Haber: Mehmet Rebii Özdemir
(SAMSUN)- DİSK Emekli-Sen genel sekreterinin katılımıyla Samsun’un Atakum ilçesinde Atakum belediyesinin Vedat Türkali Kültür ve Eğlence merkezindeki küçük salonda sendikanın şube açmak için yeterli üye sayısına ulaştığından geçici yönetim kurulu oluşturmak amacıyla bir araya geldiler.
CHP Samsun il başkanlığı, DEM parti Samsun il temsilciliği ve halktan yurttaşlarında katılımıyla gerçekleşen süreçte geçici yönetim kurulu oluşmadan önce DİSK Emekli-Sen genel sekreteri Fikri Kalender, CHP il başkanı Mehmet Özdağ ve DEM parti il temsilcisi Mustafa Cengiz birer konuşma yaptılar.
Disk Emekli-Sen Atakum şubesinin oluşturulması için divan başkanlığı yapan genel sekreter konuşmasında şunları ifade etti.
“DİSK Emekli-Sen’in bir bireyi olmakla övünmeliyiz. Yarını dokuyan ellerin akıl ve yüreğine, kardeşliğine güvenmeliyiz. Taştan ve demirden engeller, gördüğümüz haksızlıklar, çektiğimiz çileler ne ilktir ne de son. İyiyi güzeli, mutluluğu arayanlar ile baskı ve zulmün yandaşları arasındaki mücadelenin devam edeceğini, işte burada görüyoruz. Ve bu mücadele içerisinde de yılmadan, usanmadan, bıkmadan yerimizi alacağımıza inanıyoruz. Bugün baskı ve zulme karşı duranların genel durumunu biliyorsunuz, anlatmaya bile gerek yok. Her ağzınızı açtığınızda hakkınızda davalar, cezaevleri, işkenceler, emniyet gibi şeylerle karşı karşıyayız. Ben 12 Eylül'ü yaşamış bir insan olarak gerçekten bugünkü gördüklerimiz 12 Eylül'de bile görmedim. O dönemde de binlerce insan cezaevlerine girdi, işkenceler gördü. 10 binlerce insan cezalar aldı, idamlar edildi. Fakat o dönemde bir şey var. İki taraf var. Bugün ya tek taraf olacaksınız ya da bertaraf olacaksınız diyorlar bize. Bakın emeklilerle ilgili dalga geçercesine, ala edercesine, küçücük şeylerle müjde diye yutturup bizim aklımızla dalga geçiyor. En son yaptıkları üç bin liralık emekli sözde ikramiye sözde ikramiye diyorum. Çünkü o bayram açlığı ikramiye olsa resmi olur. Kamu çalışanlar gibi biz de ikramiyelerimizi her koşulda hesapsız kitapsız alırız. Ancak dört bin lira, bin lira artışla dört bin lira yapıyorlar. Bir de utanmadan daha ne olacak diyorlar. Şimdi DİSK emekli halkların mücadelesinin içerisinde bulunan insanlar olarak gördüğümüz şudur. Emekliler 16 milyon 7 yüz bin emekli 11 milyonun normal emekli 4 milyon 8 yüz bini işte ölen emeklinin halk sahibi olmak üzere on 16 milyon 7 yüz bin emekli var. Bu emeklilerin 2006 ve 2008’de çıkan 5510 sayılı yasayla birlikte önce güncellemek hat sayılarını düşürdüler. Aylık bağlama oranlarını düşürdüler. Aylıkların alt sınırını düşürdüler. Utanmadan hesaplanma şeklini de sürekli olarak değiştirdiler. Önceden hesaplamalarda milli gelir ön planda olup için milli gelirden pay alırken emekliler onu komple kaldırtma ve sadece TÜİK gibi bir yalancı yalancıların açıkladığı veriler verdiyse yüzlerce dolarla emekli maaşları verdiler ve vermeye devam ediyorlar. Dolayısıyla sistematik olarak zaten emekli aylakları 2008 yılından sonra düşmeye başlamıştır. Netice itibariyle biz de istatiksel olarak diyoruz ki En düşük emekli aylığı, asgari ücret seviyesine çekilmektir. Asgari ücret belirlenirken, yoksulluk sınırı baz alınmalıdır ve en az yoksulluk sınırının yarısı olmalıdır diyoruz. Çünkü yoksulluk sınırı biliyorsunuz, dört kişilik bir aileye göre hesaplanıyor. Dolayısıyla, sağlıkta ödediğimiz katkı paylarının kaldırtmasını talep ediyoruz. Geriatri merkezlerinin kurulmasını talep ediyoruz. Evde bakım parasız olsun diyoruz. Yani parasız sağlık istiyoruz. Parasız ulaşım istiyoruz. Doğal gazın elektriği indirmesini istiyoruz. Bakın sürekli olarak televizyonlarda emekliler geçiremiyor, emekliler şöyle, emekliler böyle gibi haberleri izliyoruz hep beraber. Emeklere soruyorlar, mikrofonu uzatıyorlar, para yetiyor mu? Şimdi karşılaştırma yapmak istemiyorum ancak biz emekliler olarak 25, 30, 35 yıl çalıştığımız ve primlerini peşin ödediğimiz ve o primlerin köprülerde, yollarda, geçiş garantili yollarda, hastanelerde veya bazılarının çete dediği firmalara, tekellere verildiğini, peşkeş çekildiğini biliyoruz. Dolayısıyla biz emekliler olarak insanca bir yaşam istiyoruz. İnsanca yaşam nasıl olur? Bunu bugünkü iktidara önümüze gelecek en yakın zamandaki gelecek sandıkta da göstereceğiz.
CHP Samsun İl başkanı Mehmet Özdağ;
Gençliğinin ömrünü bu ülke emeği için, ülkesi için, çoluğu çocuğu için, kendisi için harcamışlar, sizleri, bizleri. Ben en az 25, 30, yıl, 40 yıl emek vermiş insanlara. Bugün niçin hala yaşıyorsunuz? Niçin hala devletten maaş alıyorsunuz? Dercesine muamelelerinin karşılığının içerisindeyiz. Ben bu iktidarın karşısında, bu iktidarın karşısında halka ait olanı, kamuya ait olanı, kamuya kazandırmak için Gezi’de mücadele veren, Soma’da ölen işçilerin hakkını savunan Can Atalay’ın yanında olurum ben. Anasının ak sütü gibi helal diplomasını bu zulüm rejimine karşı, oligarglara karşı korumaya çalışan 16 milyon İstanbul halkının hakkını, hukukunu kamuya kazandırmaya çalışan, onun için kullandırmaya çalışan Ekrem İmamoğlu'nun yanında olurum ben. Karşımızda faşist bir oligarşi var. Karşımızdaki faşist oligarşiye karşı bu güç birliği aramızdaki siyasi görüş ayrılıkları her ne olursa olsun, insandan yana, doğadan yana, kamusal haktan hukuktan yana barıştan yana kardeşlikten yana, kim varsa onlarla omuz omuza bu yapıyı tarihin kara sayfalarına gömeceğiz.