlerimi sunuyorum.”
Kadınlar listelerde seçilebilecek yerlerden aday gösterilmeli
Panelist olarak panele katılanlardan CHP’li Parti Meclisi üyesi Nazan Güneysu konuşmasında şu konulara değindi.
“Biz aslında kotaları kabul etmiyoruz. Biz yerine ise eşitlik yapıyoruz. Ama siyasi partiler yasasına göre kotalar uygulama zorunluluğu var. Bu konuda da bazı ülkelerde hukuki düzenlenebileceği kotalar bazı ülkelerde ise bir ya da daha ufak bir siyasi partinin gönüllü olarak uyguladığı siyasi parti kotaları söz konusu. Anayasal düzenlemeler veya yasalarla parlamento seçimlerinde kota., bölmeyen ülke sayısı 88. Siyasi partinin kendi kararlarıyla kota uygulayan ülkelerle birlikte bu sayı toplam 130’a oluşuyor. 2002 yılı verilerine göre, dünyada en yüksek kadın temsil oranına sahip 22 ülkeden 19'u kota uygulamasını hayata geçirmiştir. Bu 19 ülke, sırayla, Ruan'da, birinci sırada Ruan’da var. Nikaragua, Meksika, yarış olarak yenilikleri Yeni Zelanda, İzlanda, Güney Afrika, Andorra, Bolivya, İsveç, Kosta Rica, Norveç, Arjantin, Namibya, İspanya, Senegal, İsviçre, Mozambik ve Belçika’dır. Bu saydığım 19 ülkenin 10'unda kotalar, anayasa ve yasalar uygulanmaktadır. Dünyada herhangi bir kota türünü uygulayan 130 ülkenin 2022 yılı üyelerine göre kadın temsil oranı %27,4'tür. Cinsiyet kotaları dengeli veya eşit temsilinin sağlanması için gereklidir. Ancak cinsiyet kotaları, başvuruşuna öngörülen oranla kadın temsilini sağlayamaz. Cinsiyet kotaları, kadın temsil oranını kural olarak arttırmakla birlikte oranın etkili bir şekilde artması için başka unsurları da bir arada düşünmemesi ve uygulamaya geçirmesi gerekmektedir. Kotaların etkin olabilmesi için öncelikle bir kota oranı öngörülmelidir. Bunun yanı sıra uygulanan seçim sisteminin kadın temsil oranını arttırmaya uygun olması gerekiyor. Kadınların listelerde seçilebilecek yerlerden aday gösterilmesi, liste türü ve kota uygulamayan partilere yönelik yaptırım ile kota uygulayanlara yönelik teşvik ve kadınların temsil oranını yükleyen faktörlerdendir. Siyasi partinin kadınlara aday olmak için teşvik etmesi, bu konuda kadınlara eğitim ve destek vermesi çok önemlidir. Siyasi partilerin daha fazla kadın aday göstermeleri ve seçmen tercihlerinin kadın lehinde olması ise medya olmasında ise medyada kampanyalara etkisi çok büyüktür. Adayların parti merkezi tarafından mı yoksa yerel organlar ve kurumlar tarafından mı belirleneceği de kadın temsil oranını etkileyen unsurlardandır. Ayrıca var olan kadın derneklerinin de bu sürece çok ciddi katkıları bulunmaktadır. Sonuç olarak hangi süreci kadınların lehine ilerleyeceği siyasi partilerin yapısına göre değişiklik göstermektedir. Bizler de partimizin her organlarında aktif rol alarak gönüllülüğümüzü arttırmak için çok çalışmak, yılmadan çalışmak zorundayız” şeklinde konuştu.
İktidarın parasal gücü vardı benimde tatlı dilim güler yüzüm vardı!
Panelistlerden CHP’li Gümüşhacıköy belediye başkanı Zehra Özyol’da 5 Aralık kadına verilen seçme ve seçilme hakkına dair konuşmasında şöyle dedi.
