Tarih: 02.09.2024 00:21

Samsun Emek ve Demokrasi Güçlerinden; 1 Eylül Dünya barış günü için balon uçurtma ve yüz boyama etkinliği

Facebook Twitter Linked-in

MEHMET REBİİ ÖZDEMİR

(SAMSUN)- 1 Eylül Dünya Barış Günü için Samsun’un Atakum ilçesindeki Çobanlı iskelesinde toplanan KESK – TÜRK İŞ – DİSK – TMMOB – TTB ve Samsun Emek ve Demokrasi Güçleri adına KESK şubeler platformu adına Uğurcan Albak yaptığı açıklamasında şunları söyledi. 

“Emperyalist savaş politikalarına karşı savaşa hayır, yaşasın barış. 1 Eylül 1939 günü Nazilerin Polonya’yı işgaliyle başlayan insanlık tarihinin en acımasız, en kanlı ve en kirli savaşı olan 2.Dünya Savaşının üzerinden 85 yıl geçti. Ne yazık ki emperyalistler hala aynı acımasızlıkla yeni savaşların, yeni çatışmaların önünü açıyorlar. Devletler kendi savaş suçları gündeme gelmesin diye bir başka ülkenin işlediği savaş suçlarını görmezden gelmektedir. Yakın günlerde bir İsrailli bakanın Filistin halkının abluka altında ki Gazze’de açlıktan ölmelerini normal karşılaması gerektiğini açıklaması bunun son örneklerinden olup toplama kamplarının ve gaz odalarının yeni biçimler alarak devam ettiğini göstermektedir. Diğer bir örnekte savaşta dahi hedef olmaması gereken sağlıkçıların, gazetecilerin öldürülmesi ve uluslararası kamuoyunun buna sessiz kalışıdır.  Öte yandan savaşın olduğu coğrafyalarda insanlığın tüm kazanımları yok edilirken en çok kadınlar ve çocuklar zarar görüyor. Sadece ölmüyor, tecavüze, işkenceye maruz kalıyor, bulaşıcı hastalıklara yakalanıyorlar. Göç yollarında tarifsiz acılar yaşıyor, sığındıkları ülkelerde insanlık dışı şartlar nedeniyle yaşayan ölüler haline geliyorlar. Gazze’nin boşaltılması sırasında yaşananlar insanlık onuruna yakışmayan utanç tablolarıdır” şeklinde konuştu.

Barış ve demokrasi talebi ekmek ve su kadar temel ihtiyaç!

Ülkemizde, bölgemizde ve dünyada barışa olan ihtiyacın tüm yakıcılığı ile her geçen gün kendini daha fazla hissettirdiğini ifade eden Uğurcan Albak şöyle dedi.

“Orta Doğu’da son yirmi yıldır yaşanan çatışmalarda insanlık tarihi ve mirasının en önemli kültürel, arkeolojik eserleri de yok olmakta, telafisiz bir yıkım meydana gelmektedir. Ülkemizde 31 Mart seçimleriyle iktidar gücünü kaybettiği açığa çıkan AKP-MHP iktidar bloğu, meşruiyet krizini siyasal ve ekonomik baskıyla kapatmaya çalışırken faşizmi kurumsallaştırma adımlarını devam ettiriyor.  Diğer yandan grev yapan işçinin, birçok şehirde eylem yaparak sesini duyurmaya çalışan çiftçinin, hayvan katliamını önlemeye çalışan hayvan severlerin, meslek onuruna sahip çıkan eğitim emekçilerinin, tacize ve şiddete karşı eşitlik ve özgürlük mücadelesi yürüten kadınların, açlık sınırının çok altında bir maaşa mahkum edilen emekçilerin  astronomik   rakamlardaki eğitim masraflarına karşı eylem yapan öğrencilerin, ağacına, suyuna, ormanına, toprağına sahip çıkan çevreci yaşam savunucularının  taleplerini karşılamak yerine, karşılarına güvenlik güçlerini dikiyor.  KESK’in de üyesi olduğu uluslararası sendikalar konfederasyonu tarafından hazırlanan küresel haklar endeksine göre Türkiye sendikal Hak ve Özgürlüklerin en kötü durumda olduğu 10 ülke arasında yer almaktadır. Nitekim AKP iktidarı tüm dünya 1 Eylül vesilesiyle Barıştan, Demokrasiden, Özgürlük ve Eşitlikten yana söylem ve talepleri yükselttiği bir günde 1 Eylül 2016 gecesinde yayımladığı 672 sayılı KHK ile sorgusuz sualsiz bir şekilde 50875 kamu görevlisini ihraç ederek adeta kamu emekçilerine savaş açmıştır. Ve o günden bu yana ihraç, açığa alma, adli ve idari soruşturmalar, gözaltı ve tutuklamalar, demokratik hakların kullanımı karşısında yasaklama ve fiili müdahaleler artarak devam etmiştir. Kürt sorununa çözümsüzlük politikası ısrar edilmiş olup, halaylara, düğünlere, müziğe müdahale etme, gözaltı ve tutuklama gerekçesi olma durumuna kadar gelmiştir. Ülkemizde, bölgemizde ve dünyada barışa olan ihtiyaç tüm yakıcılığı ile her geçen gün kendini daha fazla hissettiriyor. Dolayısıyla barış ve demokrasi talebi ekmek ve su kadar temel ihtiyaç haline gelmiştir. Ekmeğimize, geleceğimize, aşımıza, ormanımıza, suyumuza göz dikenler ile halkların bir arada yaşama iradesini hedef alanlar, savaştan nemalanan sömürü odakları emekçileri açlık ve yoksulluğa sürükleyen aynı çıkar çevreleridir. Bizler tüm saldırılara savaş ve kutuplaştırma, tek tip yaşam tarzı dayatmasına karşı örgütlü, kararlı bir mücadele ile dünyada ve ülkemizde barışı savunmaya devam edeceğiz. Tek amacımız Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi Yurtta Barış, Dünyada Barış olacaktır. Adaletin, Eşitliğin, Laikliğin, Dayanışmanın, insanca bir yaşamın kalıcı bir hale getirildiği bir dünya ve ülke kuruluncaya kadar barış mücadelesinden vazgeçmeyeceğiz.”

Basın açıklamasının ardından iskelede bulunanlar Balon uçurtma ve yüz boyamayla 1 Eylül Dünya Barış Gününü doyasıya kutladılar.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —