MEHMET REBİİ ÖZDEMİR
Dokuz Çocuklu Bakire” adlı kitabın yazarı olan Canan Çankaya kitabına dair şunları konuştu.
“Öncelikle çok heyecanlıyım. Ilk kez böyle bir röportajım olacağı için öncelikle onu söyleyeyim. Heyecanlıyım. Titriyorum ismim Canan Çankaya, Eskişehirliyim, 40 yaşındayım direk yaştan girdim çünkü galiba yaş sendromu yaşıyorum bu aralar.
Hakla ilişkiler mezunuyum, ön lisans halkla ilişkiler bitirdim. Lise sonda kısa bir köşe yazarlığı geçmişim oldu diyebilirim, Eskişehir yerel gazetesi olan Sakarya gazetesinde. 17 yaşında çok yakışıklı bir oğlum var adı Ozan, 5 yaşında çok güzel bir kızım var adı Aydan Ezgi. Kitap okumayı, yazmayı seviyorum çok mu klasik oldu bilmiyorum ama şuan çok heyecanlıyım. Yazmayı ayrıca seviyorum daha doğrusu konuşamadıklarını yazıyorum gibi bir şey, hala Eskişehir’de yaşıyorum hala da çok tuhaf oldu hep Eskişehir’de yaşıyorum zaten. Şu anda da ilk kitabı yazdım, daha doğrusu çıkmış olmasından dolayı çok mutluyum, onun tuhaf ve heyecanını da yaşıyorum açıkçası. Umarım beğenilir” diye ifadelerde bulundu.
GAZETECİ METİN GÖKTEPE’NİN ANNESİNİN ACISINI HİSSEDEREK YAZDIM!
Yazar Canan Çankaya, konuşmasını şöyle devam ettirdi. “Kitap yazma fikrinden ziyade yazar olma arzusu hep vardı bende. Çok klasik belki ama hani derler ya çocukluğumdan beri bende de yazar olma isteği vardı. Neden bunu düşündüm, araştırdım 40 yaşıma geldim yine yaş sendorumu falan. Klasik edebiyat okuduğumda ya da yazarları çok küçüklüklerinden itibaren yazmayı çok fazla yol kat etmiş insanlarla yazarlarla karşılaştım dedim, hani ben neyim onların yanında falan olmuştum. Hatta o zaman bir kendimle bir yüzleşme yaşadım diye eskiye döndüm. Ben ne zamandan beri yazıyorum falan oldu. Bende küçüklüğümden beri yazıyormuşum onu fark ettim. O zaman bey bana cesaret geldi, yani hiç de boş değilmişim gibi kompozisyonlarla başladım. Hatta şöyle bir durum vardı. Ortaokulda bir yazı yazmıştım, kompozisyon üzerine. O zamanları hatırlayanlar bilir, Gazeteci yazar Metin Göktepe'nin cinayeti söz konusuydu. Cinayet diyoruz ki cinayetti zaten öldürüldü. Yani bunu şimdi söylediğim zaman, siyasi olarak ya da dini, ırk şudur budur bir taraflara çekmeye çalışabilirsiniz ama ondan ziyade gencecik bir insan yok oldu, öldürüldü. Annesinin yaşadığı acıyı diyeyim ben ortaokul yıllarıma denk geliyordu zaten anneyi, o kadının acısını hissettim. Çok üzüldüm yani. Karşı tarafın dediğin gibi siyasi görüşü, mezhebi, şudur budur hiç umurumda olmadı. Oradaki acıyı hissettim. Hatta ağlayarak bir şeyler yazmıştı. Öğretmeninize götürmüştüm böyle bir şey yazdım. Götürme amacı neydi şu an hatırlamaya çalışıyorum ama hatırlayamadım yani güzel mi olmuş ya da bilmiyorum yani şu an hatırlayamadım ama hocam bana bunu kimseye gösterme falan demişti. Şimdi bu konuya neden geldim. Yazma ile ilgiden ziyade, insanların hayatına dokunan şeyleri yazmak istiyorum. Hayatlarını yazmak istiyorum. Oradan başlayan, oradan gelen ve hala da gelen hani söylenmemiş, duyulmamış bir bilinmemiş birçok şeyi yazmak istiyorum” şeklinde konuştu.
KİTABIMIN ADINI SANKİ BİRİLERİ KULAĞIMA FISILDADI
Yazar Çankaya, kitabın çıkış hikâyesini şu ifadelerle anlattı. “Bu kitapla ilgili isim aslında tek atış tek vuruş diye ben kendi kendime tanımıyorum ki şöyle bir şey oldu. Daha doğrusu mistik bir şey oldu gibi bir durum. Kitabı yazarken yani adı ne olsun gibilerinden kendi kendine düşündüğüm anda sanki bir şey kulağıma gelip Dokuz Çocuklu Bakire diye fısıldadı ve orada kaldı. Hatta unutmamak için bir kâğıda yazdım, kâğıdı daire içine alıp çalışma masamın yanında duvarda asılı olan panoma taktım ve yaklaşık iki yıldır falan da orada duruyor. Tek birisinde başka bir isim düşünmedim de ve değiştirmedim. Kitap aslında kitap adıyla kendi kaderini de doğurdu gibi bir şey oldu. Benim için ben hissettiğim durum bu adı da böyle çıktı” ifade etti. .
KİTABIMDAKİ SATI TEYZE İSMİ GERÇEKTİR!
Canan Çankaya; “Satı Hanım kimdir sorusu, kitabı okuduğunuz zaman cevabını alabileceğiniz bir kişiliktir, diğerinde de gerçek bir yaşam öyküsünden esinlendim diyeyim. Olaylar kişiler, zaman yer, mekân değiştirildi. Bir tek Satı teyzenin ismi gerçektir. Satı ismini değiştirmedim ona ait olan ismi düşündüm. Önce düşündüm değiştirmek için bir iki isim de koydu ama sonra hayır dedim. Esrim de birçok şeyi değiştirdim, oradaki karakterlere onun hayatına girip çıkan kişileri. Biz komplo bile kameraya biraz daha dik dersiniz.
BENCE KADIN OLARAK YETERİNCE KORKTUK! ARTIK KORKMAYALIM!
Canan Çankaya, kadınların çok korktuklarını artık korkmamaları gerektiğini kitabında şöyle anlatıyor; “Ohh derin bir nefes alan önce. Sonra da en son söyleyeceğimi baştan söyleyeyim. Bence yeterince korktuk. Kadınlar olarak bu ülkede yeterince korktuk. Dünya da kadın olmak zor. Hele ülkemizde son zamanlarda iyice zorlaşmaya başladı. Bence yeterince korktuk ve korkmayalım. Yani sindik, sindirildik, sessiz kaldık ve artık yeter demek istiyorum. Korkma sırası eline geçen gücü zulüm taşlarıyla örenlerin olsun istiyorum. Artık biz korkmayalım, birazda onlar korksun istiyorum. Dolayısıyla da korktuğum bir durum yok yani, korkuyorum şu anda. Kitabın kapağına gelince itiraf edeyim, kitabın kapağı bana ait değil. Bunu buradan söyleyeyim. Evet, kitabın içeriği yazı bana ait ama kitabın kapağı bana ait değil galiba da kapağı da çok konuşulacak. Bunun sahibi Sevgili eşim, Savaş Çankaya'dır. Açıkçası bu konuyla ilgili kendini kıskanmadım mı, kıskandım. Yani yaratıcılığı için onlara öncelikle teşekkür ediyorum ama nasıl benden çıkmadı diye kıskandım. Çünkü benim kafamda tasarladım daha böyle aslında sıradan gibi bir şeydi. İlk bu kitap kapağı sevgili Nurcan Hanım, Yayınevi yönetmeni de bana gönderdiği ilk nüsha ile ilk gördüğümde öncelikle ne alaka dedim? Kendimde dedim. Bu ne alaka diye. Sonra düşündüm kadının yaradılışından gelen bu kanı. Kadını tanımlayan güzel bir obje olduğuna karar verdi çoğu toplumda. Bizim de toplumumuzda tabu olarak görülen bu yaratılışımızdan gelen durumun yasaklı kötü pismiş gibi lanse edilmesi zaten ayrı bir çirkinlik, üzücü bir durum. Son zamanlarda bizden gelen bu kanı korumak için kullandığımız materyalleri bile alırken zorlanmamız. Hatta utanmıyormusuna kadar giden şuursuzca cümleleri görünce bu kapak olmuş dedin ya bu kapak tam olmuş. O yüzden de bu fikir için öncelikle eşime teşekkür ediyorum” diye konuştu
