MEHMET REBİİ ÖZDEMİR
Samsun’un Salıpazarı ilçesi Konakören mahallesindeki çiftçiler 2B arazisi sorunları nedeniyle fındık üretimini ve fındık bahçelerinde fındıklarının bakımlarını yapamadıkları için dertlerini CHP Samsun Milletvekili Murat Çan ve CHP Samsun il başkanı Mehmet Özdağ’a anlattılar.
CHP Samsun Milletvekili Murat Çan, CHP Samsun il başkanı Mehmet Özdağ ile birlikte Salıpazarı ilçesi Konakören mahallesinde fındık üreticisinin 2b arazisi nedeniyle yaşadıkları sorunlarına çözüm bulmak için bir araya geldiler.
Salıpazarı ilçesi Konakören köyü eski muhtarı Salim Acar;
“Bu Konakören’i bugün tercih ettiğinizden dolayı Konakören halkı olarak ben eski muhtar Salim Acar olarak halkımız olarak sizlere minnettarız. Çok teşekkür ediyoruz, Allah razı olsun. Hayırlı ömürler diliyorum. Tabii Konakören’e bu muhtarımız da sizlere zaten gereken bilgileri daha önce söylemiştir. Yine söyleyecek inşallah, köyün sorunları var. Siz de muhalefet partisi milletvekilimiz olarak biz sizlere saygı duyuyoruz. Muhalefet olarak da bu isteklerimizi, bu arzularımızı dile getirirseniz çok memnun ve mutlu olacağız. Bu vesileyle sizlere tekrar teşekkür ediyorum, minnettarız, Allah razı olsun diyorum. Ben Konakören köyü eski muhtarlarından Salih Acar. 2018 yılı sonuna doğru orman sınırlamalarını yaptık biz. Samsun mühendislerle beraberinde ve bundan sonra tapu gelecek dediler. Tapu hala gelmedi. 2B arazileri diye bir şey var, bunu hala sonuçlanamadı. Onun için ben sayın vekilimden, sayın büyüklerimden özellikle arz ediyorum. Konakören’in bu sorununu, Konakören’in komşu köylerinden tutacağı, Konakören’in, Cevizli, Yenidoğan buraların sorunların çözülmesini talep ediyorum. Özellikle inşallah da vekilimizin sayesinde bu da çözülür diye ümit ediyorum. Bu vesileyle bütün halkımız da bunu bekliyor zaten. Bu vesileyle hepinize teşekkür ediyorum.”
CHP Samsun il başkanı Mehmet Özdağ şöyle dedi.
“Ben Cumhuriyet Halk Partisi İl Başkanıyım. Konakören köyüne ilk defa geliyorum. Aslında buraların çok yabancısı sayılmam. Ben de Alibeyli'den ova çocuğuyum. Ancak Salıpazarı'nın aslında yıllardan beri gerek sel sorunlarıyla ilgili olsun, daha önceden yayınlanmıştır. 2019 yılından beri Zafer Başkanımla ilçenin sorunlarını yakından takip eden birisiyim. Aynı zamanda Samsun Çevre Platformu sözcüğüyle de yaptım. Gerek ilçe başkanım, ilçe örgütümüze biz sizlere yardımcı olmamız gereken her ne konu olursa olsun 7/24 emrinize amadeyiz. Bunu bilmenizi istiyorum, sayın vekilimizle zaten sürekli istişare halindeyiz. Vekilimiz altını çizerek söylüyorum, CHP ‘nin değil, sizlerin vekili, milletin vekili, Samsun'un vekili. O bilinçle hareket ettiğini hepimiz görüyoruz, biliyoruz. 7/24 sahada. O nedenle bize ileteceğiniz her şeyi, her çözebileceğiniz bir şey varsa biz çözmeye gayret ediyoruz. O nedenle her zaman iletişime açık olduğumuzu bilmenizi istiyorum. Kolaylıklar diliyorum, saygılar sunuyorum. Söyleyeyim tesadüfen dün şimdi sayacağım iller Giresun, Ordu, Samsun, Sakarya, Düzce, Zonguldak, Trabzon, Kocaeli, Bartın, Kastamonu, Artvin, Tokat, Bolu, Sinop, Rize, Gümüşhane il başkanları olarak ortak bir metin üzerinde çalışıyoruz. Sayın vekilimin söylediği gibi 2012 yılında 150 lira olan dekar başına destekleme fiyatı bugün 170 liraya gelmiş. Yani 2012'den bu yana siz zaten şeyleri söylediniz. Sayın Genel Başkanımızın belirttiği gibi de fındık birim fiyatında yüz altmış lira civarında bir şekilde açıklanması gerektiği konusunda bir çalışma var. Bu saydığım il başkanları olarak ortak bir örgütlenmeyle hem basın açıklamalarıyla hem de sahadaki çalışmalarla fındık üreticisinin hak ettiği değeri almasının mücadelesini sayın vekillerimiz mecliste biz de sahada sizlerle birlikte veriyor olacağız. Eğer ola ki eğer ola ki tıpkı çaydaki gibi buğdaydaki gibi bir hak mahrumiyeti pozisyonuyla hani karşılaşılması durumunda eğer sizi alana davet edecek olursak Lütfen bu daveti geri çevirmeyin. Siz ne kadar dört elle kendi hakkınızı hukukunuzu savunmak üzere fındık üreticisinin hakkını savunmak üzere yapılan bir girişime sahip çıkarsanız o hakkı siz kendiniz söke söke alıyor olacaksınız.”
