Haber: Mehmet Rebii Özdemir
(SAMSN)- Yeni kurulan Anahtar Partinin Samsun il binasının açılışı için Samsun’a kurmaylarıyla birlikte gelen A Parti lideri Yavuz Ağıralioğlu, parti binasının açılışından önce Samsun Büyükşehir belediyesinin Ömer Halis Demir çok amaçlı salonunda partililerle bir araya geldi ve burada partililere hitaben konuştu.
A Parti lideri Ağıralioğlu’nun konuşmasından önce kurucu il başkanı Opr.Dr. Ahmet Karkucak bir konuşma yaptı.
A parti kurucu il başkanı Opr.Dr. Ahmet Karkucak konuşmasında şunları ifade etti.
“Aziz Samsun milleti bizi bu tarihi günümüzde yalnız bırakmadığınız için hepinize çok teşekkür ederim. Hoş geldiniz. Sefa verdiniz, şeref verdiniz. Hep beraber olacağımız bu yolda biz hiçbir zaman milletimizi yalnız bırakmayacağız. Milletimizin de bizi yalnız bırakmadığını görmekten onur ve gurur duydum. Bir kez daha Samsunlu olmaktan onur ve gurur duyuyorum. Hepiniz hoş geldiniz” diye konuştu.
Anahtar Parti lideri Samsun Büyükşehir belediyesi Ömer Halis Demir çok amaçlı salonda yaptığı konuşmasında şöyle dedi.
“Samsun'dayız. Doğum günüm benim bugün. Bir doğum günü için denk gelinebilecek en kutsal şehirdeyim. Bir milletin doğduğu yerdeyim. Ben bugün doğduğuma değil, bir milletin yeniden doğum iradesi koyduğu yerde şehirde olduğuma şükürle başlıyorum sözlerime. Nice zamandır, parti ağırlıyor, parti uğurluyorsunuz. Daha iyi bir ülke, daha zengin bir ülke, daha bolluk bereket içinde bir ülke için her huzurunuza gelene destek oluyor, her size daha iyisi mümkün diyenin arkasına koyuluyorsunuz, düşüyorsunuz. Her denediğinde hissesine hayal kırıklığı düşmüş, ama her sefer daha iyisini yapacağım diyene imkân vermeyi memleket borcu bilmiş, benim aziz milletim. Aslında bugün kuruluşuna nezaret ettiğiniz parti bugün iline, ilçesine can suyu vermek için sesine kuvvet vermek için sözlerine verdiğiniz kuvvetle bir millete ayağa kaldırmaları için kuruluşuna nezaret ettiğiniz parti bir partiden daha fazladır. Anahtar Parti sadece bir parti değildir. Anahtar Parti, A Parti size daha önce söz vermişlerin tutamadıkları sözün de mesuliyetiyle huzurunuzda sizin daha iyi ülke hayalinize söz verip de yerine getirememişlerin mesuliyetiyle huzurlarınızdadır. Biz bir parti değiliz. Biz her partiyiz. Biz sadece bir parti değiliz. Sizin ülkünüze, ülkenize, hayallerinize, kalkınma iradenize, çocuklarınızla ilgili endişelerinize, memleketinizin geleceğiyle ilgili düşüncelerimize katkı sağlasınlar diye oy verdiklerinizden, destek olduklarınızdan, sevdiklerinizden, dua ettiklerinizden, hissenize düşmüş fakirliğin, hayal kırıklığının da üstüne kurduk patimizi. Dolayısıyla Anahtar Parti bir parti değil, bir memleketin yeniden ayağa kalkma iradesidir.”
Bu millet Ak Partiden umduğu kadar hiç kimseden ummadı
AK partiyi sevmek, Tayyip Bey'in adaletle kalkınacağız iddiasına destek vermekten başka hiçbir kabahati olmayan milletin hissesine 2025 yılında düşenlere bakın diyen A Parti lideri Yavuz Ağıralioğlu, konuşmasına şu ifadelerle devam etti.
