CHP lideri Özgür Özel’in talimatları doğrultusunda halkın nabzını tutmak için Samsun’a gelen CHP’li genel başkan yardımcısı Volkan Demir ve beraberindeki milletvekilleriyle Samsun il örgütünde basın açıklaması düzenlediler.
MEHMET REBİİ ÖZDEMİR
(SAMSUN)- Samsun il örgütünün organizesiyle CHP lideri Özgür Özel’in talimatıyla Samsun’da halkın dertlerini sorunlarını dinlemeleri için gelen CHP gölge Ticaret Bakanı Volkan Demir, Giresun Milletvekili Elvan Işık Gezmiş, Adana Milletvekili Bilal Bilici ve Samsun Milletvekili Murat Çan’ında katıldığı basın toplantısında İl başkanı Mehmet Özdağ’ın kısa konuşmasının ardından gölge Ticaret bakanı Volkan Demir, parti binasında düzenlenen basın toplantıda şunları ifade etti.
“Cumhuriyet Halk Partisi, ekonomi ekibi olarak. Sayın genel başkanımızın da basını açıkladığı üzere tüm Türkiye’yi karış karış dolaşıyor. Bu yolculuk 20 Kasım’da başladı. Gaziantep'ten sanayi şehrinden arkasından Kahramanmaraş’taydık. Depremden en çok etkilenen illerimizin başında gelen bugün Samsun’dayım. Ekonomi ekibinin bir kısmı da bugün Malatya’da. Türkiye’yi karış dolaşıyoruz. Amacımız Türkiye’nin gerçek gündemi olan yoksulluğu nasıl çözeriz birlikte değerlendiriyoruz. Ekonomi gündemini hiçbir gündemin ezmemesi konusunda çaba sarf ediyoruz. Suni gündemlere ekonomiyi, kaybetmemeye ekonomik konusunu suni gündemler altında ezmemeye çalışıyoruz. Bugün Samsun il başkanlığımızın organizasyonunda iş insanlarıyla, esnaf, dernekleriyle, temsilcileriyle, meslek odalarıyla pazara gidip pazar yerlerinde halkımızla, sokakta, esnafımızla ve meslek odalarıyla hep birlikte konuşacağız, dertleşeceğiz, onları dinleyeceğiz. Cumhuriyet Halk Partisi sokağın sesini dinliyor, sokağı dinliyor. Bu konuda da önerilerimiz var. Somut önerilerimiz onu da genel başkanımız da söylemişti. Ben de buradan bir kere daha söylemek istiyorum. Hükümet tarafından gerek orta vadeli planda gerek merkez bankasının değerlendirmelerinde bir yıl içerisinde %33’den başlayıp %44’e seyahat eden bir enflasyon tahmini varken, yaklaşık yarı yarıya tahminleri tutmamışken. Şu anda gündeme asgari ücretin beklenen enflasyon oranında artırılması gibi bir konuyu getirdiler. Biz buna karşıyız” diye ifadelerde bulundu.
Enflasyonu indirmenin yolu mali disiplinden, kamu disiplininden geçiyor.
Asgari ücret teşvik verilmesini istediklerini, bunun kaynağının bütçede olduğunu bildiklerini, hesaplarının var olduğunu, hesap yapamayanlar çağırsın hesapları gösterelim. Bunun kaynağının bütçede olduğunu söyleyen CHP’li genel başkan yardımcısı Volkan Demir şöyle dedi.
“Vatandaşın en çok maruz kaldığı enflasyon, gıda enflasyonu, barınma, enflasyonu, ulaşım enflasyonu bunları hesapladığımızda %76’lık bir enflasyon var. Bunlarda TÜİK verilerine göre %76 kendi hesapladıkları verilere göre %76. Onun için bize diyoruz ki asgari ücret 30 bunun altında yokuz. Asgari ücretin 30.000 TL olması ile birlikte küçük esnaf, Kobi işveren mağdur olabilir diye bir karşı söylem geliştiriyorlar. Bu arkadaşlarla bu sektör temsilcileriyle bir araya geliyoruz. O konudaki önerimizi de anlatıyoruz. O konudaki önerimiz de şu asgari ücret desteğinin 2 kat çeperine çıkarılması, geçmiş yıl karşılaştırmasının yapılmaması 1-10 kişi arasında çalışan esnaf için 6.000 TL, 10-50 kişi arasında çalışan esnaf için 3.000 TL. 50-100 kişi arasında çalışan esnaf, şirketler için iş yerleri için 2.000 TL, 100 üstü çalıştıranlar için 1.500 TL, asgari ücret teşvik verilmesini istiyoruz. Bunun kaynağının bütçede olduğunu biliyoruz. Hesaplarımız var. Hesap yapamayan çağırsın hesapları gösterelim. Bunun kaynağı bütçede var. Bunu işverene yıkmadan esnafa yıkmadan KOBİ’ye yıkmadan başarabiliriz. Türkiye'de yine kendilerine göre asgari ücret artışının enflasyonu tetikleneceği ifade ediliyor. Bu doğru bir söylem değil. Asgari ücret artışının yani ücretlerin enflasyonu içindeki payı TÜİK açıklamasına göre %4,5, geri kalanı neler olduğunu kendileri biliyorlar. Aşırı şirket karları veya devletin yaptığı yarattığı ÖTV’ler ve dolaylı vergiler yoluyla yarattığı enflasyonlar. Dolayısıyla enflasyonu indirmenin yolu mali disiplinden geçiyor. Kamu disiplinden geç geçiyor, israfı önlemekten geçiyor. Şu anda kamuda israf önlenememiş veya önlenmemiş vaziyette. Dolayısıyla hiçbir politika israfı önlemesek başarılı olamayacak deprem bölgesinden geldik. Deprem bölgesinin başka sorunu var. Karadeniz'in başka sorunu var ve ortaklaştığımız sorunlar var. Bu sorunları birlikte tartışıyoruz. Cumhuriyet Halk Partisi’nin birinci ağızdan yetkili ağızlarından bu sorunlara olan çözüm önerilerini aktarıyoruz. Ek öneriler varsa dinliyoruz ve parti programımıza ve iktidar olduğumuzda da hükümet programımıza bunları derz etmek için gerekli çalışmaları yapıyoruz. Katıldığınız, geldiğiniz, bizi dinlediğiniz için sizlere çok teşekkür ediyorum. Giresun milletvekili milletvekilimiz Elvan Işık Gezmiş, hanımefendiye Adana milletvekilimiz Bilal Bilici beyefendiye Samsun’umuzun Milletvekili Murat Çan beyefendiye de il başkanımız nezdinde bu ekonomi turnesinde bizlere refakat ettiği, bizlerle beraber çalıştığı için de çok teşekkür ediyoruz.”
CHP refahı, kalkınmayı öncelikleyen, adil paylaşımı öne alan bir politika üretiyor.
CHP Genel başkan yardımcısı Volkan Demir şöyle dedi.
“Samsun'un özel sorunu var. Karadeniz'in özel sorunu var. Bunları birlikte konuşacağız. Biz ne düşünüyoruz? Size anlatmaya çalışacağız. Siz bizi besleyin lütfen. Siz ne düşünüyorsunuz? Notlarımızı alacağız. Parti programımıza yazacağız. İlk seçim tarihi açıklandığında geleceğiz hükûmet programımızı ortaya koyacağız. Bizim çalışmamızın amacı bu. Çünkü şuna inanıyoruz, Samsun'un sorunları Ankara'dan çözülemez. Karar Ankara'da verilebilir ama Samsun'un sorunu Samsunluların bu sorunu aktarmasıyla çözebilir. Antep'in sorunu, Anteplilerin bu sorunu aktarmasıyla çözülebilir. Özel sektörde çok klişe laflar vardır. Birisi bir fabrikada sorunu tespit ettiği zaman patron ya da ustabaşı der ki sorunu en iyi sen çözersin. Niye? Çünkü sorunu en iyi tespit eden çözebilir. Onun için biz Türkiye'yi Ankara'dan Samsun'a karar alarak, oraya karar alarak çözmeye çalışıyoruz. Bu anlayıştan Cumhuriyet Halk Partisi refahı, kalkınmayı öncelikleyen, adil paylaşımı öne alan