Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği bakanlığı Atakum Kurupelit Marina Yat Limanının ÇED bilgilendirme toplantısının ardından toplanan SAMÇEP, ÇED bilgilendirme toplantısını protesto etmek için basın açıklaması düzenlediler.
MEHMET REBİİ ÖZDEMİR
(SAMSUN)- dün akşamüzeri Çevre şehircilik ve iklim değişikliği bakanlığı yetkilileri ve il müdürlüğü bürokratlarının Atakum Kurupelit Marina Yat Limanı dolgu sahası için ÇED bilgilendirme toplantısını dolgusu yapılacak olan alanda Samsun Çevre Platformu (SAMÇEP) sözcüsü Adnan Korkmaz bileşenlerle birlikte yaptığı açıklamasında şunları söyledi.
“Evet ben bu inanç ve kararlılığı içeride gördüm. Bu buraya yapılamayacak. Yapılmayacak, yapılmayacak. İçeride söz alacaktım aslında ondan da bahsedeyim, basın açıklamasına geçmeden önce, büyük bir fotoğrafı sunacağım size. Samsun üniversitesinde akademisyenlerin hazırladığı bilimsel bir rapor, 1995 ile 2021 yılları arasında Taflan ve Tekkeköy tersanesi arasındaki kıyı hareketini incelemişler. Ne kadar sahilimiz plajımız biliyor musunuz? Bu resmi rakamlar, uluslararası akademik rapordan aldık. 180 bin metre kare, plajımız yok olmuş. Bugün buraya yapılanlar bir çoğunuz biliyorsunuzdur, Tekkeköy’de de Eti Bakır 180 bin metre denizi doldurarak, kendisine alan yaratacak. Kendisine düşünebiliyor musunuz? Deniz dolduruluyor kendilerine yol yapılıyor. Kamu stat yapıyor, kamu park yapıyor, ama ben denizi doldurarak özel sektöre alan yapıldığını ilk kez gördüm. Üzerinde de atık malzemeler olacak. Sonuçta çevreye verilen tahribat, durmuyor, durmak bilmiyor. Sonuçta 25 yılda 180, 150 bin metrekare, plajımız yok olmuş. Ama ben şunu burada gördüm, bu dolguyu yapamayacaklar, bu inanç bu arkadaki kitlede var.”
Kurupelit Yat Limanında Ekolojik Yıkım Yaşanmaktadır
SAMÇEP sözcüsü Adnan Korkmaz, açıklamasını şu ifadelerle sürdürdü.
“Samsun sahillerinin hızla tahrip olması ve devamında yok oluşunun nedeni, sahillere yapılan bilimsel ve teknik görüşlerden uzak yatırımlardan kaynaklanmaktadır. Samsun Büyükşehir Belediyesi tarafından bilimsel ve teknik verilerden yoksun projelendirme sonucu inşa edilen Atakum Yat Limanı (Kurupelit), bulunduğu bölgedeki dalga hareketlerini doğu istikametine yönlendirerek, doğusunda bulunan sahillerde tahribat oluşturmaya başlamış ve bu tahribatın devam ettiği, Kurupelit’in doğusunda yer yer 15-20 m civarında sahilin yok olduğu görülmektedir. Yine Yat Limanı giriş ağzının yanlış planlanması neticesinde, denizin oluşturduğu su hareketleri sonucu yat limanı içi kum toplamış, liman kullanılabilir olmaktan çıkmış, yosun kaplanmak sureti ile deniz yüzeyinde kirlilik meydana gelmiştir. Yat Limanının Batı sınırında bulunan derenin getirdiği malzeme, 900 metrelik dalgakıranın ve 300.000 m2 liman içini doldurmaya devam etmektedir. Marina alanında görülen (yosunlaşma vb.) çevresel olumsuzlukların ana nedeni su sirkülasyonun yeterince olmamasından kaynaklanmaktadır. Suyun yer değiştirememesi; oksijen miktarında azalmaya, besin artışına (azot, fosfor) bağlı olarak da yüzeyde görülen olumsuzluklar ile ekolojik dengenin olumsuz etkilenmesine sebep olmaktadır” şeklinde konuştu.
Aşırı su yosunu ve plankton oluşuyor
Denizde aşırı olan suyosunu (Alg) ve Plankton (Deniz canlılarına verilen genel addır) oluştuğuna dikkat çeken Korkmaz şunları söyledi.
“Deniz suyu sirkülasyonunun yeterince sağlanamamış olması, zamanla liman içi canlı yaşamını tehdit ederek balık ölümlerine, ayrıca turizm potansiyeli olan bu alanın estetik olarak çirkin görünmesine ve kötü kokular yaymasına neden olmuştur. Aşırı alg ve plankton artışının önüne geçmek için derhal önlemler alınmalıdır. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı IX. Bölge Müdürlüğü tarafından; Samsun Kurupelit Yat Limanı Etüt proje İşleri tarafından yeni bir imar planı yapılmış ve bugünde yeni imar planı ÇED raporu için halkı bilgilendirme toplantısı yapılacaktır.
Mevcut marinayı hatalı olarak yapımını gerçekleştiren görevlilerinin kamu zararının hesabını vermesi gerekirken, yeni bir hatalı imalatın yapılmasını başta Atakumlular başta olmak üzere tüm Samsunluların ve çevrecilerin karşı duruş seslerine, ilgili bakanlığın ve yerel yöneticilerin duyarlı kalacağını umut ediyoruz. Yeni imar planında denizin doldurulması ve mendireğin daha açığa alınması çözüm değil, yeni sorunların başlangıcı olacağını görüyoruz, çözüm olarak sunulan yeni imar planının daha vahim sonuçlar doğuracağını yaşayarak görmek istemiyoruz. Bilimi esas alarak daha gerçekçi çözümler üretilmesini talep ediyoruz. Çözüm olarak bizlere sunulan proje tamamen rant projesidir. Çözüm olarak sunulan proje kamusal alan olan sahillerin halkın kullanımına kapatılmasına neden olacak bir projedir. Bizlere çözüm olarak sunulan yeni proje kıyı erozyonunu artıracak ve marinanın doğusundaki kumsal alanların daha da yok olmasına neden olacak bir projedir. Bizlere çözüm olarak sunulan yeni proje kamunun kaynağından yani bizlere ait 18 milyon doların daha israf edilmesi projesidir. Bizler aklın ve bilimin ışığında hareket ederek mevcut marinanın iyileştirilerek korunması için gerekli çalışmaların yapılmasını öncelik olmasını talep ediyoruz. Bu tür hatalı yatırımlara karşı, kent halkımız ile her türlü demokratik ve hukuki mücadelenin içerisinde olacağımızı bir kez daha hatırlatıyoruz.”