Haber: Mehmet Rebii Özdemir
(SAMSUN)- Devrim 78’liler Federasyonu Samsun şubesinin geleneksel dayanışma kahvaltısına federasyon genel başkanı Hüseyin Esentürk, Ankara şube başkanı Emel Uzman, Mersin şube başkanı Ethem Dinçer’in katıldığı dayanışma kahvaltısında Devrimci 78’liler Derneği Samsun şube başkanı Cahit Kolukısa, genel başkan, Hüseyin Esentürk, Emel Uzman ve Ethem Dinçer birer konuşma yaptılar.
Samsun 78’liler derneği Samsun şube başkanı Cahit Kolukısa, dayanışma kahvaltısına katılanlara kısa bir selamlama konuşması yaptı.
Devrimci 78’liler Federasyonu genel başkanı Hüseyin Esentürk, yaptığı konuşmasında şöyle dedi.
“Dayanışma aslında bizim topraklarda dünyada eşi benzeri olmayan bir eylemliktir. Bunu aslında hepimiz çok iyi biliriz. Mahirleri, Denizleri, İbrahimleri yetiştiren, bu topraklarda ancak dayanışma yaşanır, umutsuzluğa hiç yer olmaz. Federasyonumuz 12 Eylül 1980 darbe anayasasını kaldırmayanların darbe hukukunu ve kültürünü devam ettirenlerin yargılanması, için mücadeleye devam edecek. Darbecilerin ve darbeye yardım yataklık edenlerin, işkencecilerin insanlığa karşı suç işleyenlerin, darbeleri ve darbecileri övenlerin, iyi darbe kötü darbe ayrımı yapanların da yargılanması için mücadele edecektir. Dahası darbe döneminde vatandaşlıktan çıkartılanların ülkesini terk etmek zorunda kalanların bütün haklarının kayıtsız şartsız, teslim edilmesi için mücadele etmeye devam edecektir. Başta YÖK, MGK olmak üzere darbe düzenini devam ettiren bütün kurumların ortadan kaldırılması için. Mücadele etmeye devam edecektir. Bugün darbe düzeninin ana halkalarından olan NATO'ya, bağlı cinayet, terör ve kışkırtma örgütü Gladio ülkemizdeki uzantılarının lağvedilmesi suçluların yargılanması, işledikleri insanlık suçlarının bütün belge ve kayıtları ile açıklanması için mücadele edecektir. Cunta dönemlerinde, sıkıyönetim mahkemelerinde, olağanüstü hal mahkemelerinde, verilen kararların yok sayılması için mücadele etmeye devam edecektir. Başta Diyarbakır, Mamak, Metris zindanları olmak üzere, devrimcilerin zulüm gördükleri cezaevlerinin müzeye dönüştürülmesi mücadelesine devam edecektir. Ayrıca cezaevlerinde yatıp, yattığı süreye bakılmaksızın, yattığı sürenin sigortalı olarak sayılması ve süreye, bakmadan emekli olması için mücadeleye yine devam edecektir federasyonumuz.”
AKP sivil darbenin baş aktörüdür
Federasyonlarının daha önce de belirlediği ne darbe ne diktatörlük söylemiyle diktatörlüğe karşı demokrasiyi savunduklarını, savaşa karşı barışı savunmaya devam edeceklerine dikkat çeken Hüseyin Esentürk, konuşmasına şu ifadelerle devam etti.
