Samsun Mimarlar Odası eski başkanı, Mimarlar Odası 47. Dönem MYK üyesi, Samsun Mimarlar Odası Kent İzleme ve Basın Komitesi sözcüsü Mimar İshak Memişoğlu ve Samsun Büyükşehir Belediye meclis üyesi CHP Grup Başkanvekili Atila Tekcan, Atakum Büyükoyumca Mahallesi Kurupelit mevkiinde Marina önünde açıklamalarda bulundular.
Açıklamalar öncesinde Cami ve Otel binası yapılacak Marina’nın karşısında Samsun Büyükşehir Belediyesi aleyhine Samsun 2. İdare Mahkemesinin 2021/1238 esas sayılı davasında mahkeme heyetince seçilen Vildan Kumbasar, Şehir Plancısı Zülfiye Mollahüseyinoğlu Şehir Plancısı ve Mesrur Meşekıran Harita Mühendisinden oluşan 3 bilirkişinin raporunda özetle şu görüşe vardırlar.
“Dava konusu uygulama imar planı değişikliğinin, Atakum ilçe Belediye Meclisince onanmadan doğrudan Samsun Büyükşehir Belediye Meclisince onanması hususunun, ilçe belediyelerinin uygulama imar planı ve uygulama imar planı değişikliği onama yetkisini tarif eden 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanununun 7b maddesi hükmüne uygun olmadığı, Bu kapsamda, düzenlenen plan değişikliklerinin yürürlükteki mevzuata ve planlama esasları ile Şehircilik ilkelerine uygun olmadığı Kanaatine vardıklarını” ifade etmişler.
SAMSUN ve ATAKUM HALKINA RAĞMEN MARİNA YAT LİMANI YOK EDİLİYOR!
Atakum Kurupelit mevkiinde Marina Yat limanına turizm tesis alanı kullanımına dönüştürülmesine ilişkin nazım imar planı değişikliği uygulama imar planı değişikliği işleminin “İPTALİ” ile öncelikle Yürürlüğünün Durdurulması taleplidir davasını açanlardan CHP’li Samsun Büyükşehir Belediyesi meclis üyesi ve grup başkanvekili Atila Tekcan şunları ifade etti. “Marinada mevcut projede, ibadethane ve otel projesinde bulana dolgu yapılması planlanılmaktadır. Bu alana dolgu yapılarak projenin bahçesi, olarak düşünülmekte. Burada gereksiz bir alan yaratılmakta. Bu dolgu işi bahane edilerek, yapılacak projeye bir alan, imarsız bir alan, yaratılma gayretiyle düşünülmektedir. Yapılacak bu projedeki, konu hakkında modelleme çalışması bitti denildi. Bu projeyi zaten Kurupelit, yat limanının bertaraf edilmesi, dolması projesini Ulaştırma Bakanlığı Altyapılar genel müdürlüğü, yürütmekte. Çalışmalar bitti denildi. Biz raporları istedik, raporlar tarafımıza verilmedi. Milletvekilimiz Sayın Neslihan Hancıoğlu tarafından, TBMM’ne bir soru önergesi verildi. Burada neler yapılması planlanmaktadır? Proje bitti mi? Projeden sonra raporlar hangi safhadadır diye sordu şu ana kadar herhangi bir cevap gelmedi. Yaptığımız bu mücadele, buradaki yaşam formunu, insanların anayasal güvence altında olan mülkiyet haklarının korunması yönündedir İnsanlar burada Atakum’da yeşil alan var diye burada etkinlik alanları, gördüğünüz gibi kompleksler yapıldı. Burada bir amfi tiyatromuz var. Eşlerimiz burada eğlenmekte, halkımız burada bedelsiz hizmet sunumlarını, almaktadırlar. Bunu silmek, bu şekilde burayı bir ticarethane mantığı ile anayasal hakkımız olan yaşam hakkı, mülkiyet hakkımızın elimizden alınmasına ne Atakum halkı, ne Samsun halkı nede Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları kesinlikle kabul etmeyeceklerdir. Bu konudaki mücadelemizi biz sonuna kadar, halkımız adına sürdüreceğiz. Bu konuda Atakum halkı ve bütün müdahiller bütün vatandaşlarımız müsterih olsun. Biz bu işin yakasını bırakmayacağız” diye konuştu.
KIYI BANDINDA CAMİ ve OTEL PROJESİ!
CHP’li Samsun Büyükşehir Belediyesi meclis üyesi ve grup başkan vekili Atila Tekcan, AKP’li Saman Büyükşehir belediyesinin imar kanunu delerek, kıyı bandına otel ve cami projesinin geçirilmesine karşı duruşlarını şöyle anlattı. “Burası Türkiye’nin ve Karadeniz’in en gözde yeri Atakum ilçesi, Atakum ilçesinin şu anda sahil masalarını alıp keyif ile çaylarını içmekteler. Ne oldu ise oldu, kıyı bandında olan, bu yerimize imar kanunu delinerek, ibadethane ve otel projesi geçirilmeye çalışıldı. Hem imar kanunu burada delindi, hem de burada Atakum’un yaşam formu silinmeye çalışılmaktadır. Burada küçük teknelerimiz balık avlanmakta. Burada halkımız mutlu ve mesut yaşamaktadır. Bizler bu projeye CHP grubu olarak, büyükşehir belediyesine karşı çıktık. Samsun mimarlar odamız ve de mahalde bulunan yatırımcı konut sahipleri davalarını açtılar. Bizlerde davaya müdahil olduk. Daha önce açılan davada yürütmeyi durdurma kararı verildiği için aynı proje tekrar otelde ilave edilerek önümüze geldi. Bu şekilde tekrar açılan, bu davamızda, geçen ayda geçirdiğimiz projeye de dava açtık dava sonucunu bekliyoruz. İnanıyorum ve güveniyorum ki, bağımsız yargımıza, imar kanunu delinerek insanların yaşam parkları, nefes alma hakları insanların ellerinden alınarak, hiçbir yere varılamaz. Biz buna, Atakum Belediye meclis üyeleri Samsun Büyükşehir Belediye meclis üyeleri olarak, kesinlikle ve kesinlikle izin vermeyeceğiz” dedi.
BİLİRKİŞİLERDE RAPORLARIN DA İMAR PLANI DEĞİŞİKLİĞİNİ UYGUN BULMADI!
Samsun Mimarlar Odası eski başkanı, Mimarlar Odası 47. Dönem MYK üyesi, Samsun Mimarlar Odası Kent İzleme ve Basın Komitesi sözcüsü Mimar İshak Memişoğlu’da hem teknik gelişmeleri hem de hukuki süreçle ilgili düşüncelerini ve tepkileri şöyle dile getirdi. “Bulunduğumuz bu alanda, Atakum ilçesinin Körfez mahallesi, Marina bölgesinde bulunduğumuz bu yeşil alanda, geçtiğimiz aylarda Samsun Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılan, 1/5000 nazım plan ve 1/1000’lik, uygulama imar planı değişikliği neticesinde bu gördüğünüz alanda cami ve turistik tesis alanı oluşturuldu. Öncelikle plana baktığımızda birinci en büyük hata, en büyük yanlışlık bu alanın kıyıda bulunması. Yani bu plana konu alanın kıyı kenar çizgisi içerisinde bulunması ki zaten daha önceki aylarda bu alanda yapılan ilk imar planı düzenlemesinde cami alanı mevcuttu. Söz konusuydu, buna dair açılan davanın bilirkişi raporlarında bu açıkça ifade ediliyor. Yani bu alanın kıyı kenar çizgisinin ilk 50 metrelik alanı içerisinde bulunduğu açıkça ifade ediliyor. Bir kere bu kıyı kanununa aykırı, yani burada yapılan düzenleme hem turistik tesis bakımından hem de ibadet alanının burada bulunması kıyı kanununa aykırıdır” şeklinde ifadelerde bulundu.
BÜYÜKŞEHİR, ATAKUM BELEDİYESİNİ DEVRE DIŞI BIRAKIP BAYPAS ETTİ…
İshak Memişoğlu, Büyükşehir belediyesinin Atakum belediyesini yok saymasını şu ifadelerde anlattı. “Diğer bir husus ise burada yapılan düzenlemenin bu bölgenin asil yönetimine sahip olan Atakum belediyesi meclisinden geçirilmemiş olması! Buda demokratik temayüllere aykırı bir husus yani bunun da ayrıca ele alınması gerektiğini düşünüyoruz. Yerel yönetimlerin yetkileri bakımından ve yerel yönetimlerin kendi yetki alanları içerisinde ki uygulamaları bakımından büyükşehir belediyesinin adeta güç kullanarak, yani yetkisini aşarak, burada ilçe belediyesini devre dışı bırakıp baypas edip, bu imar planı düzenlemesi de aslında bize göre ilgili kanunlara ve yönetmeliklere aykırı bir husustur.
UYDURMA PLAN RAPORLARI YÜRÜLÜĞE SOKULUYOR!
Ayrıca bunun dışında, bölgeye baktığımızda, bu düzenlemenin bölge ihtiyacı bakımından kamu yararı içermediği hususunu zaten bu planın, plan açıklama raporunda açıklanmadığını açıkça görüyoruz. Yani plan açıklama raporları mekânsal planlar düzenleme usul ve esaslarına uygun değil. Uydurma plan açıklama raporlarıyla bu planlar yürürlüğe sokulmaya çalışılıyor” ifadelerinde bulundu.
RANT OLUŞTURULUP SATIŞA ÇIKARILACAK!
Bölgeyi incelediğimiz zaman, hem dini tesis bakımından hem de turistik tesis bakımından zaten yeterli donatı, alanların mevcut olduğunu görüyoruz. Örneğin hemen bulunduğumuz alanın yaklaşık 300-400 metre batısında bulunan askeri tesislerin, onun hemen yanında bulunan Kızılay’a ait tesislerin, kıyıda bulunan bu tesislerin, yine hemen onların bitişinde bulunan ve üniversiteye ait olan, kıyıda bulunan üniversitenin sosyal tesis alanlarının imar planlarında zaten, turistik tesis alanı olarak hem nazım planlarında hem de uygulama imar planlarında onaylandığını görüyoruz. Turistik tesis bakımından burada yeterince ayrılmış alanın olduğunu görüyoruz. Buradaki alanın turistik tesise dönüştürülmesinin maksadı, burada bir rant oluşturulup, bu imar aracılığıyla, burada rant oluşturulup alanın satışa sunulması. Açıkçası buda Samsun’un geleceği bakımından son derece tehlikeli bir durum. Özellikle bu dönemdeki yerel yönetimlerin sıkça uyguladıkları bir yöntem, geçmişten kalan, geçmişte zorluklarla elde edilmiş, bu arazilerin, bu kamusal alanların, sırf belediyeye gelir elde etmek ve mevcudiyetlerini sürdürebilmek maksadıyla ki baktığımızda yeni bir katma değer yaratmadıklarını görüyoruz yerel yönetimlerin. Ve var olanları da bu şekilde harcadıklarını görüyoruz. Yani adeta mirasyedi anlayışıyla bu tür alanların, ranta alet edilerek, kurban edilerek, daha sonra satışa sunulması aslında kamu yararı bakımından son derece sakıncalıdır. Bununda kamuoyu tarafından dikkate alınmasını önemsiyoruz” diye konuştu.