Salıpazarı Ziraat Odası başkanı Zafer Ersoy;
“Salı Pazarı Ziraat Odası Yönetim Kurulu Başkanı, sayın vekilim, il başkanım, değerli muhtarlarımız değerli çiftçilerimiz, hepiniz buraya geldiğiniz için teşekkür ediyoruz. Çiftçilerimizin fındık üretici çiftçilerimizin sorunları çok fazla 2B arazileri bunların en başında geliyor. Tüm Salıpazarı'nda bu sıkıntılar yaşanıyor. Bugün burada Konakören köyünde toplanıyoruz. Sayın vekilimiz de geldi sağ olsun. Yine kendisiyle birçok çiftçilerimizin sorunları hakkında sürekli görüşüyoruz, haricinde doğrudan gelir desteği, yine devlet destekli yatırımlardan yüksek rampa arazili çiftçi fındık arsası olan çiftçilerimiz hiçbir şeyden faydalanmıyor. Bunları da dile getireceğiz inşallah, çiftçilerimize faydalı olmaya çalışacağız.”
CHP Samsun Milletvekili Murat Çan şunları söyledi.
Bugün burada hakikaten Samsun'da sorun konusunda problemleri zirveye çıkmış bir ilçenin, bir mahallenin sorunlarıyla ilgili görüşmeye geldik. Fındıkla başlayayım, az önce fındıklara baktık, birazdan belki bahçenin içinden de yine sohbetimize devam ederiz. Fındığı dalda kahverengi kokarcaya emanet edenler harmanda yabancı tüccarlara, yabancılara emanet edenler Konakören'in, Salıpazarı'nın sorununu anlayamayanlar. Bundan bir hafta kadar önce Salıpazarı'nın belli başlı sorunları için muhtarlar derneği başkanımızla görüştük. Sizlerle görüştük. Özellikle TEDAŞ'ın, YEDAŞ’ın bir şubesinin olmaması, her baharda, her yazda Salıpazarı'nda taşan selin Çarşamba’ya ve Terme’ye verdiği zararları konuştuk. Elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz. Ama bugün her şeyden önemli yaklaşık 45 yıldır kendi tapulu arazilerini, bir kısmı kendine tapulu arazilerini, bir kısmı ise devletin arazileri olarak, atadan, dededen kullanılan bu arazileri şu anda ormana tahsis edildiği için, orman vasfı kapsamına alındığı için kullanamayan, kullanamama tehlikesiyle karşı karşıya bulunan sizlerin s orunları için konuşmaya geldik. Ben burada birkaç cümle etmek istiyorum. Kafasına göre, keyfine göre, ranta göre, parasına göre orman vasıflı arazileri villalar için imara açanlar, insanlara tahsis edenler burada kıt kanaat imkanlarla ekonomiye katkı sunmak için endüstriyel tarım ürünü olan fındığı, Türk ekonomisine kazandırmak için canla başla uğraşan sizler bugün kendi kullandığınız arazilerin ürünlerini toplamakta sıkıntı yaşamakla yüz yüzesiniz. Bu sorun çözülecektir, çözülmelidir. Yine söylüyorum, İstanbul'da 180 bin metrekarelik araziyi, orman arazisini keyfe göre, ranta göre, kişiye göre insanlara tahsis edenler bugün burada sizleri bundan mağdur etmeye, mahrum etmeye kalkıyorlar, bunları çözeceğiz. Salıpazarı'nın yaklaşık kırk yıldır ilçe olan çok geçmiş kökleri olan Garpu Kalesi'yle, ahşap camileriyle hakikaten hepimizin yanında önemli yeri olan Salıpazarı'nın sorunları ilçe kimliğinin çok çok ötesinde artarak devam ediyor. Sizler 31 Mart'ta Salıpazarı hemşerilerimiz olarak hükümete bir uyarıda bulundunuz. Salıpazarı belediyesinde bir tercih yaptınız. Bizden yana olsa çok çok daha hoşumuza giderdi. Çok çok daha onurlanırdık. Ama bu uyarıyı gösterdiniz. Hükümet bu uyarıyı alacaktır, almalıdır. Ama