bir politika üretiyor. İki tane ovanın ortasındayız öyle değil mi? Samsun'un zenginin, Samsun'un fakirlikten bahsetmemesi lazım. Dünyanın birinci altını gıda, tarım. Siz iki tane ovanın arasındasınız şu anda. Ama Samsun'un bir şeye karar vermesi lazım. Samsun, 3 yıl sonra, 4 yıl sonra ne yapacağım değil, 30 yıl sonra ne yapacağımı düşünmesi lazım. Bunu düşünecek olan da devlet kurumlarıdır, planlama teşkilatıdır. Samsun nasıl büyüyecek? Samsun neyle büyüyecek? Teknolojiyle mi büyüyecek? Tarımı gıdaya dönüştürerek, buna katma değer ekleyerek mi büyüyecek? Buna karar vermesi lazım. Kamunun etkin rolü. Bunu söyleyince akla şu gelebilir. Biz iktidar olduğumuzda kavrama dikkat çekmek istiyorum. Cumhuriyet Halk Partisi iktidar olursa demiyoruz. Çünkü olacağımızı biliyoruz. Konuştuğumuz kesimler de zaten bize şöyle hitap ediyor. Siz iktidar olduğunuzda bunu bunu bunu ne yapacaksınız diyor. Biz iktidar olacağız buna inanıyoruz. Biz iktidar olduğumuzda Kamunun etki rolünü tekrar devreye sokacağız. Gazeteci Fatih Altay ve İsmail Saymaz ikisinden tanıdığımız, sevdiğimiz ülkenin gururu, milyonlarca kişinin takip ettiği, basın suçu işlediğine dair soruşturma başlıyor. Ya şimdi ülkede öyle bir şey var ki, bütün azılı suçlular sokakta, basın suçu işleyen gazeteciler veya düşünce suçu işleyenler, Terör demiyorum. Bakın terör hepimizin yumuşak karnı. Terör konusunda çok hassasız. Ama düşüncenin suç olmaması lazım. Demokrasinin daha yukarılarda olması lazım. Hukuk sisteminin hızlı ve etkin işlemesi lazım. Dolayısıyla söz, düşünce ve basın suçları gibi suçların biraz daha anlayışla karşılanması lazım bu ülkede diye görüşümü ifade etmek istedim.”
“Sokaktaydık. Sokaktaki vatandaşın teveccühü çok iyi, yani geri dönüşte değil. Çünkü şöyle bir şey, bizim hep savunduğumuz bir şey vardı. Siyaset sokakta yapılır. Siyaset, sıkıntıyı sokakta tespit edip çözmelidir. Maalesef siyasi regresyon şöyle olmuş, seçimden seçime. Esnaf ziyareti, şimdi hiç olmazsa biz alnımızın akıyla seçim yok, böyle derdimiz yok. Seçim istiyoruz var ya, herkes seçim istiyor ama bir seçim tarihi yok. Biz sokakta halkı bir dinleyelim, tarafları dinleyelim, iş dünyasını bir dinleyelim, emek örgütlerini bir dinleyelim. Ortak paydamız elbette var tabii yani. Ülke, Atatürk, bayrak öyle değil mi? Bunlar bizim hepimizin ortak paydası. Ama bu paydaya nasıl gideriz? Dolayısıyla biz Cumhuriyet Halk Partisi'nin yeni dönemde ekonomi politikalarına bakışını detaylı programımıza hazırlıyoruz. Burada açık alacağız. Hükümet programımızı da yapacağız. Ama genel çerçevesi belli. Bunu size anlatacağım. Genel çerçevesinde üç tane kavram var bizim Cumhuriyet Halk Partisi'nin ekonomi politikasında. Bir tanesi refahı önceleyen. İkincisi kalkınmacı, büyümeci değil kalkınmacı. Üçüncüsü ise adil paylaşımı öngören bir sistem istiyoruz. Hayalimiz bu. İlk önce hayal ediyoruz, sonra o sistemi beraber kurgulayacağız. Süre gelen politikalar böyle değil. 2025 bütçesi 12,8 trilyon, ama paylaşımcı bir bütçe değil. Ama vermesini tercih ettiği taraflara da işte asgari ücret geliyor. Bizim de şeyimiz de mesela yıl sonuna kadar asgari ücretle yayınlarız diye bugün iletişim yapmaya başladılar. Çünkü sıkıştılar. Ama Ocak'ta bir komisyon kuruluyor. Şimdi dolayısıyla baktığımız zaman Türkiye'nin muhalefet, ana muhalefet partisiyiz ama 31 Mart'ta tescil edildi ki Türkiye'nin birinci partisi. Hangi anketleri saptırırlarsa saptırsınlar, bir sonraki seçime kadar Türkiye'nin birinci partisiyiz. Ve bu sorumlulukla hareket ediyoruz, ülke yönetme sorumluluğuyla hareket ediyoruz. İkincisi, Cumhuriyet Halk Partisi ekonomik programının temelinde sürdürülebilirlik olacak.
Annem aman oğlum dinliyorlar dikkat et diyor
Volkan Demir konuşmasının devamında şöyle dedi.
“Adalet ve Kalkınma Partisi'nden farkı şu, Adalet Kalkınma Partisi, Sunni krizler yaratıp o krizi çözme üzerine 22 yıldır politikalar öngörüyor. Sayın Şimşek üç kere, dört kere geldi. Kaç kere geldiğini ben hatırlamıyorum. Bir yapısal reform yapılmadan, öyle değil mi? Orta vadeli planda 81 yapısal reform öngörüldü. 34'ünü yaptık dediler, hangisini yaptığını kendileri bilmiyor. Dolayısıyla biz diyoruz ki böyle yeni birlik bakma, ikide bir faizle enflasyonla uğraşmayalım. Biz yapısal reformlar yapalım. Nedir yapısal reform? Bunu çok ciddiyetle önemseyerek söylüyorum. Murat Başkan'ın vekilimi söyledi. Ülkede ekonomiyi düzeltmenin yolu maalesef ki ekonomik değil. İlk önce hukuk sistemini düzelteceksiniz. Sonra demokraside hatırı sayılar ülkede arasına gireceksiniz. Ne demek istiyorum? Yani ödeme acizine düşen esnafın hapse atıldığı, gazetecilerin hapse atıldığı, basın suçlarının arttığı bir ülkede, hırsız, arsız, uğursuzun sokakta dolaştığı bir ülkede, adalet sistemi herkesin vicdanını kanatıyor. Bu adalet sisteminin mutlaka mutlaka herkesin güvenini kazanacağı noktaya gelmesi lazım. İkincisi, demokrasi. Biz de dünya demokrasi sıralamasında 101. sıradayız. Hibrit demokrasi deniyor Türkiye'ye, utanıyoruz. Çünkü Türkiye'de demokrasi var mı? Bunu söyleyince tabii kızıyorlar, diyorlar ki var tabii ki de falan, sen nasıl söylersin bunu? Beraber yaşıyoruz, vatandaşla temas ediyoruz, ağzını kapatarak konuşuyoruz. Annemle telefonla konuşuyorum siyasetçi olduğum için, aman oğlum dinliyorlar Ev kadın annem, hani bizi dinleselerdi mi olacak? Bizden vatan haini çıkmaz, bizden başka bir şey çıkmaz. Ama yarattıkları algı ve psikoloji bu. Bizi dinliyorlardır, aman bize bir şey yaparlarsa… Şimdi böyle algının yaratıldığı bir ülkede ne başkasından söz edilemez. Eleştirme özgürlüğü. Bir eleştiriyorsunuz, bir karikatür çiziyorlar, hapishanelerde sürüyorlar. Yazar kalmadı, çizer kalmadı, karikatürist kalmadı. Hepimiz dergilerle büyüdük biz ya, karikatür dergileriyle büyüdük. Dolayısıyla bundan bahsediyorum. Cumhuriyet Halk Partisi'nin ekonomik programının temelinde adil bölüşüm var. Eşit bölüşüm değil, herkes adil bölüşüm. Bizim ülkedeki en büyük eksiklik planlama ajansımız, planlama teşkilatımız yok. DPT çöktü, kaldırdılar, ülkenin planlaması çöktü. İki tane ovanın ortasındaki Samsun, Samsun'un kartı var, danışmanın kartı. Burada Samsun'u çalıştık geldik. 160 kişilik bir ekip çalıştı Samsun'un. Samsun iki tane ovanın ortasında. Samsun şu anda yönünü bulamadı. Acaba organize sanayi açıp sanayici mi olsak, o mu yapsın? Samsun'un tarım ürünü ve gıdadan başka kurtuluşu yok. Bunu ben size anlatırım. Ama sizin bunu görmeniz lazım Samsun olarak. İki tane ovanın ortasındasınız. Dünyayı doyuracak şeyiniz var. Ürününüz var, potansiyeliniz var ama Çinli mi gelsin, o mu gelsin fabrika? 300 kişi çalışacak, 500 kişi çalışacak. Şimdi gelip buralara karşı çıkmanın anlamı yok. Evet bir emek çalışacak, bir ekosistem yaratacak ama sizin elinizde altın var zaten. Siyanüre gerek olmadan çıkaracağınız bir altın var, tarım ürünleri var. Böyle verimli bir yer yok.”