Röportajı Hazırlayan;
Mehmet Rebii Özdemir / Yeni Soluk
Prof.Dr. Elif Dağlı: 2017 yılında ABD’de vergiden muaf, özel, bağımsız olduğunu iddia eden bir vakıf kuruldu. Vakfın kuruluş amacı tütün kullanımının ve sigara ilişkili ölümlerin azaltılması görünüyordu. Başına da daha önce Dünya Sağlık Örgütünde bu konuda çalışmış bir uzman getirildi. Ama vakfın tek geliri büyük bir tütün firmasından geliyordu. Bu tütün devi vakfa 2018 yılından itibaren 12 yıl boyunca her yıl 80 milyon dolar ödemeye söz vermişti.
Prof.Dr. Elif Dağlı: Vakfın amacı zarar azaltma, sigara yerine daha az zararlı ürünlerin kullanılmasını sağlamaktı. Bir süre sonra büyük tütün firmaları da sigara işini bitireceklerini ve yeni nesil ürünlere geçeceklerini açıkladılar. Tütün firması ile kamunun ve sivil toplumun ilişkisi bizim de kanunumuz olan Tütün Kontrolü Çerçeve Sözleşmesi ile yasaklanmıştır. Araya konan vakıf bu gerçeği değiştirmez.
Prof.Dr. Elif Dağlı: Tek gelirini tütün firmasından elde eden vakfın nasıl “bağımsız” olacağını ve nasıl tütünle mücadele edeceğini merak ediliyordu. İki bağımsız inceleme sonrası vakfın bağımsız olamayacağı anlaşıldı.
Prof.Dr. Elif Dağlı: Endüstrinin, geçmişte olduğu gibi, yüksek kârlılığını sürdürmek dışında başka hiçbir amacı bulunmamaktadır. E-sigara ile ısıtılan tütün ürünü pazarlamasının altında, küresel sigara piyasasının küçülme trendine girmesi ve tütün kontrolü önlemlerinin etkisiyle, sigaradan uzak durma eğilimlerinin artması bulunmaktadır. Endüstri, bu trendleri tersine çevirmek için, yıpranan itibarını onarmak, tütün kullanımını yeniden normalleştirmek, hükümetleri zarar azaltımı stratejine ikna etmek ve bundan sonra siyasi süreçlere dahil olmak üzere, tarihinin en kapsamlı ve yüksek maliyetli lobicilik girişimini başlatmıştır.
Prof.Dr. Elif Dağlı: SSUK 1995 yılında tütün kontrolü konusunda çalışan sivil toplum ve kamu kurumlarının çalışmalarını koordine etmek üzere bir araya gelmesi ile kurulmuş gönüllü birlikteliktir. Kuruluşundan sonraki yıllarda Dünya Sağlık Örgütünün önerisi ile sivil toplum kuruluşları dışındaki kurumlar gözlemci mahiyette bulunmaktadır.
Prof.Dr. Elif Dağlı: Tütün ürünlerinin reklamlarının yasaklanmasını sağlayan 4207 sayılı Kanun taslağının desteklenmesi ve toplumsal kabulünün sağlanması ilk çalışması olmuştur. Daha sonra kapalı alanlarda tütün ürünlerinin kullanımının yasaklanması için Türk Toraks Derneğinin dönem başkanlığı sırasında etkin bir savunuculuk kampanyası sürdürmüştür. Ayrıca çeşitli eğitim ve medya çalışmaları sürdürmektedir. Sağlık meslek örgütleri ile birlikte yapılan çalışmalar, uzmanlık dernekleri ile yapılan çalışmalar, toplumda farkındalık çalışmaları, bilimsel bilgi üretimi, ulusal ve uluslararası alanda yapılan diğer çalışmalar arasındadır.
Prof.Dr. Elif Dağlı: Ülkemizde ruhsatlı bir ürün değildir. Kaçak olarak e-ticaret aracığıyla ve bazı dükkanlarda satılmaktadır. Neden kontrol edilmediği anlaşılmamıştır.
Prof.Dr. Elif Dağlı: Tütün şirketleri tarafından “yeni” nesil olarak tanımlanan elektronik sigara ve ısıtılmış tütün ürünleri, nikotin dışında pek çok zararlı kimyasal madde ihtiva ederler. Yapılan araştırmalarda farklı kimyasal bileşik tanımlanmıştır. Söz konusu kimyasal maddelerin hemen tümünün çeşitli toksik etkilere yol açtığı bugün itibariyle bilinmektedir.
Tütün endüstrisi riski azaltıldığı iddia edilen nikotin ürünlerini sigara bırakma yöntemi olarak pazarlamaya çalışmaktadır. Diğer taraftan da sigara kullanmayan ergen ve gençlere sosyal medya aracılığıyla bu ürünlerin reklamını yapmaktadır. Tütün endüstrisi kanıta dayalı bilimsel sigara bırakma yöntemlerini “bırak veya öl” sloganı ile karalayarak, elektronik nikotin ve tütün ürünleri ile sigara bırakılacağını savunmaktadır.