“Iki bin iki yılında yine böyle coşkularla kurulduğu için hatırlatıyorum. Adalet ve Kalkınma Partisi iki binli yıllarda sorunları böyle olan bir memlekette salonları böyle coşkuyla doldurarak kurulmuştur. Iki binli yıllarda yaşanan sıkıntılardan sonra size bu yaşatılanların sizin hakkınız değildir. Size hakkınızı vereceğim diye bir irade iki binli yıllarda yolsuzluğun, yoksulluğun, yasakların olmadığı bir ülke, fakirliğin rastlanmadığı bir ülke, asgari ücretin, dar gelirlinin insan haysiyetini ön göremediği bir ülke, kalkınmış müreffeh bir ülke vaadiyle iki binli yıllarda AK Parti bugünkü sorunların tamamına derman olacağım diye gelmiş kurulmuş salonlarda böyle coşkuyla buluşmuştu. Yirmi üç yıl geçti. AK Parti tüm siyaset tarihini başka hiçbir partiye nasip olmayan aralıksız iktidarını, başka hiçbir partiye nasip olmayan her türlü programı tatbik etmeye imkanını bulmuş tüm siyaset tarihindeki tek partisi. Bu millet AK Parti'den umduğu kadar hiç kimseden ummadı. AK Parti'den beklediği kadar kimseden beklemedi. AK Parti gerçekleştirsin diye hiçbir partiye bu kadar tahammül etmedi. Hissesine, milletin düşürdüklerine bakın. Ak partiyi sevmek, Tayyip Bey'in adaletle kalkınacağız iddiasına destek vermekten başka hiçbir kabahati olmayan milletin hissesine 2025 yılında düşenlere bakın lütfen. Her düştüğü yerden, her seçimde istediğini daha fazla vererek, her seçimde istediğinin üstüne bir mislini koyarak iktidara getirdiği evlatlarından çok mu şey istedi bu millet. 23 yıldır sizi iktidarda tutar. Bu millet sizden her istediğinizde destek, istediğinizin birkaç mislini verecek kadar size bu kadar kredi vermişken siz milletinize ne verdiniz? Iki bin yılında enflasyon vardı. Düşüreceğiz dediniz. Iki bin yılında iki binli yıllarda yüksek faiz vardı. İndireceğiz dediniz. Yoksulluk vardı, yasaklar vardı. Yoksulluk vardı, halledeceğiz dediniz. Adaletsizlik vardı, çözülecek dediniz. Memleketimizi dünyaya rekabet edecek kadar güçlendirmeye söz verdiniz. Sanayiciyi ayağa kaldıracaktınız. Tarladaki ürünün hakkını verecektiniz. Harmanda bereket, çocukların gözünün feri olmaya söz verdiniz. Planı yapılabilir bir ülke kariyer planı, yatırım planı, üretim planı yapılabilir bir ülke kurmaya yemin ettiniz. Parmaklarınızdaki yüzüklerle başardınız bu yolculuğun sonunda tek gayenizin milletinizin zenginliği olduğundan bahisle partinizin ismini Adalet ve Kalkınma koydunuz. Yirmi üç yıl oldu. Biz şimdi sizin milletinize verip de tutamadığınız sözlerin mesuliyetiyle parti kuruyoruz parti. Bizim kurduğumuz bu parti heveslerimizin değil mecburiyetlerimizin partidir. Eğer siz sözlerinizi tutmuş olsaydınız eğer siz milletinize vermiş olduğunuz sözleri tutabilmiş olsaydınız, biz bugün bu salonda size dua ediyor olacaktık. Parti de kurmamış olacaktık. Belki kimimiz evlatlarıyla, kimimiz analarıyla, babalarıyla, kimimiz köyde, kimimiz şehirde, bolluk bereket içinde yaşıyor ve size dua ediyor olacaktık. Biz şimdi bir parti değil, bir partiden daha fazla bir parti mücadelesi değil, bir memleket mücadelesine bismillah demek için buralardayız. Efendim çok mu zordu, çok mu zordu memleketinize vaat ettiklerinizi buldurmak? Sizin neyiniz eksikti memleketiniz zengin olsun diye yapmak istediklerinize neyiniz eksikti de milletin huzuruna her sefer bahane ederek geldiniz? Ne lazımdı? Millet size ne versindi? Ne verirse memleketin kaderini fakirlik olmaktan çıkaracaktınız. Artık siyasetin bu tahterevallisine muhalefet benden kötü diye kendi yapamadıklarınızın razılığına milletin mecburiyetini mecbur ettiğiniz bu siyasal iklime son vermek için geldik” şeklinde konuştu.