her şeyden önemlisi Samsun'un son kırk yılda elli yılda göç veren Samsun'un göç verme sebepleri burada gizli. Fındığı dalında mahrum edenler, mağdur edenler Artı diğer hayvancılık olsun. Hiçbir desteğe sizi hiçbir destekten mahrum edenler sizin sorunlarınızı anlamıyorlar. Ama siz bunu önemsediniz. Bundan sonra yerelin iktidarı, yerelin birinci partisi olarak bizler örgütümüzle, ilçemizle, il örgütümüzle, il başkanımızla sizlerin yanınızda olacağız. Şimdi 2B arazisiyle ilgili ben birkaç şey söyledim. Sizlerden kendi arazisiyle ilgili, kendi bahçesiyle ilgili sorunları olan varsa hepimiz sessizce o arkadaşımızı dinleyelim, notlarımızı alalım. Ondan sonra da bunu en üst mercide, mertebede kime dile getireceksek, nasıl söyleyeceksek, hangi tekliflere, hangi araştırma önergelerini vereceksek, onların sorunlarını nasıl dile getireceksek bunun çözümünü arayalım. Buradan ayrıldıktan sonra da Salıpazarı barajı bitiremeyen Yedi yıldır süregelen Salıpazarı Barajı'nın inşaatına geçeceğiz. Hepinize buraya geldiğiniz için, bizleri ağırladığınız için çok çok teşekkür ediyorum. İki hafta kadar önce mecliste Samsun’un sorunlarını bahsederken elektrik, su, yol gibi temel ihtiyaçlar hakkında bilgi vermiştim. Ben şimdi kendimi eleştiriyorum. Az konuşmuşum ya da hepsini konuşamamışım, konuştuğumdan daha büyük sorunlar özellikle Salıpazarı’nda muhtarlarımızı dinledikçe daha net bir şekilde ortaya çıkıyor. Buraya 2B arazileri ve tapulu arazilerinde tarımsal üretim yapamayan vatandaşlarımızın sorunlarını dinlemeye geldik. Ama hem gördüğümüz tablo hala kırk yıl önce kırk beş yıl önce eleştirilen dönemin iktidarları zamanında yapılan elektrik tesisatı üzerinden vatandaş hizmet görmeye çalışmakta. Bir iyileştirme yok. Kurumsal bir karşılığı yok. Bizim müdahalemiz de ya da bizim şikâyetimiz de inşallah yapılacak. Yolun hali gelirken içler acısıydı. 2024’ün Türkiye'sinde Cumhuriyet'in ikinci yüzyılının ilk yılında tankerle Samsun Büyükşehir Belediyesi su taşıyor bu bölgeye. Maalesef sular akıyor, bizim belediyelerimiz bakıyor. Bu sorunları burada daha net bir şekilde gördük. Muhtarlarımızın ve vatandaşlarımızın isteği üzerine ve olması gerektiği şekliyle mecliste konuyu araştırma önergeleri ve kanun teklifleriyle gündeme getireceğiz. Bu zamana kadar bizden önceki vekil Samsun vekillerimiz başta Haluk kocamız olmak üzere bu konuda kanun teklifleri vermişler. İktidar tarafından bunlar reddedilmiş. Biz bunu bir daha yapacağız. Ama bunun hem burada vatandaşlarımıza söylüyorum hem de iktidara söylüyorum. Hızlı ve kolay bir yolu var. Keyfi olarak, vatandaşın yararına değil bir kısım zümrenin ve üç beş zenginin keyfi ve isteği üzerine hala orman vasfını devam ettiren arazileri villa kaçak villa yaparak orman vasfından çıkartıp Cumhurbaşkanı kararıyla tapulayan bir zihniyet var, bir sistem var. Burada ben bir çağrı yapıyorum. Hemen bu hafta Cumhurbaşkanımız bir kararname ile Salıpazarı’nda ve Salıpazarı’na uyan diğer yerlerde sadece tarıma elverişli alanlarda ve tarım amaçlı kullanmak kaydıyla daha önceden yapılan yanlışların düzeltilmesi amacıyla da hızlıca Orman vasfıymış gibi, orman ürünleri varmış