Dün okullarımız açıldı. Narin çocuğumuzu dün okullarda görmek isterdik. Ama ne yazık ki, mezara koyduk. Bu basın açıklamasını Narin’in şahsında tüm katledilen çocuklarımız için yapmaktayız. Onların anısı önünde saygıyla eğiliyoruz
MEHMET REBİİ ÖZDEMİR
(SAMSUN)-Eğitim-Sen Samsun şube başkanı İsmail Yavuz yeni eğitim öğretim yılının ilk basın açıklamasını okulda olması gerekirken mezarda olmasını ifade ettikten sonra eğitimin durumu hakkında şunları söyledi.
“Bu basın açıklamasında 2024-2025 eğitim ve öğretim yılı açılırken eğitimin genel durumu hakkında bilgiler paylaşmak istiyoruz. Eğitim öğretim yılı dün açıldı. Türkiye'de eğitim sisteminin karşı karşıya kaldığı derin sorunların gölgesinde başladık. Ekonomik krizin ağırlaşarak sürmesi nedeniyle eğitim masraflarının artması, ÇEDES ve benzeri projeler üzerinden eğitimi dinselleştirilmesi çabaları, laikliğe ve bilime aykırı müfredat değişiklikleri, öğrencileri Mesleki Eğitim Merkezleri’ne (MESEM) yönlendirme girişimleri, Öğretmenlik Mesleği Kanunu (ÖMK) tartışmaları, çok sayıda bölgede taşımalı eğitime son verilmesi gibi konular bu eğitim yılının temel tartışma başlıkları arasında yer almaktadır. Türkiye’de okul öncesi eğitimden üniversiteye kadar eğitimin bütün kademeleri, uzun yıllardır en temel işlevlerini yerine getiremez durumdadır. Okulların fiziki altyapı ve donanım eksikliklerinin giderilmemesi, kalabalık sınıflar, ikili öğretim, taşımalı eğitim, çocuk ve gençlerin dini cemaat ve vakıfların kreşlerine ve yurtlarına yönlendirilmesi, çocuklara yönelik taciz ve istismar vakaları geçtiğimiz eğitim öğretim yılında da devam etmiştir. Öğretmen açıkları sorun olmayı sürdürmekte, mülakata ve arşiv araştırmasına dayalı sözleşmeli öğretmenlik ve ücretli öğretmenlik uygulaması eğitim emekçileri arasındaki eşitsizliği ve adaletsizliği derinleştirmektedir. Öğretmenlik Meslek Kanunu ile “eşit işe eşit ücret” uygulamasına son verilmiştir. Eğitime erişimde, kız çocukları, mülteci çocuklar, anadili farklı olan çocuklar, engelli çocuklar ve geçici koruma altındaki çocukların dezavantajlarını ortadan kaldıracak adımlar yıllardır atılmamıştır. Eğitimde yaşanan ve yapısal hale gelen sorunlar her ne kadar görmezden gelinmeye çalışılsa da eğitim sorunu, ülke ekonomisinde yaşanan sorunlardan bağımsız değildir. Türkiye’de milyonlarca çocuk ve gencin eğitim hakkından eşit koşullarda yararlanması için gerekli adımlar ne yazık ki atılmamaktadır. Çocuk ve gençlerin ekonomik sorunlar nedeniyle eğitime erişim hakkını ihlal eden uygulamalar devam etmektedir” şeklinde konuştu.
İsmail Yavuz açıklamasını şöyle sürdürdü. “Türkiye'de eğitim sistemi, bölgesel farklılıklar nedeniyle derin eşitsizliklerle karşı karşıyadır. Özellikle kırsal alanlardaki okullar ile büyük şehirlerin merkezlerindeki okullar ile arasındaki kenar kıyıda köşede kalmış okullar arasında derin uçurum vardır. Fiziksel koşullar farklıdır. Öğretmen sayısı farklıdır. Eğitim materyalleri farklıdır. Eğitimde en dezavantajlı çocuklar kız çocuklarıdır. Göçmen çocuklardır. Engelli çocuklardır. Ne yazık ki bu konuda MEB bir çözüm üretememektedir. Eğitimde ki sorunlarda müfredat değişikliğiyle başlayan uzun yıllardır süren, müfredat değişikliğiyle de taçlanan laikliğe ve bilime açık bir eğitim programının hayata geçirilmesidir. Başından sonuna kadar AKP’nin siyasal-ideolojik bir dayatmalarıyla yaratılmış, üretilmiş, bir maarif programıyla Milli Eğitim sistemi karşı karşıyadır. Yaşanan ekonomik krizle birlikte artan okul masrafları, kırtasiye masrafları velilerin gerçekten ekonomisini zorlamaktadır” dedi.