DİSK Emekli-Sen Samsun şube sekreteri Ayten Kutlu; “AKP iktidarı denilince aklımıza Deli Dumrul vergileri ve Yoksulluk, Yolsuzluk, Yasaklar gelmektedir” dedi.
MEHMET REBİİ ÖZDEMİR
DİSK Emekli-Sen sendikası Samsun şubesi dün akşam İlkadım ilçesi Süleymaniye geçidinde yaptığı basın açıklamasında sendika sekreteri Ayten Kutlu şunları söyledi.
“AKP iktidarının, bilinçli tercih ettiği ekonomik, sosyal, siyasal politikaları sonucunda, yasama, yürütme ve yargının tek adam iradesine bırakılarak talimatlarla kararların alındığı, ülkenin kaynağı belirsiz kara para cennetine çevrildiği, ülkemizde uluslararası uyuşturucu baronlarının ve mafya çetelerinin cirit attığı, dış politikada neredeyse tecrit edilen bir ülke haline geldiğimiz ve sınırlarımızın yol geçen hanına döndüğü bir süreci hep birlikte yaşayarak görüyoruz.”
YERÜSTÜ YERALTI BÜTÜN KAYNAKLARIMIZ PEŞKEŞ ÇEKİLİYOR!
İş cinayetlerinin, madenlerde yaşanan katliamların, derelerin, kıyıların ve orman arazilerinin bir avuç sermayeye peşkeş çekilmesini eleştiren Ayten Kutlu, açıklamasını şöyle sürdürdü.
“Yoksullukla, yolsuzlukla ve yasaklarla mücadele etmek için iktidara gelen, işçileri asgari ücrete, emekçileri yoksulluk sınırı altında yaşamaya, emeklileri açlığa mahkûm ederek, işçileri, emekçileri ve emeklileri “Refahta değil Yoksullukta” eşitlemiştir. Bugün AKP iktidarı denilince akla gelen, Korona virüs ve Covid 19 salgını, dere yataklarının imara açılmasıyla yaşanan sel felaketleri, 11 ilimizi kapsayan deprem felaketi, güvencesiz koşullarda çalıştırılan işçilerin iş cinayetleri, madenlerde yaşanan katliamlar, derelerimiz, kıyılarımız ve orman arazilerinin bir avuç sermayeye peşkeş çekilmesi, düşüncesinden ve eleştirilerinden dolayı gözaltına alınan, tutuklanan gazeteciler, öğrenciler, akademisyenler ve muhalefet edenler, çocuk istismarları, kadın taciz ve cinayetleri, KYK yurtlarında yaşanan dehşet verici görüntüler, kıdem tazminatının fona devredilmesi, kısaca AKP iktidarı denince aklımıza yağmur gibi yağan zamlar, Deli Dumrul vergileri ve Yoksulluk, Yolsuzluk, Yasaklar gelmektedir. Bugün ülkemizde eşi benzeri görülmemiş bir ekonomik krizin içerisine sürüklenmiştir. Vergilerimiz, yeraltı, yerüstü kaynaklarımız cemaat, tarikat ve bir avuç sermayeye peşkeş çekilmektedir. Barış içinde yaşam yerine halk kutuplaştırılmış ve ayrıştırılmıştır. Savaş çığırtkanlığı ve izlenen dış politikalarla ve üretime dayanmayan rantiyeci, dışa bağımlı politikaların yarattığı ekonomik, siyasi krizin faturası işçilere, emekçilere en fazla biz emeklilere ödetiliyor” şeklinde ifadelerde bulundu.
HAYAT PAHALILIĞI ÇEKİLMEZ OLDU!
Emekli sendikaları olarak, taleplerini ısrarla basın yoluyla ve değişik demokratik etkinliklerle meydanlarda dile getirdiklerini söyledi.