“Bende Atatürk'ün kızları, Atatürk'ün oğulları. Panele hoş geldiniz. Hepinizi Atatürk'ün yolunda, bilimin ışığında, bilimin ışığında, sevgi ve saygıyla selamlıyorum. Bizi davet ettikleri için bu anlamlı günde seçilmiş kadın olarak Samsun Atatürkçü Düşünce Derneği Başkanları ve Yönetim Kuruluna çok teşekkür ediyorum. Evet esas teşekkürü ve şükranlarımızı da Mustafa Kemal Atatürk'e, kadın devrimcisi Mustafa Kemal Atatürk'e şükranlarımı sunuyorum. Saygıyla, minnetle önünde eğiliyorum. Bir cumhuriyet kadını olarak, bir Anadolu kadını olarak verdiği reformlar ve haklar sayesinde sizin karşınızda bir belediye başkanı olarak sizlere sesleniyorum. Bu benim için büyük ve onur ve gururdur diyorum. Bir de tabii ki modern, demokratik ve laik Türkiye Cumhuriyeti'nin bir kadın belediye başkanı olmak da bizlere ayrı bir sorumluluk getiriyor. Bunların da bilincindeyiz. Şöyle baktığımız zaman Gümüşhacıköy’de ve bulunduğumuz bölgede üçüncü kez üst üste seçilen ve ilk kadın belediye başkanı olmakta altını çiziyorum. Çünkü kadınların sesi olmak için de belediye başkanı oldum. Bu kadın cinayetleri, çocuk istismarları onlarla ilgili de kamuoyunda ses olmak için belediye başkanı olduk. Tabii ki memleketimize hizmet etmek ve cumhuriyetin kazanımlarını kullanmak bu hakkı görev addettik ve belediye başkanı olarak seçildik. Şöyle baktığımız zaman ben tabii ki halkla ilişkilerimize sordunuz. Buradan da 5 Aralık tüm seçilmiş kadınların da kutluyorum hakkını. Saygı sunuyorum hepsine. Şöyle söyleyeyim. Ben Gümüşhacıköy’de biraz doğaçlama konuşsam olur değil mi sayın moderatör. Daha çok yazılı şeylere bakarak konuşmayı sevmeyen biraz değişik bir başkanım. Gümüşhacıköy’de Uncu Veysel'in kızı olarak biraz önce benim biyografimi söylediniz, dünyaya geldim ve bunu niye söylüyorum altını çizerek? Cumhuriyetin kazanımlarında ve Mustafa Kemal Atatürk'ün verdiği haklar sayesinde tütün tarlasında çalışan Uncu Veysel'in kızı, altı çocuklu ailenin en küçük çocuğu ve bu kazanımlar sayesinde bir belediye başkanı oldum. Ve aynı zamanda Türkiye'yi temsil eden sekiz kişiden Türk Delegasyonun ’da bulunan tek kadın belediye başkanı olarak 2014'te Avrupa Konseyi'nin tek delegesi oldum. Bunu Cumhuriyet'e borçluyum. Mustafa Kemal Atatürk'e borçluyum. Bunu da söylemene geçemedim. Babamın da bir nasihati var, Uncu Veysel'in. Memleketinizi unutmayınız. Memleketinize sahip çıkınız. Yolunuza, erkanınıza, geleneklerinize, göreneklerinize de sahip çıkın evladım demişti. O sözü de tutmuş olarak yola devam ediyoruz. Doğal bir insanım. Halkla ilişkilerimizle de Gümüşhacıköy'de, birlik, beraberlik içerisinde, insan odaklı çalışarak, insanlara dokunarak, daha çok kadınlarla, gençlerle, çocuklarla beraber olarak ve mahallede başlayarak kanaat önerilerinden tutun. Diğer türlü bütün kadın toplantılarında, sivil toplum örgütlerinin toplantılarında her zaman biz iç içe ve beraber olduk. Kültür Turizm Bakanlığı Daire Başkanıydım. Daha öncesinde de Ankara'ya gelen bütün hemşerilerimin bütün işlerini görerek onların yardımcı oluyordum. Onların da çok katkısı oldu, bir iletişimimiz oldu. Ondan kaynaklı da İttifak'ta, Ankara'da yaşasam da Gümüş Öztürk'ü hiç bırakmadığım için, ilişkilerimiz devam ettiği için kopukluk olmadı. Ev ev, kapı kapı dolanıp onların gönüllerini aldık. Çünkü karşımızda iktidarın parasal gücü vardı. Benim de tatlı dilim vardı, güler yüzüm vardı, insanları kucaklamam vardı. Gönül birliğiyle birlikte bu seçimi aldık. Devlet memuruydum. Birikimimde yoktu, inanın. Ama gönül olarak iktidar partisinin elinden aldık. Bu da bir haklı gurur diyorum. Tabii ki burada yürekli kadınların, gençlerin ve centilmen beylere de teşekkür ediyorum. Onların da katkıları oldu. Kadınlarla omuz omuza çalıştık ve başardık. Çok olumlu buluyorum. Gerçekten belediye başkanı olarak ve kadınlarla ilgili sorunlar olsun o konuda bilinçli olarak halkı aydınlatmada katkılarımız gerçekten var. Artık kadın başkan olarak değil de kadınlar her yerde olmalı diyoruz biz. Her meslekte, her alanda olmalı. Çarşıda olmalı, pazarda olmalı. Hani bir ara bizim gülmelerimizi yasaklamışlardı ya ben taklitte yapıyorum. Hamile olarak bile, kıpırdayarak bile çarşıda pazarda ne kadar çok kadın olursa o kadar barış olur, sevgi olur diyorum.”
