CHP Samsun il başkanlığının davetlisi olarak Samsun’a gelen CHP’li Dışişleri gölge bakanı olan Prof.Dr. İlhan Uzgel, düzenlenen “Dış Politikalarla” ilgili panelde konuştu.
MEHMET REBİİ ÖZDEMİR
(SAMSUN)- CHP’nin kuruluşunun 101. Yılı nedeniyle Samsun’da düzenlenen programlardan 4. Dün akşam saat 19.’da TES-İŞ sendikasının salonunda, CHP’nin Dışişleri gölge bakanı Prof.Dr. İlhan Uzgel, CHP’li Samsun milletvekili ve çok sayıda davetli “Dış Politika” konulu panele katıldı.
Panel öncesinde CHP Samsun il başkanı Mehmet Özdağ’ın açılış konuşmasının ardından CHP’li Samsun Milletvekili Murat Çan bir konuşma yaptı.
“Ekonomik çıkarlar uğruna dış politika iletişimi kurmaya çalışan bir kişi tarafından yönetiliyoruz. Onun da sonuna yaklaştığımızı hep beraber görüyoruz. Dolayısıyla dış politika devletimi, ülkemizi kuran, kurtaran, devleti, cumhuriyetimizi kuran İnönü’nün hükümeti kendi rızasıyla Menderes'e devrederken tekrar geri alırken Demirel'e devrederken İnönü’ye devrederken şahısların bireysel düşüncelerinden bağımsız bir kurguydu. Şimdi gelinen noktada 2014 yılı 24 Kasım'ına sizi götürmek isterim. Ekonomik çıkarlar için kim daha fazla verirse onun yanında yer alma gayesiyle sonucu itibariyle Dış politikada Türkiye oturduğu sandalyeden ayağa kalktı ve bir daha oturacak yer bulamıyor. Bir sezonda Amerika ile F-16, F-35 pazarlığı, diğer sezonda domates karşılığında S-400 pazarlığı. Biz böyle görüyoruz. Hocamız bunu bize daha detaylı şekilde anlatacak ama Hakikaten önümüzdeki süreçte dış politikada mutlaka ve mutlaka onurumuzu korumak, kurtarmak amacıyla çok sağlam parti programlarımıza, politikalarımıza yerleşen kişilerin bireysel açıklamalarından azade bir şekilde çok net bir çizgimiz olması” şeklinde konuştu.
Panelist olarak programa katılan CHP’nin gölge dışişleri bakanı Prof.Dr. İlhan Uzgel’de yaptığı konuşmasında şöyle dedi.
“Artık iktidar zamanı. Bunun için uğraşıyoruz. Dış politika medyaya her zaman çok yansımaz. Bazı şeylerin yansıması lazım. Bazılarının yansımaması lazım. O yüzden de arka planda ciddi bir uğraş olduğunu buradan hepinize söylemek isterim. Detaylarını kısmen girerim. On dokuz Mayıs'ta bir antiemperyalist mücadele verildi. Bir devlet kuruldu. Modern bir devlet kuruldu. Batı sisteminin çok dışında değil ama çok dengeliydi. Benim yirmi beş sene üniversitede Türk Dış Politikası derslerini anlatırken anlatmayı en sevdiğim dönem 1923’den, 1945’e kadar bir dönemdi. Çok iyi bir politika. Şimdi bakın hükümet Grits, üye olduk, sözü çıktı. Ben twit attım dedim ki, üyelik için başvurduysanız resmen açıklayın. Başvurmadıysanız yalanlayın. Biz de bilelim. Bakın 1932’de Türk güçler, dönemin İngiltere, Fransa dediler ki siz milletler cemiyetine üye olun. O zamanın Birleşmiş Milletleri. Atatürk dedi ki biz üyelik için başvurmayalım. Siz bizi davet edin. Türkiye davetle üye oldu. Üye olurken, bütün üyeleri oy birliğiyle üye oldu. Alkışlarla üye kabul edildi. Bakın nereden nereye geldik? Bir örgüte üye miyiz, değil miyiz? Başvuru yaptık mı, yapmadık mı? Rusya'nın Dışişleri Bakanlığı Sözcüsüne bakıyoruz. Dış politikamız bu halde. Alacaksın dediler. Kabul etti. Çok medyada yer almaz ama Avrupa Hava Sahası'nın koruma sistemine dahil ol dediler, dahil oldu. Ufak ufak ama yine de Amerika sistemi diyor ki, Erdoğan orada dursun, yüz vermeyelim. Bakın, Putin Türkiye'ye gelmiyor, Biden Erdoğan'ı kabul etmiyor. Çünkü o kadar alttan olan bir politikaya geçip iktidarda kalabilmek için oyun oynuyorlar Erdoğan’la. Erdoğan sistemin içine giriyor. Denge politikası izleyeceğim dedi, Amerika'yı Rusya'ya karşı oynayacağım dedi. İkisine de tutsak haline geldi. Putin'in elinde de Erdoğan'la ilgili çok belge bilgi var. Amerika’nın da öyle. O yüzden de hareket ettirmiyorlar. Geldiğimiz nokta bu. Bunu ancak ve ancak CHP iktidarı kurar. Dış politika korkunç bir kırmızı kalmış durumda, bir açılım yapamıyor. O yüzden de geçerken ya bir bilinçlenelim diyorlar. Kimsenin ciddiye aldığı yok. Ama bu sürdürülebilir değil. Çünkü dış politika kurucudur. Sizin ne olduğunuzu, kim olduğunuzu tanınmak. Siz Amerika'ya bir şey söylersiniz, kendinizi tanımlamış olursunuz. İktidar Türkiye gibi iktidarda özellikle daha öncesinde başta söylediğim gibi içeriden ve dışarıdan birlikte kurulur. Bunların hepsini göz önüne alan bir strateji izlemezseniz bir seçim olur, bir Erdoğan'a devam ederiz. Onun için gerçekçi ama bir fikri olan, bir strateji olan siyasete ihtiyacımız var. Elimizden gelen bütün güçle sahip olduğumuz imkanlarla bunu kurmaya ve bununla uğraşmaya çalışıyoruz.”