Eğitim-Sen Samsun şubesi; “1940 yılında Hasan Ali Yücel ve İsmail Hakkı Tonguç önderliğinde kurulan Köy Enstitüleri 1954’te kapatılarak önce öğretmen liselerine sonra da çeşitli yatılı okullara dönüştürülmüştür” dedi.
MEHMET REBİİ ÖZDEMİR
Laik ve bilimsel eğitime yönelik tehditlerin arttığını ifade eden Eğitim-Sen Samsun şubesi eğitim sekreteri Koçak şunları söyledi. “Toplumcu bir anlayışla kurulan Köy Enstitüleri aynı zamanda tarım işlikleri ve sağlık ocakları olarak toplumsal işlevler görmüş, çeşitli tohum ve tarım araçlarının ilk denemeleri bu okullarda yapılmıştır. Türkiye’nin ekonomik ve toplumsal yapısının oluşumuna çok değerli katkıları olan Köy Enstitüleri pratiğinin eksikliği, eğitim sisteminin büyük bir çöküşün eşiğinde olduğu günümüzde çok daha yakından hissedilmektedir. Köy Enstitüleri’nin zengin ders içeriği, benimsediği öğretmen yetiştirme ve eğitim modelinin ne kadar önemli ve değerli olduğu daha iyi anlaşılmaktadır. Günümüzde ise laik ve bilimsel eğitime yönelik tehditler artarken, okullarımız dini vakıf ve derneklerin kuşatması altına alınmış, öğrencilerimiz bizzat Millî Eğitim Bakanlığı eliyle cemaat ve tarikatların kucağına itilmiştir. Eğitim emekçileri sağlıklı koşullarda çalışamamakta, esnek, güvencesiz ve angarya çalışma kıskacına alınmaktadır.”
KÖY ENSTİTÜLERİNDE EZBERCİ DEĞİL, ANALİTİK DÜŞÜNEN ANLAYIŞ BENİMSENMİŞTİR!
Köy enstitülerinde, öğrencilerin yaparak yaşayarak öğrenme sürecinin 83 yıl sonra bile arandığını ifade eden Eğitim-Sen Samsun şube eğitim sekreteri Hasan Koçak şöyle konuştu, “Eğitimin niteliği geleceği belirleyen en önemli etkendir. Köy Enstitüleri’nin en önemli özelliklerinden birisi, günümüz Türkiye’sinin bir türlü kurtulamadığı eleştirmeyen, sorgulamayan, ezbere dayalı ve sınav merkezli eğitim sistemine değil, gerçek anlamda öğrenci merkezli, öğrencilerin yaparak ve yaşayarak öğrenme sürecini ilke edinen bir eğitim-öğretim ortamı yaratmayı hedeflemiş olmasıdır. Eleştiren, sorgulayan bireyler yetiştirmeyi hedefleyen Köy Enstitüleri’nde ezberci değil, analitik düşünen, bilimsel, demokratik ve laik eğitim anlayışı benimsenmiştir. Köy Enstitüleri’nin kuruluşunun üzerinden 83 yıl geçmiş olmasına rağmen, dönemin zor koşullarındaki eğitimin niteliği ile günümüz Türkiye’si arasında olumsuz anlamda çok büyük farklar olması düşündürücüdür.”
ÖĞRENCİLERİN EĞİTİM HAKKI YAP-BOZ TAHTASINA DÖNDÜ!
Samsun Eğitim-Sen şube eğitim sekreteri Hasan Koçak; “Eğitim üretim içindir şiarıyla toplumsal ekonomik ve kültürel aydınlanmayı ve kalkınmayı hedefleyen bu okullar, sorgulayan tartışan araştıran, deneyen yaparak ve yaşayarak öğrenen ve öğreten, bilimsel laik demokratik bir eğitim modelini hayata geçirmiş ve cahil ve yoksul köylere yeniden hayat vermeyi başarmışlardır. Ülke topraklarının önemli bir bölümünü işler hale getirmiş, önemli birikim ve deneyim kazanılmıştır. Köy Enstitülerinin kapatılmasının ardından köy okulları, köylerdeki sağlık ocakları, Çeşitli Atölyeler kurslar, irili ufaklı kooperatifler birer birer kapatıldı köylerde yaşayan halk önce kendi kaderine terk edildi. Sonrasında köylerde tutunamadı ve büyük şehirlere göç etti. Eğitim ve öğrencilerin eğitim hakkı da sürekli yap-boz tahtasına dönüştürülerek, dört duvar arasına sıkıştırılarak toplumla doğayla, üretimle bağı koparılarak günümüze kadar adım adım dogmatik, ezberci, baskıcı eleyici, eşitlikten uzak, topluma yabancı, öğretmen ve öğrenciler için anlam ve önemini yitirmiş içi boş bir sorun yumağı haline gelmiştir. Bugün eğitim sistemi, devlet eliyle eğitimi ve eğitim kurumlarını itibarsızlaştırıp meslek edindirme adı altında MESEM vb. uygulamalarla her geçen gün daha fazla sayıdaki öğrenciyi eğitimden koparıp sanayi çarklarının dişleri arasına iter hale gelmiştir” şeklinde ifadelerde bulundu.
EĞİTİMİN BÜTÜN KADEMELERİ EŞİT VE ÜCRETSİZ SUNULMALI!
Günümüzde eğitimin her alanının parasız ve eşit olmadığını anlatan Hasan Koçak; “İşte Köy Enstitülerini bugün bize hatırlatan, bizim için önemli kılan şey; ülkemizin ve eğitimin içine düşürüldüğü bu durumdan, teslim edilen cemaat ve tarikatlardan kurtarma çabasıdır. Şüphesiz Eğitim Enstitülerini eski haliyle olduğu gibi getirilsin demiyoruz. Geçen zamanda değişen koşullara Ülkenin ve toplumun ihtiyaçlarına uygun olarak, Köy Enstitülerinin eğitim felsefesi ve ruhuyla, teknolojiyle yeniden donatılarak kamunun hizmetine sunulmasıdır talebimiz. Kendi yönetimini, bütçesini, planlamasını bütün bileşenleriyle birlikte belirleyen, ülkenin eğitim çağındaki bütün çocuklarının eğitim haklarını, eğitimin bütün kademelerinde eşit ve parasız olarak sunulduğu, laik, demokratik, bilimsel anadilinde bir eğitim anlayışıdır savunduğumuz, özlediğimiz ve mücadelesini verdiğimiz. Çocukların eğitim hakkını savunmaktan vazgeçmeyeceğiz! Seçimler yaklaşıyor. Ülkenin iktidarı bir kez daha belirlenecek. Bugüne kadar çok iktidar geldi geçti. Fakat bizler Eğitim-Sen ve öncellerimiz çocuklarımızın gençlerimizin eğitim haklarını savunmaktan asla vazgeçmedik geçmeyeceğiz. İşte bu yüzden eğitim tarihimizde önemli bir yer tutan ve yolumuzu aydınlatmaya devam eden Köy Enstitülerini unutmuyoruz. 83. Kuruluş yıl dönümünü kutlarken, kuran ve Emek verenleri de bir kez daha saygıyla anıyoruz” dedi.