gibi gösterilen araziler gerçek kimliğine büründürülsün ve tapu sahiplerine tahsis edilsin. Bu yapılana kadar en azından kullanmalarına izin verilsin. Bu buradaki vatandaşın isteği. Ben de bu yolu söylüyorum. Ege'de, Marmara'da, İstanbul'un göbeğindeki ormanlarda bu keyfiyen yapılabiliyor. Burada ihtiyaca binaen olması gerektiği şekliyle vatandaşımızın bu sorunun çözülmesine dönük hayata geçirilsin. Biz de buradan bir sonraki toplantımızda buluşmamızda buna emeği geçenlere teşekkür edelim. Aksi takdirde biz vatandaşımızın bu hakkını mecliste kanun teklifi ve araştırma önergeleriyle arayacağız. Sonuna kadar arayacağız. Ama hızlı yolun, kısa yolun ne olması gerektiğini az önce söyledim. Burada bizi ağırlayan, bizimle bir araya gelen Konakören ve çevre mahallelerimizden, sakinlerimize çok çok teşekkür ediyorum. Ürünleri bereketli olsun. Harmanları bol olsun diyorum. Çok sağ olun. Sizin önerileriniz doğrultusunda. Bir konuyu da açmışken bu fındık hasat zamanı geliyor. Genel başkanımızla bir görüşme yaptık. Ve hükümetin yapmadıklarını ya da ilan ettikleri ama vatandaşı karşısında bir heyecan yaratmayacak. Bütün açıklamaları yakından takip edeceğiz. Ve o açıklamalardan sonra da gereğini yapmak üzere bölgede mutlaka bir aksiyon alacağız. Bunun takipçisiyiz. Bunun izini size şöyle söyleyeyim, Tekirdağ'da buğday tarlasında Rize'nin merkezinde çay bahçelerinin içinde partimiz genel başkanımızın nezdinde göstermiş oldu. Fındığın da peşini bırakmayacağız. Özellikle gübrenin fiyatı belliyken akaryakıtın fiyatı belliyken Bir hafta önce yanılmıyorsam, patozun fiyatı açıklanmışken, yevmiyelerin fiyatı açıklanmışken, fındığın fiyatının halen açıklanmamasının bir şeye yaradığını düşünüyoruz. Yabancı sermaye. Fındığı Türkiye üretiyor, fiyatını yabancılar belirliyor. Yabancıların Terme’de ya da bölgede kurduğu birtakım istasyonlar ya da işletmeler belirliyor. Bahçeye giriyorlar, yardım gayesiyle birtakım desteklerde sözde desteklerde bulunuyorlar. Hem yıllardan beri fındık üreticisiyle devlet arasında ya da sektör arasında aracı olan yerli esnaf Fiskobirlik devreden çıkarılmış oluyor. Hem de fındığın endüstriyel tarım ürünü olan fındığın ana rantını Türkiye'nin dışındaki piyasa belirleyicileri yemiş oluyor. Bu şöyle açıklanabilir. Türkiye'de fındığın toplam piyasa değeri her yıl yaklaşık iki, iki buçuk milyar dolar. Yani her yıl muhtemelen daha fazla üretime dönük daha katma değerli hizmetler üretilmesine dönük hamle yapıyor üretici ve sanayici. Ama fındığın Türkiye'ye getirdiği ihracat geliri iki milyar dolar, iki buçuk milyar doları geçmiyor. Ama toplam dünyadaki fındık ürünlerinden toplamında elde edilen gelir neredeyse yüz milyarı çok üzeri. Yüzde yetmişini biz üretiyoruz. Ama yüzde ikisini aşağı yukarı biz elde ediyoruz. Böyle ticaret böyle siyaset hiç görülmemiş değil. Hiçbir yerde yapılmamıştır. Bir tek fındıkta var. Fındıkta Türkiye yerleşirse, millileşirse kendi kavramları olarak yaklaşık yirmi milyar dolar civarında bir ihracata ulaştığında bunun ekonomiye katkısı elektrik tellerinden başlayarak yol, baraj gibi bütün kalemlerde bugünün on katı, on beş katı olacak. Buraya yansıyacak.
