Rize’de yayın yapan KuzeyTV’den Gençağa Karafazlı’nın haberine göre;
Rize Pazar’da bir ortaokulda görevli sosyal bilgiler öğretmeni hakkında öğrencilere cinsel taciz ve istismar suçlamasıyla açılan davanın ikinci duruşması 2 Kasım’a ertelendi. Mağdur öğrencilerden birinin babası, öğretmenin bir başka okulda müdür yardımcısı olarak görevlendirdiğini öğrendiklerini aktardı.
Rize’nin Pazar ilçesindeki Ahmet Tahakılıç Ortaokulu’nda görevli sosyal bilgiler öğretmeni hakkında, öğrencilere yönelik cinsel taciz ve istismar suçlamasıyla; 2021 yılında suç duyurusunda bulunulmuştu. Öğrencilerin ailelerinin suç duyurusu üzerine öğretmen, savcılık kararı ile gözaltına alınmıştı.
Hakkındaki gözaltı işlemleri bir gün süren öğretmen, 14 Ocak 2022’de serbest bırakılmıştı. Öğrencilerin beyanları ise Trabzon Adli Tıp Çocuk İzleme Merkezi’nde alınmıştı. Öğrencilerin beyanlarını yeterli bulan savcılık, öğretmenin “cinsel istismar” ve “cinsel taciz” suçlaması ile cezalandırılmasını talep etmişti.
Öğretmen hakkındaki iddianamede şu değerlendirmeler yapıldı:
“Çocukların Trabzon Çocuk İzleme Merkezi’nde alınan beyanlarında; tutarlı bir şekilde ifade verdiklerinin görüldüğü, bu yaş aralığındaki bir çocuğun hiç yaşanmamış olayları bu kadar tutarlı ve çelişki olmadan söylemesinin çok mümkün olmadığı, mağdur çocukların birbirleriyle uyumlu ve benzer şekilde ifade verdikleri, yaşanan olayları birbirleriyle çelişmeden aynı şekilde anlattıklarının görüldüğü bu nedenle mağdur çocukların beyanlarına itibar edildiği…
Şüphelinin mağdur çocuklara yönelik gerçekleştirmiş olduğu ‘pandemi nedeniyle psikolojim bozuldu, bu nedenle dokunarak zevk alıyorum’ şeklindeki söyleminin mağdur çocuklara yönelik cinsel taciz suçunu oluşturduğu, ayrıca (…) dokunma, öpme ve sarılma eylemlerinin; yanağını sıkma, öpmeye çalışma eyleminin; arkadan sarılma eyleminin (…)
Mağdur çocukların bazılarının beyanlarında yalnızca kız çocuklarına yönelik sarılma ve dokunma eylemlerinin bulunduğunu, erkek çocuklarına yönelik sarılma, dokunma eylemlerinin bulunmadığını beyan etmeleri de göz önüne alındığında…
Şüphelinin mağdur çocuklara yönelik dokunma, öpmeye çalışma, öpme ve sarılma eylemleriyle cinsel taciz ve sarkıntılık düzeyinde kalmış cinsel istismar suçunu işlediği ve üzerine atılı suçları işlediğine dair kamu davası açmaya yeterli delilin elde edildiği tüm dosya kapsamından anlaşılmaktadır.”
Pazar Savcılığı’nın iddianameyi tamamlamasının ardından 3 Ocak 2023 tarihinde öğretmen hakkında dava açılmıştı. Yargılamanın ilk duruşması 18 Mayıs 2023’te, ikinci duruşması ise 6 Haziran 2023’te yapıldı. Duruşma 2 Kasım 2023’e ertelendi.
Mağdur öğrencilerden birinin annesi, ANKA Haber Ajansı’na konuştu. Anne, şunları söyledi:
“Geçen yıl zaten 10 yaşındaydı bu çocuk. Sosyal dersi olduğu zaman, çocuk okula gitmek istemiyordu. Ben de hani şey düşünüyordum ergenliktendir, o yüzden gitmek istemiyor. Özellikle de o hocanın genelde ilk saatlerde veya son saatlerde… Bana diyordu ki mesela, ilk saatler olduğunda; ‘Anne ben okula gitmek istemiyorum, çok hastayım’ gibi bahaneler uyduruyordu. Bir zaman sonra artık ‘kızım niye böyle yapıyorsun’ dedim. ‘Anne gitmek istemiyorum’ her defasında ve öğlenden sonra o öğretmenin dersi olduğunda da şey derdi bana, ‘anne beni okuldan bugün gelip alsana.’ Artık patladım yani dedim ki, ‘yeter be kızım bir şey varsa bana anlat.’ ‘Anne’, dedi; ‘bu adam çok gıcık biri…’
Covid dönemi ve maske kullanma zorunluydu ya işte ‘maskesini takmıyor’ dedi. Kızım dedim mevzun bu mu yani baştan beri söylesen ben sana öğretmenine aktarayım gerekirse ben de gidip görüşürüm ve çocuk o zaman bana detaylı bir şey yine söylememişti. Ben sınıf öğretmenini aradım, diğer velilerle de görüştüm onlar da zaten o konudan mustaripti.”