AK partiye MHP’ye düşmana bakar gibi bakmıyoruz
Anahtar Parti lideri Ağıralioğlu:
“Bizim için şimdi işin belki de en çok kızmamız gereken tarafını söyleyeceğim size. Ben şimdi geldiğiniz huzurunuza siz belki de Cumartesi günü zamanınızdan emeğinizden ayırarak buradasınız. Biz diyoruz ki enflasyonu düşüreceğiz evvel Allah. Tayyip Bey diyor ki bende, biz şimdi diyoruz ki işsizliği çözeceğiz evvel Allah, beyefendi diyor ki ben de biz diyoruz ki şimdi yoksulluğu yokluğu halledeceğiz, beyefendi diyor ki ben de ben de. Ben de yapacağım. Biz ne dersek hepsini beyefendi yapıyor ha. İktidara yeni gelmiş tahridi yapmaya karar verdiler. Yirmi üç yıldır iktidarda tuttuklarımız iktidara yeni gelmiş tahridi yapmaya karar verdiler. Biz ne dersek benden diyorlar. Bu yirmi üçlü iktidarda kim var diye sorsan ona da imkân vermiyorum. Enflasyon var diyorsunuz. Kemal Bey yüzünden diyorlar. Şimdi Özgür Bey'e fatura ediyorum. İşsizlik var diyorsunuz. Filanca Parti yüzünden diyorlar. Teflon kaplanmış gibiler. Kabahat kusur. Şimdi bir memleket siyaset böyle davranıyor diye bir fotoğraf omuzlarınıza düşmüşse siyaseti yerine çekeceğiz. Verdiğimiz sözler, hazırlıkla gayretle kinle konuştuğumuz sözler değil. Biz AK Parti'ye, MHP'ye, iktidara düşmana bakar gibi bakmıyoruz. Hasıma konuşur gibi konuşmuyoruz. Biz iktidara bir aynaya bakar gibi hatalarından ders çıkartmak zorunda olduğumuz bir kitabı okur gibi bakıyoruz. Ne yapınca milletin başına ne geliyor? Ne yapınca başımıza ne neler oluyor diye giderek ders çıkararak bakıyoruz. AK partiye, MHP'ye iktidara, küçük ortaklarına, hepsine, ne varsa hepsine ve hazır olan bu karneye bir aynaya bakar gibi bakıyoruz. Diyordunuz ki biz bu partiyi niye kurduk? Akıllı çocuklarımız yurt dışına gidiyorlar. Akıllı çocuklarımız yurdu terk ediyorlar. Beyin göçümüz var. Giderlerse gitsinler ne işimize itiraf ediyor bu parti. Biz bu partiyi soruyorsunuz bize niçin kurdunuz? Niçin kurdunuz diye soruyorsunuz. Siz en zeki çocuklarınız giderse gitsin derken en zeki çocuklarımıza giderlerse gitsinler derken dünyanın moloz döküp sahasına dönmüş gelene de gelsinler başımızın üstünde var bir iş bize kurduk partiyi. Sınırları tembih edilmiş bir ülkenin, sınırlarının ötesinde üç beş çapulcuya kurban edilmiş ciddiyetsizliğinizin üzerine kurduk bu partiyi biz. Biz bu partiyi niye kurduk biliyor musunuz? Siz çünkü iktidarda kaldıkça hataları tekrarlamaktan vazgeçmiyorsunuz. Çocuklarımızın katilleriyle oturmaktan utanmıyorsunuz. Onun için kurduk. Evlatlarımızı konuşuyorsunuz. Diyorsunuz ki bize bu partiyi niçin kurdunuz? Diyorsunuz ki bize bu partiyi niçin kurdunuz? Babası da arkadaşımız, kızı evladımız. Aybüke Yalçın'ın tebessümüne kurduk biz bu parti. Sizin bu çocuklarımızı katleden cinayet şebekeleriyle utanmadan oturup kurduğunuz, konuştuğunuz ve bütün bunları kırk yıllık mücadelesini vermiş evlatlarımızdan mahcup olmadan, utanmadan, sıkılmadan televizyonlarda konuşmanın, konuşmanın da sebep olan bu berbat iklime son vermek için kurduk. Evlatlarımızın katilleri Anahtar Parti'nin iktidarında meclise giremez. Deneme yarılma tahtasına çevirtmemelidir. Denemekten bıkmadılar. Tayyip Bey enflasyon sebep pay sebebi enflasyon sonuçtur diye bir şeye inandı. Beyefendi'nin inandığı bu şeyin doğrudur diye doğrulamak için daha doğrusu 128 milyar dolardan olduk. Sonra avazımız çıktığı kadar bağırdık. Kur korumalı mevduata daha önce rahmetli Turgut Özal dedi ki yapmayın. En son taksitini ödediğimizde bağırdı ki bir daha benden sonraki Türk hükümeti böyle bir şeye heves etmesin, evladıdır. İyi bir devlet planlama teşkilatı uzmanıdır. O onun da memleketi de onun da ismini almış olayım. Kıymetli bir memleket evladınız. İhtisası olduğu için söylüyorum. Diyorum ki ben hesapladım bu. Elimde veri olsa bunun birkaç katı. Yani ne kadar olduğunu hesaplayamadığımız büyük bir maliyet var. Bankadaki rezervlerimiz veriyor. Kur korumalı mevduatta 853 bin kişiye imkân diye bir şey sunuluyor. Mehmet Şimşek gelince Mehmet Şimşek gelince ekonomiyi rasyonel temellere oturtacağız diye kendisinden önce bir dönem ilzam ediyor. Utanan yok iyi mi? Sayın Nurettin Nebati diyor ki efendim her geçen gün Kur Korumalı Mevduata girişler yükseliyor. En son 853 bin kişi var. Onunla iftihar ediyor. Şimdi de Mehmet Şimşek Bey övünüyor ki her gün Kur Korumalı Mevduattan çıkışlar devam ediyor. Ya bir karar verin. Girişler mi, çıkışlar mı? Ekonominin altında temellere oturtacağız. Ekonomiyi rasyonel temellere oturtacağız lafında birisi üstüne alınabilir mi ya? Ben ne anlayacağım? Bu millet sizin deneme tahtanız değil. Kendi şirketlerinizde deneyin. Kendi evlatlarınızda deneyin, kendi torunlarınızda, çocuklarınızda deneyin. Bu milletin evlatları, bu milletin alın teri deneme tahtanız değil sizin. 600 milyar dolar, 600 milyar dolar faiz ödemişiz. Kulaklarınıza, kalbinize söylüyorum. 600 milyar dolar faiz ödemişiz. Bu 600 milyar dolar sizin alın teriniz. Birikimleriniz sizin ürettikleriniz gece gündüz çalışıp arttırdıklarınızın firavunun sarayına taş taşır gibi uluslararası sermayeye verdiklerimiz. Ülke büyük bir ülkedir. 600 milyar dolar ödedik, yıkılmadı. Kur korumalı mevduata elli, altmış milyar dolar verdik, yıkılmadı. Kamu özel iş birliği adı altında yapılan yatırımlara artık baktılar ki nakde çevirecek kimse kalmadı, bir şey kalmadı. Satacak bir şey kalmadı. Teminat edecek bir şey kalmadı. En son vatandaşı nakde çevirmeye karar verdiler. En son vatandaşı nakde çevirmeye karar verdiler. Dediler ki hastane yapıyoruz. Milleti hasta edip size göndereceğiz. Müşteri