Haber: Hatun Özdemir
SAMSUN – KESK Samsun Kadın Meclisi adına Havvanur Taflan, 25 Kasım Uluslararası Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele ve Dayanışma Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, kadın cinayetlerinin politik olduğuna vurgu yaptı. Kadına yönelik şiddetin münferit değil, sistematik bir sorun olduğunu belirten Taflan, İstanbul Sözleşmesi’ne geri dönülmesi ve 6284 sayılı yasanın eksiksiz uygulanması çağrısında bulundu.
“MİRABAL KARDEŞLER’İ UNUTMAYACAĞIZ”
KESK Samsun Kadın Meclisi adına açıklama yapan Eğitim-Sen Kadın Sekreteri Havvanur Taflan, konuşmasına 25 Kasım’ın tarihsel anlamını hatırlatarak başladı:
“Bugün, 25 Kasım Uluslararası Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele ve Dayanışma Günü’nde bir aradayız. 65 yıl önce Dominik’te diktatörlüğe karşı mücadele yürüttükleri için katledilen Mirabal Kardeşler’in direnişini, kararlılığını ve mirasını bugünlere taşıyoruz.”
Taflan, kadınların erkek egemen sisteme karşı mücadelesinin sürdüğünü vurgulayarak şunları söyledi:
“Biz kadınlar, erkek devletin şiddetine, erkek egemenliğine, savaşa, sömürüye ve yok sayılmaya rağmen yaşamı savunmaya ve örgütlü mücadelemizi büyütmeye devam ediyoruz.”
“HER İKİ GÜNDE BİR KADIN ÖLDÜRÜLÜYOR”
Kadına yönelik şiddetin geldiği vahim tabloyu rakamlarla ortaya koyan Taflan, kadın cinayetlerinin münferit değil, politik olduğunun altını çizdi:
“2024’te en az 394 kadın, 2025’in ilk dokuz ayında ise 290 kadın öldürüldü. Bu da neredeyse her iki günde bir kadın cinayeti demek. Bu katliamların 184’ü aile içinde, yani en güvende olmamız gereken yerde gerçekleşti.”
İktidarın kadına yönelik şiddetle mücadelede samimi olmadığını vurgulayan Taflan, cezasızlığa dikkat çekti:
“Ne anayasanın ne de uluslararası sözleşmelerin gereği yerine getiriliyor. Haksız tahrik ve iyi hal indirimleriyle failler ödüllendiriliyor, cezasızlık yaygınlaştırılıyor.”
“İSTANBUL SÖZLEŞMESİ’NE GERİ DÖNÜLMELİ”
Şiddetle mücadelenin temel koşullarını da sıralayan Taflan, 6284 sayılı yasanın ve uluslararası sözleşmelerin hayati önem taşıdığını söyledi:
“İstanbul Sözleşmesi’ne geri dönmek, ILO 190 sayılı sözleşmesini yürürlüğe sokmak şiddeti önlemenin en temel adımlarıdır. Ancak 6284’e yönelik saldırılar, nafakanın tartışmaya açılması ve sığınma evlerinin yetersizliği iktidarın niyetini ortaya koymaktadır.”
Kadına yönelik şiddetin yalnızca bireysel değil, sistematik bir sonuç olduğunu ifade eden Taflan, şu değerlendirmede bulundu:
“Şiddet; patriyarkal devlet yapılanmasının, sömürü politikalarının, güvencesizliğin ve militarist söylemin ürettiği sistematik bir sonuçtur.”
“KADIN İŞSİZLİĞİ YÜZDE 39,4”
Kadın emeğinin sömürüldüğüne dikkat çeken Taflan, ekonomik tabloya da dikkat çekti:
“DİSK-AR verilerine göre kadın işsizliği yüzde 39,4! İstihdama katılabilen kadınlar ise düşük ücretli, güvencesiz ve esnek koşullarda çalıştırılıyor. Bakım emeği ücretsiz olarak kadınların sırtına yükleniyor. Merkezi bütçeden kadına düşen pay günde yalnızca 51 kuruştur.”
“BU DÜZEN ÖLDÜRÜYOR”
Son dönemde yaşanan iş cinayetlerine ve çocuk işçiliğine de dikkat çeken Taflan, halk sağlığı ve yaşam hakkı konusundaki sorumluluğun altını çizdi:
“Bu 25 Kasım’a sermayenin ihtiyaçlarına göre şekillendirilen politikaların ağır sonuçlarıyla giriyoruz. Dilovası’nda ikisi çocuk altı kadın hayatını kaybetti. İş cinayetlerini ‘kader’ diye açıklayan bu zihniyete karşı mücadele edeceğiz.”
Kadın cinayetlerinde yaşamını yitiren kadınların isimlerini tek tek sayan Taflan, “Bu düzenin sessizliği
“11. YARGI PAKETİNİ KABUL ETMİYORUZ”
Kadın örgütlerinin uzun süredir eleştirdiği 11. Yargı Paketi’ne de değinen Taflan, şu ifadeleri kullandı:
“‘Ahlak’ adı altında bedenlerimize müdahale eden, özgürlüklerimizi hedef alan, eşitlik hakkımızı tehdit eden, kimlikleri kriminalize eden 11. Yargı Paketi’ni kabul etmiyoruz.”
TALEPLER NET
KESK Samsun Kadın Meclisi’nin 25 Kasım talepleri şöyle sıralandı:
ÖFKEMİZ TESADÜF DEĞİL”
Kadınların yaşadığı öfkenin kaynağına da dikkat çeken Taflan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Biz eczane önünde saldırıya uğrayan kadın için öfkeliyiz.
Biz Türkiye’nin dört bir yanında yok edilen kadın hayatları için öfkeliyiz.
Biz bu düzenin kadınlara yaşattığı her şey için öfkeliyiz.”
“MÜCADELEDEN VAZGEÇMİYORUZ”
Açıklamanın sonunda kararlılık vurgusu yapıldı:
“Ekonomik ve sosyal güvenceden yoksun bırakılmayı, sömürülmeyi, yoksullaştırılmayı ve şiddet tehdidi altında yaşamayı reddediyoruz. Laik, demokratik, eşit ve barış içinde bir ülkede yaşamak istiyoruz.”
“Şiddetsiz, eşit ve özgür bir yaşam için mücadelede kararlıyız. Yaşasın kadınların örgütlü mücadelesi! Yaşasın KESK!”