ÇGD Genel merkez yönetim kurulu; “Anayasa’nın “Basın hürdür, sansür edilemez” hükmü artık yalnızca kağıt üzerindedir. Sansür Yasası’nın ardından gazeteciler, mesleki özgürlüklerini tamamen kullanamaz hale getirilmiştir” dedi.
Siyasiler ve sermaye tarafından kıskaca alınan gazetecilik ortamında mesleğimizle ilgili en fazla kullandığımız kelimeler; “sansür”, “otosansür”, “baskı”, “soruşturma”, “tehdit”, “tutuklama”dır. Tüm bu zorluklarla beraber gazeteciler bugün açlığa mahkûm edilmiş durumdadır. Sefalet ve açlık ücretlerine mahkûm edilen birçok meslektaşımız aynı zamanda sosyal güvencelerden de yoksun olarak çalıştırılmaktadır. İlgili kurumların işleri güçleri ise bu sefalet süreçleri ile mücadele değil, dezenformasyon adı altında haber ile mücadeledir.
Tüm bu karanlık tabloya, tüm saldırılara karşın gazetecilik mesleği hala ayaktadır. Türkiye’de hiçbir meslek, böyle ağır saldırılar karşısında bu güçle ve bu kararlılıkla ayakta kalamamıştır. Bunu, halkın haber alma hakkını savunan, gazetecilikte ısrar eden meslektaşlarımızın mücadelesi mümkün kılmıştır.
10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü gazeteciler için kutlanacak bir bayram değil, dayanışmanın ve mücadelenin gücünün bir kez daha hatırlandığı gündür. Mesleğimizi hak ettiği gibi yapmaya çalışan her meslektaşımız gibi, günümüz koşullarında gazetecilerin kutlanacak hiçbir özel gününün olmadığının bilincindeyiz. Basın ve ifade özgürlüğü için mücadelemizi her alanda büyütecek, omuz omuza durarak baskılara karşı direnmeye kararlılıkla devam edeceğiz.
10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü'nü dayanışmayla karşılıyoruz.