Mehmet Rebii Özdemir
Dişhekimliği mesleğinin bilimselliğe yönelişinin 113. Yılı münasebetiyle Samsun Dişhekimleri Odası ve OMÜ Dişhekimliği Fakültesi Dekanlığı ortaklaşa bir dizi bilimsel panel ve seminer sunumu için Büyükşehir belediyesi çok amaçlı salonunda OMÜ Dişhekimliği Fakültesi Öğretim üyeleri Prof.Dr. Şafak Külünk, Prof.Dr. Bora Özden Hacettepe Üniversitesi Dişhekimliği Fakültesi Öğretim Üyesi Prof.Dr. Emre Nagaş ve diğer üniversitelerden öğretim üyeleri Prof.Dr. Erdem Kılıç, Dr.Dt. Onur Öztürk ve Dr.Dt. Serhat Köken kendi alanlarında meslektaşlarına Dişhekimliği Fakültesi öğrencilerine bilimsel birer sunum yaptılar.
Dişhekimliğini ilgilendiren çeşitli malzemeleri pazarlayan firmalarda salon içerisinde stantlarını açtılar.
Bilimsel programa başlamadan Samsun-Ordu-Sinop ve Amasya Dişhekimleri Odası Başkanı Dt. Alper Dilek günün anlam ve önemini belirten bir açıklama yaptı.
Başkan Dt. Alper Dilek açılış konuşmasında şunları ifade etti. “ Dişçi mektebi bütçesinin 22 Kasım 1908’de Maarif Nezaretine gönderilmesiyle kuruluş sürecinin başladığı Bilimsel Dişhekimliğinin kuruluşunun yıl dönümü olan 22 Kasım’lar, 1996 yılından itibaren Sağlık, Milli Eğitim ve İçişleri Bakanlıklarının oluru ile “Dişhekimleri Günü” 22 Kasım’ı içine alan haftada “Toplum Ağız Diş Sağlığı Haftası olarak bütün yurtta kutlanmaktadır. Bugün hayatı pahasına cansiperane görev yapan sağlık çalışanlarına uygulanan ve yürek burkan şiddet maalesef hız kesmeden devam ediyor. Biz dişhekimleri ise her gün yüzlerle ifade edilen can kayıplarının artık olağanlaştığı, kanıksandığı ruh halini yaratan Covid-19 Pandemisinin insanlığı hangi olumsuzluklara taşıyacağı bilinmezliği içinde bir kutlama daha yapıyoruz. Biz dişhekimleri de diğer sağlık çalışanları gibi özlük hakları yanında maalesef pandemi döneminin karşımıza çıkardığı yeni sorunlarla yüz yüze kaldık. Evlerimize gidemediğimiz, sevdiklerimize sarılamadığımız, yemek molası vermeden çalıştığımız günleri yaşadık. Halkın sağlık hakkı kesintiye uğramasın, hastalarımız mağdur olmasın diye pandemi koşullarında muayenehanelerimizi, kliniklerimizi açıp hizmet vermeye çalıştık. Normal zamanlarda kolayca temin edebildiğimiz kişisel koruyucu ekipmanları bulmakta zorlandığımız günler oldu; mesleğimize bağlılık, yeminimize sadakat ve dayanışma ile o günleri de aştık. Ancak birikmiş sorunlarımız üzerine yenileri eklenmeye devam etti” şeklinde konuştu.
SALGINDA DİŞHEKİMLERİ EN ÖN SAFTA MÜCADELE VERDİLER…
Samsun Dişhekimleri Odası Başkanı Dt. Dilek açıklamasında şöyle devam etti. “Covid-19 salgının ilk karşılayıcıları, doğaldır ki tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de sağlık çalışanlarıdır. Ağız Diş Sağlığının genel sağlığın ayrılmaz bir parçası olduğu gerçeği pandemi döneminde bir kez daha net olarak görüldü, biz dişhekimleri de tüm sağlık çalışanları gibi sağlıkta en ön safta mücadele ettik ve etmeye devam ediyoruz. Kamuda hizmet veren dişhekimlerinin filyasyonda görevlendirilmeleri, filyasyondakilerin sorunları ADSM’ler de hizmet vermeye devam edenlerin sorunları ile azalan hizmetler nedeniyle hastaların sorunları, pandemi nedeniyle dişhekimliği eğitiminde yaşanan sorunlar ve bunların hayata yansımaları, insan gücü planlamasının; nüfus kriterinin yanı sıra toplumun ihtiyacı, hizmete olan talep, hastalıkların seyri, hastalık çeşitleri gibi kriterler de göz önüne alınarak dişhekimliğinde kullanılan cihaz ve malzemelerin ağırlıklı olarak ithal ürünler olması nedeniyle paritenin sürekli TL aleyhinde değişmesiyle hizmet sunumunun güçleşmesi buna bağlı serbest çalışan meslektaşlarımızın çalışma koşullarını olumsuz etkilemiştir. Ağız ve Diş Sağlığı Hizmeti sunulan Özel Sağlık Kuruluşlarında Hakkında Yönetmeliğin ticarethanelere dönüştürdüğü poliklinik ve merkezlerin sınır tanımaz halde açılmasına cüretle ve kanunsuzca; dişhekimlerinin emeğinin eğitiminin yok sayılarak dişhekimleri dışındaki mesleklerden olan şahısların sermayedarlığında kurulan çalışma ortamlarının, dişhekiminin kendi sorumluluğunda mesleğini icra etmesini engelleyerek o mekanın kar amaçlı bir ticarethane olarak faaliyet göstermelerine karşın yeterli denetlemelerin yapılmaması, caydırıcı cezaların uygulanmamasıdır. Her şeye rağmen biz mesleğimizi ve toplumun ağız ve diş sağlığını koruma ve geliştirilmesinde üstlendiğimiz sorumlulukla hareket ederek karşılaştığımız sorunları çözmek durumundayız. TDB ve Dişhekimleri Odaları, kuruluşlarından itibaren hiçbir siyasi görüşün etkisinde kalmadan etik değerlere saygılı bilimsel temelli ağız diş sağlığı hizmetlerini, toplum genelinde önceleyen politikaları savunmuş ve bundan sonra da savunmaya devam edecektir. Bilimsel Dişhekimliğinin kuruluşunun 113. Yılında aynı heyecan aynı dayret ve aynı idealler altında birleşen bizler, dişhekimliğinin gelişmesi ve dişhekimlerinin hak ettikleri yaşam standartları içerisinde toplumun saygın bireyleri olarak yaşamlarını sürdürebilmeleri çalışmalarımıza devam ediyoruz. Son olarak şunları ifade etmek istiyorum. Tüm olumsuzluklara rağmen toplumumuzun Ağız ve Diş Sağlığı konusunda bilinçlendirilmesi bireylerin her türlü bakım ve tedavinin gerçekleştirilmesinde, pandemi ile savaşla en önde olan meslektaşlarımızın bu önemli gününü kutluyor, sağlıklı ve tüm özlük haklarımıza sahip olacağımız gelecek dişhekimliği günlerinde buluşalım” dedi.
