Haber: Mehmet Rebii Özdemir
(SAMSUN)-Birleşik Kamu-İş Sendikaları Konfederasyonu Genel başkan Orhan Yıldırım, MYK üyeleri, CHP Samsun İl başkanı Mehmet Özdağ, İYİ parti Samsun il başkanı Hasan Aksoy ve çok sayıda STK temsilcilerinin katıldığı Samsun Onur Anıtında katıldıkları basın açıklamasında Birleşik Kamu-İş sendikaları Konfederasyonu genel başkanı Orhan Yıldırım’dan önce Birleşik Kamu–İş Sendikası Samsun Şube Başkanı Kubilay Altuntaş giriş konuşmasında şu ifadelerle kamuoyuna şöyle dedi.
“Başkanlarım, Değerli Kamu Emekçilerimiz, Birleşik Kamu-İş'in Öncülüğünde Başlatılan Bölge Eylemimize Katkı Sunan Ordu, Amasya, Çorum, Sinop ve Kırıkkale İllerimizin Başkan Ve Temsilcileri, Siyasi Parti Temsilcilerimiz, Birleşik Kamu-İş Samsun İl Başkanlığı Olarak Hepinizi Saygıyla Selamlıyorum. Bugün Burada, Kurtuluş’un İlk Adımının Atıldığı Samsun’da, Emek Mücadelemiz İçin Bir Araya Gelmiş Bulunuyoruz. Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu Olarak, 8. Dönem Toplu Sözleşme Sürecine İlişkin Taleplerimizi Dile Getirmek Amacıyla Buradayız. Geçmiş dönemlerde yapılan toplu sözleşme görüşmeleri, ne yazık ki gerçek bir müzakere alanı olmaktan çıkmış ve inandırıcılığını yitirmiştir. Bizler, artık TÜİK'in rakamları değil, halkın sofrası konuşulacak! Sadaka gibi verilen zamlar değil, insanca yaşam talepleri duyulacak diyoruz. Sarı Sendikalara ve Sessiz kalan sendikal anlayışa karşı, kararlı bir mücadele yükselecek! Yalnız bırakılan tüm kamu emekçilerinin masada sesi olacağız. Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu olarak buradayız, emeğin tarafındayız. Emeğiyle geçinen herkes için adalet, eşitlik ve onurlu yaşam mücadelemiz sürecek. Bugün burada, emeğin gücünü ve dayanışmanın önemini bir kez daha vurgulamak istiyoruz. Siz de bu mücadelede yer alarak, topluma ve geleceğe katkı sağlamak istemez misiniz? Gücümüze güç katmak için şimdi harekete geçin! Desteğiniz için şimdiden teşekkür ederiz. Birlikte daha güçlü ve kararlı bir şekilde ilerleyeceğimize inanıyoruz. Konfederasyonumuz, bu yıl 12.466 yeni üye ile büyüyerek 190 bin üyeye ulaştı. Bu başarıda emeği geçen başta Konfederasyon başkanımız Orhan Yıldırım’a, sendika genel başkanlarımıza, MYK üyelerimize, şube başkan ve yöneticilerimize, temsilcilerimize ve tüm üyelerimize teşekkür ederiz.Türkiye'nin nicelik bakımından 3. nitelik bakımından 1.büyük konfederasyonu olarak kamu emekçilerinin mücadelesini büyütmeye devam edeceğiz! Hakkımızı söke söke alacağız. Kurtuluş yok tek başına , ya hep beraber ya hiç birimiz. Yaşasın örgütlü mücadelemiz! Yaşasın kamu emekçisinin birliği! Yaşasın Birleşik Kamu-İş! Şimdi Sözü Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu Başkanımız Orhan Yıldırım’a bırakıyorum.
Birleşik Kamu-İş Samsun Şube Başkanı Kubilay Altuntaş’ın ardından söz alan Konfederasyon genel başkanı Orhan Yıldırım’da şöyle dedi.