Anne, kendi çocuğunun ve başka öğrencilerin yaşadıklarını anlattı. Anne, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Mağdur aileler olarak 5 kişi kaldık, elene elene. Çünkü susturulmuşlar bir şekilde, korkuyorlar. Neymiş, bu adam Ardeşenliymiş. Neymiş, silah belindeymiş. Yok vururmuş, yok kesermiş. Ama biz birkaç kişi gittik idareye durumu anlattı. Müdür dedi ki ‘direkt bize dilekçe yazın.’ Biz de dilekçeyi yazdık. Bizi emniyetten de çağırdılar emniyete de gittik şikayetimizi bildirdik ve orada dediler ki bize, ‘bu dedi taciz olayına girer. Yani açık ve net bunu yazmamız gerekiyor ne diyorsunuz?’ Ben açıkçası o dönem kararsız kaldım. Çünkü tek başıma verebileceğim bir karar değildi. Acaba kişinin hakkına mı giriyorum yanlış mı yapıyorum bu benim beynimi çok yordu. Acaba gerçekten babacan tavrıyla sevdiyse düşündüm falan ama konuşmaları çok sinir bozucuydu. Ne demek bir öğretmen bu kelimeleri nasıl kullanabiliyor, ‘ben masanın altına giriyorum siz soyunun’ gibi…
Öğretmen bana telefonda, ‘Dilekçenizi lütfen geri alın’ dedi. ‘Şikayetsizimizi geri alırsam defolup gidecek misin’ dedim. Bana ‘istifamı vereceğim’, siz yeter ki şikayetinizi geri alın çok özür dilerim, eşeklik yaptım’ dedi. Her defasında bunu söyledi telefonda ağladı tabi ki de bunları mahkemede hep inkar etti. Ben de mahkemeye dedim, lütfen telefonum dinlensin buna izin veriyorum; dedim.
Sonra okula gittik ertesi gün diğer arkadaşlarla konuştum dedim ki ‘bu adam defolup gidecekmiş’ dedim; gidip geriye alalım şikayetimizi ama önce bir emniyete sorayım’ dedim; hani kamu davası mı değil mi onu bir kesinleştirelim. Gittim emniyete anlattım durumu dedim ki ‘bu adam istifa edip gidecekmiş benim beklemeye tahammülüm yok hani mahkemeler uzayacak bu adam bu okulda benim çocuğumu zaten psikolojisi bozuk ki bir benim değil diğerlerinin de öğretmeni görünce saçları dikiliyor’. Arkadaşlarla görüştükten sonra ben emniyet mensubuna sordum dedim ki ‘böyle böyle bir durum var ben bu dilekçeyi eğer geri şikayetimi geri alsam bile kamu davası devam edecek mi’? ‘Evet’ dediler bu yönden bir sıkıntı yok.
Yani benim almamın sebebi bir de raporlar da gelmemişti. Trabzon’daki raporlar gelmemişti bir, ikincisi bir an önce o okuldan gitsin derdindeyim o yüzden ben de içim rahat bir şekilde nasıl olsa kamu davası diye gittim gözümün önünde müdür odasında arkadaşımla beraber şikayetimizi geri çektik. Okuldaki şikayetimi geri çektim. ‘Al dedim dilekçeyi yazdım sen de bu okuldan gidiyorsun.’ İşin tuhaf yanı, müdür en başta bize destek olan müdür bana diyor ki ‘siz benim öğretmenimle bu şekilde konuşamazsınız.’ Ben de ‘başta bize destek oldun sen şimdi sen bu kelimeyi nasıl dersin?’
“BEN GÖZÜMÜ KAPATAYIM SİZ ÜSTÜNÜZÜ DEĞİŞİN”
Bir kez daha o zaman bu okuldan evet alırım başka bir okula veririm ama olan bu çocuğa olacak. Zaten geçen yıl yeni yeni alışmaya durmuş ve o olaylardan sonra benim çoğum takdir belgesiyle gelen çocuk teşekkürle geldi. O kadar notları düştü ki kafası kazan geliyor, biz pedagoga gidiyoruz sürekli o zamandan beri böyle hani en başta okula gitmek istemediği için ben de oraya başladım kaymakamlıkta oraya gitmeye başladık pedagoglar falan var oraya. Duruşmayı Kasım ayına attılar adam öğretmen olan zaten hepsini bütün her şeyi mahkemede reddetti bu sefer. Sadece şeyi kabul etti işte ben şaka yapmıştım ‘ben gözümü kapatayım da işte siz üstünüzü değiştirin’ sadece onu söyledi hani ‘ben şaka yapmıştım ve çocuklarda babacan tavırlarıyla sevdim’. ‘Bütün suçlamaları reddediyorum’ dedi.
