Kadın Hastalıkları ve Doğum uzmanı Doç.Dr. Aşkı Ellibeş Kaya, yazdığı “Kadınlığın Kılavuzu” isimli kitabında kadınlar için “Hepimiz Birer Yıldızız, Işığımız Parlasın” diyor.
MEHMET REBİİ ÖZDEMİR
Kadın hastalıkları ve Doğum uzmanı Doç.Dr. Aşkı Ellibeş Kaya, yazdığı “Kadınlığın Kılavuzu” isimli kitabında “Hepimiz Birer Yıldızız, Işığımız Parlasın” sloganıyla “Kadınlığın Kılavuzu kitabını şöyle tanıttı.
“Kadınların kendilerini tanımaları, kendilerinin farkına varmaları çok genç yaşlarında oluyor ya da hiç olmuyor. Kadınlara bu fırsat verilmiyor. Kadın her zaman hem meslek hayatında olsun hem normal kendi özel hayatında olsun bir takım cam tavanlar, görünmez tavanlara çarpıyor yükselirken. Bu nedenle kadın kendi cinselliğini de tanırken bizim toplumumuzda, kadınlığını tanırken, üremesiyle ilgili, kendi bedeniyle ilgili bazı bilgileri edinirken ya partnerinden öğreniyor ya da yanlış mercilerden öğreniyor. Öğrenmenin de yasak olduğunu düşünüyor zaten. Bu anlamda ben hep kadın hasta gördüğüm için, işin gücün kadın olduğu için bu tür eksiklerini her gün burada şu koltukta defalarca karşılaştığım için, kendini bilmeyen, kendini tanımayan, kendinin farkında olmayan kadınları tanıdığım için bu kadınlarla ilgili yıllar içinde edindiğim bilgileri onlara basit bir dilde nasıl anlatırım diye bir kitabı yazma kararı almıştım. Tabi bu karar seneler önceydi. Yani bu kitabın ana fikri 2014'lere falan dayanır. Ta ki ben biriktirdikçe dataları sanırım 2022 yılında kitaplaştırdık. Burada hem hasta bilgileri var, hastalarla ilgili özel hikayeler var. Tabii ki isim vermeden paylaştığım bazı öyküler var. Onun dışında da kadının kendi fizyolojisi, anatomisi, kadın nerede hata yapıyor, kendini bilmekte, nasıl kendini tanımak için neler yapabilir, anatomisini nasıl daha iyi öğrenebilir, genital bölgesine nasıl bakıyor, orasıyla barışık mı ve fonksiyonlarını nasıl değerlendiriyor, fonksiyonlarını iyileştirmek için neler yapabilir, tüm bunları ve cinselliğini nasıl iyileştirebilir, tüm bunları bu kitapta anlattım.”
BİR ZEYTİNYAĞLI YAPRAK SARMASI MESELESİ
Doç. Dr. Aşkı Ellibeş Kaya, kitabından bazı pasajları şöyle anlatıyor.
Bir zeytinyağlı yaprak sarması meselesi; Hayatında motivasyon ile yaptığın işleri hatırla. Kilo verdiğin, muhteşem bir projeyi tamamladığın, üniversitedeki ders çalışma performansın gibi motivasyonla başardığın çok sayıda öykün vardır. Her işin başı istemek, inanmak ve motivasyon. Bir şeyi gerçekten istiyorsan, onu yapmak için elinden bir şey kurtulamaz biliyorsun. Geçmiş öykülerini, evet bende bunu layığıyla başarmıştım dediğin öykülerini hatırla. Eğer başaramıyorsan ya gerçekten istemiyorsun ya da gerekli motivasyonun yok.
Şimdi bir örnek… Zeytinyağlı yaprak sarması yapmak istiyorsun. Ne yaparsın? Öncelikle pazara gidersin, yaprak, pirinç, zeytinyağı, soğan gibi malzemeleri alırsın. Bilen birine nasıl yapılacağını sorarsın, youtube videolarını açıp nasıl yapılacağını izlersin, tarifleri okursun. Çünkü bilirsin ki, bunu yapmak çok kolay değil, tecrübe gerektiriyor ama biliyorsun ki tadı çok lezzetli.
Peki çocukluğundan beri sana zeytinyağlı yaprak sarması yemenin ayıplandığından, yanlışlığından bahsedilseydi. Kötü kızlar, kapı arkalarında sarma yedikleri için ayıplansaydı. Birlikte parti yapıp gecenin sonunda sarma yerken yakalanan kılar nezarethaneye atılsaydı. Annen baban için bu hayatta en yapmaman gereken şey, evlenmeden sarma yemek olsaydı. Ama evlenince serbest olsaydı ve geceleri sarma yediğini ebeveynlerin dahil herkes bilseydi. Çocukken bazı geceler tuvalete gitmek için uyandığında ya da senin uyuduğunu düşündükleri zamanlarda, ebeveynlerinin ağızlarını şapırdatarak sarma yediğini duysaydın ya da sabah annen elleri yağlı (duştan çıkmış saçları ıslak) gelseydi salona ve sen onun gece sarma yediğini anlasaydın. Ve biraz daha büyüyünce açıkça sana evlenene kadar sarma yasak ama evlenince istediğin zaman yiyebilirsin denseydi.
Ailecek televizyon izlerken sarma yiyenler görüldüğünde cenaze olmuş gibi kanal değiştiriliyorken, bu kadar ayıp, yasak, günah olan bir şeyi, hiç koklamamışken, tadı hakkında hiç fikrin yokken, üstelik sana zarar veriri mi diye korkarken, o ilk gece hani artık yasak ortadan kalınca, şapur şupur yiyebilir misin? Peki tüm bu endişelerle tadını almadan sadece yemek zorunda olduğun için yesen ondan keyif alabilir misin?
Sarma yemeye alıştın, çok keyif almıyorsun ama artık iyi de pişirmen gerekiyor çünkü eşin çok seviyor. İyi pişirmeyi öğrenmek için aşkla defalarca denemen gerekmez mi? lanet olsun yapayımda nasıl olursa olsun tadını da alamıyorum dediğinde iyi pişirebilir misin? Pişirdiğin sarma yeterince lezzetli olur mu?
Bu coğrafyada yaşayan çoğu kadının evliliğinin ilk yıllarındaki yaşadığı mesele bu işte; bir zeytinyağlı yaprak sarması meselesi.
KADINLIĞIN KILAVUZU DİYOR Kİ: