Mahir Çayan, Sabahattin Kurt, Nihat Yılmaz, Saffet Alp, Sinan Kazım Özüdoğru, Ertan Saruhan, Hüdai Arıkan, Ahmet Atasoy, Ömer Ayna ve Cihan Alptekin’in Kızıldere’de katledilmesinin üzerinden 51. yıl geçti.
Katliamın 51. yıl dönümünde Samsun Devrimci 78'liler Derneğinde anıldılar... Şimdi, burada bizleri bir araya getiren olgu, devrim fikrindeki ısrarımızdır. İnsan devrimci olabilir ama önemli olan devrimci kalabilmektir. Devrimci kalabilmek inadını şu anda mezarlarında olmakla birlikte bizi dinleyen devrim öncülerinden devraldık. Onların 51 yıl önce hunharca katledilmiş olması, kurdukları uzun ve kesintisiz cümlede yalnızca bir virgül kadar duraklamaya yol açmıştır, o kadar. Şimdi bizi dinleyen yoldaşlarımız, öncülerimiz, canavarın ağzından Denizleri almak için bedenlerini ortaya koymuş olan tarihin trajik kahramanlarıdırlar. Kardaşler, Gençler var aramızda, öncülerimizle el sıkışmış olanlarımız var; inanın yoldaşlar ısrar ve inat kesintisiz bir devrim fikridir bu. Devraldığımız dayanışma ve direniş kültürü bizim biricik varoluşumuzdur. Biz şimdi buraya öncülerimizin söz hakkını savunmaya ve elbette onları dinlemeye geldik. Kulak verirsek duyarız onların bize söylediklerini. Unutmayalım ki ölülerin de söz hakkı vardır. Ne diyordu onlar: -Yaşasın halkların kardeşliği Yaşasın Türk ve Kürt devrimcilerinin mücadelesi -Yaşasın devrim ve sosyalizm…
Samsun 78'liler derneğindeki anmada konuşan Cengiz Akşan, "Onların devrimci umutlarının, bıraktıkları ukdelerin sorumluluğunu devralmış bireyler olarak tarihteki rolümüzü üstlendik. Ne abartı ne de küçümseme açıklayabilir bu tarihsel gerçeği. O günden bugüne pek nadir görülen ve ama asla kopmayan bu bağ, tarihin diyalektik aklıyla kavranabilir ancak. Marx’ın kuşakları tanımlarken betimlediği tarih yasasının canlı birer örneğidir 68'li kuşak. Şu idi o tarihsel yasa: ‘Tüm göçüp gitmiş kuşakların oluşturduğu gelenek yaşayanların beynine bir kâbus gibi çöker. Kendilerini ve bir şeyleri değiştirirken, şimdiye dek hiç var olmamışı var etmekle uğraşıyor göründükleri anlarda bile, özellikle de devrimci kriz dönemlerinde, endişe içinde geçmişteki ruhları yardıma çağırır, onların adlarına, sloganlarına kıyafetlerine sarılır, dünya tarihinin yeni sahnesindeki rollerini o eskiden hürmet edilen kılıklara bürünerek ve bir ödünç dille oynamaya çalışırlar. Biz burada hazır bulunanlar tam da böyle bir tarih sahnesinde var olduk" diye konuştu.