Bugün bunları yapan yarın kim bilir neler yapacak. O yüzden bu adamın bir an önce yani alınmasını istiyorum okullarla bir alakası kalmasına da hapse girip ceza alsın bir seneden böyle bizim psikolojimizi mahvetti bu dava bir şekilde kapatılacak, diye düşünüyorum ki inşallah kapatılmaz. Çünkü bu adamın ilk vukuatı değil. Ben bunu çok araştırdım, çok kişiye sordum ve eski hocalara özellikle bir tanesiyle de ben bunu konuştum.
“TACİZLE SUÇLANIYOR ARDINDAN ÖDÜLLENDİRİLİYOR”
Dedi ki ‘bunun yeni bir vukuatı değil ki’, detay vermedi. Şimdi bu okuldan alındı müdür yardımcısı olarak başka okula verildi yani ödüllendiriliyor. Neymiş? Öğrencilerden uzak tutuluyormuş. Oradan da alınmış yine başka bir yere verilmiş. Ben bunu gerçekten aklım almıyor çıldıracağım artık gerçekten yani bu adam nasıl dışarıda dolaşıyor ben anlamıyorum. Avukat tutmadım şuna güvendim dediğim gibi çocuklar hani pedagoglarla falan görüştükleri için o raporlara daha çok güvendik biz açık ve net ve devlet hani atadı deyince biz de yardımcı olacaklarını da düşündük keşke en baştan beri bir avukat olsaymış bu iş belki bu kadar uzamazdı. Olayı raporlar geldikten sonra anlattım eşime.”
“OLAYI ÖĞRENİNCE DÜNYA BAŞIMA YIKILDI”
Bir baba ise şunları söyledi:
“Eşim Trabzon’daki pedagog raporları atınca bunları okudum. Tabi dünyam başıma yıkıldı. Duruşmada söz alarak; eksik anlattığını, bu öğretmenin şiddet yanlısı bir öğretmen olduğunu da söyledim mahkeme salonunda. Velilerden bir tanesi mahkemede şikayetçi olmadığına dair ifade verdi. Benim şahsi hiçbir şekilde temasım konuşmuşluğum yok. Tanımıyorum, kim olduğunu da bilmiyorum. Ama ben onun arka tarafında oturuyordum. İfadesinin ardından sanık öğretmen döndü bana, ‘gördün mü dedi nasıl ifade veriyor’ gibisinden bir laf söyledi bana. Ben de ona dedim ki önünüze dönün benimle muhatap olmayın dedim. Ardından orada beni tehdit etti seninle görüşeceğiz gibilerinden, görevli geldi görevli araya girdi ama o kayıtlara geçmedi.
“BAŞKA BİR ÇOCUĞA AYNI ŞEYİ YAPARSA VİCDANEN UYUYAMAM”
Bu şahsın cezalandırılmasını istiyorum çünkü bu olay bize dokunmayan yılan bin yaşasın değil. Öğretmen şu anda başka bir okulda öğretmenlik yapıyor şimdi bu başka bir çocuğa aynı şekilde yaptığı zaman ben vicdanen uyuyamam yani bu benim ahlakıma da ters. Yani birinin elini taşın altına sokması lazım.
Bu arada ben bu raporları okuduktan sonra okulun müdürüne gittim okul müdürüne dedim ki ‘sayın müdürü böyle bir olay oldu dedim beni niye bilgilendirmediniz’ dedim. Benim telefon numaram var mı burada ‘var’ dedi varsa dedim beni niye söylemiyorsunuz kardeşim niye arayıp da demiyorsun ki çocuğunun böyle böyle böyle bir vaziyeti var.
“OKUL MÜDÜRÜ ‘NAMLUNUN UCUNDA OLAN BENİM’ DEDİ”
Bu konuya gelince okul müdürü bana dedi ki ‘kardeşim ben kendimi kelleyi koltuğa aldım bu işin peşine düştüm şu anda namlunun ucunda benim’ dedi. Bunu okul müdürü söyledi bana bir de çok tehdit alıyormuş. Yani karşı taraftan çok tehdit alıyormuş buradan. Müdürle görüştüğüm zaman ‘bu vatandaş niye hala öğretmenlik yapıyor hala niye çocukların içinde’ dedim. Demeleri şu, ‘işte müdür yardımcısı oldu çocuklardan uzak kalsın diye müdür yardımcısı yaptık’ gibi.
Şimdi şöyle söylemek istiyorum şimdi bu öğretmen bu okuldan gitti gitti sonuçta bu çocuğumu bu okulda okuyor ama bunun bir de sonrası var yani bize dokunmayan yılan bin yaşasın bu zihniyetle biz değiliz başka insanların başka çocukların da başına bu iş geldiği zaman vicdanen olarak ahlaken olarak biz rahatsız oluyoruz. Bir de velilere de şöyle bir şey var yani çocuğumuzun adı çıkmasın korkusu. 4 öğrenci ve 5 öğrenciye değil bunu adım gibi biliyorum bunun daha öncesi de vardır yani dile getirilmeyen daha da vardır bence ve sınıfta da diğer öğrencilerin karşısında bu yapılmıştır. Biz şöyle düşünüyoruz adalet istiyoruz, biz bu gibi insanların toplumdan yani dışlanmasını istiyoruz.”