Haber: Mehmet Rebii Özdemir
(SAMSUN)- Geçtiğimiz günlerde tüm ülkede olduğu Samsun Çarşamba’nın Kabaceviz mahallesindeki Fındık, Ceviz ve Kivi üreticileriyle Fındık bahçesinde bir araya gelen CHP’li Samsun Milletvekili Çan, çiftçilerin sorunlarını yerinde dinleyerek sorunlarının takipçisi olacaklarını söyleyerek konuşmasında şöyle dedi.
“Ülkemiz ihracatının yüzde birinden fazlasını oluşturan tındık ürünümüzün yetiştiği bahçelerden birindeyiz. Çarşamba Kabaceviz köyündeyiz. Bu bölgede 12 Nisan gecesi, Cumartesi gecesi aşırı bir zirai don meydana geldi. Ve bunun neticesinde de Bu bahçelerde, Samsun genelinde toplamda 100'ün üzerinde mahallede, köyde ciddi anlamda fındık ve meyve ürünlerinde hasar var. Cevizde, kivide hasarlar var. Çiftçilerimizin bazıları sisleme faaliyetiyle, sisleme çalışmalarıyla bu zirai dondan kendilerini, bahçelerini kurtarmaya çalıştı ancak bireysel çabalar sonuçta sadece o çiftçinin kendi bahçesindeki ürüne faydası olabildi. Bunun dışında devlet meteoroloji, Tarım Bakanlığı sadece zirai donu seyretmekle kaldı. Biz birkaç bahçede bu köyde incelemelerde bulunduk. Ve yaptığımız değerlendirmelerde ciddi anlamda özellikle fındık dallarında, fındık ağaçlarında yapraklarda hasar var. Ürünlerin meyve şu anda tomurcuk vermiş meyvelerin çoğu da birkaç gün içinde beslenilmeyerek dökülecekler.”
Hükümet kokarcayı seyretti
Geçen yıl fındık üreticisinin büyük sorunu olan fındığın randımanına ve rekoltesinin düşmesine neden olduğuna söyleyen CHP’li Milletvekili Çan, konuşmasına şu ifadelerle devam etti.
“Burada yıllardır fındık Fiskobirlik yönetim kurulunda bulunmuş Bölgede başkanlık yapmış Sıtkı Bey var. Bahçenin sahibi Tahsin Bey var. Bunların ortak değerlendirmesi bu sene fındık ürününün ciddi anlamda özellikle iki yüz rakımın üzerindeki bölgelerde etkileneceği bunun da rekolteye çok ciddi anlamda yansıyacağı. Biz mecliste geçen günkü konuşmamızda Tarım Bakanlığı'nın hızlıca bir destekleme faaliyetine geçmesi çiftçiyi kâbustan bir anlamda korumaya dönük çalışmalar yapmasını önerdik. Bunlardan bazıları çiftçinin Tarım Kredi Kooperatifleri ‘ne ve ziraat odalarına olan borçlarının ertelenmesi, faizlerinin silinmesi 2B arazilerinde ödeme yapan çiftçilerimizin ödemelerinin en azından bu sene dondurulması, sene bir dahaki seneden başlatılması şeklinde. Şimdi Sıtkı Bey Geçtiğimiz yıl iki bin yirmi üçte iki bin yirmi dörtte girdi maliyetlerindeki anormal fiyat artışları, akaryakıt, gübre, ilaçlama ve işçilik maliyetleri. Bu yıl tarım işçilerinin gündelik yevmiyesinin iki bin liradan aşağı olmayacağı söyleniyor. Maliyetler, patozlar, bahçeleme, ilaçlama bunların hepsini koyduğumuzda bir ton fındığı üretmek için harcadığınız para para bir ton fındığı sattığınız paradan çok ama çok daha fazla olacak. Oldu geçtiğimiz yıl. Kokarca'yı vatandaş seyretti. Hükümet, Kokarca'yı hükümet seyretti. Valilik seyretti. Belediyeler seyretti. Orta Karadeniz ve Doğu Karadeniz bölgesinde bu yıl Batı Karadeniz'e de istila etmiş vaziyette bir kış boyunca hiçbir önlem alınmadı. Çiftçinin hali perme perişan. Hükümet buna karşılık Kokarca'yla uğraşmayıp Cumhuriyet Halk Partisi'yle, Cumhuriyet Halk Partili belediyelerle uğraşıyor. Oraya harcadığı emeğin yüzde birini kokarca ile uğraşmaya tarımsal faaliyetlerinin sürdürülebilir olmasını harcasa bu Tahsin Bey'in yüzü gülecek” şeklinde konuştu.
Kabaceviz mahallesi fındık üreticisi Tahsin Sağael;
"Şimdi bahçe meydanda. Yani benim söyleyeceğim hiçbir şey yok yani. Ben bir yıl sigorta yaptırdım. Geçen yıl yaptırdım. Kasırga hani çok aşırı miktarda döktü. Yaklaşık benim bahçem on iki, on üç tonluk bir bahçe. Beş tonunu yere attı. Yerde ne bize kaldıysa onu da.”
Fiskobirlik'in eski yönetim kurulu üyelerinden Sıtkı Mısırlıoğlu'da zirai dondan ötürü yaşananları şöyle anlattı.
"Bu zirai donun çiftçilere zararı bir yılla bitmez. Örneğin biz geçen sene kokarcadan bir hiç ürün almadık. Bu çiftçiler arkadaşlar da donla alakalı almazlarsa en az üç yıl süre çiftçideki bunun hasarı maddi olarak. Evet, maneviyatta ne olur? Bu ağacın akıbeti meçhul. Yani nasıl meçhul? Acaba sürgün sürebilir mi? Fındık çalışkan bir ağaçtır. Sürgün sürebilir, ancak ya sürmezse on on iki yıllık bir bahçe burası. Nasıl? Tekrardan, yani on iki yılı heba olmuş pozisyona da geçecek. Allah'ın yardımcıları olsun yani. Önce Allah'a sonra devlete. Ha devletten de yardım gelir mi? Tarsim kuruldu, afat işi bitti çiftçilikte. Evet, oraya da geleceğiz şimdi. Tarsim aşağı yukarı on beş yıldır. Fazla, 2006 dan bu yana yirmi yıla yakındır. Yani, çiftçilerimizin hizmetinde gibi görünürken son on yılda herhalde söyleyecekleriniz var. Yasada donla alakalı yasada küçük bir rutin değişikliği yapıldı. Şu an şu meyve yansa bile bakın bu meyve bu yansa bile tomurcağı sayılıyor mu bunun? Bunun tomurcağı sayılıyor dört tane. Bu yanarsa bunun parasını alabilir çiftçi. Ya bir de sayılmayanı var bunun. O da sayıya girmiyor. Sayıya girmediği için. Girmediği için zarar gözükmüyor. Zarar gözükmüyor. Hâlbuki ama çiftçi. Şimdi eskiden madem öyle günü başlatmayı bizde yasa on beş Şubat'ta başlatıyor. Yeni Tarsim hakkına. 15 Şubat'tan beri benden alıyorsun parayı. Fındık tomurcağından sonra al. İki ay benden fazla niye para alıyorsun? Bir de o var yani. Evet, tamamen şirketleri holdingler koruma yasası bireyi değil, çiftçiyi değil. Değişiklik bu bunun ivedilikle bir el atılmasını temenni ederim.”