Samsun’un Canik ilçesinde Derbent mahallesi sakinleri evlerine ulaşabilmek için 170 merdiven kat ederek yorgun argın varıyorlar.
MEHMET REBİİ ÖZDEMİR
Samsun’un Canik ilçesinde Derbent mahallesi sakinleri evlerine ulaşabilmek için 170 merdiven kat ederek yorgun argın varıyorlar. Geçen hafta Samsun’u vuran selden Canik ilçesinin Derbent mahallesi sakinleri de merdivenleri göçtüğü için evlerine ulaşamayarak nasibini aldılar.
Geçen haftalarda Samsun’da büyük zararlar gören yerlerden birisi de Canik ilçesiydi. Canik ilçesinde sanayi sitesinin dışında zararın en büyüğünü gören yerlerden birisi Derbent mahallesinde 170 merdiven çıkarak evlerine ulaşan yurttaşlar kan ağlıyorlar. Hastası olduğunda ambulans çıkmayan ilçeden evlerine çıkarken 2 kilodan fazla yük taşıyamayan yurttaşların mağduriyetini kimse dile getirmediği için Canik İYİ parti ilçe başkanı Saydam Bayram, mahalle sakinlerinin seslerini duyurmak için basın mensuplarıyla mahallede evlerinde mahsur kalan yurttaşlarla konuşmaya gittiler. İYİ parti ilçesi başkanının bu mahalleyi basın mensuplarıyla ziyaret edeceğini duyan AKP’li Canik belediyesi selden bu yana girmedikleri mahallede sıkı bir çalışma yapmaya başladıklarını iddia ettiler.
Samsun’da görev yapan gazeteciler Canik ilçesi İYİ parti ilçe başkanı Saydam Bayram’ın davetlisi olarak uzun atlamalar yaparak göçen merdiven basamaklarından güç bela selden dolayı mahsur kalan u-yurttaşların bulunduğu evlere ve mahalle camisine ulaşılabildi.
30 YILDIR BEN EVİME KARPUZ GÖTÜREMİYORUM!
Mahalle sakinlerinden Ali Kemal Kol, her gün evlerine çıktıkları 170 basamağın iki yerden sel sularıyla yıkılmasını ve evlerine ulaşamamalarını şu ifadelerle anlattı.
“Buraya gelen adam 170 tane merdiven çıkacak. Sadece şuradan, buranın dolmuşu yok bu mahallenin. Bu mahallede dolmuş yok. Buraya gelen adam, önce aşağıda Kirazlık arabasına binecek, toprak kayması oldu. Şu evi bastı, bu evin temelleri, alttaki evin altına gidin bakın orası hep yıkılmış. Yukarından aşağıya geliyor, cenazemiz oldu ambulans gelmedi bize, gelemedi. Cenazemizi biz aşağıda yoldan kaldırıyoruz. Buraya cenaze gelmiyor, bu mahallede başka hiçbir şey yok. Yangın çıktığında itfaiye yok. Bakın şu evin sahibine felç vurdu. Ambulans çağırdık, ambulans buraya geldi, doktorlar biz dediler bunu buradan aşağıya indiremeyiz dediler. Risk alamayız, burada düşer sedyeden dediler adamı bıraktılar gittiler. Siz dediler aşağıya indirin biz alalım öyle gidelim dediler. Adamı buradan köylüler indirdi, bu mahallenin milleti toplandı adamı ambulansa koyup hastaneye getirdiler. Ben burada 30 yıldan beri oturuyorum. Ben belediye başkanının yanına en son gittim, bana dediği kelime 3 sene önce içinde burayı sizden alacaklar, siz burayı boşaltın satın. Ben buraya 13 trilyon para ayırmışım, şu mahallenin 17 metre genişliğinde yol vuracağım dedi ben oraya. 17 metre yolu ne edecek bu mahalle. Bu aşağıdaki gitsinler ölçsünler 17 metre var mı genişliği. Daire başı 100 bin lira biçmişler buraya, her daireye 100 bin lira, TOKİ’den ev verecekler, dedim ki TOKİ’nin evi kaç lira? 1 milyon 500 bin lira, 1 milyon 400 bini ben nereden vereceğim size? Ona diyorum ki bakın şu arsa benimdir. Şuradan diyorum bir yol, ben senden bir kuruş istemiyorum. Arsayı sana veriyorum. Şurası benim arsam, bir kuruş para istemiyorum senden! Burada herkesin tapusu var. Benim burası bir tapu, şurası bir tapudur. Bizim başkanımızda teknoloji çağı yok. Canik belediyesinde yok” şeklinde konuştu.