yani hazır müşteri. Biz kesin bu milleti hasta ederiz. Size göndeririz, rahat olun. Hasta olmayanlara da söz veriyoruz, köprülerden geçireceğiz. Geçiremediklerimizin de geçmiyorsa parası vereceğiz. Biz şimdi Anahtar Partili mesuliyetini biliyoruz. Kimlik kartını gösterince devletin herkesin adamı olacağı bir memleket inşa edeceğiz. Adam arama ihtiyacı duymadan yaşanacak bir memleket. Nüfuslu birilerine ulaşmadan, Ankara'dan hatırlı birilerine ulaşmadan her işimizi göreceğimiz bir memleket işliyoruz ve başaracağız. Kalbimize yük etmeyin. Siyasi taassubu siyasi parsalizasyona son vererek ortadan kaldırıyoruz. Efendim Aleviler bize verir. Aleviler CHP'ye verir. Efendim Kürtler HDP'ye verir. Milliyetçiler MHP'ye verir. Dindarlar AK Parti'ye verir dönemine son veriyoruz. Memleketi ayağa kaldırmak için gece gündüz uykusuz kalmak demek midir? Öyle değildir. Bugün iktidar partisinden olmak, istisna olmak, hesap vermemek, istediğini yapabilmek, nüfuz ticareti yapabilmek, nüfuz ticaretiyle zengin olabilmek, kendi eşini dostunu kollayabilmek, yandaşı abat edebilmek ve bütün bunlar olurken millete parmak sanılabilmek demektir. Buna son veriyoruz. Memleketi ayağa kaldıracağız inanın. Siz inanamayacaksınız memleketinizin ne kadar zengin olduğuna. Bu hesapsızlık içerisinde harcanan her kuruşun önüne yargıyı açacağız. Göreceğiz. İsterlerse şu mikrofonu 100 bin liraya alabilirler. Alsınlar hesabını verecekler. Her harcanan paranın hesabını verecek herkes. 600 milyar dolar faiz ödemiş ise bir memleket bunun yarısına bir memlekete ayağa kaldırılır. Bu kamu özel iş birliği altında yaptığınız yatırımları 15 milyar dolara yaptığınız aslında 1,5 milyar dolara yapılır köprünün hesabını biz memleket için alın ter olarak millete dağıtmaya söz veriyoruz. Dört işlemdir, iş kolay, işimiz kolay. Biz memlekette dört işlem vaat ediyoruz. Milletimiz bilsin. Ben bu iktidarı doğru kullansaydım, kaynakları doğru değerlendirseydim, milletin hissesine düşecek parayı toplayacağım. Diyecek ki şu kadar para düşüyor hissenize, toplayacağım. Kamu özel iş birliği adı altında bu, efendim kur korumalı mevduat da bu. Faiz sebep enflasyon sonuç da bu. Efendim hesapsız harcamalarla memleketin ekonomisi üstüne yük olan, sonra enflasyona, sonra faize sebep olduğu için sermaye zararlarına sebep olan bütün bu maliyetten topladığım para bulacağım milletime. Sonra milletime diyeceğim ki aziz milletim, ben topladım, sen böl. Hissesine düşmüş parayı bölsün de görsün milletimiz. Sonra sandıkta çıkarsın, iktidarda çarpsın milletimiz. Bu, bu memleketin artık siyasi münakaşayla artık siyasi itiş kakışla geçirecek bir günü yoktur. Bir günümüz yoktur. Toparlanmak zorundayız” dedi.
Konuşmaların sonunda A Parti liderinin doğum günü için yaş günü pastası kesildi.