Dünya Sağlık Örgütü yeni nesil tütün ve nikotin ürünleri veya zararı azaltılmış ürünlerinin toplum temelli bırakma yöntemi olarak kullanılamayacağını açıklamıştır. Zararı azaltıldığı iddia edilen ürünler sigara bırakma tedavisi için kullanılamaz.
Prof.Dr. Elif Dağlı: Tütün ve nikotin içerdiği için bağımlılık yapıcıdır. Az zararlı olduğu iddiası endüstriye aittir.
Prof.Dr. Dilek Aslan: Tütün kullanımı erken ölümlerin önde gelen önlenebilir nedenleri arasındadır. Tütün, kullanıcılarının yarısını öldürmektedir. Tütün her yıl 8 milyondan fazla insanın ölümüne neden olmaktadır. Bu ölümlerin 7 milyondan fazlası doğrudan tütün kullanımına bağlı ve yaklaşık 1,2 milyonu ise sigara içmeyenlerin dumana maruz kalmalarına bağlı meydana gelmektedir. Dünyadaki 1,3 milyar tütün kullanıcısının %80'inden fazlası düşük ve orta gelirli ülkelerde yaşamaktadır.
Prof.Dr. Dilek Aslan: Tütün ürünleri ne yazık ki çeşitlidir. Sigara dünyada ve ülkemizde en sık kullanılan tütün ürünü olmakla birlikte, nargile, elektronik sigara, ısıtılmış ürünler gibi farklı tütün ürünleri de mevcuttur. IQOS, ısıtılmış bir tütün ürünüdür. Bu ürünlerin sigaradan daha az zararlı olduğuna ve tütünün bırakılmasını sağladığına dair bilimsel kanıtlar bulunmamaktadır. IQOS, bir tütün ürünüdür ve tütün endüstrisinin bir taktiğidir.
Prof.Dr. Dilek Aslan: Endüstri pandemi sürecini sicilini aklamak için kullanmıştır. Pandeminin ilk aylarında 62 pazarda 32milyon ABD doları bağış yapmıştır. Çek Cumhuriyetine ventilator, Brezilya, Endonezya, Hollanda, Filipinler’e el dezenfektanı dağıtımı, Hindistan tütün firması Kerala hükümeti ile birlikte el yıkama kampanyası yapmıştır. Bir çok ülkede bağışlar aracılığıyla ülke yönetimlerine yanaşmış, IQOS ve e-sigara ruhsatı almak üzere gayret göstermiş bazı ülkelerde başarılı olmuştur. Tütün endüstrisi bilime müdahalesi ile tütün kullanımının Covid-19’an iyi geldiği yanlış savını yaymıştır. Solunum cihazları pazarlayan bir firma ve Covid aşısı üreten başka bir firma ile ortak olmuştur. Bu şekilde tıp dünyasında söz hakkı edinmeye çalışmaktadır. Endüstri, pandemide özellikle kapanma dönemlerinde evlerde tütün kullanılabileceğine dair reklamlar yapmayı sürdürmüştür. Bu durum, tütün kullanımı ile hastalık ve ölüm riski artan COVID-19’un daha da ciddi sonuçlar doğurmasına olanak tanımıştır. Endüstrinin bu dönemde “sosyal sorumluluk” adı altında etkinlikler yaptığı belirtilmektedir.
Prof.Dr. Dilek Aslan: Biz bu soruyu “tütün endüstrisinin öncelikli hedef grupları” olarak anlıyoruz. Ne yazık ki var. Çocuklar, gençler, kadınlar sorunuza yanıt olarak verilebilir. Üstelik bu gruplar çok uzun yıllardan bu yana öncelikli hedefler arasındadır. Bununla birlikte, dönemlere göre “ayrıcalık” değişebilir. Tütün endüstrisi özellikle kırılgan grupları hedef alır. Bir yılda ölümüne neden oldukları 8 milyon kişi yerine çocuk ve gençlerden yeni müşteri kazanmak isterler. Kadınlardan henüz istedikleri kadar müşteri elde edemediklerinden her ülkenin kültürüne uygun kadın kampanyaları yaparlar. Amerika Birleşik Devletleri’nde mentol sigaralarını özellikle siyahlara yönelik olarak pazarlamışlardır. Zencilerin %75’ini mentollü sigarayı tercih etmesi üzerine konu insan hakları ihlali olarak gündeme gelmiştir.
Prof.Dr. Dilek Aslan: Tütün kullanımı ile mücadelede sağlık çalışanlarının sorumluluğu önemlidir, ancak, “bütün politikalarda sağlık” yaklaşımı gereği farklı bileşen sorumlulukları da bulunmaktadır. Tütün ile mücadele bir kamusal sorumluluktur