BİZE ÇAPUTÇU DEDİLER!
Selden zarar görenlerden biri olan Emine Şimşek’te şunları söyledi.
“İsterim ki yolumuzu yaptırılması. Bakın ta oradan beri insan pazara gidiyor, bir şeyler götürüyor, elde çekecek çekecek gel. Biz yol istiyoruz. Diyeyim de bak hangi partiden olduğunuzu bilmiyorum. Yolumuzu yapan oyumuzu, bu mahallenin oyunu alacak. Ben bunu söylüyorum. Bizim buradan su gelmiyordu. Belediye yukarıdan yol yaptı, suyu çevirdi buraya, ne imiş burayı bedava alacak. Senin de bir canın var, ötekilerinde bir canı var. Bu bir can, sende 9 aylık bende 9 aylık, al alabiliyorsan, suya da girerim, sele de giderim yine yerimi vermem. Burayı almaya geçtiler. Hani çaputçular oturacağına burayı alacak öyle koymuş adını çaputçu. Aşağı yukarı 50 yıldır burada oturuyorum. Geçtik, şu evleri hep sırtımızda taşıdık. Şimdi yol istiyoruz. Yukarıya yol yapılana kadar su akmıyordu. Aşağı yapıyorlar, herhalde başlamışlar. Oraya gelirse var ya başkan geri gidecek onu ben bilmiyorum. Ona ne laflar söyleyeceğim” diye konuştu.
UYUR KALIRIM DİYE İLAÇLARIMI BİLE İÇMEDİM
Selden dolayı inekleri zarar gören Derbent mahallesi sakini Safinaz Kasap’ta şöyle dedi.
“Yolumuz yok, izimiz yok, işte görüyorsunuz halimizi. Yukarıdan su geliyor sabaha kadar kazma elimde, görüyorsunuz. Kazma alimizde sabaha kadar uğraşıyoruz. Uyur kalırım diye gece ilaçlarımı bile içmedim. Yolumuz yok, bu hayvanların yiyecekleri bizim sırtımızda geliyor. Odunumuz, sırtımızdan geçiyor. Biz yol istiyoruz. Bize kim yol verirse, elimizden geleni bizde ederiz. Gördünüz merdivenler göçtü, hiç gidecek yolumuz var mı? Bizim çok zor durumumuz var. Bizi dünya duysun. Eşim felç hastası, her şey benim sırtımda. Yol istiyoruz. Buraya bakmalarını istiyoruz. Ne isteyelim daha görüyorsunuz 50 senedir buradayız. Yolumuz gelsin” şeklinde ifadelerde bulundu.
Basın mensuplarıyla Derbent mahallesinde halkı dinlemeye gelen ve ziyaret sonrasında İYİ Parti Canik ilçe başkanı Saydam Bayram, basın mensuplarına gördüklerini ve izlenimleri şöyle anlattı.
“İstedim ki hepiniz gelin gözlerinizle görün. Burası gerçekten anlatılacak değil yaşanılacak ve insanların dertlerini dinlediğiniz zaman, içselleştirip yazacağınız bir bölge. İlk geldiğimiz zaman ben kendi adıma utandım. 10 aylık ilçe başkanıyım, ben buraya nasıl gelmedim. Geldim ama başka mesafelere geldim. Burada bu eziyeti nasıl görmedim, niye bana bunu birileri söylemedi diye inanın kendimden utandım. Ben muhalif bir ilçe başkanı olarak, utanmışken belediye başkanı bu hükümeti kaç yıldır, bakın bu insanlar 50 yıl önce gelmişler, 50 yıldır bu eziyeti yaşıyorlar burada. Ve hiç kimse el atmamış bu insanların mağduriyetine. İnsanları dinliyorsunuz, kanser olanı var, diyalizde olanı var, yol görüyorsunuz bir yol yapılmış, yukarıya çıkmanız eziyet, aşağıya inmeniz bir başka eziyet. Büyük büyük selden rögarlar açılmış, kanallar açılmış, insanlar hayvanlarını nasıl koruyacaklarını bilememişler. Her yağmur yağdığında yukarıda geçen yıl yapılan yoldan dolayı. Gelen yağmurdan dolayı her yağmurda biz sabaha kadar tetikte bekliyoruz diyor, biraz önce bir yaşlı teyzemiz ne dedi? İlaçlarımı içmiyorum ki uyuya kalırım diye. Hayvanlarım gider korkusuyla sabaha kadar oturuyormuş. Böyle bir dönemde bu asırda şunu yaşamak inanın gerçekten korkunç. Ben bu Canik’in makus kaderinin 2012’de başladığını düşünüyorum. O ölen o kapıcı dairesinde ölen, insanlarla dere yatağına yapılan evlerle, TOKİ’de ki evlerle başladı bu süreç, o dönemin DSİ müdürü, Yusuf Ziyası, Osman Genç’i hepsi aklandı. Ölenlere olan oldu, kalan mağdurlar aynen devam ediyor. O dönemden hala o selden mağdur olan bölgede insanlar var. Evlerinden hala mahkemelik hiçbir sonuç alamamışlar. Geliyorlar, ama elimizden bir şey gelmiyor. Yaşanılanları raporlamışlar, mahkeme sonuçlarını gösteriyorlar, inanın hiçbir şey yapamıyoruz. Avukatlara soruyoruz, soruşturuyoruz, diyorlar ki Kaymakam’a kadar insanlar gidiyorlar, hiçbir şey yok, size para falan yok diyorlar. Hiçbir hizmet alamıyorlar inanın. Evlerinin ortasından yağmur seller geçmiş, evlerinde o şekilde yaşamak zorunda insanlar, size diyorum ki, Canik’in öyle yerleri var ki, görmeniz lazım. Canik, yıllardır kaderine terk edilmiş, vaziyette bırakılmış. Buranın insanını sizde dinlediniz, ne kadar doğru bilmiyorum, o vatandaşı araştırıyorum, daha net bilgi elime geçmedi. Vatandaşın dediği burası villalar yapılacak, bu denize nazır villalarda zenginlere satılacak, bu yüzden bize hizmet getirilmediğini iddiası var. İnşallah öyle değildir diye düşünüyorum. Bugün basının burada olacağını duydu belediye, 3 ayrı yerde sizde gördünüz çalışmalar başlatmışlar. Ama bunun hepsi göstermelik bir çalışma. Farkındaysanız ciddi olarak yapılan hiçbir şey yok. Yine büyük bir yağmurda yine aynı eziyetler çekilecek. İnsanların en kötüsü, 165 basamakla evlerine gitmesi ne demek? Yol yok, duydunuz değil mi biraz önce beyefendi ben diyor, 30 yıldır bir karpuzu evime almadım diyor. Taşınamaz mümkün değil. İnsanlar kendilerini taşımakta zorlanırken, ellerinde bir ekmek götürmekte bile gerçekten zorlanırlar. O yüzden ben, bakın her cumartesi bunu özellikle duyurmak istiyorum. Buraya Samsun’dan gelen vatandaşları ilçemizden buraya tur düzenleyeceğim. Samsun’u Samsunlu burada gelsin tanısın diye. Gerçekten burayı görmeyen kimse ben Samsunluyum demesin. Burada yaşasın, buranın rezilliğini görmesi lazım ki, en azından oy verirken, belki eli titrer, belki acabası olur, belki vermez. Yerel seçimler var önümüzde, bu yerel seçimler de artık vicdanınızı elinize koyun, bana olmuyor demeyin, bakın insanları, yarın kime ne olacağının hiçbir garantisi yok bu ülkede, hele de Canik’te yaşıyorsanız, canınızı evinize sağlam götürebiliyorsanız şükreder durumdayız. Gerçekten çok kötü durum. Partimizi su bastı, sanayiyi gezdik insanların mağduriyeti, korkunç, bir öncekinden her seferinde daha da kötü” dedi.