Her şey aslında göründüğü kadar basit değil
Atakum ilçesinin Büyükoyumca mahallesi muhtarı Fatma Yiğit’te 5 Arlık kadına seçme ve seçilme hakkının verilmesini şu ifadelerle anlattı.
“Valla hiç hayatımda muhtar olmayı hayal etmemiştim öncelikle onu söyleyeyim net bir şekilde. Fakat önce ben Büyükoyumca Mahallesi’nin ikinci dönem kadın muhtarı olarak karşınızda olmaktan gerçekten gurur duyuyorum. Ve bu gururu bana yaşatan öncelikle Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e sonsuz saygı, sevgi ve şükranlarımı sunuyorum. Ayrıca çok kıymetli mahalle sakinlerime, beni destekledikleri için çok teşekkür ediyorum. Birkaç tanesi zaten burada. Hepinize teşekkür ederim. Evet, muhtar olmaya gelince hiç aklımda hayalimde böyle bir şey yoktu. Pelitköy sağlık ocağında 5,5 yıl çalıştım. Oradan zaten bütün mahalle sakinleri, köy de dahil olmak üzere herkesle irtibatım vardı. Demek ki orada güzel bir izlenim bırakmışım farkında olmadan. Aslında ben doğal bir şekilde yapıyordum her şeyi ama onlar beni gerçekten sevmişler. Orada doktorum emekli olunca bana komşularım, ailem, en başta komşularım, mahalle sakinleri muhtar olma yönünde İlerlememi istediler. Seçime tam bir buçuk ay vardı ve ben bir buçuk ayda ne yapabilirim ki dedim. Yani yapamam, bir buçuk ayda kime ulaşırım, kendimi nasıl anlatırım diye düşündüm. Bir perşembe akşamı birden salona geldim. Eşime dedim ki tamam Necmi. Ben muhtar olmaya karar verdim. Cuma günü de gittik, fotoğrafları çekildi ve afişimi bastırdım. Bu kadar hızlı bir şekilde. Ben de nasıl olduğunu anlamadım. Fakat iyi ki olmuşum diyorum şu an. Teşekkür ediyorum. Yani sitelerden çok bir sorun çıkmadı. Fakat benim bir tarafımda köy, Büyükoyumca köyü eski haliyle. Oradaki erkekler kadından muhtar olmaz, biz kadından bir şey mi isteyeceğiz diye bayağı bana tepki gösterdiler ama bu şekilde konuşan erkeklerin eşlerinin çoğunluğu bana oy verdi. Yani köy kadınlarından acayip bir oy aldım. Evet yani dört tane erkek muhtarın karşısında kazanmış oldum. Ah diyeyim öncelikle öyle bir iş çekeyim. Çünkü ben maalesef ilgileniyorum. Gece 12-1 olsa telefona muhakkak bakıyorum her ne olursa olsun. Hatta bazen gece 3'te 4'te kalkıp eğer bunların dediklerini yapamadıysam evin içinde şöyle bir tur atıyorum. Eşim bu konuda bana bayağı bir sitem ediyor zaten gece yarısı ne yapıyorsun diye. Elimden geldiğince kendim yapabileceğim veya çevremi organize edebileceğim her şeyde taleplerini yapıyorum. Özellikle kadınlarımızın çünkü kadınlarımızın çok sıkıntıları var. Yani hani şöyle baktığımızda Pelitköy dediğimizde ya da bir o taraflar ihtiyaç sahibi var mı ya da kadınların ne ihtiyacı var dendiğinde işte her şey gözüktüğü gibi değil aslında. Yani site ama ben