Konakören mahallesi sakinlerinden Ali Keskin;
“Samsun Salıpazarı Konakören köyünden Yaşar oğlu Ali Keskin 1950'ye, birinci ayın biri. 37 kayıtlarımız olduğu halde 1937 kayıtlarımız olduğu halde Osmanlı tapumuz olduğu halde bizleri fındık bahçemizden mahrum etti. Bu devlet bu hükümet ormancı başımıza Cumhurbaşkanı kesildi. Konakören’de bu tarlaya giremesin dedi. 1937 kayıtları varken Osmanlı'nın evi hala içerisinde mevcut iken bizim mahrum etmeye çalışıyor. Fındıklığa giremezsin, jandarmaya hemen telefon ediyorlar. Jandarma geliyor fındıklıktan çık diyor, birinci sene aynı yerden mahkeme gördüm. İkinci sene aynı yerden mahkeme gördüm. Orman işletmesi avukat tutmuş. 17-18 milyonu ödeyeceksin diyorlar bana, mahkeme masrafı buraya 6 milyon ödeyeceksin diyorlar bana, buramızın bir kısmı tapulu, bir kısmı tapusuz, buradan alo dendiği zaman ormancı, saniyede burada. Tarlaya kim girdi? Giremezsin, devletin yeridir. Kardeşim 500 yıllık yer bu, Osmanlı tarihinden dedeme intikal etmiş, dedemden de babama intikal etmiş. Ve babamdan da bize intikal etmiş bu arazilerimiz bizim, bizim önceleri buraya makbuz kesiliyordu. Bu makbuzlar da mevcut olduğu halde bizi tanımıyor adamlar. Eski Osmanlı tapusunu tanımıyor vatandaş, burası devletindir, sen buraya giremezsin diye bize, ben de dedim ki, gel beni orada gör, ben bu fındığı topluyorum ve de toplayacağım dedim. Sana ceza yazarım, yaz dedim buna. Devlet ekmek verecek mi? Cezaevinde bana verecek, tamam dedim ben istiyorum. Böyle devam edeceğimi söyledim, hala da ormancı Bimere'de şikâyet ettim sayın vekilim. Yetkili arkadaşlarım, Bimere buradan telefon ettim. Dilekçe verdim, böyle böyle ormancı bize tapulu yerden tapusuz yere geçirmiyor diyerekten, bir arkadaşa demiş ki bu daha da zarar görecek. Zaten sen bana zarar verdin, 13 dönüm yerime zaten sokmuyorsun. Sayın milletvekilim, bunu biz eğer dilekçe verecekse, dilekçe verelim orman bakanlığına, Ankara'ya gelecekse bize bir akıl verin gelelim. Toplu hal de bu işleri çözelim. Bizim ihtiyacımız size kaldı bundan sonra. Bu devlet değil, bu bir vatan haini bunlar zaten. Ormancı olmuş başımıza bir hâkim, hâkim olmuş ceza yazma hâkimi. Çarşamba’ya kurmuşlar 14-15 tane ceza hakimleri. Neye yarıyor bunlar dedim, bunlar vatandaşa ceza vurmak için, bunlar böyle bir düzen kurmuşlar. Bizi bundan kurtarmanın bir yolunu arıyoruz biz.”
Salıpazarı Muhtarlar Derneği Başkanı Erol Gürsoy;
“Az önceki amcamın anlattığı gibi Sayın Vekilim biz Konakören muhtarımızla beraber Samsun'a Orman İşletme Şefliği ve Orman Bakanlığı'nı aradığımız zamanı Konakören’in iki bir arazisini oluşabilmesi için meclisten yeni bir yasa verilmesi lazım. Yeni bir yasa çıkması lazım. Şimdi burada 2B çalışması olmuş ama ayrılırken. 2B çalışması olduğu için bu 2B çalışma olan yerlerde tekrardan bir yasa değişmesi lazım. Değiştikten sonra, mecliste görüşün kararından sonra Buna görenle ilgili sayın muhtarımıza bu şekilde aydınlattılar. Sizin burada amcamın dediği gibi bu konuda yasa konusunda içeri mecliste bir teklif verip bunun üzerinizde durursanız çok iyi olur. Teşekkür ederim.”