BİRİLERİ TARAFINDAN DAYATMAYLA MESLEĞİMİZİ YAPMAK ZORUNDA KALIYORUZ…
OMÜ Dişhekimliği Fakültesi dekanı Prof.Dr. Nilüfer Özkan’da Ağız Diş Sağlığı Haftası nedeniyle yaptığı konuşmasında şunları kaydetti. “OMÜ Dişhekimliği Fakültesi Dekanı olarak böyle bir etkinlikte bulunmak ve bunun bir parçası olmaktan büyük onur duyduğumuzu öncelikle ifade etmek isterim. OMÜ Dişhekimliği Fakültesi olarak eğittiğimiz tüm öğrencilerimize var gücümüzle bütün akademik kadrolarımızla hazırız. Ve bunu hayata geçirme çabası içerisindeyiz. Bu süreçte hiçbir öğrencimiz stajım biraz daha uzasın, barajlarım biraz daha arttırılsın demediler. Yani biz yukarıdan gelen yaptırımlar konusunda elbette ki mustaribiz, elbette ki sıkıntılarımız var. Elbette ki sıkıntılarımız var ve kendi istemediğimiz şeylerle yüzleşmek ve bunu bir şekilde idare ederek çözmek zorunda kalıyoruz. Ama ben hekimlik adına hekimliğin saygınlığı ve onurunu korumak adına öncelikle bizlere görev düştüğünü düşünüyorum. Özellikle bir konuda daha size samimi bir itirafta bulunmak istiyorum. Performans sistemi getirildiği zaman hangi hekim arkadaşımız biz bu sistemin hekimlik onuruna düzgün olduğunu uygun olduğunu düşünüyoruz diye karşı çıktık? Böyle bir şey yaptık mı? Hangimiz ortak bir duruş sergileyip de evet bu hekimliğin nosyonuna uygun değil üniversitede uygun değil diye ortak bir duruş sergiledik. Hepimiz fütursuzca puan yaparak farklı yollardan puanlar yapılarak sadece para kazanmak oldu hedefimiz. O nedenle ben her zaman şöyle düşünmüşümdür. Biz bazen layık olmadığımız şekilde de birileri tarafından bu şekilde mesleğimize dayatılan şeyleri yapmak zorunda kalıyoruz. Ama buradaki en büyük sorunumuz şu galiba! Bizlerin ortak bir duruş sergilemesi. Ben hep bu konuda böyle düşünmüşümdür. Yani hekimler hem fakülteler olarak bizler akademisyen olarak yeni eğitim gören meslektaşlarımız, piyasada dışarıda çalışan arkadaşlarımız evet bu mesleğin bir gerçeği var. Bu mesleğin bir saygınlığı ve kutsiyeti var. Artık ona uygun etik değerlere saygılı davranmak zorundayızı benimsemek zorundayız. Yoksa daha da artan sorunlarla yüzleşmek kaderimiz olacak gibi görünüyor. Özellikle Covid-19’un bize gösterdiği en önemli şeylerden birisi de teknoloji baş döndürücü bir şekilde ilerliyor. Teknolojinin dışlında kalan ya da ayak uyduramayanlar sistem dışı kalacaklar. Bizler üniversitede güncel bilimsel gelişmeleri hem öğrencilerimize, hem siz değerli meslektaşlarımızla paylaşmak zorundayız. Bu konuda her zaman destek olmaya hazırız. Yani biz işin akademi ve eğitim kısmındayız. Sizler ise dışarıda kamuda özel muayenehanelerinizde bu işin icra kısmındasınız daha çok. Dolayısıyla biz mesleğin etik değerlerini kutsiyeti ve saygınlığını korumak için para elbette ki hepimize lazım, belli bir yaşam standardının sürdürülebilmesi için paraya ihtiyacı var. Bu yadsınamaz bir gerçektir. Ama ilkelerimizden de ödün vermememiz gerektiğini düşünüyorum. Önce kendimize bakmamız lazım. Daha sonrada dışarıdaki suçluları aramamız lazım. Dişhekimliği fakültesi olarak her türlü sorununuzda yanınızda olduğumuzu bilmenizi istiyorum” dedi.
Dişhekimliğinin Bilimselliğe yönelişinin 113. Yılı programına OMÜ Dişhekimliği Fakültesi öğrencilerinin katılımı damgasını vurdu.