Havza esnaflarından Cemalettin Yiğit, yaşadığı hukuki süreci şöyle anlattı.
Benim adım Cemalet Yiğit.
Tam 7 yıl önce, o dönemde yapılan belediye başkanlığı seçimleri sırasında, Samsun CHP İl Başkan Yardımcısı Tuğrul Öngel, Havza’da da iş yerleri bulunan bir kişiydi. O dönem Havza Belediye Başkanlığı için aday adaylığını açıkladı. Bu haberi Havza’ya ait bir internet sitesinde gördüm. Haberin altına, o dönemdeki düşüncelerimi ifade eden bir yorum yazdım. -Yorumda, “İnsanların düğünlerine, cenazelerine gelmeyen, parti toplantılarına katılmayan; oysa ben hem Cumhuriyet Halk Partisi üyesiyim hem de Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Havza Şube Başkanıyım. Bu kişi de ADD üyesi olmasına rağmen etkinliklerimize katılmıyor. Böyle biri Havza Belediye Başkanlığına adaylığını açıklamamalı.” şeklinde görüşümü paylaştım. Bu yorumun ardından Tuğrul Öngel, sosyal medya hesabı (Twitter/X) üzerinden beni etiketleyerek ağza alınmayacak derecede küfür, hakaret ve ağır tehditler içeren paylaşımlar yaptı. Ben de bu durumu Cumhuriyet Savcılığı’na taşıdım ve suç duyurusunda bulundum. Savcılık tarafından soruşturma açıldı ve dava süreci başladı. Yaklaşık 2 ay önce dava sonuçlandı.
İlk olarak Havza Asliye Ceza Mahkemesi sanık hakkında ceza kararı verdi.
Dosya daha sonra bir üst mahkemeye, Samsun’daki ilgili mahkemeye gönderildi.
Üst mahkeme de Havza Asliye Ceza Mahkemesi’nin kararını onayladı.
Böylece Tuğrul Öngel, kesin olarak suçlu bulundu ve ceza aldı.
Artık bu konuda başka bir mahkeme süreci veya itiraz yolu kalmamıştır.
Bu süreçte, ben aynı zamanda CHP İl Başkanlığı’na ve CHP Genel Merkezi’ne de durumu bildirdim. Şahıs önce CHP İl Başkan Yardımcılığı görevinden alındı, ardından yürütülen disiplin soruşturması sonucunda CHP’den kesin ihraç edildi. Kısacası, tüm yargı ve parti disiplin süreçleri tamamlanmıştır. Şahıs, bana yazdığı mesajlarda şu tehditlerde bulunmuştur: “Havza’da sana Sivas’ı, Maraş’ı, Çorum’u yaşatırım.”
(Bilindiği gibi bu illerde 1980’li yıllarda Alevi yurttaşlara yönelik katliamlar yaşanmıştır. Bu bir insanlık suçudur.) Ayrıca, 2002 yılında bir trafik kazasında ilk çocuğumu kaybetmiştim. Bu durumu bildiği hâlde, bana “Sana ikinci bir evlat acısı yaşatırım” diyerek çok ağır bir tehditte bulundu. Bu kadar ağır tehdit ve hakaretlerde bulunan bir kişinin, sadece Cumhuriyet Halk Partisi’nde değil, hiçbir siyasi partide görev almaması ve üye kaydı yapılmaması gerektiğine inanıyorum. Bu nedenle, yaşananları kamuoyuyla paylaşma gereği duydum. Böylesine davranışlarda bulunan kişilerin herkes tarafından bilinmesi gerektiğini düşünüyorum.