Hatun Özdemir
1 Mayıs İşçinin, Emekçinin Dayanışma ve Mücadele günü olarak Samsun’da da büyük bir coşkuyla kutlandı. Samsun 1 Mayıs Tertip komitesi daha önceden planladıkları, sokaklarda, caddeler de Pazar yerlerinde merkez ilçeler ve diğer ilçelerde programlı ve disiplinli bir şekilde bildiriler dağıtılırken aynı zamanda da 1 Mayıs mitingine davet ettiler. Davetleri bu yıl misliyle karşılık bulduğunu söylemek mümkündür.
Yine önceden karar aldıkları gerekçesiyle miting öncesinde 1 Mayıs Tertip Komitesi olarak yaptırdıkları çelengi Onur Anıtına koyduktan sonra yürüyüşü başlatmak için kortejde ki yerlerini aldılar.
DİSK, TÜRKİŞ, KESK, TMMOB, TTB (SAMSUN TABİP ODASI) BİRLEŞİK KAMU-İŞ’ten oluşan komite diğer yapılarla cumhuriyet meydanına kadar yürüdüler.
Cumhuriyet meydanındaki platformu üzerinde toplanan Tertip Komitesi bileşenleri adına basın açıklamasını okuyan KESK dönem sözcüsü ve 1 Mayıs Tertip Komitesi başkanı Uğurcan Albak şöyle dedi.
“ Merhaba dostlar, işçiler, emekçiler, gençler, kadınlar, emekliler
Merhaba! İnsanca bir yaşam mücadelesinde tek sermayesi emeği olanlar,
Gelmiş geçmiş bütün değerleri yaratanlar; İnsanca yaşamın özgürlüğün barışın öznesi olanlar, Merhaba! Gelecek güzel günlerin filizlerini yüreklerinde, beyinlerinde taşıyanlar, Merhaba! Emek, insan ve doğa düşmanı düzene itiraz edenler, Umudun resmini çizmek için alanları renklendirenler merhaba, Biz bu ülkenin tüm değerlerini ve güzelliklerini üretenleriz. Biz işçileriz, kamu emekçileriyiz, mühendisleriz, mimarlarız, hekimleriz, işsizleriz, köylüyüz, çiftçiyiz, emeklileriz, gençleriz, kadınlarız. Biz güvencesiz ve esnek çalışmayla emeği sömürülen, erkek şiddetiyle yaşamdan koparılan kadınlarız. Bugün burada, KESK, TMMOB, TÜRK-İŞ, DİSK, TTB, BİRLEŞİK KAMU-İŞ, Meslek Odalarımız, Siyasi Partilerimiz, Derneklerimiz ve Sivil Toplum Örgütlerimiz ve Samsun Halkımız ile birlikte 1 Mayıs işçilerin emekçilerin uluslararası Birlik, Dayanışma ve Mücadele Günü'nde yan yana, omuz omuza durmanın onurunu yaşıyoruz. Selam olsun! Çocuklarına onurlu bir gelecek bırakmak için direnenlere bugün, sadece bir kutlama günü değil, aynı zamanda mücadele ve hesaplaşma günüdür. Uzun yıllardır süren ve son dönemde daha da şiddetlenen ekonomik kriz, emekçilerin omuzlarına yıkılmaya devam ediyor. Enflasyon rakamları gerçekleri yansıtmazken, temel tüketim maddelerine gelen zamlar, elektrik, doğalgaz ve kira artışları karşısında ücretler eriyor. Asgari ücret, açlık sınırının altında kalırken, milyonlarca emekçi geçim sıkıntısıyla boğuşuyor. Hayat pahalılığı, yoksulluk ve işsizlik toplumsal bir yara haline gelmiştir. Biz Emekçilerin kazanımları birer birer elimizden alınırken, sendikal örgütlenmenin önündeki engeller kaldırılmıyor. İş güvencesi ortadan kaldırılıyor, taşeronlaştırma yaygınlaşıyor, esnek ve güvencesiz çalışma biçimleri dayatılıyor. Günümüzde artarak devam eden faşizan baskılar, ülkemizdeki demokratik süreçlerin daha da daralmasına neden olmuştur. İfade özgürlüğü kısıtlanırken, hak arama mücadeleleri baskı altına alınmaktadır. Yerel seçimler sonrası ortaya çıkan siyasi tablo, halkın değişim talebinin açık bir göstergesidir. Ancak bu talep, iktidar tarafından görmezden gelinmektedir. Seçme ve seçilme hakkımızı halkın iradesine darbe yapılarak, kayyum atamaları devam etmektedir.”
