Haber: Hatun Özdemir
(SAMSUN)- Samsun Kadın Dayanışması bugün saat 18.00’de başlattığı yürüyüşle her zamanki gibi Çiftlik’te Akbank önünde toplandı ve 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü için bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Yol boyunca sloganlar atan kadınlara çevredeki evlerden de destek verildi. Basın açıklaması Samsun Kadın Dayanışması adına Fatma Şen Çelik, Emel Çakır, Ezgi Selamet ve Emel Deniz Sayman tarafından okundu.
“25 Kasım eşitsizliğe karşı ortak ses günüdür”
(Fatma Şen Çelik)
“Bugün, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü. Dünya çapında milyonlarca kadın; evde, işte, okulda, sokakta, dijital ortamda ve hayatın her alanında görünür ya da görünmez türlü şiddet biçimleriyle karşı karşıya kalıyor. Bu gerçek, yalnızca bireysel bir sorun değil; toplumsal, hukuksal ve kültürel boyutları olan köklü bir eşitsizliğin sonucudur. 25 Kasım, bu eşitsizliğin karanlığına karşı ortak bir ses yükseltmek, dayanışmayı çoğaltmak ve mücadeleyi büyütmek için önemli bir gündür. Erkek devlet şiddetine, erkek egemenliğine, savaşa, sömürüye, yoksulluğa karşı, yaşamı savunuyoruz! Barış, emek, eşitlik ve demokrasi mücadelesini yükseltiyoruz: Şiddetsiz, eşit özgür bir yaşam için mücadelede kararlıyız diyoruz.
Biz kadınlar,
AKP MHP Faşist iktidarına karşı,
Önlemediğiniz kadın cinayetlerine karşı,
Kadına yönelik şiddetin cezasızlığına karşı,
Güvencesiz işlerde ucuz işgücü olarak öldürülmeye karşı,
Bedenlerimizin tahakküm altına alınmasına karşı,
Homofobiye ve Transfobiye karşı,
Aile yılına karşı, mücadeleden vazgeçmiyoruz.
Diyanet fetvalarıyla yaşamlarımızın kuşatılmasına karşı, mahallelerde, işyerlerinde hayatın her alanında isyanımızı büyütüyor, özgür ve korkusuz bir yaşamı kazanmak için hep birlikte mücadelemizi büyütmeye devam ediyoruz. Hayatlarımızı ve geleceğimizi kendi mücadelemizle, dayanışmamızla, kız kardeşliğimizle birlikte örmekten başka çaremizin olmadığını biliyoruz.”
“Bilinçli cezasızlık politikası kadınları korumuyor”
(Emel Çakır)
“Halk nezdinde meşruiyetini kaybeden saray rejimi, toplumsal muhalefete ve halka daha fazla saldırarak baskıyla, şiddetle iktidarını sürdürmeye çalışıyor. Cezaevleri hiç olmadığı kadar kadın tutsaklarla dolu. Kadınlarla birlikte yüzlerce bebek tutsak.
Bununla beraber, kadınlar ve LGBTİ+’lar yıllardır adım adım sınırsız bir şiddet sarmalının ortasında bırakılıyor. Kadınlara ve LGBTİ+’lara yönelik artan şiddet cezasız bırakılıyor, cinayetler baştan savma soruşturmalarla geçiştiriliyor, intihar denerek üstü örtülmeye çalışılıyor, katiller iyi hal indirimleri alıyor. Kadına yönelik şiddeti önlemek için herhangi bir kamusal sorumluluk alınmadığı gibi ilgili yasalar da uygulanmıyor. Bu bilinçli cezasızlık politikası ile şüpheli kadın ölümleri de gün geçtikçe artıyor!
AKP MHP faşizmi 2025 yılını aile yılı ilan ederek kadınların ve LGBTİ+’ların varlığına doğrudan savaş açtı. Bizleri kamusal alandan dışlayan, kadınları birey olarak değil ancak aile içerisinde makbul anne kimliği ile tanımlayan, LGBTİ+’ların varlığını kriminalize eden rejim, yaşam hakkımıza saldırıyor. 11. Yargı paketi ile LGBTİ+’ları doğrudan hedef alan AKP MHP faşizmi son derece keyfi uygulamalarla bedenlerimiz ve yaşamlarımız üzerinde tahakküm kurmaya çalışıyor.”
“Yoksulluk ve güvencesizlik kadınları eve mahkûm ediyor”
(Ezgi Selamet)
“Her gün yeni yasa teklifleriyle, yeni ‘paketlerle’, kazanımlarımız, ifade özgürlüğümüz, örgütlenme hakkımız gasp ediliyor. Hutbelerle, demeçlerle, yasalarla yaşam biçimlerimiz, örgütlü mücadelelerimiz, kılığımız kıyafetimiz, haklarımız hedef haline getiriliyor. ‘Ailenin kutsallığı’ söylemiyle tek tip bir yaşam dayatılıyor; bu anlayış şiddeti meşrulaştırıyor, eşitsizliği derinleştiriyor!
Medeni haklarımıza, nafaka hakkımıza, boşanma hakkımıza yönelik yasal düzenlemelerle yapmaya çalıştıkları saldırıları, hayatlarımıza yönelen kuşatmayı diyanet eliyle meşrulaştırmaya çalışıyorlar.
Kadınları aile içerisine hapsetmeye çalışan AKP MHP faşizmi, bizleri daha fazla yoksulluk ve işsizlik sarmalına mahkûm etmeye çalışıyor. İşsizlik, güvencesizlik, düşük ücretler, bakım yükü ve esnek çalışma modelleri kadınları büyük bir yoksulluk kıskacına sürüklüyor. Kadınlar en güvencesiz işlerde çalıştırılıyor, iş cinayetlerinde yaşamını yitiriyor, tarımda, tekstilde, temizlik işlerinde, ev içi görünmeyen emekte sömürüyü en ağır biçimiyle yaşıyor. Ve bu yoksulluğun, güvencesizliğin kadınların kendi bağımsız hayatlarını kurmasını engelliyor, kadınları eve mahkûm ediyor.”
“Biz kadınlar öfkeliyiz ve geri adım atmayacağız”
(Emel Deniz Sayman)
“Biz kadınlar öfkeliyiz. Çünkü:
Biz eczane önünde saldırıya uğrayan kadın için öfkeliyiz.
Biz Sakarya’da öldürülen kadınlar için öfkeliyiz.
Biz KHK ile işinden atılan kadınlar için öfkeliyiz.
Biz Türkiye’nin dört bir yanında yok edilen kadın hayatları için öfkeliyiz.
Biz bu düzenin kadınlara yaşattığı her şey için öfkeliyiz.
Ama bu öfke bizi tüketmez — örgütler, büyütür, dönüştürür.
Bilin ki;
Biz kadınlar geri adım atmayacağız.
Biz susmayacağız.
Biz korkmayacağız.
Çünkü biz biliyoruz:
Bir kişi daha eksilmeyeceğiz.
Bizi öldüren bu düzeni değiştireceğiz.
Dayanışma ve mücadelemizle AKP MHP faşizmini yeneceğiz. Mevcut rejime karşı kadınların birleşik mücadelesi kazanacak, birlikte kazanacağız.
Şiddetin, eşitsizliğin, baskının iktidarına boyun eğmiyoruz!
Yaşamı savunuyoruz!
Özgürlüğü savunuyoruz!
Kadın dayanışması bu düzeni yıkacak güçtedir!”