MEHMET REBİİ ÖZDEMİR
Samsun’un Ayvacık ilçesinde Belediye Gençlik Merkezi projesiyle Orhangazi Mahallesindeki yeşili bol olan parktaki ne kadar ağaç varsa hepsini kesmesine Ayvacıklılar adeta isyan ettiler. özellikle yaşlıların oturarak sohbet ettikleri ve çocuklarında oyun alanı olarak kullandıkları parkın kaldırılmasına adeta isyan ettiler.
BU AĞAÇLARI 1991 YILINDA KENDİ ELLERİMİZLE DİKTİK
Ayvacık belediyesin ağaçları kesmesine Ayvacık Ziraat Odası başkanı Erdal Avcı, tepkisini şu ifadelerle dile getirdi. “1991 yılında işte aramızda o dönemin meclis üyesi olan Mustafa Töre abimizin de burada olduğu bu altında gölgelenmiş olduğumuz, ağaçları 1991 yılında kendi ellerimizle diktik. Bu insanları park oyun alanı olarak, bizden sonraki belediye başkanımız, Mahmut Beyazoğlu abimiz, ondan sonraki belediye başkanımız, Mustafa Belur, bugüne kadar Halil Kalaycı’nın sizlerin emeği geçmişse çakılmış olan her bir çivi için kendilerine şükranlarımı arz ediyorum. Ancak burada kimsenin hizmete karşı olduğu yok. Buradaki hadise şu, altında gölgelenmiş olduğumuzun ağacın yaşındaki, ağaçlar kesilerek şuraya bir ucube bina yapıldı. Buradaki insanlara soruyorum, Allah Muhammet aşkına bu binada Ayvacık ilçesindeki hangi çocuğumuz faydalandı? Bu binada şu anda faaliyet gösteren bir şey var mı? Ama dedik ki aman, bizim adımız çıkmış 90’a inmez 80’e anladınız mı? Hadi yapılsın, Ziraat Odasının önünü 3. Kata kadar gölle buluşmasını engellediler. Hemen yan binayı, komşu binaya, Abdullah abinin binaya, şimdi burada diğer yerler var. Şimdi arkadaş gölle, sahille istemeden insanların, arasına böyle bir bina hangi imar kanununa göre? Hangi çevrecilik anlayışına göre yapılır? Hayretler içindeyim. Şimdi biz yer seçimine karşıyız. Başkana da durumu arz ettik. Ayvacık’ta niye Orhangazi mahallemiz, hemen eski tabiriyle hayvan pazarının olduğu yerde, çok güzel bir alan var. ne birinin önünü kapatır, ne bir yere engel olur, oraya yapılabilirdi. Yine hemen liselerin karşısında yer var yapılabilirdi. Onlarca alternatif yer varken, şimdi buraya bu insanların çocuk çoluğunun oynadığı park alanına, Ayvacık zaten barajdan dolayı, arsa tarla ve gibi yerler çok kısıtlı yerler. Coğrafyamız zaten malumunuz. Onun için buradaki söylemek istediğimiz, öz şu, belediye başkanı size teknik elemanlarınız yanlış bilgi veriyor. Altını bir daha çiziyorum, daha dün kısa don giyemezken, bu ağaçların dikildiği dönemde bezlenirken olanlar dün parkına sahip çıkan bacılarımıza kız kardeşlerimize elinde sigarayla hakaret edemezler nokta. Yetmez, buranın mülkiyeti DSİ’ye ait, niteliği tarla metrekaresi 1919 M2 hangi ihale kanununa göre, neye göre bu çalışmayı kim yapıyor, yani ben yaptım oldu bitti olmaz. Böyle bir şey olmaz. Buradaki kesilen ağaçların, günahını bu dünyayı halife olarak idare etmeye kalksan, sayın başkanım öbür tarafa bunun cevabını veremezsin” diye konuştu.
BAŞKANIM EVİMİ YIK AMA BU PARKIMI YIKMA!