Bugün hep birlikte haykırıyoruz:
Tertip Komitesi adına konuşmasına devam eden Uğurcan Albak;
“Emeğimiz, ekmeğimiz ve geleceğimiz için buradayız!
Bu ülkenin zenginliklerini üretenler bizleriz. Fabrikaları, şantiyeleri, hastaneleri, okulları, tüm üretimi ve kamu hizmetlerini ayakta tutanlar bizleriz. Bu ülkenin gerçek sahipleri bizleriz ve bizler olmadan çarklar dönmez! Son dönemde artan baskılara, antidemokratik uygulamalara, keyfi gözaltı ve tutuklamalara karşı da sesimizi yükseltiyoruz. Demokrasi olmadan emeğin haklarının korunamayacağını biliyoruz. Bu nedenle emek mücadelesi ile demokrasi mücadelesi bizim için ayrılmaz bir bütündür. Ülkemiz ve kendi gelecekleri için alanlara çıkan öğrenciler ve gençlerin taleplerini dikkate alın, tutuklu öğrencileri derhal serbest bırakın. Ülkenin geleceğini karartmayın. Savaş politikalarına, ülke içinde ve dışında yürütülen çatışmalara karşı barışı savunuyoruz. Kaynakların silahlanmaya değil, eğitime, sağlığa ve sosyal hizmetlere ayrılmasını talep ediyoruz. Doğanın ve çevrenin talan edilmesine, kentlerin rant uğruna betonlaştırılmasına karşı çıkıyoruz. Deprem ve doğal afet tehdidi karşısında halkı ölüme terk edenlere ve Kanal İstanbul gibi Doğayı felakete sürükleyen projelere karşı meydanlardayız.
Gerekli tedbirler alınmadığı için yangınlarda heyelanlarda maden göçüklerinde kaybettiğimiz canlar için sesimizi yükseltmeye devam edeceğiz.
Ülkemizde çocuk işçiliği de ciddi bir sorundur. 2024 yılı itibarıyla, 71 çocuk işçi hayatını kaybetmiştir. Bu sayı, son 12 yılın en yüksek çocuk işçi ölüm oranını temsil etmektedir. Bu acı tablo özellikle MESEM yüzünden okulda olması gereken 2 milyon çocuğun, güvencesiz çalışma koşullarında yaşam mücadelesi vermeye zorlandığını ortaya koymaktadır.
Kadın emekçilerin yaşadığı eşitsizlik ve ayrımcılık her geçen gün artarken, kadına yönelik şiddetin önlenmesi için gerekli adımlar atılmıyor. Genç işsizliği rekor düzeylere ulaşırken, gençlerimiz gelecek kaygısıyla ülkeyi terk ediyor” şeklinde konuştu.
Tertip Komitesi başkanı Albak, taleplerin şöyle sıraladı:
“Biz bugün burada;
• İnsanca yaşayacak bir ücret için,
• Hayat pahalılığına, yoksulluğa, işsizliğe, geleceksizliğe mahkum edilmemek için,
• İş güvencesi ve sendikal hakların genişletilmesi için,
• Taşeronlaştırmanın sona erdirilmesi için,
• KHK'lar ile ihraç edilen kamu emekçilerinin görevlerine iade edilmesi için,
• Vergi adaletinin sağlanması, az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alınması, servet vergisinin getirilmesi için,
• Özelleştirmelerin durdurulması, stratejik kamu varlıklarının yeniden kamulaştırılması için,
• Özel sektörde çalışan emekçilerin örgütlü mücadelesine saldırıların son bulması için,
• Bütün Toplu iş Sözleşmelerinde olduğu gibi şuan hali hazırda görüşülmekte olan kamu toplu iş sözleşmelerinin konfederasyonlarımızın teklifleri dikkate alınarak, herkese insan onuruna yakışan bir ücret verilmesi için,
• Demokratik hak ve özgürlüklerin genişletilmesi için,
• Tüm emeklilerin insanca yaşayacak ücret alması için bir aradayız.
Değerli yol arkadaşlarım,
1 Mayıs, sadece geçmişte verilen mücadeleleri anma günü değil, aynı zamanda geleceğimizi kurma günüdür. Bugün, tüm farklılıklarımızla birlikte, eşit, adil ve barış içinde yaşam için örgütlenme ve ortak taleplerimiz etrafında kenetlenme günüdür.
Bizler, bu ülkenin geleceğini emek eksenli, eşitlikçi, özgürlükçü ve demokratik, laik ve hukukun üstün olduğu bir Türkiye için mücadele ederek kuracağız. Bu mücadelede yan yana, omuz omuza durmaya devam edeceğiz.
Bu taleplerimizi emekçilerin omuz omuza birleşik mücadelesiyle başaracağız. Üreten biziz yönetende biz olacağız!”