“Gündem oluşturduğumuz bazı konularda sizinle paylaşacağım birkaç ana madde var. Ülkeyi yarı açık cezaevi haline getiren olağanüstü hal (OHAL), görünüşte kalkmış olsa bile fiiliyatla devam ediyor. Uygulamalarına son verilmeli. Ülkeyi kanun hükmünde kararnamelerle yönetme anlayışından vazgeçilmeli. Devrimci demokrat muhalif insanlar işlerine iade edilmeli. Cezaevlerine atılan siyasetçi, gazeteci, bilim insanı, öğrenci ve bütün muhalifler serbest bırakılmalıdır. 12 Eylül uygulamalarından olan tek tip elbise bazı cezaevlerinde hala uygulanmaya çalışılıyor. 12 Eylül'de olduğu gibi, bugün de hep tip uygulamalara karşı mücadele edeceğimizi bir daha ifade edip vazgeçilmez bir görev olarak önümüze koyduğumuzu söylemek isteriz. Çok önemli görüyoruz eğitimin ve sağlığın darbe ürünü yeni cemaatlere devredilmesi, bilimsel yaklaşımlar yerine, metafizik yaklaşımların öne çıkartılması, faşist odaklara eleman devşiren ellerinde binlerce devrimcinin kanı bulunan ülkü ocakları, eğitim protokolleri ile eğitime dahil edilmektedir. Bu asla ve katka kabul edilemez. Kadına ve çocuklara yönelik her türlü saldırının karşısında olacağımızı, savaşa karşı barışı savunacağımızı, adaletsizliğe karşı adaleti, vicdansızlığa karşı vicdana, darbeye karşı demokrasiyi savunacağımızı, ayrıştırıcı, ötekileştirici, dil ve üsluplara karşı mücadele edeceğimizi bir kez daha tekrar ediyoruz. Darbeye karşı mücadele görüntüsü adı altında, kendi diktatörlüklerini tesis etmeyi korumayı sağlamlaştırmayı ve süreklileştirmeyi hedefleyerek darbe teşebbüslerini Allah'ın bir lütfu olarak gören, üstelik kökenleri itibariyle destekçisi ve doğrudan bir sonucu oldukları 12 Eylül darbecilerini el üstünde tutan AKP, sivil bir darbenin baş aktörüdür. Darbe düzeninin bir devamıdır ve darbe hukukuna dayanmaktan vazgeçmemektedir. Bu nedenle ne darbe ne diktatörlük talebimizi, daha yüksek sesle haykıracağız. Öte yandan bütün darbelerin halka ve oluşturduğu mücadele örgütlerine karşı yapıldığını bilen bir yerde durarak iyi darbe kötü darbe ayrımı yapanların, teşhiri ise bizim vazgeçilmez görevlerimizden birisi olacaktır. 7 Haziran seçimlerinden sonra devreye sokulan, savaş ve katliam konsepti ülkede demokratik tüm yaklaşımların önünü kesmiş en son gayrimeşru 16 Nisan referandumuyla bir diktatörlük tesis edilmiştir. Federasyonumuz daha önce de belirlediği ne darbe ne diktatörlük söylemiyle diktatörlüğe karşı demokrasiyi savunurken savaşa karşı barışı savunmaya devam edecektir. Artık yeter evlatlarımız ölmesin, Kürt sorununda demokratik barışçıl çözüm istiyoruz yaklaşımına bütün gücüyle bulunduğu her yerde dile getirerek bu mücadeleye katkısını sürdürmeyi bir görev olarak görmekte, bu sorunun çözümü kişilerin kapalı kapılar arkasındaki hesaplarına, pazarlıklarına heba edilemez. Gerekli yasal düzenlemeler, altyapılar oluşturularak toplumun bütün kesimlerinin katılacağı bir barış ikliminin kaybedeni olmaz. Tüm yerel seçimlerde sonrasında halkın iradesini temsil eden seçilmiş belediye başkanlarının yerine sarayı ve diktatörlüğü temsil eden kayyumların atanması asla ve kat'a kabul edilemez. En hafif deyimle bu halkın iradesine saygısızlıktır. Seçime girmesinde bir sakınca görülmeyen kişileri seçilince yasa dışı saymak, kendi hukukuna saygı duymamaktır. Büyük şehirlerde kaybedince kayyum atayamadığı yerlerde yetki gaspını oluşturmak, bunun için yeni kanun hükmünde kararnameler çıkartmak, örtülü kayyum ve gölge belediye başkanlığı tesis etmek, belediyelere borç çıkartıp icra işlemleri başlatmak kabul edilemez. Muslukları kesilen çevrelere yeni musluk boruları döşemek isteyen bu anlayışı kabul etmiyoruz. Federasyonumuz bu haksız uygulamaların karşısında durmaya devam edecektir” diye ifadelerde bulundu.
Devrimci 78’liler Derneği Ankara şube başkanı Emel Uzman’da açıklamasında şöyle dedi.
“Alevi kadınlar tecavüze oluyor, Alevi kadınlar kaçırılıyor, Alevi kız çocukları kaçırılıyor ve ciddi bir Alevi soykırımı yaşanıyor. Ama şunu unutmamak lazım bugün artık gençler sokakta, yaş sınırı olmadan herkes mücadele için alanlarda ama bir emeğin hakkını vermek için söz almak istedim. Gerçekten son dört yılın damgasını vuran kadın hareketini, kadın mücadelesini buradan alkışlamak istiyorum açıkçası. Sevgili arkadaşlar, kadınları ifade eden kelamların bile yasaklandığı bu topraklarda, anaların ağıtlarının hangi dilden olduğu önemli değil, anaların ağıtları birbirine karıştı. Ve biz hala ısrarla bize yasaklanan Jin, Jiyan, Azadî demeye devam edeceğiz. Kadın yaşam özgürlük.”