Eski belediye meclis üyesi olan Ayvacıklı Mustafa Öztürk, öfkesini şöyle anlattı. “Buraya kadar geldiniz, ben muhalefet değilim, koyu bir Tayyip Erdoğan aşığıyım ve AKP’liyim. Son damlama kadar yine aynıyım, yalnız yapılan yanlışa da ben AKP’li olarak gönlüm razı değil. Burası sade burada oturanların değil. 40 tane köyün Pazartesi günleri gelip Ayvacık’ta, gölgelendiği, serinlediği oturduğu istirahat ettiği bir alandır. Aynı zamanda da camimizin önünde ihtiyarların bizim gibi yaşlıların, dinlenme alanıdır. Ben başkanımızı aradım, bu yanlıştan dönmesi için geldiler buraya Allah razı olsun, sağ olsunlar vazgeçtiler. Ondan sonra 2 gün sonra geldiler eştiler mani olmaya çalıştık, başkanımızı da aradık. Cevap vermediler telefonumuza bakmadılar. Ondan sonra yetkili daha kim var bunun üstünde büyükşehir belediye başkanı büyükşehir belediye başkanımı da aradım, oda dedi ki buna Çiğdem hanımın gücü yeter, Çiğdem hanım vekilimizi aradım, oda başkanı arayayıp seninle görüştüreceğim dedi. Ne başkan beni aradı ne kimse geri döndü. Bu parkımızın yıkılmasına, bu ağaçlarımızın kesilmesine kesinlikle gönlümüz razı değil. Kimsenin de razı olma şansı yok. Burası DSİ’nin göl alanı idi, biz zamanında buranın esnafları paramızla çakıl, taş hafriyat döktürdük bu alanı meydana çıkardık. O zamanki belediye başkanıyla da ben ilk meclis üyesiydim. Bu ağaçlandırmaları yaptık. Gerektiği zaman böyle kurak yani güneşli günlerde suladık ağaçları büyütmek için, ama hiç acımadan kesildi. Buna hiçbir kimse razı olamaz. Kimse bunu niye yapıldı, niye bu iş hizmet yapılmadı diyemez. Bu hizmet, bu bina başka bir yere de yapılabilirdi. Sayın cumhurbaşkanımız bütün illere ilçelere millet bahçesi yapmaktadır. Ayvacık’ta bu millet bahçesi bu park, bu yeşil alan yıkılmaktadır. Bundan hiç kimse yani rant çıkarmak için kimse uğraşmasın. Buna kimsede müsaade etmez. Ben başkana kendisine de söyledim. Evimi yık başkanım ama bu parkımı yıkma. Bu ağaçları kesme, ben bunu bina da yapsan binayı da yıkıncaya kaar savaşacağım diye kendisine bu şekilde ikazda bulundum” şeklinde konuştu.
Ayvacıklı Arslan Can’da tepkisini şöyle dile getirdi. “Rant işi var. Mustafa kardeşimin konuştuğu gibi ben Çiğdenm hanımı aradım. Dönmediler, sonra aradılar beni namazdan çıkınca aradılar. Aradı beni bizi mi aradın dedi evet sizi aradım dedim. Böyle böyle ağlayacağım, bizim dedim ağaçlarımızı kesiyorlar dedim. Başkan dedim Erkan ile beraber diktik bu ağaçları dedim. Dedi ki bana sekretermiş o sizi dedi Milletvekilime vermiyorum dedi. Anlattım, Mustafa da yanımdaydı. Anlatmadım mı Mustafa, dedim Milletvekilim böyle böyle burada rant işi var. Burada hırsızlık işi var dedim. Bizim Ayvacık, ilçe başkanı bundan rant peşinde hırsız dedim. Aynısını demediysem Allah’ın kulu olmayayım. Ben ağlayacağım, biz burada Mustafa ile biz burada müdahale ettik. Sana döneceğim dedi. Halen daha dönmedi. Biz bunu istemiyoruz. Erkan başkan dikti bunları Erkan, bunları hep beraber diktik. Yazık değil mi atayım mı? bunu başkanı kandıran da bu. Bizim başkan, onu kandıran ilçe başkanı. Belediye başkanı burada bize söz verdi. Yapmıyorum dedi. 2 gün sonra yolda çattım başkanım nasıl olacak mı dedim. Olmayacak Arslan amca dedi. Ondan sonrada gece geldi kesti. Yazık değil mi ben bugün burada Ayvacıklıyım, bugün varım, yarın yokum, burada milletin çocukları gelip hanımları gelip oturuyor. Ben 3-4 gündür sinirimden ağlıyorum evde” dedi. .
