Tarih: 15.03.2022 22:28

SAMSUNLU HEKİMLER; HALKIMIZIN DESTEĞİ BİZE MÜCADELE GÜCÜ VERİYOR…

Facebook Twitter Linked-in

Mehmet Rebii Özdemir 

Samsun tabip Odası başkanı, genel sekreteri, KESK Eş Genel Başkanı Lami Özgen, Hekimbir, Hekimsen ve Tabipsen’in bir arada olduğu basın açıklaması OMÜ Tıp Fakültesi önünde kamuoyuna Genel Sekreter Dr. Alper Aktaş tarafından okundu. “Değerli kamuoyu ve meslektaşlarım, bildiğiniz üzere uzun zamandır sesimizi duyurmaya çalışıyoruz.

Tükeniyoruz dedik…

Alkış aldık…

Akla mantığa uyduramadık…

Ölüyoruz dedik…

Covid 19 dan öldüğünüzü ispat edin dediler…

Geçinemiyoruz dedik…

Açgözlüsünüz dediler…

Doktorlar gitmek zorunda kalıyor dedik…

Giderlerse gitsin dediler…

Söyledik, anlamadılar…

Haykırdık, duymadılar…

Bağırdık, kulaklarını tıkadılar…

Az gittik, görmediler…

Uz gittik, sormadılar…

Nihayetinde haklarımız için sürdürdüğümüz mücadelede, BÜYÜK G(ö)REV’in ikinci gününe geldik…

Oysa ne çok istedik, 14 Mart sadece adıyla değil, sanıyla da bayram olsun” diye konuştu.

 EMEĞİMİZİ SERMAYENİN EMRİNE PEŞKEŞ ÇEKTİRMEYİZ!

“Sağlık Bakanı lütfetmişler, bizlere bayram mektubu göndermişler… Nasıl bayram mektubuysa artık; “haklarımız, taleplerimiz konusunda geliştireceğimiz dilin, tutumdaki üslubun mesleğin doğasıyla örtüşmesi gerekir.”, demiş. Haklarımızı nasıl talep etmemiz gerektiğini söyleyivermiş kendince. Hastalarımızı ihmal ettiğimizi ima etmiş, sesimizi duyurma üslubumuzu belli ki beğenmemiş.

İşittik…

Dün verilen bazı sözleri

Şüphemiz 14 Mart popülizmi mi acaba.

Sağlıkta şiddet yasasında.

Aralık ayındaki özlük haklarımız konusunda

İzledik hep birlikte

Gördük ne olduğunu.

Laf-ı güzaf…

Gemiler peynirle yürüse atmosfer samimi olsa keşke.

Her şeye rağmen belirtmeliyiz ki ihtiyatlı tutumumuz baki…

Başka ne yapacaktık ki

Ne yapmalıydık?

Emeğimizi sermayenin emrine peşkeş mi çekecektik? diye soran Samsun Tabip Odası genel sekreteri Dr. Aktaş, meslektaşlarının yaşadıkları sıkıntıları anlatmaya şöyle devam etti.

“Yurttaşlarımızı müşteri, hastanelerimizi fabrika, hekimleri tezgâhtar olarak mı görecektik?

Her beş dakikada bir muayene ile vatandaşlarımızı, liderinizin ifadesiyle kelle olarak mı görmeliydik?

Kurduğunuz sağlık sisteminin aksaklıklarının günah keçisi olmaya devam mı etmeliydik?

Her şiddete uğradığımızda diğer yanağımızı mı çevirmeliydik?

Elbette hayır!

Tıbbiyeliler her zaman mücadelenin tam ortasında olmuştur.

Mesela özgürlük adına işgal direnişinin tam ortasında, karanlığa karşı mum olup ateş gibi yanmanın bizzat içinde, ölüme karşı yaşamın tarafında, esarete karşı özgürlüğün safında yer almıştır tıbbiyeliler…

Evet, 14 Mart isyana işaret eder, biz de direncimizi, birlikte yürüdüğümüz yol arkadaşlarımızı alıp yanımıza, bu bayramı isyanımıza boyayacağız. Karanlığa karşı önlüğümüzün beyazına sahip çıktığımız Beyaz Yürüyüşümüzden Forumumuza, Beyaz G(ö)REV’lerimizden, Beyaz Nöbetlere yan yana durduğumuz her yerde; şiddete, bizi değersizleştirmeye çalışanlara inat değerimizi bilerek, düşmanlaştıranlara inat hep birlikte, bölenlere inat sağlığın üretiminden gelen gücümüzün dayanışmasıyla el ele! Köle olmayı reddediyoruz, hekimlik değerlerimize sahip çıkıyor, “Buradaydık, Buradayız, Burada Kalacağız” diyerek 14-15 Mart’ta Büyük G(ö)REV’in ikinci gününde Melih Cevdet Anday’ın umuduyla sesleniyoruz.

Yetsin demir çağının beyliği

Yeni bir gün başlıyor demek

Yeryüzünde korkusuz yaşamak

Haklarımız için isyanımız kutlu olsun, 14 Martların boyun eğmez isyanıyla her birinizi dayanışmayla selamlıyorum” dedi.

 

 

 




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —