MEHMET REBİİ ÖZDEMİR
Samsun Tabip Odası başkanı Opr.Dr. Ömer Faysal çadır, Samsun Gazi Devlet bahçesinde; “17 Nisan 2012. Bundan tam 11 yıl önce Gaziantep’te bir meslektaşımızı, Dr. Ersin Arslan’ı ne yazık ki bir hasta yakınının silahlı saldırısı sonucu kaybettik. Ve bu unutulamayan, unutulmaması gereken gün Türk Tabipleri Birliği tarafından “SAĞLIKTA ŞİDDETLE MÜCADELE GÜNÜ” olarak kabul edildi” dedi.
Samsun Tabip Odası başkanı Opr.Dr. Ömer Faysal Çadır, Samsun Gazi Devlet Hastanesi yerleşkesinde meslektaşlarıyla birlikte kamuoyuna seslenerek şunları söyledi. “Her yıl olduğu gibi bu yıl da Sağlıkta şiddeti konuşmak, nedenlerini tartışmak, sorumlulardan hesap sormak için karşınıza geldik. O tarihten bu yana İlimizin iki değerli hekimi Dr. Kâmil Furtun ve Dr. Aynur Dağdemir 2015 yılında, Dr. Hüseyin AĞIR ve Dr. Said Berilgen 2017’de Dr. Fikret Hacıosman 2018’de ve Dr. Ekrem Karakaya ve Güvenlik Görevlisi Tuğrul Okudan 2022 yılında görevleri başında katledildi. Her biri adi suç kategorisinde imiş gibi, nedenleri ve önlem yolları irdelenmeden sessizce tozlu raflara kaldırıldı. Şiddet sonucu herhangi bir şekilde yaralanan sağlık emekçilerini yazmaya ise sayfalar yetmez” şeklinde konuştu.
KIŞKIRTILMIŞ SAĞLIK TALEBİ SAĞLIKTA ŞİDDETİN TEMELİDİR!
Sağlıkta şiddetin her geçen gün arttığını ve kışkırtmaların had safhaya geldiğini vurgulayan Opr.Dr. Ömer Faysal Çadır, konuşmasının bu bölümünde şunları söyledi. “Sağlıkta şiddet; sadece öfkeli hasta veya hasta yakınlarının saldırılarından ibaret toplumsal bir olgu değildir ve münferit adi bir suç olarak da kabul edilemez. Sağlıkta dönüşüm programı ve Sağlık Hizmetlerinin Piyasalaştırılması sonucu oluşan ‘Kışkırtılmış Sağlık Talebi’ ile sağlık alanında yaşanan sorunlar, sağlıkta şiddetin temelini oluşturmaktadır. Ve sağlıkta şiddet; kışkırtılmış sağlık talebine karşı, randevu alamayan yüzbinlerce vatandaşın çaresizliği ile alakalıdır. Sağlıkta Şiddet; Muayene için sıra alabilen şanslı vatandaşların polikliniklerde zorunlu hale getirilen 5 ve 10 dakikalık muayene ile sonuç almasını beklemekle alakalıdır. Sağlıkta şiddet; Hastaya vadeliden, hastanın istediği ve beklediği kalitedeki sağlık hizmetine ulaşamaması ile alakalıdır. Sağlıkta şiddet; Hastayı müşteri, hekimi ucuz işgücü olarak değerlendirmekle alakalıdır.”
HEKİMLER MESLEĞİ VE GEÇİM DERDİ ARASINDA SIKIŞTI KALDI!
Yetersiz uygulamaları da eleştiren Opr.Dr. Çadır şunları söyledi. “Sağlıkta şiddet; Hekimle hasta sanki karşı cephelerde imiş gibi algı oluşturmakla alakalıdır. Sağlıkta şiddet; Performans sistemini getirip, hekimi mesleği ile geçim derdi arasına sıkıştırmakla alakalıdır. Sağlıkta şiddet; Hekimleri ve Hekimlik mesleğini değersizleştirme söylemleri ile halkın gözündeki saygınlığımızın yok edilmesiyle alakalıdır. Yetersiz uygulanamayan yasal prosedürler ve güvenlik önlemleri nedeniyle ve sorunlar karşısında şiddetten başka yollar olduğunu bilmeyen, öğretilmeyen, sessiz kalınan, göz yumulan saldırganlarla sağlık çalışanlarını karşı karşıya getirmekle alakalıdır. Sağlıkta şiddet; artık sorun çözme aracı olarak başvurulan, doğal bir davranış biçimine dönüşmüş, sağlık çalışanlarına yapılan hakaret, aşağılama, tehdit, darp hatta cinayet sorun çözme yöntemi halini almıştır. Toplumumuzda hızla yayılan şiddet eylemleri, hekimleri ve sağlık çalışanlarını ciddi biçimde etkilemekte, şiddete uğrama endişesi bile çalışanların, tükenmişliğine ve verimsizliğine neden olmaktadır. Hekimler, artık şiddet riski yaşamamak için önemli ve zorlu işlemlerin riski altına girmemekte, daha tehlikesiz branşlar seçmekte, fırsatını bulursa da kendini daha değerli hissederek çalışabileceği ülkelere gitmektedir. Ve bu durum, vatandaşları istemeye istemeye de olsa özel hastanelerin kapısına itmektedir.”
BİLİNİZ Kİ, TÜM KAYIPLARIMIZ ADINA BİZİMDE Kİ ELİMİZ YAKANIZDADIR!
Samsun Tabip Odası başkanı Opr.Dr. Ömer Faysal Çadır konuşmasının sonunda; “Biz sağlıkta şiddetin önlenmesini isteyerek, sadece kendimizi değil aynı zamanda Ülkemizin Sağlık Sisteminin geleceğini ve halkın sağlığını da kurtarmaya çalışıyoruz.
Sağlıkta Şiddet Sorunu;
Ancak meselenin köküne inen, nedenlerini samimiyetle irdeleyen, iyi niyetli, akılcı ve kararlı politikalarla çözülebilir. Bunu yapmaya muktedir olan ve yapılması gereken tek güç siyasi iktidar ve Sağlık Bakanlığıdır. Ne yazık ki bu güç bu zamana kadar kullanılmamıştır, bundan sonra da kullanacağına dair herhangi bir çaba içinde gözlenmemektedir.
Sorumlular bilmelidir ki;
Şiddet gören ve vefat eden hekim ve sağlık çalışanlarının sorumluluğu, kamu iradesindedir. Ve inanıyoruz ki,
Dr. Ersin Arslan’ın elleri yakanızdadır, Dr. Kâmil Furtun’un elleri yakanızdadır, Dr. Aynur Dağdemir’in elleri yakanızdadır, Dr. Edip Kürklü’nün, Dr. Göksel Kalaycı’nın, Dr. Melike Erdem’in, Dr. Hüseyin Ağır’ın, Dr. Said Berilgen’in, Dr. Fikret Hacıosman’ın, Dr. Ekrem Karakaya’nın ve daha onlarca sağlık çalışanlarının elleri yakanızdadır.
Biliniz ki tüm kayıplarımızın adına, bizimde iki elimiz yakanızdadır. Sağlıkta şiddetin sona ermesi için vereceğimiz mücadeleyi sonuç alıncaya kadar sürdürmeye kararlıyız. 17 Nisan gününde Dr. Ersin Arslan’ı, yaşamını sağlıkta şiddet sonucu kaybeden tüm sağlık çalışanlarını saygıyla anıyor, herkes için, sağlıkta ve yaşamın tüm alanlarında şiddetin olmadığı bir gelecek diliyoruz” dedi.