Tarih: 17.04.2023 18:22

KÖY ENSTİTÜLÜ CHP SAMSUN MİLLETVEKİLİ ADAYI DR. MURAT ÇAN; “BABAMA İLKOKULDA OKUDUĞU ŞİİR KÖY ENSTİTÜSÜ YOLUNU AÇTI!

Facebook Twitter Linked-in

MEHMET REBİİ ÖZDEMİR

Köy Enstitülerinin kuruluşunun 83. Yılı nedeniyle CHP Samsun Milletvekili Adayı Opr.Dr. Murat Çan, Köy Enstitülü bir babanın oğlu olarak dünyaya gelmem ve onunla birlikte teorilerini ve pratiklerini şöyle anlattı. “Rahmetli babam Lâdik Akpınar Köy enstitüsü mezunu bir öğretmendi. Enstitüye gitme sebebi oldukça ilginç. Bir rastlandıktan bir hayat hikayesi doğmuş. Gazete kupüründen okuduğu bir şiiri ezberlemesiyle köyüne gelen müfettişin ona sorduğu sorular üzerinden o şiiri okuması ve ondan sonra, öğretmene bu çocuğu mutlaka Akpınar Köy Enstitüsüne vereceksiniz. Bende takip edeceğim şeklinde bir ifadeyle babamın yolu açılmış ama bir sınava tabi tutulmuş. Herhangi bir torpil olmadan, o sınavda da babası sınava babamdan önce giren öğrencilerin sorularını sormuş, o soruları gelip babama bu sorular sorulabilir diye cevaplarını ondan almak istemiş, böyle bir sınav hikayesi var” diye konuştu. 

MARANGOZ, SIHHİYE, EVLENDİRME MEMURU OLMUŞLAR!

Köy Enstitüsünden mezun olup atanan öğretmenlerin aldıkları eğitimi öğrencilerine ve topluma vatandaşa halka nasıl aktardıklarını ise şöyle anlattı. “1949’da başlayan köy enstitüsü hikayesi. Köy Enstitüsüne başladıktan sonra hikâye sadece bir öğretmen olma formatından ziyade tam teşekküllü bir hayat insanı olmaya yönelik bir hikâye.  Köyün marangozu olmak, köyün sıhhiyesi olmak, yaşadığı bölgenin bir şekilde evlendirme memuru olmak, tam anlamıyla hayata dokunabilecek her konuya hizmet eden bir cumhuriyet ferdi olmaya yönelik, bir tedrisatı bir eğitim politikası olmuş. Bunu da babam ölene kadar öldüğü güne kadar eksiksiz bir şekilde tamamlamış oldu. Bizlere de örnek oldu. Yatakhane anılarını anlatırdı babam Köy Enstitüsünde yaşadıkları, öğretmenlerinin oldukça cumhuriyetin ilk 15-20 yılından itibaren, yaşadığı eğitim hayatı oldu. Öğretmenlerinin cumhuriyet için hiçbir şekilde taviz vermeyen eğitim öğretim konularında oldukça sert tutumlarından bahsederdi. Arkadaşlarıyla bir yarış, bir mücadele olduğunu söylerdi.”

ATÖLYELERDE TUĞLA ÜRETEREK DERSLİK VE YATAKHANE YAPMIŞLAR!

Hem çadırda eğitim görüp hem de geleceklerini tesis ettiğini söyleyen Dr. Çan; “Çok anısı vardı. Onunla ilgili özellikle yatakhane ve okulun günlük hayatıyla ilgili, okudukları okulun bütün araç gereçlerini kendileri yapardı. Ama daha önemlisi okullarını kendileri yapmışlar. Babamdan önceki kuşak, çadırda eğitime başlamış. Onlara atölyelerde, tuğla üreterek, şantiyelerde tuğla ürettirerek kendi dersliklerini yatakhanelerini bizzat kendilerine yaptırmışlar tabi ki, günün koşullarına göre mühendisler ve kıdemli öğretmenlerin eşliğinde dolayısıyla okulun tüm ihtiyaçlarını kendileri karşılayan, 1200 dönümlük bir arazinin içinde tarım yapan, ziraatla uğraşan, hayvancılıkla uğraşan ve ürettiklerini de ülkemizin bir çok pazarlayan, satan, devlete bir şekilde hibe edip okulun ayakta kalmasını öğrencilerinde eğitim ihtiyaçlarının tedarik edilmesine yönelik, sonuçları olmuştur.   Ogün ki eğitim koşullarıyla bugünkü eğitim koşulları sanırım bina yapımı gelişmeler dışında 100 yıl geriye 50 yıl ileriye gideceği tanımına uyan şekildedir” şeklinde konuştu. 

TOPLUMUN UYGARLIK SEVİYESİNE ULAŞMASINI SAĞLADILAR!

Yaşadığımız bugünlerde 2-3 yılda bir eğitim politikalarının değişmesi hususunda  CHP Samsun Milletvekili adayı Dr. Murat Çan, şöyle dedi. “Uzun yıllara dayalı, uzun süren bir eğitim, politikasıymış. Yani bir eğitim dönemi 5 yıllık ya da 10 yıllık ya da 10 yıllık bir eğitim dönemini kapsamayan 100 yıllık, 200 yıllık temeller üzerine inşa edilmeye çalışılan, bir eğitim planlanmış. Aynı zamanda da sadece eğitim ve öğretim üzerine değil, köy halkına, mahalle halkına çevreye ekonomiyle ilgili bilinçle ilgili, uygarlık seviyesine ulaşmayla ilgili birçok kapılar açmışlar. Ancak bugünün eğitim düzeyine baktığımızda, sınav maratonundan ve sınav başarısı maratonundan öteye gitmeyen her iki üç yılda bir politikası değişen bir eğitim politikasına sahibiz. Aynı şekilde bakanları da 2-3 yılda bir değişen eğitim süreci söz konusu. O nedenle sosyal imkanlar, ya da finans imkanlarının değişmesi dışında o dönemki eğitimin bugüne kadar, cumhuriyeti ayakta tutmasını da göz önünde bulundurduğumuzda, bugünkü eğitimden çok çok daha kıymetli olduğunu biliyoruz. Köy Enstitülerinin bizim yaşamımızda bizzat okuyan öğrencilerinin etkisiyle bizi eğitime katmalarının etkisiyle çok hayatımıza dokunan yanları var. Bunlar devleti önemsemek, vatandaşı, milleti önemsemek önce onları ihtiyaçların, onların gereklerini yerine getirmek görevini üstlendik çocukluğumuzdan itibaren, kendi menfaatlerimiz, kendi çıkarlarımızdan ziyade toplumun tamamını kucaklayan, anlayışla eğitildik, büyültüldük. O da bizim toplum tarafımızdan daha kabul görmemizi ve eğitimimizin de aynı düzlemde daha kaliteli olmasına sonuç verdi. Bu nedenle kendisine minnettarım.”




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —