MEHMET REBİİ ÖZDEMİR
(SAMSUN)- Kadın cinayetleri, tacizler ve tecavüzler için tüm ülkede olduğu gibi Samsun’a Samsun Kadın Dayanışması yüzlerce kadın saat 19.00’da Şehir Kulübü önünde bir araya gelerek sloganlar eşliğinde yürüyerek tepkilerini dile getirdiler.
Samsun kadın Dayanışması adına Ayten Kutlu ve Betül Aksu basın açıklamasını okudular.
AKP, MHP iktidarı ve artıkları da cinayetin suç ortağıdır
Samsun Kadın Dayanışması adına ilk konuşmayı yapan Ayten Kutlu, tepkilerini şöyle ifade etti.
“Kadınlar bu topraklarda her gün ya öldürülüyor ya da tacize tecavüze uğruyoruz. Katledilen, şiddete uğrayan her kadının sorumlusu iktidara geldiği günden beri kadın düşmanı politikalarıyla hayatımızı kuşatmaya çalışan AKP'dir. Failleri cezasızlık politikalarıyla ödüllendirip cesaretlendiren erkek adaletin ellerinde kadınların kanı var. Her yer suç mahalli. Üç gün önce Semih Çelik isimli erkek 19 yaşında Ayşenur Halil ve İkbal Uzuner adlı genç kadını İstanbul'un ortasında gündüz vakti yarım saat arayla vahşice katledip intihar etmiştir. Cani, sapık, hasta ya da münferit değil, devletin önlemediği erkek şiddeti, Ayşenur'un ve İkbal'in katili, sadece Semih Çelik değil, kadın düşmanı, AKP, MHP iktidarı ve artıkları da bu cinayetin suç ortağıdır. Öfkeliyiz, artık yeter. Yaşamak istiyoruz. İstanbul'da yarım saat arayla bir erkek iki kadını katlederken devlet önleyici ve caydırıcı hiçbir adım atmamaktadır. Şiddetten korunmak isteyen, kadınların isyanını görmeyen kolluk güçleri, kadınların şiddet karşıtı her eyleminde engelleyebilmek için kadınlardan da önce alanlarda olmaktadırlar. Devlet yargısıyla, kolluğuyla, şiddet ve mağdurlarının beyanlarına göre değil, sosyal medya tepkilerine göre adaleti sağlamaktadır. Şiddet gören kadınlar sesini duyurmak için karakollara değil, sosyal medyaya başvurmaktadır. Karakollardan faillerin elini kolunu sallayarak çıktığını, çıktığı gibi kadınları katletmeye devam ettiklerini biliyoruz, görüyoruz. Cezasızlık politikalarının kadınları yaşamdan kopardığını her gün görmekteyiz, yaşamaktayız. İktidarın cezasızlık politikaları failleri cesaretlendirmektedir” dedi.
Kadınların bedeni üzerinden yeniden tahakküm üretiyorlar
Kadınların nasıl doğuracağı, doğurup doğurmayacağını denetlemek bu devletin görevi olmadığına vurgu yapan Samsun Kadın Dayanışması adına Betül Aksu, şöyle dedi.
“Sokakları kadınlar için güvencesiz ve tedirgin hale getirmeye çalıştığınızı biliyoruz. O saatte dışarıda ne yapıyordu? Sözlerini güçlendirmek için, “Aile Birliği”, politikalarınızı güçlendirmek için bizleri dört duvara mahkûm etmek istediğinizi biliyoruz. Kadınların kahkahasına, kaç çocuk yapacağına, hangi saatte, hangi sokakta olacağına karar vermeye çalışan cinsiyetçi diliniz erkek şiddetini cesaretlendiriyor. Kadınları makul ailenin makul ferdi haline getirmek istiyorsunuz. Kadın düşmanı politikalarınıza itirazımız var. Kadınların nasıl doğuracağı, doğurup doğurmayacağını denetlemek bu devletin görevi değildir. Sağlık Bakanlığı'nın yapmış olduğu “Doğal Olan Normal Doğum” temalı toplantı ise kadınların bedeni üzerindeki tahakkümü yeniden üretmektedir. Devlet kadın bedeni üzerinden ellerini çekmeli, kadınların öldürüldüğü bir ülkede erkek şiddetini önlemelidir. Hukuken Erdoğan'ın İstanbul Sözleşmesi'nden Türkiye'nin ayrıldığına ilişkin beyanı bir anlam ifade etmese de toplum nezdinde bu çıkış erkek şiddeti önündeki barajı yıkan ve o günden bu yana hızla ve katlanarak artan kadın cinayetlerinin politik olduğunun en önemli kanıtıdır. Kadınların adalete inancı tamamen yok olmuştur. Bunun en önemli göstergesi Salı günü Beyoğlu'nda iki kişi tarafından sokak ortasında yere yatırılarak taciz edilen genç kadının tacizcilerden şikayetçi olamamasıdır. Erkek şiddeti ve tacizi yaş ve sınır tanımamaktadır. Narin’in acısı hala tazeyken ve 90 haneli bir köyde bu cinayet aylardır çözüme kavuşmamışken bu kez de Osmaniye'de farklı yaşlardan 18 kişinin 14 yaşında bir çocuğa cinsel istismarda bulunduğu haberiyle sarsıldık. Bu 18 kişi tespit edilmiş olmasına rağmen yine bu kişilerden sadece onu tutuklanmıştır. Siz konuştukça biz ölüyoruz. Kadın düşmanı iktidarınız bizi her gün ölüme, şiddete mahkûm ediyor. Hayatlarımızı size teslim etmeyecek. İşte buradayız. Faillerden, kadın düşmanı iktidarınızdan hesap soruyoruz. Yıllardır kadınlar bu sokaklarda mücadele ediyor. Bir kadın daha eksilmemek için ülkenin her yerinde kadınlar isyan ediyor. Gücümüzü de bu dayanışmadan ve bu isyandan alıyoruz. Kadınlara güvenli, eşit bir yaşamı kadınlar kuracak. Kadın dayanışmasıyla, umutla ve inançla biz kuracağız. Rojin ve Gülistan Doku nerede? Narin’e ne oldu diye sormaktan vazgeçmeyeceğiz. Her yer kadınlar için suç mahalliyken, erkek şiddetini teşvik eden iktidarınızdan korkmuyoruz ve itaat etmiyoruz. Bütün faillerden hesap sormaya, bu kadının düşmanı politikalar ve eril adalet mekanizması yok olana kadar meydanlarda olmaya, sesimizi yükseltmeye, birbirimizi savunmaya, dayanışmaya devam edeceğiz ve biliyoruz ki mutlaka kazanacağız.”