EN ÇOKDA KİTABIMIN OKUNMASINI ARZULUYORUM…
Canan Çankaya kitabının Kültür Bakanlığı sürecini ve kitabının okunmasıyla ilgili şunları ifade etti. “Kötü hissetmem gerekirdi şimdi açıkçası iyi mi kötümü’ den ziyade aslında benim için güzel bir deneyim oldu demek isterim. Yani yarışmaya katılmaya şey kazanmış olsaydım. Hani ödüllü bir kitap olacaktı tabii ki ayrı olacaktı. Şu anda neden yarışmadan elendiğime dair bir fikrim bile yok açıkçası. Hani neden elinde ne olduğu, neyi beğenilmedi bilmiyorum. Sadece deneyim oldu ama bu beğenileceğini, beğenileceği için değil bende dediklerine kendi de pişman olacaklar diye düşünüyorum. Dolayısıyla umurunda değil. Eleştiriye tabii ki açığım. Yani şu anda okunmasını çok istiyorum. Yani kendim yazdım sadece bana aitti, beğenmiştim. Şimdi başka bir heyecan sardı, korku sardı daha doğrusu. Beğenilmeme korkusu da değil aslında herkes beğenecek diye bir kayda tabi ki yok ama nasıl karşılayacak çok merak ediyorum mesela, beğenecek mi merak ediyorum, şurası şöyle olabilirdi denilen o yapıcı eleştiriler diyoruz. Yani onları tabii ki bekliyorum. Ya da sırf pisliği ne saçması başlığı söylerlerse çok da kale alacağımı zannetmiyorum. Olumlu olarak yapılan şöyle, söyleyeyim, olumsuz görünen olumlu eleştirilere tabii ki açığım. Kendimi geliştirmek, daha iyi eserler vermek için tabii ki gerekli olan bir şey. Şu anda çok heyecanlıyım. Okunmasına okunduktan sonra ki tepkileri almayı dört gözle bekliyorum. Merak ediyorum. Her kitabı çıkan bir yazar gibi diyeyim. Ben de heyecanlıyım tabii ki. Öncelikle beğenilmesini istiyorum” dedi.
Kitabını sosyal medyada tanıtmak için Twitter’da paylaşmasının ardından Erdem Yasin adındaki bir şahsın kitabın kapağına bakarak yazar Canan Çankaya’yı hedef almasını yazar şöyle anlattı.
““Gericiler şimdi “DOKUZ ÇOCUKULU BAKİRE” isimli kitabımın kapağında “KADIN PEDİ’İDEN “ DOLAY kitabımı ve beni hedef aldılar. Gericilerin istekleri üzerine ülkenin birçok yerinde konser, festivaller iptal edilirken, gericiler, çıtayı bir kademe daha yükselterek bir kadın yazara yani bana ait kitabımın kapağındaki KADIN PEDİ gerekçe gösterilerek kitabımı okumadan ön yargıyla sadece kapağıyla hedef almaları aslında beni şaşırtmadı. Ancak bu kadar çabuk gerici bağnaz yobaz beyinlerin tepkileri olacağını beklemiyordum. Kitabıma Twitter’da “Erdem Yasin” adlı bir profilden yapılan paylaşımda “Ne günlere kaldık, kadın pedi bir kitabın kapağında başımıza taş yağacak. Kitabın ismi de bir garip “Dokuz Çocuklu Bakire” Kültür ve Turizm Bakanlığı nasıl böyle kitaplara izin veriyor” diye hedef gösterdi. Kitabın yazarı ben Canan Çankaya, olarak sosyal medya hesaplarından kadın STK’larını etiketleyerek destek istiyorum. “Gericiler kitabımı hedef aldı. Kapağı zorlarına gitmiş. İçine bakmadan dışından yorumlama hoş bunlar Kuran-ı da okumayan ve uygulamada da beyin yerine, dünyanın merkezine koydukları uzuvlarıyla düşünen pardon düşünme yetisi olmayan varlıksılar değil mi? dedi.