“TÜİK’in makyajlı ve gerçeği yansıtmayan, dört işleme takla attıran verilerini ve bırakalım dengeli beslenmeyi, ekmek almaya dahi bütçemizin yetmediği ortadayken, iktidar kılını bile kıpırdatmıyor. Asgari ücretin 11.402.TL olduğu açlık sınırının 13.000.TL ye dayandığı, yoksulluk sınırının 45 bin lirayı bulduğu ülkemizde, 7 bin 500 liradan başlayan emekli maaşlarıyla geçinmek imkansızdır. Dul yetim ve malulen maaş alanlar 7 bin 500 liranın altında maaş almaya devam ediyor. Emekliler yoksul dur demek bile imkansızlaştı. Hayat pahalılığı çekilmez olmuştur. Söylemeye dilimiz varmıyor ama emekliler gerçekten açtır. Açlık, ölüm sınırında yaşama tutunmaya çalışmak demektir. Temel gıda maddelerinden akaryakıta, giyimden hizmet sektörüne, vergilere, harçlara, MTV’ye zam yapıp sonra ikiye katlayıp resmen haraç alınmasına kadar, zam üstüne zam yapılmıştır. Aklımıza gelen her şeye, akıl almaz zam yapılırken, emeklilerin hemen hemen yarısı maaşı hiç artırılmamış, geri kalan emeklilerin maaşlarına yüzde 25 artış yapılmıştır. Evet bu pahalılıkla yaşanmaz. Bu maaşlarla geçimi sağlanamaz. En düşük emekli aylığı ile ortama ev kiralarının 3/2’si ancak ödenmektedir. Sadece bu örnek emeklilerin içinde bulunduğu çıkmazı anlatmaya yeterde artar bile. Bu utanılacak durumun sorumlusu emekliler değildir. Bizzat emekliye bu değeri biçenlerindir. Biz emekli sendikaları olarak, taleplerimizi ısrarla basın yoluyla ve değişik demokratik etkinliklerle meydanlarda dile getirdik. TBMM’ne soru önerge ve kanun teklifi taslaklarıyla bildirdiğimiz halde, AKP ve MHP oylarıyla hepsi reddedildi. Sadece bir kereye mahsus 5 bin lira ile çocuk kandırır gibi geçiştirdiler. Önce memur emeklilerine müjde verdiler, sonra bütün emeklilere dediler, daha sonrada çalışan emeklilere yok dediler.”
Böylece itirazımızı sönümlendirmek ve sesimizi kesmeyi sağlayacaklarını hesaplıyorlar. Dahası, emeklilerin hak ve taleplerini yerel seçimlerin bir aparatı olarak kullanacakları kesindir. Bu insafsız uygulama emeklilere ve yaşlılara saygısızlıktır. Asla kabul etmiyor ve affetmiyoruz. Bu tür anlamsız, gerçeklikten uzak yaklaşımları bize layık gören anlayış er geç mahkûm edilecektir. Taleplerimizi AKP iktidarına bir kez daha duyurmak için, itibarsızlaştırma, yoksullaştırma politikalarına ve emeklilikte ayrımcılığa, eşitsizliğe, adaletsizliğe karşı insanca bir yaşam ve toplu sözleşmeli sendika hakkımız ve gelirde adalet vergide adalet için biz emekliler Ankara’da buluşacağız.
Taleplerimiz ortak ve nettir.
Emekli maaşları insanca yaşanacak bir düzeye çekilmelidir.
Kamu emekçilerine ödenen 8.077. Lira ayrımsız bütün emeklilere ödenmelidir.
En düşük emekli aylığı asgari ücret tutarında olmalı ve alt sınır olarak (Kök Ücret) kabul edilmemelidir. Asgari ücret belirlenirken yoksulluk sınırı baz alınmalıdır.
Her emekli ve hak sahibine yılda 4 defa asgari ücret tutarında yasal ve resmi ikramiye ödenmelidir. Sağlıkta katkı payı kaldırılmalı, şehir içi toplu taşıma emekliler ve hak sahiplerine ulaşım ücretsiz olmalı, özel halk otobüsleri kamulaştırılmalıdır. EYT mağdurlarının yeni mağduriyetleri ortadan kaldırılarak kademeli bir geçiş sistemi kabul edilmeli, emekliler arasındaki uçurumun giderilmesi için acilen intibak yasası çıkarılmalıdır.
2024 yılı bütçesi emeklilerin talepleri dikkate alınarak yapılmalıdır. Emeklilerin sendika kurmaları önündeki engeller kaldırılmalıdır.
Hak ettiğimiz insan onuruna yaraşır bir yaşam için, Emeklilikte Ayrımcılığa, Eşitsizliğe ve adalete karşı, 10 Aralık 2023 Pazar günü saat 13. De Ankara Anıtpark’ta yapılacak mitinge sendikaları, siyasi partileri, demokratik kitle örgütlerini, oda ve baroları, kadınları, gençleri kısaca emekli olan olmayan bütün halkımızı davet ediyoruz.