Eğitim-Sen Samsun şube başkanı Ersin Gür sendika binasında, “Bugün okul çağındaki üç milyondan fazla öğrenci, açık lise, MESEM ya da okula devam etmeme şeklinde örgün eğitimin dışına çıkmıştır" dedi.
MEHMET REBİİ ÖZDEMİR
Eğitim-Sen Samsun şube başkanı Ersin Gür sendika binasında, “Bugün okul çağındaki üç milyondan fazla öğrenci, açık lise, MESEM ya da okula devam etmeme şeklinde örgün eğitimin dışına çıkmıştır. Örgün eğitimin dışına çıkan öğrencilerimizin önemli bir kısmı ise kız çocuklarımızdır” dedi.
Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları sözleşmesine taraf olan Türkiye sözleşmesini şu ifadelerle anlattı. “Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin 23 Nisan 1920 yılında açılmasının ardından, Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk tarafından çocuklara armağan edilen ‘23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nın 103. yılını kutluyoruz. Türkiye dünyanın tek çocuk bayramını kutlamakla övünürken, her yıl koltukları sembolik olarak çocuklara devretmekte, gazeteciler karşısında sahte gülücükler saçılmakta ve her yıl birbirinin aynı olan nutuklar eşliğinde rutin “kutlamalar” yapılmasının ötesine geçememektedir. Türkiye nüfusunun yüzde 30’a yakınını çocuklar oluşturmaktadır. Oysa ki; çocukların fiziksel, zihinsel, eğitsel, sosyal, kültürel ve duygusal gelişimlerine zarar veren politika ve uygulamalar her geçen yıl daha da artarken, yaşam ve eğitim hakları başta olmak üzere, sağlıklı büyüme ve gelişim hakkına aykırı adımlar atılmaktadır. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi’ne taraf olan Türkiye, sözleşmenin çocuğun yüksek yararı, yaşama ve gelişme hakkı, katılım hakkı, ayrım gözetmeme, güvenli bir ortamda büyüme hakkı şeklinde temel ilkeleri yaşama geçirmekten uygulamaktan kaçınmaktadır. Kamusal, nitelikli, ulaşılabilir bilimsel ve laik bir eğitim yerine sınav merkezli, piyasa ve rekabete odaklı bir eğitim sistemi yıllardır biriktirdiği sorunlarla milyonlarca çocuğumuzun ve ailelerinin kendilerini başarısız hissetmesine, mutsuz olmasına neden olmaktadır” diye konuştu.
DEPREMZEDE ÇOCUKLARIN EĞİTİM SORUNLARI ÖNCELİKLİ OLMALI
Samsun Eğitim-Sen şube başkanı Ersin Gür, konuşmasına şöyle devam etti. “6 Şubat’ta on binlerce insanımızı kaybettiğimiz depremin üzerinden iki aya yakın zaman geçmesine rağmen deprem bölgesinde çocuklarımızın ve ailelerin sağlıklı koşullarda barınma ve yaşama imkanlarının yeterince sağlanamadığını görmekteyiz. Eğitim-Sen olarak, çocuklarımızın yaşadıkları travmayla baş edebilmeleri için her türlü tedbirin alınarak eğitimin bir an önce başlamasını savunduk ancak deprem bölgesinde kademeli olarak açılan okullarda, ne öğrencilerimizin güvenli binalarda eğitim ortamının sağlanması için ne de eğitim emekçilerinin taleplerinin ve barınma imkanlarının karşılanmasında öncelikli bir çalışma ve ciddi bir ilerleme sağlanamamıştır. Yıllardır iktidar desteğiyle yapılan eğitim protokolleriyle faaliyet gösteren çeşitli dini vakıf, tarikat ve cemaatlere ait okul, kurs ve yurtlarda sahipsiz bırakılan çocuklarımıza yönelik olarak yaşanan cinsel istismar vakalarının belirgin bir şekilde artmış olmasına rağmen, yetkililerin bunları münferit olaylar diyerek görünmez kılmaya ya da kapatmaya çalışması pek çok olayda yaşadığımız bir mizansen haline gelmiştir. Türkiye, Hiranur Vakfı kurucusu bir tarikat liderinin, 6 yaşındaki kendi kızını, imam nikahıyla 21 yaşındaki müridiyle nasıl evlendirdiğini, küçücük bir kız çocuğunun yaşadığı taciz ve tecavüzlerin şokunu yaşarken, çocukları korumakla görevli bakanlıkların olayı nasıl görmezden geldiğini de henüz unutmadı” şeklinde konuştu.
KIZ ÇOCUKLARI ÖRGÜN EĞİTİMİN DIŞINA ÇIKARTILIYOR!
23 Nisan günü aynı zamanda, halkın ülke yönetiminde söz sahibi olmasının, eşit, özgür ve demokratik cumhuriyetin temel adımlarının atıldığını söyleyen Ersin Gür; “Milli Eğitim Bakanı, MESEM kurslarıyla yaklaşık 1,5 milyon öğrencimizin örgün eğitimden koparılarak ucuz işgücü olarak işletme ve sanayi sitelerinde çalıştırılmasıyla övünmektedir. Oysa ki; Türkiye’de çocuk işçiliği bakanlık eliyle sürekli artırılmaktadır, küçük yaşta, eğitim çağındaki çocuklarımızın güvenli okul ortamları yerine meslek edindirme bahanesiyle, ekonomik olarak zor durumda olan çocuklarımızı sanayi sitelerinde son derece sağlıksız, ilkel koşullarda çalışmaya ve yaşamaya zorlanması çocuk hakları açısından kabul edilemez bir uygulamadır. Bugün okul çağındaki üç milyondan fazla öğrenci, açık lise, MESEM ya da okula devam etmeme şeklinde örgün eğitimin dışına çıkmıştır. Örgün eğitimin dışına çıkan öğrencilerimizin önemli bir kısmı ise kız çocuklarımızdır. 23 Nisan günü aynı zamanda, halkın ülke yönetiminde söz sahibi olmasının, eşit, özgür ve demokratik cumhuriyetin temel adımlarının atıldığı, emperyalizme karşı sürdürülen Kurtuluş Savaşı koşullarında dahi meclisin işlediği ve tüm kararların Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde alındığı, tebaa olmak değil yurttaş olmanın yaşama geçirildiği tarihi bir gündür. Eğitim Sen Samsun Şubesi olarak, eşitliğin, özgürlüğün, barışın ve kardeşliğin egemen olduğu, tüm çocukların eğitim hakkından eşit koşullarda yararlanabildiği, çocuk ve gençlerimizin gelecek kaygısı duymadan barış içinde kardeşçe yaşayabileceği, tek bir kişinin değil gerçek anlamda halkın egemen olduğu bir ülke için mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğimiz bilinmelidir. Çocuklarımızın karşı karşıya olduğu tüm tehditlere, onların haklarına yönelik her türlü saldırıya ve yaşanan bütün olumsuzluklara rağmen, Çocuklarımızın Düşlerinin Gerçeğe Dönüştüğü Günleri Birlikte Yaratma Umudu ile tüm çocuklarımızın 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nın 103. Yılını Kutluyoruz" dedi.