“İzlediğiniz bir ülkede kriz varsa, yoksulluk varsa o ülkenin tamamı yoksuldur. Zenginlerin daha çok zengin olduğu, fakirlerin daha çok fakirleştiği bir ekonomi düzenini ısrarla sürdüren işbaşındaki AKP iktidarının bu ekonomi politikasını reddediyoruz, kabul etmiyoruz ve bu mücadelenin sonunda da her durumda bu yapmış olduğu ekonomi politikasını değiştirmek zorunda kalacaktır. 8. dönem toplu sözleşme masasında geçmişte olmayan ilk kez olacak olan Birleşik Kamu İş Konfederasyonu var. O masada çalışma bakanıyla eş güdümlü olarak oturan iki konfederasyon Memur- Sen ve Kamu-Sen’in bu yıl o masada onlarla işbirliği içerisinde altı buçuk milyon memur ve emeklisinin, işçi ve emeklilerinin haklarının çalınmasına göz yummasına masada müsaade etmeyeceğiz. Masada yapılacak her oyunun karşısında olacağız. Gerekiyorsa alanlarda her yeri bu yanlışlığı, bu haksızlığı dillendirmek, bu haksızlığı haykırmak adına ne varsa yapacağız. Oturma eylemiyse oturma eylemi, sokakları kilitlemekse sokakları kilitlemek. Biz bahsedilen salonlarda sesi kısılan insanlar değiliz. Biz emekçiyiz. Hakkımızı biliyoruz, hakkımızı alana kadar da kavgamızı sonuna kadar sürdüreceğiz. Artık o masalarda TÜİK'in sahte rakamları değil, halkın sofrası konuşulacak. Sadaka gibi verilen zamlar değil, insanca yaşam talepleri duyulacak. Sessiz kalan sendikal anlayışa karşı kararlı bir mücadelenin sesi yükselecek. Yalnız bırakılan tüm kamu emekçilerinin masada da, alanda da sesi olacağız. Bu ülkenin öğretmeni, memuru, sağlıkçısı, teknikleri, polisi aklınıza gelebilecek her devlet kademesinde çalışan her bir memuru ezilmeye mahkûm değildir. Bunları mahkûm etmeye çalışan zihniyeti de mahkûm eden o anlayışı da o masada yerin dibine sokmak da bizim boynumuzun borcu olacak.”
Cumhurbaşkanı halkın arasında olmalı, uçaktan halkı izlememeli.
Birleşik Kamu-İŞ Sendikaları Konfederasyonu genel başkanı Orhan Yıldırım açıklamasına şu ifadelerle devam etti.
“Diyorlar ki bizim çıkarttığımız grev haklı olmayan anlaşma olmadığında da hakem kurulu dediğimiz cumhurbaşkanının 11 kişiden 7'sinin atadığı hakem kurulunun kararına boyun eğin. Biz birleşik kamu işiyiz. Sizin sahte oylarla mecliste kafakol ilişkisi yaparak çıkartmış olduğunuz işçi ve emekçi emekliyi asgari ücretli ezen sendikal yasayı tanımak zorunda değiliz. Biz bu ülkenin bağımsız vatandaşlarıyız. Bu ülkemizi seviyoruz. Ülkemizin kaynakları tüm halkın kaynaklarındır. Hiç kimse saraya yeni uçaklar alarak ülkenin itibarını koruduğunu düşünmesin. Ülkenin itibarı saraydaki uçak sayısıyla ölçülmez. Ülkenin itibarı ülkenin vatandaşının pasaportunun sınır kapılarında aylarca reddedilmesidir. Aylarca reddediliyorsa senin ülkenin itibarı yerlerde geziyordur. Uçakta havadan yerdeki vatandaşlarını izlemekle olmaz. Sokağa ineceksin vatandaşının yanında bu vatandaşının gerçek itibarının ne olduğunu vatandaşın sesinden dinleyeceksin. Hiç sokağa inmeyen etrafında onlarca sayısız korumayla gezen uçaktan uçağa helikopterden helikoptere bir yerden bir yere giden bir Cumhurbaşkanı biz istemiyoruz. Cumhurbaşkanı halkın arasında olacak. Halkını dinleyecek, halkının üzüntüsünü bilecek, sevincine katılacak, halkını görmeyen, halkının nasıl ekmek aldığını alamadığını bilmeyen okula gönderdiği öğrenciye harçlık veremeyen bir babanın üzüntüsünü, utancını fark etmeyen pazarlarda pazarcıların akşamleyin döktüğü sebze meyveyi toplayan ama yüzünü saklayan vatandaşının o halini izleyemeyen, anlayamayan bir cumhurbaşkanı halkın cumhurbaşkanı değildir. Halkın cumhurbaşkanı olmak istiyorsa halkın arasına inecek.
Ülkemizde hiçbir zaman emekli bu kadar ezilmemiştir. Memurlara verdiğiniz çalışırken seyyanen zammı emeklilere yasa dışı olarak vermiyorum demek kadar alçakça bir faaliyet alçakça bir kural olamaz. Yıllarca yirmi beş otuz sene kırk sene bu ülkenin her bir coğrafyasında memleketine hizmet etmiş, kendisine verilen sorumluluğu layıkıyla yerine getirmiş ve 3-5 sene kalan emekliliğinde rahat edeceğini emekli olmuş insanları siz yasa dışı olarak ezemezsiniz. Bu ülkenin hükümeti olabilirsiniz. Sandıktan çıkmış olabilirsiniz ama kimse size sandıkta bu ülkenin tapusunu vermedi. Bu ülkeyi belli süreli yönetmeniz için verdi. Ama biz oy verirken bizi ezin diye oy vermedik. Zengini kollayın, emekliyi ezin diye size yetki vermedik. Ve yetkiyi verildiği gibi doğru şekilde anayasaya uygun kullanacaksınız” şeklinde ifadelerde bulundu.