9 Aralık 1995 yılında kurulan KESK’in 29 yaş gününü KESK Samsun şubeler platformu çeşitli etkinliklerle Elektrik Mühendisleri Odasının Samsun şubesinin toplantı salonunda yapılan basın açıklaması yaptılar.
MEHMET REBİİ ÖZDEMİR
(SAMSUN)- Emel Bulat BES Samsun Hukuk sekreteri Her şey bitti diyenler. Korkunun sofrasında yılgınlık yiyenler. Ne kırlarda direnen çiçekler ne kentlerde devleşen öfkeler. Henüz elveda demediler. Bitmedi. Daha sürüyor o kavga. Ve sürecek. Yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek. Değerli konuklar, KESK dönem sözcüsü, BES (Büro Emekçileri Sendikası) Samsun Şube Başkanı, Bahtiyar Akıncı'yı konuşmasını yapmak üzere kürsüye davet ediyorum.
29 yıl önce 9 Aralık 1995 tarihinde kurulan KESK’in (Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu) yaş gününü Samsun’da iş kolları olan KESK’liler, STK’lar, siyasi partilerin yöneticileri ve halktan kişilerinde katılımıyla EMO Samsun şubesinde basın açıklamasıyla, müzik dinletisiyle ve kokteylle KESK’in kuruluşunun 29. Yaşını kutladılar.
Yapılan basın açıklamasında KESK Samsun şubeler Platformu dönem sözcüsü BES şube başkanı Bahtiyar Akıncı konuşmasında şöyle dedi.
“KESK’in 29. kuruluş yıl dönümü tüm emekçilere kutlu olsun. Geçmişten geleceğe uzanan emek, demokrasi, barış ve laik bir yaşam mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz. Kamu emekçilerin mücadele tarihinin yapı taşı hak verilmez mücadele ile alınır ilkesinin açık adresi Konfederasyonumuz KESK bugün 29 yaşında. 29. yılımız en zor koşullarda bile hakları için mücadele ederek emeğin Türkiye'sini kurma umudunu büyütenlere kutlu olsun. Keskin 29. yaşı sağlam bir çarkı kalmayan enkazı işsizlik, yoksulluk, sefalet olarak omuzlarına yıkılmak istenen bozuk düzene karşı birleşe birleşe kazanacağız diye haykıranlara kutlu olsun. KESK’in 29. yaşı 30 Kasım'da Ankara Tandoğan Meydanı'nda dolduran on binlere yüreği Tandoğan’da olan milyonlara kutlu olsun. 29. kuruluş yıldönümümüz tüm emekçilere kutlu olsun. Öncelikle emekleriyle ödedikleri bedellerle, bizlere her sayfasında onur duyduğumuz bir tarih bırakan arkadaşlarımızı Emek, Demokrasi ve Barış mücadelesinde yaşamını yitirenleri minnet anıyor. Anıları önünde saygıyla eğiliyoruz. Onurlu tarihimize yeni sayfalar ekleyerek, onlara layık olmaya çalışacağımızdan kimsenin kuşkusu olmasın. KESK’in tarihi elbette ki kuruluşundan bugüne geçen 28 yıldan ibaret değildir. KESK’in tarihi kökleri emeğin yüzlerce yıllık birikimine dalları Encümen-i Muallim ’den TÖS’e TÖB-DER’e, TÜM-DER’e, TÜS-DER’e uzanan asırlık ulu çınarın tarihidir.”
Kapılarımıza vurulan mühürleri söküp attık
KESK’in tarihi fiili meşru mücadelesiyle Türkiye'de kamu emekçilerine sendikal örgütlenmeyi kazandırdıklarına dikkat çeken Akıncı konuşmasına şöyle devam etti.
“KESK’in tarihi kul anlayışından örgütlü topluma giden yolu açma ve geleceğe taşıma hedefinin tarihidir. Keskin tarihi 12 Eylül karanlığını yırtanların sendika yürütme komisyonlarından kamu çalışanları platformundan kamu çalışanları, sendikaları platformundan bugüne ilmek ilmek ördükleri emek ve demokrasi mücadelesinin tarihidir. KESK’in tarihi 12 Eylül faşizm sonrasının ilk mitingi olan kamu çalışanları sendikal haklar mitingini yaratan darbe sonrasında ilk kez iş bırakan önüne kurulan barikatları kumdan kaleler gibi yıkarak Ankara Kızılay Meydanı'na akan yüz binlerin dünden bugüne uzanan direniş destanının tarihidir. KESK’in tarihi memurun da sendikası mı olur diyenlerin kapılarına vurduğu mühürleri söküp atarak memurların kapı kulu değil emekçi olduğunu hatırlatanların tarihidir. KESK’in tarihi fiili meşru mücadelesiyle Türkiye'de kamu emekçilerine sendikal örgütlenmeyi kazandıranların tarihidir. KESK’in tarihi birimiz hepimiz, hepimiz birimiz için diyenlerin iktidarın baskılarına karşı dayanışmanın, kenetlenmenin, yılgınlığa düşmemenin, mayasındaki direniş kültüründen beslenenlerin tarihidir. KESK’in tarihi yandaş sendikaların emekçilerinin hak ve çıkarlarını sermayeye, iktidara peşkeş çekmesine karşı emekçilere iyi ki KESK var dedirten umudun inancın tarihidir. KESK sadece sendikaların bir araya gelmesinden oluşmuş, bir çatı örgütü bir konfederasyon değildir” diye konuştu.
11 iş kolumuz onurumuzdur
KESK Samsun şubeler platformu dönem sözcüsü Bahtiyar Akıncı, şunları ifade etti.
“KESK en ücra köşesine kadar uzanan 11 kolu ile bu ülkenin insanlarının emekçilerinin insanca bir yaşam mücadelesinin adıdır. KESK demokratik laik, bilimsel ve ana dilinde eğitim mücadelesinin adı karanlığı güneşiyle aydınlatan Eğitim-Sen’dir. KESK Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçilerinin sağlıkta dönüşüm ve güvencesizliğe karşı yükselen sesidir. KESK Türkiye Kamu Emekçileri tarihine ilk toplu sözleşmeyi armağan eden yerel yönetim emekçilerinin evrensel mücadele örgütü Tüm-Bel-Sen’dir. KESK Vergi Dairelerinde, Sosyal Güvenlik Kurumunda, Nüfus Müdürlüklerinde, Öğrenci Yurtlarında, İşkur’da, Adliye koridorlarında ve daha birçok kurumda çalışan Büro Emekçileri üzerinden performansa ve Angaryaya karşı sürdürülen mücadelenin sigortası BTS’dir. KESK Kültüre, Sanata düşman karanlıkların sahiplerine karşı mücadele eden emekçilerin kültür ve sanat elçisi Kültür Sanat-Sen’dir. KESK Madenler halkındır satılamaz. Elektriğe dokunma şalter atar diyenlerin enerji kaynağı ESM'dir. KESK yaşanabilir bir doğa mücadelesinin öncüsü emekçilerin geleceği gözetleme kulesi Tarım-Orkam-Sen’dir. KESK Gelecek güzel günlerin haberini sınırındaki posta çuvalında taşıyan yalana karşı kamu hizmeti yayıncılığı mücadelesinin öznesi Haber-Sen’dir. KESK yolu özelleştirmeye karşı mücadeleden geçenlerin arasında köprü kuran Yapı-Yol-Sen’dir. KESK mücadelesi ile demir ağlarla ören karanlığı yaran tren düdüğüyle her görevimizin ilk habercisi BTS'dir. KESK biz halkına, emekçisine zulmedenler, ayrımcılık yapanlarla değil, haklı olanla, ezilenle aynı inancı paylaşıyoruz diyenlerin sendikası Dives’tir. Bu ülkenin emeğiyle geçinen tüm kesimlerinin önünde her zaman zorlu süreçler, çetin mücadeleler olmuştur. Bugün de kelimenin tam anlamıyla bir zulüm döneminden geçiyoruz. Ülkemizin adım adım içine itildiği ekonomik, siyasal, toplumsal bunalım gittikçe derinleşiyor. İktidarda olanlar asgari ücretler ülkesine çevirdikleri ülkede yerli ve milli IMF programı ile onun bir parçası olan bütçeyle emeğe daha fazla yoksulluktan, güvencesizlikten, geleceksizlikten başka bir şey vaat etmiyor. Ülkenin kaynakları bizlerden toplanan vergiler bir kez daha sermayeye, silah tekellerine, saraya, diyanete aktarılıyor. AKP, MHP iktidar bloğunun elimizde kalan son haklara da göz koyduğu saldırılarının demokrasinin temel insan haklarının kırıntılarının dahi ortadan kaldırmaya dönük kayyum darbeleriyle daha da görünür olan hukuksuzluğa teşvik ediyor. Ancak tüm baskılara rağmen emeği sömüren Anayasayı ve yasaları ayaklar altına alan düzene karşı ses yükseltenlerin sayısı ve mücadeleye katılımı da artmaya devam etmektedir. Dolayısıyla tüm çarkları emeği yoksullaştıran halkı ezen ve bu bozuk düzene itirazım var diyen tüm kesimlerin birleşik mücadele zeminini de güçlendiriyor. Söz konusu birleşik mücadele zemini en son 30 Kasım'da Ankara Tandoğan’da geçinemiyoruz. Yoksulluğa karşı mücadelede birleşiyoruz şiarıyla gerçekleştirdiğimiz mitingimize bir kez daha yansımıştır. Hem mitingimize katılım düzeyi hem alana yansıyan talepler hem de söz konusu taleplerin hayat bulabilmesinin bir ifadesi olarak hep bir ağızdan haykırılan birleşe birleşe kazanacağız sloganının önümüzdeki süreçte sürdürülecek mücadelenin rotasını işaret etmiştir. Dolayısıyla 29. yaşımıza girdiğimiz bugün bizim için sadece bir kutlama günü değil. Mücadeleyi yükseltme, kararlılığımızı haykırdığımız, azmimizi bilediğimiz, umudumuza sımsıkı sarıldığımız gündür. KESK olarak en başından bugüne hak verilmez” ifadeler kullandı.
Mücadeleyle alınır ilkesinden taviz vermeden yol aldık.
BES Samsun şube başkanı ve KESK Samsun dönem sözcüsü Akıncı, açıklamasının sonunda şöyle dedi.
“Bundan sonra da rüzgârın gücüyle değil rüzgâra karşı durarak yükselttiğimiz mücadele bayrağımızı dalgalandırmaya devam edeceğiz. Geçmişten geleceğe uzanan emek, demokrasi, barış ve daim bir yaşam için birlikte mücadelemizi büyüteceğiz. Faşizme karşı demokrasi, emperyalizme karşı bağımsızlık, Savaşa karşı barış, baskılara karşı özgürlük, ırkçılığa ve şovenizme karşı emeğin birliği, halkların kardeşliği, gericiliğe karşı laiklik mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz. Bizi ezen, bir kenara iten, emeğimizi görünmez kılan, bedenlerimizi metalaştıran, Erkek egemen sistemin çıkarlarına takılan çakıl taşı olacağız diyen kadınların mücadelesinin en önemli özneleri arasında olmaya devam edeceğiz. Haklı mücadelemizi baskı altına almaya çalışan her türlü hukuk dışı ve fiili uygulamalar karşısında geçmişte olduğu gibi bugün de sessiz kalmayacağız. Bugünden yarına umudu büyütmeyi sürdüreceğiz. Biz bu ülkenin emekçilerinin hak ettikleri, özlemini yaşadıkları bir ülkeye ve dünyaya kavuşacaklara olan inancımızı hep koruduk. Bugün de yürekten inanıyoruz ki er ya da geç emek kazanacak, demokrasi kazanacak, barış ve kardeşlik kazanacak, insanca yaşam mücadelesi kazanacak, biz kazanacağız. Bizler kazanacağız. Birlikte kazanacağız. Kimsenin kuşkusu olmasın. Haklılığın ve kararlılığın mücadelesiyle dolu ömürlü tarihimize yeni sayfalar eklemeye devam edeceğiz.”