MEHMET REBİİ ÖZDEMİR
Yıllar öncesi Amasya Erbaa ilçesinden Ladik Tatlıcak köylülerinin para karşılığı aldıkları Tatlıcak köylülerinin merası, Büyükşehir Belediye yasasıyla Ladik özel İdaresinden Samsun Büyük Şehir belediyesine devredilen 850 dönüm yayla topraklarına AKP’li Samsun Büyükşehir belediyesi tarafından % 100 tarım alanı olarak tespit edilmesine rağmen GES (Güneş Enerji Sistemi) kurulmaması için protesto ettiler. Samsun’un Ladik ilçesinin Tatlıcak köyü (mahallesi) sakinleri dedelerinin dedeleri, tarafından Amasya’nın Erbaa ilçesinden yüklü miktarda para ödeyerek köy tüzel kişiliğine kattıklarını, büyükşehir belediyesi yasasıyla köy tüzel kişiliği tarafından Ladik Özel İdare Müdürlüğü Samsun Büyükşehir belediyesine devretti.
Yıllardır hukuk mücadelesinin yanı sıra kitlesel eylemliliklerle yaylasını korumaya çalışan Tatlıcak köyü sakinleri dünde Tatlıcak mahallesi yaylasına Samsun büyükşehir belediyesi tarafından konteynırların ve iş makinelerinin gelmesini ve çalışmaya başlamak istemesini protesto etmek için yaylaya geldiklerin de Kolluk kuvvetleriyle karşı karşıya kaldılar.
Kolluk kuvvetlerini aşarak meraya girmek isteyen Tatlıcaklılara jandarma müdahale ederek meraya girmelerini engellediler. Tatlıcaklılar, yılmadan mücadelesini vererek gün içerisinde makinelerin çalışmaya başlamasını durdurdu. Yaylada yaşananları Tatlıcak sakinleri şöyle ifade ettiler.
Tatlıcak Mahallesi muhtarı Halis Erkul’un eşi Mevlüde Erkul: “Çek kardeşim çek, yerimize tecavüz etti Mustafa Demir, bizim yaylamızı elimizden alıyor, çocuklarımızın geleceğiyle birlikte. Doymadın mı, belediyenin malıyla, Tatlıcak’ın yaylasına mı kaldın? Canım tarlalarına mı kaldın? Hiç mi utanmıyorsun? Tatlıcak’ın muhtarıyla, muhtiyle görüşmeye korkuyor musun? Yazık değil mi” diye sorular sordu.
Tatlıcak mahallesinden Züleyha Ercan adında kadın; “Bben İstanbul’dan geleli 4 yıl oldu, emekli oldum, mal alacaktım köyümüzün merası yok. 3 yıldır da işsiz duruyorum. 4 mal alacağım, 4 sene oldu bizi buraya gönderdiler, biz nereden ne ile mal alacağız. Sesimiz kısıldı, sabahtan beri asker ile bizi karşı karşıya getirdiler. Herkes malını sattı. Bizi asker ile karşı karşıya getirmesin İsrail gibi, asker ile bizi İsrail gibi karşı karşıya getiriyor. Sade benim kapımın önünde mera, 4 tane 5 tane çoban orada, mal güdüyorlar, koyun güdüyorlar. Buraya koymuyor Mustafa Demir, köpekler hep dövüşüyorlar, çobanlar dövüşüp duruyorlar. Bende aralarına girdim, kolum acıyor halen, kaç gencin arasına gireceğim diye kolum acıyor. Yazık değil mi bize, yazık değil mi? Sesimiz kısıldı, sesimiz kısıldı” diye konuştu.
Tatlıcak mahallesi sakini Mahmut Akdemir; “Ben 76 yaşındayım. Bu yaylayı büyüklerimiz, çok yoklukla, sıkıntıyla fakirlikle aldılar. Köyümüzde bir inek alıp da bir tane güdecek meramız yok. Hep başka yakın köylerden mera aldık. Köy tüzel kişiliğiyle aldık. Başka yapacak, bir şeyimiz yoktu. Köy tüzel kişiliğinden belediyelere geçti bu, ne bizim günahımız, paramız ile aldığımız köyde tarlalarımıza gidecek yolumuz kalmadı. Belediye hepsine el koydu. Burada çoluk çocuk ne yiyecekler? Aylığımı var, yıllığım mı var? bu millet alnın terini yiyor. Alnının acı terinin ekmeğini yiyor. Etimiz, sütümüz hepsi burada üretiliyor” ifadeleriniz kullandı.
Ümmet Akdemir; “50 tane büyükbaş hayvan, 500-600 adet küçükbaş hayvanım var. Çoluğumun çocuğumun ekmeğini kazanıyorum. Bankalardan kredi çektik hayvancılık yapıyoruz, çiftçilik yapıyoruz, buraları babalarımız, dedelerimiz bedelini ödeyerek yoklukta kabını kaşığını satarak aldılar. Köy tüzel kişiliğinden bir yanlış yasayla burayı belediye aldı. Tüm anlatmalara rağmen, muhtarlık olarak, dernek olarak bütün anlatmalarımıza rağmen buraya gedi büyükşehir elimizden almaya kalktı. Biz meramızı koruyacağız. Hayvanımızı otlatmaya köylerde arazimiz yok, buranın tapulu parasını ödediğimiz yerimizi elimizden alıyor. Ve köylüyle de dalga geçiyor. Siz kimsiniz ki diyor. Siz kimsiniz ki diyor bu Mustafa Demir ve elemanları. Buraya geliyorlar, muhtara, azalara, köylüye sizinle anlaşma yapacağız deyip, yalan konuşup sizleri kandırıyorlar. Hayvancılara siz olsanız da olur, olmasanız da olur diye böyle laflar ederek dalga geçiyorlar. Biz bu Türkiye’nin vatandaşı değil miyiz? 15 yaşından beri ben burada hayvancılıkla geçinen bir insanım, benim hiçbir gelirim yok, ben İstanbul’dan geldim, 10 sene oldu. Devlet teşviklerinden burada hayvancılık yapacağım diye şimdi burayı benim elimden alıyor Mustafa Demir. 7 nüfusum var benim, burası benim ekmek teknem” diye konuştu.
Zeynep Akdemir, “Anam beni burada doğurmuş, burada büyüdük, buradan ekmek yedik, arkalarından gömleği ceket giyemedik, yokluklarla alınmış, bizim çocukluğumuz burada büyüdük bizi toprağımıza koymuyorlar. Bu nasıl Müslümanlık? Bu Allah yanında da haksızlık, burası için biz canlarımızı verebiliriz. Burası bzim vatanımız, doğup büyüdüğümüz yerler, bizde canımızı verebiliriz, bu yaştan sonra yaşasak ne olacak? Yaylamız için şehit oluruz.”
Emine Akdemir; “2 çocuğum bakın burada çoban salmıyorlar bakın, iki çocuğum çoban benim. Allah’tan korkun, cumhurbaşkanım bir gelin görün halimizi, 3 yaşındaki çocuğumu getirdim ben buraya torunumu, koyunumun yanına salmıyorlar bizi, az gelsinler de görsünler ne biçim milletiz. Allah’tan korksunlar şu kalbine koysun elini de azcık adamın yüreği sızlasın” şeklinde ifadelerde bulundu.
Tatlıcak köyü (mahallesi) muhtarı Halis Erkul; “Burası 1953 yılında mahkemeyle alınmış, parayla alınmış, dedem almış, dedemi zehirlemişler burada, tapuyu alınca burası köy tüzel kişiliğinden Büyükşehir’e geçti. Büyükşehir’e gele gide, bugün yarın, anlaşamadık. Bugün işte bu vaziyete geldik. Vatandaş çok tepkili, elimizden geldiği kadarıyla buraya güneş paneli kurdurmamaya çalışacağız. Ama tabi ki Jandarma, belediye başkan ve yardımcıları gittiler, bize yardımcı olmuyorlar, vatandaş çok tepkili hayvancılık tamamen bitiyor, Tatlıcak’ta bankadan para alanlar, ahır yapanlar zor durumda, gelsinler halimizi görsünler, biz yaylamızı vermeyeceğiz elimizden geldiği kadar, ölüm var dönmek yok” dedi.
Eyüp Ercan; “Şu anda Tatlıcak yaylasındayız. Burası tabi yaklaşık 200 yıldır, köylünün mağduriyetiyle alakalı muhataplarına bu konuyu anlatmaya çalışıyoruz. Ramazan Bayramı’nda artık hukuken sesimizi duyuramadık, siyaseten sesimizi duyuramadık, burada köylüyle beraber artık yaylaya sahip çıkma konusunda eylemlere başladık. Ramazan Bayramı’nda burada köylülerimiz sürme eylemi yapmışlardı. Tabi insanların canı yanıyor, ata toprakları ellerinden gidiyor, burada yöneticilere bu konuda ki mağduriyeti gidermeleri konusunda her türlü girişimlerde bulunduk. Ankara’ya gittik, Samsun’a gittik, Ladik’te ki siyasilerle ve belediye yetkilileriyle görüştük, bugünde yine Jandarmayla köylüyü karşı karşıya getirdiler. Tabi biz Karadeniz’de bu tarz manzaralara alışkın değiliz. Jandarma bizim başımızın tacıdır, kolluk kuvvetleri, bu analarımız, bacılarımız kolluk kuvvetlerine evladı gözüyle baktı kınalı kuzularını askere gönderdiler. Ellerine kına yakarak vatanı beklemesi için geldiler ama bugün aynı asker maalesef analarımıza, basılarımıza siper oluyor. Bu alışkın olduğumuz bir durum değil açıkçası, bu arazilerde, bu araziler bedel ödenerek yani hakikaten bedel ödenerek derken maddi olarak da, manevi olarak da, çok ciddi bedel ödenerek dedelerimizden bize emanet kaldı. Bizimde 50-100 yıl sonra bırakacağımız bir toplum mirası, bu konuda her şeyden önce, doğa harikası Ladik’in en değerli arazisi, yeşiliyle, güneşiyle mera hayvancılığıyla bu arazilerin bu şekilde kalması gelecek nesillere bu şekilde aktarılması gerekiyor. Buradaki insanların geçim kaynakları ellerinden alınmaması gerekiyor. Biz burada bu konuyla alakalı gerek siyasilerin, gerek devlet yöneticilerinin kamu vicdanının devreye girmesi gereken, bir durumdayız, biraz vicdanımızın sesini dinlersek buradaki insanların mağduriyetinin giderileceğini düşünüyorum. İnşallah vicdan doğru çıkar diye düşünüyoruz.”
Diğer köylülerde tepkilerini dile getirirken kolluk kuvvetlerinden bir yetkili alanda bulunan Abdurrahman Akdemir’e sakat ayağınla senin burada ne işin var demesinin ardından jandarma ile Tatlıcak köylüleri arasında süren tartışma üzerine kendisine sakat halinle burada ne işin var diyen kolluk kuvvetine “Sen bana nasıl sakat halinle buradasın diyorsun ben 60 yaşıma geldim bana kimse sakatsın demedi, sen nasıl dersin” diye kolluk kuvvetleriyle tartıştılar.
Tatlıcak yaylasında siyasilerin ve diğer yetkililerin araya girmesiyle Samsun büyükşehir belediyesine ait makinelerin çalışması bir o günlük durduruldu. Köylülerde evlerine döndüler.