o kadınların neler yaşadığını biliyorum. Yani o an öğretmenlerin bile dayak yiyebildiğini, bunları ben biliyorum. Ya da işte eşinin hiçbir şekilde para vermediğini biliyorum ki bunu başkanım da çok iyi bir şekilde takip ediyordur. Kesinlikle. Ve bunları ben hepsini de kafamda büyüterek diyeyim. Ama en çok zorlandığım bunları bir şekilde hallediyoruz. Konuşarak, çevremi yönlendirerek, avukatlarımıza yönlendirerek baş edebiliyorum. Fakat burada belediye başkanlarımıza iş düşüyor, yollar. Az önce dediğim gibi başkanımın mahalle sakinleri zannediyor ki yolları bizim yapabileceğimizi. Hep bizden talep ediyorlar. Fakat maalesef öyle bir şey yok. Benim asfaltım ya da bir kepçem yok. Biz bunları belediye başkanlarımızdan istiyoruz. Benim orası gelişmekte olan bir alan, inşaat alanı. Çok büyük sıkıntılarım var. Başkanıma buradan çok çok başkanım, başkan yardımcı, ilçe başkanım hepsine selamlarımı iletiyorum. Mahalle sakinlerimin yollarında büyük problem var diyorum. Kadın olarak değerlendirelim. Şunu ben değineyim. Muhtarlarda birleşik oy pusulası yok biliyorsunuz seçimlerde. Son gün gelip muhtar azalarını yazıp bir pusula yazıp oraya kabine koyuyor. Ben muhtar adayım diyor. Orada büyük sorunlar ve kargaşalar çıkıyor seçimlerde. Özellikle Nazan Hanıma buradan eğer bunu talep ederlerse bu muhtarlık sisteminin seçimlerinde biz birleşik oy pusulası istiyoruz. Aynı belediye başkanı seçimleri gibi olsun diyoruz. Çünkü diğer muhtar adayları pusularını koyduktan sonra ben bir bakıyordum ki ilk seçimde bu oldu bu olay. İkinci seçimde zaten adayım yoktu. İlk seçimde pusula koyuyorum mahalle sakini geliyor geliyor Fatma muhtarım senin orada pusulan yok. Meğerse cebe atmışlar artık kim attıysa. Yani bunu dile getirmelerini talep ediyoruz. Özellikle Nazan Hanım'a. Rica ediyorum bunu. İlk yapmışım dediğim özellikle bir değil, birden fazla diyeceğim. Şu kadınlarımıza ve çocuklarımıza destek olma yönünde. Kışın mont, bot yardımı yapıyoruz çocuklarımıza ihtiyaç sahiplerine. Çünkü bakıyorum kışın çocukların bazılarında terlikle gidenler var ciddi anlamda. Ben mahalle sakinlerimin mutfağında ne var? Ne yiyor ne içiyor, ihtiyaç sahiplerimin onları bile takip eden bir insanım. İyi ki yapmışım, iyi ki muhtar olmuşum ve iyi ki ben bu insanlara dokunabilmişim diyorum. Çünkü çoğu zaman dertlerini, sıkıntılarını anlatamıyorlar. Beni artık bir abla, kardeş, teyze, nine ne diyorsanız beni o şekilde görüyorlar, seviyorlar, sayıyorlar. Ve ben de onlara dokunmaktan büyük mutluluk duyuyorum. Mahalle sakinlerime destek olmak bana huzur veriyor. İyi ki yapmışım diyorum. İyi ki muhtarı olmuşum ve birçok insana ben dokunabilmişim. O yüzden çok çok mutluyum ve vicdanım çok rahat bu konuda” dedi.