12 Eylül darbesinin 41. yılında Samsun 78'liler Derneği bir mesaj vermek için kalabalık kitleyle Sheel Kavşağından Cumhuriyet meydanına kadar sloganlar atarak yürüdüler. Bir gün öncesi de 78'liler Federasyonu Genel Başkanı Şair Ahmet Tel
Mehmet Rebii Özdemir
Samsun 78'liler Derneği Başkanı Cengiz Akşan 12 Eylül darbesinin ardından geçen 41 yılı verdiği şu mesajla dile getirdi.
'12 Eylül 1980 faşist darbesi, sermaye-militarizm-tarikatlar ittifakının diktatörlüğü biçiminde ülkeye hakim olmuştu. Aynı ittifak, emperyalizmle de bağlaşıklık kurarak bugün de yürürlüktedir. Üstelik faşizmin kitle tabanını eğitip donatarak. O gün 1402 sayılı Sıkıyönetim Yasasına dayanarak on binlerce emekçiyi işten atarak baskıyı yoğunlaştırmışlardı, bugün aynı baskı KHK’lerle tekrarlanmaktadır. Dün Diyarbakır Cezaevindeki “Türkçe konuş” emri, bugün ifade özgürlüklerini büsbütün yok etmeye yönelik eylemlerle sürüp gitmektedir. Çocukları, sevdikleri öldürülen annelerin çığlığı İstanbul Galatasaray Meydanı’nda yıllarca sürerken, onların eylemlerini savunan kitlenin çoğalması üzerine Cumartesi Anneleri’nin sesi kesilmek istenmiştir. Suskun, bezgin, sinmiş bir toplum yaratmak için kendi yasalarına bile uymayan bu egemen ittifak, son zamanlarda gemi azıya almış gözüküyor. Doğayı da rant alanları gören egemenlerin Yolsuzluklarını, rüşvet tezgâhlarını, ganimet paylaşımındaki iç çelişkilerini ibretle izliyoruz. Mahir’in Kesintisiz’lerde söylediği gibi ülkeyi yönetemez durumdalar. Savruldukça batıyorlar ve çirkefleşiyorlar. Bu gerici ittifakın tarihe bıraktığı utanç sayfalarındaki kayıtları bir bir sayabiliriz ama önemli olan bizim, yani yurtseverlerin, demokratların, devrimcilerin nerede durduğu, ne yaptığıdır. Kendi barışını sağlamış devrimciler, kuşkusuz ki, iktidar-muhalefet retoriğinden daha önemli bir gelecek projeksiyonu yapabilen kişilerdir. Hâfıza kayıtlarını en küçük ayrıntısına kadar geleceği biriktirenlere aktarmakta, daha da önemlisi, kendilerine bırakılan direnme ve dayanışma kültürünü yaşamlarına çağırarak devrimci olmak profilini somutlaştırmaktadırlar. Öncülerinin ve önderlerinin hâtıralarını sahiplenen günümüz devrimcileri, gündelik pratiklerin daima içinde olmayı doğal görevi sayar. Mücadelenin iki adım geri noktasında olmanın ayırdında olanlar, ileri bir adımın sosyalizm mücadelesinin yaşam pırıltısı olduğunu bilirler ve hep birlikte seslerinin yankısını işitirler, çünkü seslerine ses verenler mutlaka vardır' dedi.